Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1086 E. 2022/1357 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1086 Esas – 2022/1357
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1086 Esas
KARAR NO : 2022/1357

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av….
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı taraftan olan alacağının tahsili için … . İcra Müdürlüğü’nün …/… E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın bu icra takibinde yetkiye ve borca itirazda bulunduğunu, davacı tarafından yetki itirazı kabul edilerek icra dosyasının yetkili icra daireleri olan … İcra Dairelerine gönderilmesinin talep edildiğini, bu talep gereğince dosyanın … İcra Dairelerine gönderildiğini ve …cra Müdürlüğü’ nün …/… E sayılı dosyasından davalı tarafa yeniden ödeme emri tebliğe çıkartıldığını, davalı tarafın borcu ödemek yerine haksız yere borca itiraz ettiğini ve icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafın yapmış olduğu borca itirazın kötü niyetli olduğundan dolayı itirazın iptaline ve davalı taraf aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 18/03/2022 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı firma aleyhinde … İcra Müdürlüğü’nün …/…Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatı talepli davanın ikame edildiğinin, davalı aleyhinde ikame edilen itirazın iptali davasının reddinin gerekmekte olduğunun, zira davaya konu edilen … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra takip dosyasının incelendiğinde; takibin dayanağının davacının davalı firmaya keşide etmiş olduğu 30.663,48-TL bedelli 06/09/2021 keşide tarihli fatura yansıtmanın açıklamalı fatura olduğunun anlaşılacağının, davacı tarafından kesilen fatura ayrıntısında, satışı yapılan makinenin arızanın giderilmesi için yapılan masraflara ilişkin bir fatura olduğunun hiçbir zaman belirtilmemiş olduğunu, bu sebeple davacının icra takibine konu edilen belge ile sınırlı bir şekilde davasını ikame etmesi gerektiğinin, incelemenin ise sadece icra takibine konu edilen fatura ile sınırlı olarak yapılması gerektiğinin, davalı firmanın ise, kendisine keşide edilen 30.663,48-TL bedelli, 06/09/2021 keşide tarihli fatura yansıtmanın açıklamalı faturaya yasal süresi içerisinde … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile itiraz ettiklerini, öte yandan bu faturanın da müvekkilin ticari defterlerinde bulunmadığının, iş bu sebeplerle öncelikle ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak müvekkilin defterlerinde de böyle bir faturanın olmadığı ve bu fatura içeriğine de açıkça … Noterliği aracılığı ile itiraz edildiği de düşünüldüğünde davanın reddinin gerekeceğinin açık olduğunu, tüm bu nedenlerle; davanın reddi ile davacı aleyhinde % 20 inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 29/03/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davalı tarafın öne sürmüş olduğu iddia ve savunmaların gerçeği yansıtmamakta olduğunun, davalı tarafın icra takip dosyasını tekrar inceleme imkanı bulduğunda takip dayanağı olan belgenin fatura değil, cari hesap dökümü olduğunu göreceğinin, davacının davalı taraf aleyhine icra takibi başlatmadan önce satış konusu makinedeki ayıpların tespiti için Konya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/29 Değişik İş dosyasından delil tespiti talebinde bulunmuş, delil tespiti dosyasından çıkan bilirkişi raporunun gereğince makinedeki ayıpları dava dışı üçüncü bir firmaya gidertmiş ve dava dışı üçüncü firmaya ödemiş olduğu tutarı yansıtma faturası ile davalı firmadan talep ettiğini, yansıtma faturası içeriğinde “Bilirkişi tespit raporu sonucu … Otomasyon Sanayi Ticaret Ltd. Şti. Firmasına … fatura karşılığı yaptırılan işlemlere istinaden yansıtma faturasıdır.” şeklinde açıklama yer almakta olup, davalı firmanın da bu fatura içeriğinden haberdar olduğunun, yani davalı firmanın cevap dilekçesinde öne sürmüş olduğu savunmaların somut gerçekliği çarpıtmaktan başka bir şey olmadığı bildirir beyan dilekçesi sunmuştur.
… İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının bir suretinin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve dosya sureti dosyamız arasına alınmıştır.
… … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne 06.08.2021 tarih, … nolu Yansıtma faturasının davacının ve davalının BS, davalının BA formunda olup olmadığı hususlarında mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Konya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2021/29 DİŞ sayılı dosyasınınbir suretinin uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve dosya sureti dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyası davacı tarafın 2021 yılına ait ticari defterlerinin incelenerek alınan defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı açık hesaba dayanak faturanın defterlerde kayıtlı olup olmadığı, defter kayıtlarının dosya içerisinde bulunun form BS ve BA kayıtlarıyla uyumla olup olmadığı hususlarının içerecek şekilde sadece takibe konu açık hesap ve faturayla sınırlı inceleme yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmek üzere Muhasebeci Bilirkişi … … 11/05/2022 Tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi … … 30/05/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Her türlü hukuki yorum ve nihai takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilerek; davacı … Orman Ürünleri Ambalaj Nakliye Ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne ait 31/12/2021 Tarih 1 Nolu Kapanış fişine göre, davaya konu olan … Otomasyon San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait 06/08/2021 Tarih … Nolu 30.663,48-TL’nin ödenerek davacı firmanın dava dışı … Otomasyon San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı … Orman Ürünleri Ambalaj Nakliye Ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin, Ticari Defterine ait 31/12/2021 Tarih 1 Nolu Kapanış fişine göre, 120.01/732 Hesap kodu ile cari hesapların takibi yapılan davalı firma …. Orman Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den 30.663,48-TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davacı vekili 30/05/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karış 09/06/2022 Tarihli itiraz ve beyan dilekçesinde özetle; İş bu bilirkişi raporun içeriğinde davacının ticari defterlerinin incelenmiş olduğunun, yapılan bu inceleme sonucunda dava dilekçesinde ve bayanlarında belirttikleri üzere uygun olarak davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak düzenlenmiş ve davalının ayıplı mal satışından kaynaklı borcu olduğunun da gözükmekte olduğunun, yapılan bu inceleme sayesinde haklılıklarının açık bir biçimde ortaya çıkmış olduğunun, davacının ticari defterlerinin incelenmesi üzerine, davaya konu alacaklarına ilişkin hesabın net bir biçimde ispatlanmış olduğunun, buna göre davalının da mesnetsiz iddialarla dava konusu icra takibine haksız bir şekilde itiraz ve inkar ettiğinin açıkça ortada olduğunun, davalı tarafın cevap dilekçesinde takibe dayanak belgenin fatura olduğunu iddia etse bile söz konusu belgenin cari hesap dökümü olduğu ve davacının ticari defterlerine de uygun bir biçimde işlendiğinin gözükmekte olduğunu, davalının öne sürmüş olduğu savunmaların somut gerçekliğinin saptırmaya çalışmaktan başka bir şey olmayıp, iş bu bilirkişi raporunda da ortaya çıktığının, tüm bu nedenlerle; haklılıklarının sübut bulmuş olduğunun, bunun yanında bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmeyip, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının kabulünü, haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası davalı tarafın 2021 yılına ait ticari defterlerinin incelenerek alınan defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı defterlerin usulüne uygun sunulup sunulmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı açık hesap ilişkisini ve faturanın defterlerde kayıtlı olup olmadığı, defter kayıtlarının dosya içerisinde bulunun form BS ve BA kayıtlarıyla uyumla olup olmadığı hususlarının içerecek şekilde sadece takibe konu 2021 yılı açık hesap ilişkisinin ve fatura ile sınırlı inceleme yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmek üzere Muhasebeci Bilirkişi … … 13/05/2022 Tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi … … 20/06/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ VE KANAAT: Dava konusu firmalar arasında Ticari münasebetin olduğu, Davalı … Orman Ürünleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin Davacı … Orman Ürünleri Ambalaj Nakliye Ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ne 30.663,48.TL tutarında borcunun olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davacı vekili 20/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 27/06/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; İş bu bilir kişi raporu içeriğinde davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgelerin, form ba ve form bs girişlerinin incelendiğinin, yapılan bu inceleme sonucunda davacının davalı şirkete karşı olan alacağı sonucunda ticari defterlerine kayıt ettirdiği fatura belgelerin bulunduğunu, davalı şirketin ise kötü niyetli ve hukuka aykırı bir şekilde bu belgeleri ticari defterlerine kayıt ettirmediğinin görülmüş olduğunun, devamında davalı şirketin ba bildiriminde bu olaya konu e – belgeyi bildirmiş olduğunun görüldüğünü, davalı şirketin kötü niyetli bir şekilde davacının alacağını saklama amacına girmiş ve kötü niyetli bir şekilde davacının kesmiş olduğu faturayı kasten ticari defterlerine kaydetmediğinin, bunun dışında bu belgenin iptaline yönelik olarak da yasal süresi içerisinde itiraz ve iptal hakkını da kullanmamış olduğunu, bu sebeple tarafların ticari defterleri sonucu yapılan incelemede görüleceği üzere davacının haklılığının ispatlanmış olduğunu, tüm bu nedenler sonucunda haklılıklarının sübut bulduğunun, bunun yanında bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, tüm bu sebeplerle bilirkişi raporuna karşı beyanlarının kabulünü, haklı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve etmiştir.
Taraflara usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/09/2019 tarihli 2017/19-919 E. 2019/886 K. sayılı “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz…
…Kısmi ifaya ilişkin kurallar da (icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 84 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre birden fazla borcu bulunan borçlu, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkını haizdir. 86. maddeye göre de yasal olarak geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Birden çok borç muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. İcra takibi yapılmamış ise tediye, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/05/2006 tarihli ve 2006/19-260 E., 2006/251 K.; 09/06/2010 tarihli ve 2010/19-262 E. 2010/304 K; 27/01/2016 tarihli ve 2015/15-1830 E.,2016/98 K.; 25/04/2018 tarihli ve 2017/19-903 E., 2018/974 K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır…” açıklamalı ilamı ile cari hesap/ açık hesap arasındaki farklar, yapılan ödemelerin hangi borca mahsup edileceği hususları anlatılmıştır.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacının alacağı takip talebinde cari hesap alacağı olarak belirtilmiş, dava dilekçesi ekinde bu alacağa esas teşkil eden fatura ibraz edilmiştir. Az yukarıda 10 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; cari hesap ilişkisinden bahsedebilmek için 6102 sayılı yasanın 89.maddesi düzenlemesine göre yazılı bir sözleşmenin bulunmasının gerektiği, taraflar arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısıyla cari hesaba ilişkin maddelerin uygulanamayacağı, taraflara arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, bu bağlamda takibe dayanak belge ve dava dilekçesi incelendiğinde davacının talebinin ödenmeyen faturadan kaynaklanan açık hesap alacağı olduğu (benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Daresinin 2020/387 esas 2021/914 Karar) kanaatine varılmıştır.
12-Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu faturadan kaynaklı açık hesap ilişkisi ile ilgili olarak Akyazı İcra Dairesi Müdürlüğü’nün 2021/687 sayılı takip dosyası ile 30.663,48 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 02.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 06.09.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 29.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk başvurusunun yapıldığı ve anlaşama ile sonuçlandığı anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
13-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturaya dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/sağlayıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 30.05.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 20.06.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak dosyaya gelen BS-BA kayıtların göre tarafların uyuşmazlık konusu faturayı vergi dairesine bildirdikleri, bu şekilde faturanın davalıya tebliğ edilmiş olduğu, davalının bunu vergi dairesine kaydettirdiği, faturaya 6102 sayılı yasanın 21.maddesine göre 8 gün içerisinde itiraz etmediği anlaşıldığından taraflar arasında takibe konu faturaya esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
14-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre, faturanın davacının defterlerinde yer aldığı ancak davalının defterlerinde yer almadığı görülmüştür. Hangi defter kayıtlarına itibar edileceği hususunda dosyaya gelen diğer kayıtla incelenmiş, dosyaya gelen BS-BA kayıtların göre tarafların uyuşmazlık konusu faturayı vergi dairesine bildirdikleri, bu şekilde faturanın davalıya tebliğ edilmiş olduğu, davalının bunu vergi dairesine kaydettirdiği, faturaya 6102 sayılı yasanın 21.maddesine göre 8 gün içerisinde itiraz etmediği nazara alındığında davacının defter kayıtlarına bu yönünyle itibar edilmesi, davalının fatura kaydına ilişkin defter kayıtlarının aksini gösteren kayıtların bulunması nedeniyle ticari defterlerine bu kayıt yönünden itibar edilmemiş ve davalıya tebliğ edilen faturaya ve içeriğine TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde itiraz etmediğinden davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır. Nitekim dosyaya sunulan bilirkişi raporlarındaki tespitlerde bu yöndedir.
15- Yukarıda 13 ve 14 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden taraflar arasında faturadan kaynaklı bir ilişkinin bulunduğu, davalının fatura içeriğine yasal sürede itiraz etmediği ve içeriğini aynen kabul etmiş olduğu, defter kayıtlarında borcun ödendiğine dair bir verinin de bulunmadığı nazara alındığında, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 30.663,48 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
16- Her ne kadar davacı ayıplı mal iddiasında da bulunmuş ise de, yukarıda 8 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere, itirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerektiğinden, takibe konu açık hesaba ait fatura ile ilgili sınırlı inceleme yapıldığından, diğer hususlarda ayrıca bir inceleme yapılmamıştır.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalının Akyazı İcra Müdürlüğünün 2021/687 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalı itirazında haksız olduğundan asıl alacak miktarı olan 30.663,48 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 2.094,62-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 370,35-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.724,27-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 370,35-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.600,00-TL Bilirkişi ücreti, 378,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.408,15TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşma vasıtasıyla) ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/09/2022
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı