Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1110 E. 2022/1228 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1110 Esas – 2022/1228
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1110 Esas
KARAR NO : 2022/1228

HAKİM : ,,,,
KATİP : ,,,,

DAVACI :,,,,
VEKİLLERİ : Av.,,,,
DAVALI : ,,,,
VEKİLİ : Av.,,,,
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çeki kaybetmesi sonucu Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin ,,,,/v Esas sayılı dosyasında çekin iptalini istediğini, çek hakkında ödemeden men kararı verildiğini, çeki haksız şekilde zilyetliğinde taşıyan davalının müdahil olması sonucu dosyada istirdat davası açılması için taraflarına 2 haftalık kesin süre verildiğini, ciro silsilesinin sakat olduğunu, çek ile ilgili ödenmeme yasağının tedbiren devamını, herhangi bir icra ile karşılanmaması adına çekler ile ilgili açılabilecek icra takiplerinin açılmaması ve açılan var ise durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu edilen ,,,, 23/11/2021 keşide tarihli, seri ,,,,-,,,, numaralı çekin istirdatını ve davacıya iadesini talep ve dava etmiştir. z
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının çekin meşru hamili olduğunu, çekin çalıntı olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davanın senetle ispatının gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 21/12/2021 tarihli tensip zaptında “Mahkememizin ,,,,/,,,, Esas sayılı dosyasında davacıya 26/11/2021 tarihli ara karar ile 2 haftalık kesin süre verildiği, 6102 sayılı Yasanın 758/2. Maddesine göre verilen sürede eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından Yargıtay 11. HD’nin 2012/6709 Esas 2013/5277 Karar sayılı ilamı da nazara alınarak, 2021/849 Esas sayılı dosyadan verilen ödemeden men kararının aynen devamına, 2008 Sk. 72/2. Maddesi uyarınca dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar nazara alındığında davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat ettiği anlaşılarak asıl alacağın %15’i oranında teminat karşılığı davacı hakkında dava konusu edilen çek ile ilgili açılacak icra takiplerinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının ,,,,/,,,, sayılı dosyasının bir sureti celp edilmiştir.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının ,,,,/,,,, sayılı dosyasının bir sureti celp edilmiştir.

Mahkememizin ,,,,/v Esas sayılı dosyası işbu dosya arasına alınmıştır.
,,,,Adapazarı Şubesinden dava konusu çek hesabı hakkında bilgi verilmesi, çekin ibraz edilip edilmediği, keşideci bilgileri, ödeme yapılıp yapılmadığı, çek ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi için müzekkere yazılmış, cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekiline davalı ,,,, ,,,, dava dilekçesinde adresinin yazılmadığı anlaşılarak 6100 sayılı HMK. 119/1-b Maddesi gereği davalının adresini bildirmesi için 119/2. maddesi gereği 1(bir) haftalık kesin süre verildiği, aksi halde bu davalı yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarını içerir muhtıra çıkartıldığı, davalı ,,,, ,,,,’nun kimlik bilgilerinin tespit edilemediği muhtıraya cevap süresi içerisinde de bir adres bildirilmediği anlaşıldığından Yakup Kuru hakkındaki davanın bu dosyadan tefriki ile mahkememizin yeni esas (,,,,/,,,, Esas) sırasına kaydına, diğer davalı ,,,, ,,,, yönünden dosya üzerinden yargılamanın devamına karar verilmiştir.
,,,, Bankasından davaya konu edilen çek için 23/11/2021 tarihinde yapılan başvuruya ilişkin tüm evrakların mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış, cevabı dosya arasına alınmıştır.
,,,, Adapazarı Şubesinden ,,,,,,,Iban nolu hesabından keşide edilen, ,,,, Seri nolu, 23.08.2021 keşide tarihli, 50.000,00.-TL. Bedelli, ,,,, Seri nolu, 23.12.2021 keşide tarihli, 50.000,00.-TL. Bedelli, ,,,,seri nolu, 23.01.2022 keşide tarihli, 100.000,00.-TL. Bedelli çeklerin kime hangi tarihte ödendiği, çek hesap sahibi bilgilerinin gönderilmesi için müzekkere yazılmış, cevabı dosya arasın alınmıştır.
Dava dışı ,,,, ,,,, asli müdahale talebinde bulunmuş ise de 6100 sayılı HMK.’nın 65. Maddesi uyarınca asli müdahale iddiasının dava olarak ileri sürülmesi gerektiği davacının sadece dilekçe ile başvurduğu dolayısıyla usulüne uygun bir asli müdahale talebinin bulunmadığı anlaşıldığından asli müdahale talebinin bu aşamada reddine karar verilmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler birlikte değerlendirilecek olursa;
1-Dava konusu çekin davalı banka tarafından devralınma ve dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 788/1 maddesi uyarınca açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilecek olup yine cirosu kabil çeklerin teşhis işlevini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” hükmünü haizdir. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca da; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir.
2-Somut uyuşmazlıkla ilgisi nedeniyle değinilmesi gereken 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan kanunî hüküm bağlamında iyi niyetli hamilin hak sahibi olmayan kimselerden elde ettiği kazanımlar korunmaktadır. Bu kapsamda bir kimsenin muntazam bir ciro zinciriyle çeki iktisabı, kendisine ancak şekli anlamda meşru hamil sıfatını kazandıracak olup maddi hukuk anlamında hak sahipliğinin mevcudiyeti için devralanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Aksi takdirde 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılacak istirdat davası sonucu çeki iadeye mecbur kalır (Kendigelen, A.: Çek Hukuku, İstanbul 2019, s. 237-238).
3-İstirdat davası olarak nitelenen bu dava özü itibariyle menkullerin iadesini sağlamak için açılan menkul davası niteliğindedir. Medeni hukukta bu dava gasp, çalınma veya zayi hâllerinde sadece kötü niyetli değil, iyi niyetli hamile karşı da açılmakta ise de, kambiyo senetleri yönünden bir sınırlama getirilmiş ve aynî haklardaki genel prensipten ayrılmak suretiyle, söz konusu davanın yalnızca kötü niyetli veya senedi iktisabında ağır kusuru bulunan kimselere karşı açılabileceği esası benimsenmiştir. Bu tür davalarda, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötü niyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2000, s. 294). Bu kapsamda yukarıda anılan kanunî düzenleme, emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 990. maddesine paralel bir koruma sağlamakta olup bahse konu maddeye göre, “Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde iade davası açılabilecektir.
4-6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde belirtilen kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesindeki “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa…” ibaresi, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak çeki çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin senedi ciro ile devretmesi hâlinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, başka bir deyişle kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan yeni hamil korunur. Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir.
5-Uyuşmazlığın çözümünde ayrıca önem arz etmesi nedeniyle çek istirdadına ilişkin davalarda taraf sıfatına (husumete) değinilmesinde yarar bulunmaktadır. Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet), maddi hukuka göre belirlenen, bir sübjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir sübjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavram olup dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi kapsamında çek istirdadı istemiyle açılacak davalarda husumet kural olarak çeki elinde bulunduran kimseye (hamile) yöneltilir. Başka bir anlatımla, çeki muntazam bir ciro zinciri ile elinde bulundurması nedeniyle şekli anlamda meşru hamil sıfatını haiz kimseler, kendilerine karşı, çekin iktisabında 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu oldukları iddiasıyla açılacak davalarda davalı olarak yer alırlar. Bu anlamda yeni hamilin çeki devraldığı kimsenin çeki iktisabındaki kötü niyetine veya ağır kusuruna dair iddia, çekin istirdadı istemine ilişkin olarak yeni hamile karşı açılan davada uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece yapılacak değerlendirmede nazara alınmaz. Bu tür davalarda uyuşmazlık, çeki elinde tutan hamilin çeki iktisabında kötü niyeti yahut ağır kusurunun mevcudiyeti noktasında toplanmakta olup yargılama, çekin istirdadını talep eden davacı ile çeki elinde bulunduran hamil arasında görülüp karara bağlanır. ( YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2017/11-159 -2021/417 )
Somut olayda;
6- Davacı taraf, davaya konu edilen Denizbank’a ait 23.11.2021 keşide tarihli ve seri ,,,, numaralı 50.000 TL bedelli çekin rızası dışında elinden çıktığından bahisle, mahkememizin ,,,,/,,,, esas sayılı dosyası ile çek iptali için dava açtığı, yargılamada çeki elinde bulunduran hamil olan davalı ,,,, ,,,, tarafından ekin ibraz edilmesi üzerine davacıya çekin iadesi için 6102 sayılı yasanın 758.maddesi gereği dava açması için 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin sürede eldeki davanın ,,,, ,,,, ve ,,,, ,,,, aleyhine açıldığı görülmüş, ,,,, ,,,,’nun adresi ve kimlik bilgileri bildirilmediğinden davacıya bu eksikleri gidermesi için 6100 sayılı yasanın 119/1-b ve 119/2.maddeleri gereği bir haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin sürede kesin karar gerekleri yerine getirilmediğinden, Yakup Kuru hakkındaki dava bu dosyadan tefrik edilerek yeni esasa kaydedilmiş, davalı ,,,,,,,, ,,,, yönünden bu dosyaya devam edilmiştir.
7-Davaya konu edilen ve mahkememizin ,,,,,,,,,,,, esas sayılı dosyasına sunulan çek fotokopisine göre ,,,,’a ait 23.11.2021 keşide tarihli ve seri ,,,, numaralı 50.000 TL bedelli çekin lehtarının davalı ,,,, ,,,, olduğu, davacının çekte ne lehtar, ne keşideci ne de ciranta olduğu, yukarıda 1 numaralı paragrafta belirtildiği üzere; 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.” Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca da; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile çekten doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir. Emsal nitelikteki Yargıtay 11. HD’nin 2014/10768 Esas- 2014/20288 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Anılan yasal düzenlemeler nazara alındığında davacının çekten dolayı hak sahibi olduğu hususunu dosya kapsamıyla ispat edemediği gibi, hak sahipliğini ispat etmiş olsa bile; eldeki davanın açılış tarihi olan 15.12.2021 tarihinden önce, 26.11.2021 tarihinde keşideciden banka havalesi yoluyla çek bedelini tahsil ettiği, dolayısıyla çekte hak sahipliğinin kalmamış olduğu, dolayısıyla eldeki davayı açma hakkının da bulunmadığı anlaşıldığından, dosyaya delil olarak bildirilen Sakarya CBS’nin ,,,,/,,,, sayılı soruşturmasının da Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına kararı ile sonuçlandığı da nazara alınarak, ayrıca mahkememizin ara kararına istinaden çek istirdadı açan davacı yönünden bu durumun usuli kazanılmış hak sayılmayacağı gibi çekin yetkili hamili olduğuna dair bir delil sunamayan davacıya dava açma hakkı (aktif husumet) kazandırmayacağı, dolayısıyla davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi ( YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2018/4880 esas 2019/5716 karar) gerekmiştir.
8-Her ne kadar davacı taraf 15.12.2021 tarihli ve 21.02.2022 tarihli yazılı beyanlarında dava dilekçesinde ileri sürülmeyen, tahrifat iddiasını ileri sürmüş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 319.maddesi gereği, davacı dilekçesi verilmekle iddianın genişletilmesi yasağı başlamış olduğundan ve davalının açık kabulü de bulunmadığından, tahrifat iddiası hakkında araştırma yapılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nın 114/1 – d ve 115/2. Maddeleri gereği aktif husumet yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 853,88-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 773,18-TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 35,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra dosya arasına alınan Mahkememizin 2021/849 Esas sayılı dosyasının iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip ,,,,
e-imzalıdır

Hakim ,,,,
e-imzalıdır