Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1133 E. 2022/1541 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1133 Esas – 2022/1541
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1133 Esas
KARAR NO : 2022/1541

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

İHBAR EDİLEN : …

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkette … nolu işyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı …Aş’ye ait …adresinde bulunan işyerinde 20.07.2020 tarihinde 08.05 Sularında davalı tarafça tedarik edilen elektrik enerjisinin kesintisi sonrası orta gerilim enerji tesisine gelen enerjinin makul enerjinin çok üzerinde olması ve bu nedenle ani patlama meydana gelmesi sebebiyle davalı tarafın %100 kusuru ve kusursuz sorumluluğu neticesinde, orta gerilim senksiyonel direk sigortalarının patladığı tespit edildiğini ve patlama sırasında kopan bir parçanın servis aracının da camına isabet ederek camın kırılmasına neden olduğu tespit edildiğini , yapılan incelemeye ve ekspertiz raporuna göre hasara uğrayan sigortalı iş yeri ve servis aracı hasarları için İşyeri Paket Sigorta poliçesi teminatından sigortalı işyeri …Aş’ ye 11.01.2021 tarihinde 2.561,23 Euro hasar tazminatı ödendiğini, davacı şirket, sigortalısına yaptığı ödeme ile T.K. 1472 ve devamı md. uyarınca sigortalısının haklarına kanuni halef olduğunu ve rücuen tazminat davasının açıldığını, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulün ile 2.561,23 EURO maddi tazminatın ödeme tarihi olan 11.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarınca EURO’ya 1 yıllık vadede uygulanan en yüksek mevduat faizi oranında faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirkete açılan davayı öncelikle husumet zaman aşımı defi, süre , görevsizlik , yetkisizlik ve derdestlik itirazında bulunduklarını davayı kabul etmediklerini, meydana gelen zarardan dolayı davalının kusuru bulunmadığını, davacı tarafından tek taraflı olarak aldırmış oldukları ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, kaldı ki şebeke de olası bir arıza meydana gelmesi durumunda dahi dava dışı sigortalı firmaya ait olan hat başı ayırıcı direğindeki OG sigortası parçalanamayacağını, bu dava dışı sigortalının kendi tesisinde oluşan arızaların SEDAŞ şebekelerine etki etmeden izole edilmesi için tesis edildiğini olayda dava dışı sigortalı firmanın kendi OG tesisinde oluşan patlama sonrası kendilerine ait hat başı OG tesisinde oluşan patlama sonrası kendilerine ait hat başı OG sigortasının attığını ve parçalandığını,dava dışı sigortalı firmanın kendi içindeki arızası davacı şirket … IN tesis ettiği şebekeye sirayet ettiğini dava dışı sigortalı şirketin hattı açtırdığı ve kesintiye sebep olduğunu, olayın meydana geldiği iddia edilen tarihte aynı şebekeden beslenen başka bir kullanıcının zarar görmediğini bu sebeple de davalı şirketin kaliteli gerilim verdiğinin ispatı olduğunu davalı şirketin kusurun oluşmasında hiçbir etkisinin bulunmadığını davanın reddine karar verilmesini ve davalı şirketin sigortalısı olması sebebiyle …
İhbar edilen …Sigorta vekili cevap dilekçesinde; Sigorta sözleşmesinden doğan her türlü tazminat davası, hak sahibinin zararı ve tazminat yükümlülerini öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde zarara neden olay tarihinden itibaren on yıl sonra zamanaşımına girdiğini, davacının dava dilekçesiyle sunmuş olduğu talepleri öncelikle zamanaşımına uğramış olduğunu, sigorta şirketinin nezdindeki poliçede muafiyet notu bulunduğunu, yalnızca söz konusu tutarı aşan hasarlarda müvekkil şirketin sorumluluğu doğabileceğini,Müvekkil sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan tazminat taleplerinden sorumluluğunun ancak Sigortalı işverenin kusuru ile sınırlı olduğunu , dava konusu olayda sigortalı şirketin bir kusurunun ve sorumluluğunun olmadığını haksız davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce davalıdan olay tarihi olan 20/07/2020 tarihinde sigortalı …AŞ nin Necati paşa mah. …adresinde bulunan tüm kesinti dalgalama fazla- eksik enerji verilmesini ilişkin tüm kayıtlar, abonelik sözleşmeleri celp edilmiş, …. Ltd ŞTi ‘den sigortalı şirketin teknik servis hizmetleri ve teknik servis raporları celp edilmiştir.
Mahkememizce davacı tanıkları dinlenmiş , duruşmada dinlenen davacı tanığı …duruşmadaki beyanında “:.. Olay günü ben … Fabrikasında çalışmaktaydım. Ben Fabrikada elektrik bakım formeni olarak görev yapıyordum. Sabah saatlerinde elektrik kesintisi oldu. Kesintinin olduğu yer güvenlik binasının karşısındaki senksyonel hattındaki sigortanın patladığı söylendi. Bu elektrik direğinin kaldığı kısım fabrika arasında ancak fabrikanın tel örgüsünün dışındadır. Patlama alanına gittik. Elektrik direğindeki sigortalardan biri patlaktı. Arızanın olduğu yer orta gerilim hat olduğu için ve bizim de yeterlilik belgemiz olmadığı için fabrikanın orta gerilim sorumlusu şirket olan bersis elektrik firmasına haber verdik. Sonra fabrika içerisindeki kesicileri kontrol ettik. Sigorta atması normal bir durum olmadığı için kontrolleri yaptık. Kesicilerin pabuç diye tabir ettiğimiz bağlantı noktalarının eridiğini gördüm. Sonra olayı tutanağa bağlayıp servis amiri olan …’a haber verdim. İlgili tamirin servis gerektirdiği anlaşıldığından servise haber verdik. Servis geldi. Başlıklardan ark ederek hücrenin delindiğini aynı zamanda 3 nolu kesicinin gazlı kesicisinin patladığını tespit ettiler. Değişim süreci başlatıldı. Patlamada porselen sigortanın etrafa dağılan parçalarının servis aracının camını kırdığı söylendi. Orta gerilimdeki arızanın neden kaynaklandığını söylemedi… ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında “… Olay tarihinde sabah saatlerinde elektrik kesintisi yaşandı. Tahminime göre patlama sebebiyle elektrik kesintisi yaşandı. Güvenlik binasının karşısındaki elektrik direğindeki sigortanın patladığı ve servis camını kırdığı söylendi. Bir de orta gerilim kesici hücrelerin olduğu yerde çalışanlar bir ışık gördüklerini söylediler. Olaydan sonra ben de buraları kontrol ettim. Olayın olduğu alan orta gerilim hattının olduğu alan olduğundan ve yeterlilik belgemiz olmadığından bizim bu işleri yapan firmamız olan….destek aldık. Hasar tespitini yaptılar. Net bir tespitleri olmadı. Bize şebekedeki dalgalanmadan veya bu tarz şeylerden olabileceği söylendi. Biz yıllık periyodik bakımları yaptırıyoruz. Bölgede bazen elektrikte dalgalanmalar olur. Ancak olay günü olup olmadığını hatırlamıyorum…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dosya Bilirkişiler Elektrik Mühendisi…, Makine Mühendisi… ve İç denetçi… ‘na rapor düzenlenmek üzere tevdi edilmiş bilirkişiler Mahkememize ibraz etmiş oldukları raporlarında “…Dava konusu olayın kesin nedeni bilinmemekte olup gerek kullanıcı gerek dağıtım şirketi kaynaklı durumda davacının sigortalısının sorumluluk alanında bulunan kesicili trafo koruma hücresinin görevini yapmayarak dava konusu hasara yol açtığına, dava konusu olayın dağıtım şirketinden kaynaklandığına hükmetmesi halinde, davalı …Anonim Şirketi tarafından davacı … Türk Sigorta Şirketi’ne ödemesi gereken tazminat tutarının; 11.01.2021 tarihi itibarıyla 23.288,75 TL olduğu, Dava dilekçesinde davacı sigorta şirketinin dava tarihi itibarıyla 44.187,63 TL tazminat talep ettiği, Yabancı para borçlusu sözleşmesel bir tazminatla yükümlü olduğunda, onun bu tazminat borcunun da aynı yabancı para birimi üzerinden ödenmesini talep etmesi mümkündür. Dava dilekçesinde davacı sigorta şirketi yabancı para cinsinden tazminat talep ettiğinden; Zararın tazmininin, eğer zarar oluşmasaydı zarar görenin malvarlığı hangi halde olacak idiyse, o halin yeniden sağlanması gerektiğini ifade ettiğinden dava tarihindeki TL karşılığının 44.187,63 TL olduğu, Davacı sigorta şirketi sigortalısına 11.01.2021 tarihinde 2.561,23 EUR ödeme yaptığından, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarınca o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği, dava dosyasında devlet bankalarından alınmış herhangi bir bilgi bulunmadığından, Devlet Bankalarının yabancı parayla açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarını dava dosyasına ikmal edilmesi halinde bu oranlar üzerinden faiz hesaplanarak sonuca gidilmesinin mümkün olabileceği … ” yönünde raporlarını Mahkememize ibraz etmişlerdir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (6102 sayılı yasanın 1472/1.maddesi)
2-Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır. (6098 sayılı yasanın 114.maddesi)
3-Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (6098 sayılı yasanın 50/1.maddesi) Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. (4721 sayılı yasanın 6.maddesi) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (6100 sayılı yasanın 190.maddesi)
4-Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukukî anlamda sorumluluk ise taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.
5-Sorumluluk hukukunun tarihsel gelişim süreci içerisinde, kusur sorumluluğundan kusursuz sorumluluğa uzayan bir yol izlenmiştir. Kusur sorumluluğu, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla sözleşme dışında diğer bir kimseye vermiş olduğu zararın giderilmesini düzenleyen sorumluluk türüdür. Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun kurucu unsuru olarak düzenlenmiştir (Eren, F.:Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, s. 594). Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (Tandoğan, H.:Türk Mesuliyet Hukuku, Ankara 1967, s. 89). Kusur sorumluluğuna doktrin ve uygulamada eş anlamda olmak üzere “haksız fiil sorumluluğu” veya “sübjektif sorumluluk” da denilmektedir.
6-Bununla birlikte sorumluluğun asli şartı zararla söz konusu davranış veya olay arasında bir sebep sonuç ilişkisinin bulunmasıdır. Bu sebep sonuç ilişkisine genel anlamda illiyet bağı denir. Burada sözü edilen illiyet bağı uygun illiyet bağıdır. Uygun illiyet bağı, olayların olağan akışına ve hayat tecrübesine göre, sebebin, meydana gelen sonucu yaratmaya elverişli olmasıdır. Uygun illiyet bağı, sorumluluğu, zarar veren bakımından öngörülebilir risklerle sınırlamaktadır (Eren, s. 561). Başka deyişle, hayatın olağan akışı ve hayat tecrübesi bakımından öngörülemez zararlar uygun illiyet bağı kapsamında sorumluluğu doğurmayacaktır.
7-İlliyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle kesilebilir. Aynı zamanda sorumluluktan kurtulma sebebi olan bu üç sebep, sadece kusur sorumluluğunda değil, kusursuz sorumlulukta da kabul edilmektedir (Eren, s. 561.). Her üç neden açısından da, illiyet bağının kesildiği iddiası, sorumlu kişiler tarafından açıkça ispatlanmadıkça kabul edilmemelidir. Bu bakımdan sorumluluktan kurtulmak oldukça zorlaştırılmıştır.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
8- Davacı taraf; davacı şirkette … nolu İşyeri… Poliçesi İle dava dışı sigortalı …Aş’ye ait …adresinde bulunan işyerinde 20.07.2020 tarihinde 08.05 Sularında meydana gelen olay nedeniyle davalının kusurlu olduğundan bahisle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.
9- Davacının sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödemede bulunduğu ve 6102 sayılı yasanın 1472.maddesi gereği halefiyet ilkesi gereği eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
10- Dosyaya gelen 01.07.2022 tarihli …cevabına göre, dava dışı … Aş ile davalı arasında bir abonelik sözleşmesi bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıda 1,2 ve 3 nolu paragraflarda detaylı olarak anlatıldığı üzere; 6098 sayılı yasanın 114.maddesi delaletiyle aynı yasanın 49 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması gerektiği, aynı yasanın 50.maddesi, 4721 sayılı yasanın 6.maddesi ve 6100 sayılı yasanın 190.maddesi gereği bu davalarda ispat yükünün davacıda olduğu, davacının zararı, davalının zararlandırıcı eylemini ve aralarındaki illiyet bağını ispat etmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
11- Dosyaya sunulan hasar dosyası ve içeriği, olay sonra ilk müdahaleyi yapan dava dışı servis …Ltd. Şti’nin yazı cevapları dosyaya alınmış, davalı şirketten, olay günü olay mahallinde planlı/plansız bir kesinti olup olmadığı, elektrik enerjisinde dalgalanma olup olmadığı, aynı bölgeden benzer şikayet veya başvurular olup olmadığı hususları sorulmuş, davalının 09.05.2022 tarihli cevabı dosyaya alınmış, davacı tanıkları dinlenmiş ve dosya bir bütün olarak bilirkişi heyetine tevdii edilmiştir.
12- Dosyaya sunulan 05.10.2022 tarihli heyet raporuna göre; Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğinin 15.maddesinde dağıtım sistemine bağlı tüketiciler açısından, bağlantı noktasından kullanım yerine kadar olan tesis ve teçhizatın tüketicinin mülkiyetinde olduğu, bağlantı noktası dahil olmak üzere bağlantı noktasından itibaren hattın geri kalan kısmının dağıtım tesisi olduğunun düzenlendiği, dava konusu olayın kesin nedeninin bilinebilmesi için olaydan sonra olay mahallinin, dağıtım hattının ve aynı hattan beslenen diğer kullanıcıların durumlarının detaylı bir şekilde tespit edilmesinin gerektiği, ancak eldeki olayda sadece zarar gören teçhizatların fotoğraflandığı, yine meydana gelen olayın çeşitli nedenlerden kaynaklanabileceği, her iki durumda da ilgili yönetmelik hükümlerine göre davacının sigortalısına ait fabrika sorumluluğunda bulunan kesicili trafo koruma hücresinin çalışma prensibine göre belirli bir gerilim değerinin aşılması durumunda belirli bir zaman dilimi içerisinde görevini yaparak sistemi koruyup hasara engel olması gerekirken bunun olmadığı, yine aynı hattan beslenen başka kullanıcıların etkilenmemiş olması nazara alındığında hasarın davacının sigortalısının tesisinden kaynaklı olduğu ihtimali güçlendirdiği yönünde rapor tanzim ettikleri, yine dosyada dinlenen tanıkların olay günü enerjide dalgalanma olup olmadığını bilmedikleri yönündeki beyanları, davalı şirketin 09.05.2022 tarihli cevabına göre olay günü yaşanan kesintinin … AŞ den kaynaklı olduğu, gerilimden etkilenen aynı hattan beslenen başka kimsenin olmadığı yönündeki yazılı cevabı ve servis hizmeti veren … Ltd. Şti’nin yazı cevaplarında zararın tam sebebinin tespit edilemediği yönündeki bilirkişi raporunu doğrulayan yazı cevabı nazara alındığında, davacının 6098 sayılı yasanın 50, 4721 sayılı yasanın 6 ve 6100 sayılı yasanın 190.maddeleri gereği üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği, davalının zararlandırıcı eyleminin ispat edilemediği gibi, davalının eylemi ile ortaya çıkan zarar arasındaki uygun illiyet bağının da ispat edilemediği, anlaşılmış ve ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihindeki yargı harçları tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 754,62-TL harcın mahsubu ile artan 673,92-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 8,50-TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İhbar edilen tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak ihbar edilene verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 27,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı