Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1143 E. 2022/1529 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1143 Esas – 2022/1529
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1143 Esas
KARAR NO : 2022/1529

HAKİM : …
KATİP :…
DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ :…
DAVALILAR : 2- …
3-…
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/10/2021 tarihinde davacının …plaka sayılı aracına davalı …’ın kullandığı maliki… olan…plaka sayılı aracın arkadan çarptığını, kaza sonrası tutanak tutulduğunu, davalının tam/asli kusurunu kabul ettiğini, davacının aracında değer kaybının oluştuğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL değer kaybından kaynaklı alacağın kaza tarihi 21/10/2021 ‘den itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davada şirketin yargı çevresinde bulunan …l Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının müvekkiline başvurmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini,kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, dosyanın yetki yönünden reddini, davanın reddini talep etmiştir.
…yazı cevabında… numaralı sigorta poliçesini gönderdiği, kaza neticesinde davadan önce şirketlerine herhangi bir başvuruda bulunulmadığı, …numaralı değer kaybı dosyası açıldığı, davadan önce şirketlerine başvuruda bulunulmadığından hasar dosyasında herhangi bir ödeme ve evrak bulunmadığını belirtmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi … plaka hasar bilgisi, kasko sigortası hasar bilgisi, ekspertiz rapor bilgisi, kaza tespit tutanağı bilgisini göndermiştir.
Mahkememizce 22/04/2022 tarihinde yapılan keşifte dava konusu … plaka sayılı aracın…marka araç olduğu gözlemlenmiştir.
Makine Mühendisi … raporunda özetle…plakalı araçta meydana gelen ortalama değer kaybının aracın hasarsız piyasa rayiç bedeli olan 226.265,00-TL ‘den hasarlı piyasa rayiç değeri olan 217.215,00-TL’nin çıkarılması sonucu elde edilen 9.050,00-TL olarak hesaplanır. Dava konusu aracın 15.000 km’de bir yaşında ve geçmişinde herhangi bir kazasının olmadığı göz önüne alındığında takdir edilen değer kaybının 10.000,00-TL olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; toplam 9.000,00-TL (sigorta şirketi teminat limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) arttırdıkları miktarı maddi tazminat açısından olay tarihi 21/10/2021’den itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasını talep etmiştir.
Olaya İlişkin Yasal Düzenlemeler ve Yargı İçtihatları Değerlendirilecek Olursa;
1-Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür. (TBK madde 49, 50, 51)
2-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
3-Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi ile İkinci Cümlesinde Yer Alan “…ve genel şartlarda…” İbaresinin Anayasaya aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu değer kaybı tazminatı öncelikle Karayolları Trafik Kanununun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanununun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu kanunlarda açıkça düzenlenmiş hususlarda genel şartlar ile kanunun kapsamını daraltan yada genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel Şartlar TTK’nın 1425 ve Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile genel şartların hükümleri uygulanacaktır. Anayasa mahkemesinin iptal kararı derdest olan eldeki davada da uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; değer kaybının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanmasının yasal dayanağı kalmamış olup, gerçek zarar ilkesi gereğince değer kaybının, kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre, aracın kazadan önceki değeri ile onarım sonrası değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekir. (Sakarya BAM 3. HD 2021/1231 esas- 2022/757 karar,benzer yönde Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli, YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2016/17525 esas- 2017/9448 kararları)
4-Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Dairemiz’in yerleşik uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği açıktır. ( YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/2627 esas 2021/2241 karar)
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
5-21.10.2021 tarihinde, dosya içinde bulunan … numaralı sigorta poliçesine göre davalı şirket nezdinde sigortalı olan, davalı…’ın maliki olduğu, davalı… sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının maliki olduğu, yine davacı sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaza yaptıkları, kazaya ilişkin tarafflarca 21.10.2021 tarihli kaza tespit tutanağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
6-Dosyaya gelen 29.03.2022 tarihli davalı sigorta yazı cevabına göre; davacı tarafın, davadan önce sigortaya başvuru şartını yerine getirmediğinin bildirildiği, az yukarıda, 4 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; davadan önce sigorta şirketine başvurunun 2918 sayılı yasanın 97.maddesine göre dava şartı olduğu, bu dava şartının eksik olduğunun dava sırasında anlaşılmış olması durumunda 6100 sayılı HMK’nın HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu göz önüne alınarak (YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2021/2627 esas 2021/2241 karar) davacı tarafından davanın açılmasından sonra; 23.04.2022 tarihli başvurusu ile eksik olan dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
7-Dosyaya taraflarca bildirilen ve delil mahiyetinde sunulan belgelere göre; Davacı sevk ve idaresindek…plakalı aracı seyir halinde iken, arkadan davacıyı takiben gelen, davalı sürücü… sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımları ile davacının aracının arka kısımlarına çarptığı, davalı sürücünün davacıyı güvenli mesafeden takip etmeyerek ve arkadan çarparak kazaya sebep olduğu, bu şekilde davalı sürücü …’ın … sayılı yasanın 56/1-c maddesinde düzenlenen “Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” kuralını ve aynı yasanın 84/1-d maddesindeki asli kusur hallerinden “d) Arkadan çarpma” kuralını ihlal ettiği, davacının olayda herhangi bir kusurlu hareketi bulunmadığı anlaşılmış, tam kusurun sigortalı araç olan …….plakalı araç sürücüsü …’da olduğu kanaatine varılmış, olayın oluşumu ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5539 esas 2021/128 karar sayılı ilamı nazara alındığında kusur raporu alınmadan mahkememizce de kusur oranının belirlenebileceğinden bilirkişiden ayrı bir kusur raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
8-Davalı sigorta şirketinin, sürücünün eyleminden 2918 sayılı yasanın 91vd maddelerine göre ZMMS sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu, diğer davalı malik …’ın ise 2918 sayılı yasanın 85.maddesine göre sürücünün eyleminden sorumlu olduğu, dosyaya sunulan poliçeye göre, kaza tarihinde davalı sigorta şirketinin sigortacı olduğu, maddi hasarlı kazadan dolayı sorumluluğunun 43.000,00 TL olduğu ve kazaya ilişkin bir ödeme de olmadığı anlaşılmıştır.
9-3 nolu paragrafta detaylandırıldığı üzere; Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararından sonra değer kaybının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanmasının yasal dayanağı kalmamış olup, gerçek zarar ilkesi gereğince değer kaybının, kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre, aracın kazadan önceki değeri ile onarım sonrası değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiğinden ve davacının hasar bedeli talebi de bulunduğundan anılan hususların hesaplanması için dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 29.04.2022 tarihli rapora göre; 21.10.2021 tarihli kaza nedeniyle davacının aracında değer düşüklüğüne etki eden ve zarar gören yerlerin; değişen kaporta aksamının sağ arka kapı sacı olduğu, onarılan ve boyana kaporta aksamının ise sağ ön kapı ve sağ ön çamurluk olduğu, aracın 2019 model ve 15791 KM olduğu, aynı nitelikteki araçların kaza tarihindeki değerinin ortalama olarak 226.265,00 TL olduğu, hasarlı araç bedellerinin ise 217.215,00 TL olduğu aradaki farkın 9.050,00 TL olduğu, bildirilmiş, Bilirkişi tarafından bulunan bu değerden daha sonra aracın düşük kilometreli oluşu, daha önce başka kazaya karışmaması ve aracın yaşı gerekçe gösterilerek bulunan değere ekleme yapılmış ise de, yukarıda 3 nolu paragraftaki ilkelere göre yapılan bu mahsubun yerinde olmadığı, aracın rayiç değeri hesaplanırken bu hususların göz önünde bulundurulduğu nazara alınarak yapılan bu ikinci artırım işleminin yerinde olmadığı, dolayısıyla davacının aracında oluşan değer kaybının 9.050,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
11- Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının 21.10.2021 tarihinde meydana gelen kazada, kusurlu bir eyleminin bulunmadığı, davalı sürücünün asli kusurlu olduğu, ZMMS olan davalı sigortanın 2918 sayılı yasanın 91 vd maddeleri gereği ve 6098 sayılı yasanın 49 vd maddeleri gereği, davalı sürücü…ın 6098 sayılı yasanın 49 vd maddeleri gereği, ve davalı malik …’ın 6098 sayılı yasanın 49 vd maddeleri ve 2918 sayılı yasanın 85.maddesi gereği ortaya çıkan zarardan sorumlu oldukları, davacının 9.050.,00 TL değer kaybı zararının olduğu, anılan zararın poliçe sınırları içinde kaldığı, hasar dosyasındaki evraklara göre davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, değer kaybı yönünden davacının talebinin 10.000,00 TL ile olduğu anlaşılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
12- Her ne kadar davalı taraf mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de, davacının ikametgahının Sakarya ili sınırları içinde olduğu, zararın meydana geldiği ve gelme ihtimalinin Sakarya’da olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 16.maddesi gereği mahkememizin yetkili olduğu anlaşılarak bu itirazı yerinde görülmemiştir.
13- Sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinin 2918 sayılı KTK 99 maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan tutarları hak sahibine ödemek zorunda olduklarından, ancak davadan önce başvuru bulunmadığından ve temerrütün dava ile olduğu anlaşıldığından, davalı sigorta şirketi yönünden faiz dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 6098 sayılı yasanın 117.maddesi gereği haksız fiil tarihi olan 21.10.2021 tarihinden itibaren başlatılmış, araçların hususi araç oldukları anlaşıldığından yasal faiz uygulanması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
9.050,00-TL değer kaybından kaynaklanan zararın davalı …A.Ş. Yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte , diğer davalılardan 21/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 618,20-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL harç ve 170,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 229,30-TL düşüldükten sonra bakiye 388,90-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin harç, 170,00-TL ıslah harcı ve 8,50-TL vekalet harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.077,50-TL yargılama gideri ve 571,90-TL keşif harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ‘nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre 9.050,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı …A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım sebebiyle A.A.Ü.T göre hesaplanan 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır