Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1140 E. 2022/1378 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1140 Esas – 2022/1378
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1140 Esas
KARAR NO : 2022/1378 Karar

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından davacıya başvurularak iki adet … … markalı aracın lokma yapım ve dağıtım amaçlı satış aracı şeklinde özelleştirilmesi ve düzenlenmesi için sipariş verildiğini, taraflarca sözlü mutabakata varıldığını, davacı tarafından ilgili araçların teslim alındığını, araçların içerisinin davalı şirketin talebi doğrultusunda düzenlendiğini, araçlar teslime hazır hale getirildiği halde davalı tarafça araçların teslim alınmadığını, bunun üzerine davalı şirkete …. Noterliği tarafından keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalıya 11/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini fakat davalı şirketin araçları teslim almadığını ve borcu ödemediğini beyan etmiştir. Davacı şirketin iki adet … … marka aracın özelleştirme işlemini yaptığının tespitini ve davalı tarafça yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
… …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden dosyamız arasına alındığu anlaşıldı.
Mahkememizin 2 nolu celse ara kararı gereği dosyanın muhasebeci bir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin rapor sunduğu anlaşıldı
Bilirkişi … … 20/06/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davalı şirkete kesmiş olduğu dava konusu KDV dahil faturaların toplam tutarının 278.439,17-TL e-arşiv faturaları, ticari defterlerine genel kabul görmüş muhasebe standartları doğrultusunda kayıt ettiğini, davacı şirketin 2021 yılı Nisan ayında bahsi geçen 2 fatura toplamı 220.000,00-TL BS formuyla bildirdiği, 2021 Ağustos ayında kesmiş olduğu, 15.965,40-TL tutarındaki faturayı e-arşiv faturalarda bildirim mecburiyetinin sona ermiş olmasından dolayı bildirmediğini, davalı şirkete davacının kesmiş olduğu 01/04/2021 tarihli 129.800,00-TL tutarındaki … e-arşiv fatura,01/04/2021 tarihli 129.800,00-TL tutarındaki … e-arşiv fatura, yine 02/08/2021 tarihli 18.839,17-TL tutarındaki … e-arşiv faturalar toplamı 278.439,17-TL faturalar karşılığında, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığını, davalı şirketin 2021 Ağustos ayı BA formuyla Davacı şirketin kesmiş olduğu … nolu 15.965,40-TL tutarındaki faturayı beyan ettiği, dosyada 2021 yılı nisan ayına ait BA formunun olmadığından 2021 Nisan ayındaki bahsi geçen …-… faturaları beyan edip etmediğinin tespit edilmediğini, sonuç olarak davalı … Restaurant Mobilya Dekorasyon Ticaret Limited Şirketi’nin davacı …. … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne 278.439,17-TL borcunun olduğu yönündeki raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Bilirkişi …. 08/08/2022 tarihli raporunda özetle; davalının sunduğu dava konusu belgeler ve ticari defter kayıtlarının incelemesi sonucunda davacının davalıya tanzim etmiş olduğu 01/04/2021 tanzim tarih ve 105 numaralı 129.800-TL 01/04/2021 tanzim tarihli ve 105 nolu 129.890-TL ve 02/04/2021 tanzim tarihli 31 nolu 18.839,17-TL’lik faturalar tespit edilmediğini, davacının tanzim etmiş olduğu iş bu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olması gereken tarih aralıklarında ticari defter kayıtlarında kayıtlı olmadıklarını, davalı şirket muhasebecisi davacının tanzim etmiş olduğu 3 adet faturanın davalı şirkete gönderilmediğini bu nedenle ticari defter kayıtlarında olmadığı yönündeki raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, TMK’nın 6. ve HMK’nın 190/1. maddesi uyarınca ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu durumda, davacı tarafın icra takibinde dayanak olarak gösterilen fatura konusu hizmeti gereği gibi yerine getirdiğini ispat etmesi gereklidir.(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/4027 esas 2016/534 karar sayılı ilamı)
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
10- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ile ilgili olarak … … …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası ile 259.600,00 TL asıl alacak ve 9.200,00 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 268.800,00 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 19.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 25.08.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 17.12.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
11-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu davalarda ispat yükü TMK’nın 6.maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190.maddesi gereği davacıdadır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 20.06.2022 tarihli rapora göre, anılan faturaların davacının ticari defterlerinde ve BS kayıtlarında bulunduğu, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu, usulüne uygun tutuldukları anlaşılmıştır. Yine davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 08.08.2022 havale tarihli rapora göre; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, onaylarının yapıldığı, davaya ve takibe konu faturaların davalının defterlerinde yer almadığı bildirilmiş, yine dosyaya gelen vergi kayıtlarına göre davalının BS kaydı olarak da anılan faturaları bildirmediği anlaşılmıştır.
12-HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre; davacının ticari defter kayıtlarının davalının ticari defter kayıtları ile uyuşmadığı, dolayısıyla davacı lehine delil vasfında olmadığı anlaşılmış, bu nedenle ticari defterler ile davacının iddiasını ispat edemediği, yine faturaların karşı tarafa tebliğ edildiğine veya fatura konusu hizmetin karşı tarafa verildiğine dair dosyaya başkaca delil de sunulamadığı anlaşılarak, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 3.008,62-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 39.344,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı yetkili vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı