Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/857 E. 2023/1537 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 25/04/2023
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C.K No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
YAZIM TARİHİ : 13/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 25/04/2023 tarihinde tesis edilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile müvekkilim aleyhine 300.000,00 TL tutarındaki senet ile 215.000,00 TL Asıl Alacak gösterilerek kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak söz konusu icra takibine dayanak bono üzerinde bulunan borçlu olarak gösterilen müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti gerektiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya borcu bulunmadığını, yapılan bu takibin açıkça hukuka aykırı olup davalı tarafından kötü niyetli başlatılan bu icra takibinin usule aykırı olduğunu, Konya Cumhuriyet Başsavcılığına müvekkilinin şikayette bulunduysa da meselenin hukuki olmasından kaynaklı KYOK kararı verilmiş olup iş bu karara itiraz edildiğini, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen borç senedi “taşınmaz satışına” istinaden hazırlanan teminat senedi olduğunu, söz konusu senet taraflar arasında yapılan bu tapu devrine karşılık olarak verildiğini ve illetten mücerretlik özelliğini yitirdiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile, senedin iptaline ilişkin karar verilmesini ve kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesini dava ettiği, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkillinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız olarak iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “davacı tedbir talep etmiş ise de, İİK 72/3 maddesine göre; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.”
Davacının aleyhine başlatılan icra takibinde yukarıda belirtilen İİK 72/3 maddesindeki kesin kurala göre davacının ihtiyati tedbir talebinin Reddine,” gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir talebinin HMK nun 209. ve 389–399. maddelerine uygun olduğunu, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesinin ağır/çekilmez surette bozulduğunu, hak arama özgürlüğünün önünün tıkandığını, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacak olduğunu, veya imkânsız hâle gelecebilecek olduğunu, gecikme halinde bir sakıncanın yahut ciddi bir zarar doğacağından ciddi endişe edilmesi ve senedin gerçeklik ürünü olmayıp sahtecilik ürünü olduğunun açık bir şekilde iddia edilerek senedin inkâr edilmesi nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin kabulünü talep ederek istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 390. maddesinde de ” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
2004 sayılı İİK’nın 72/3 maddesinde de ” İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. ” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, her ne kadar davacı tarafça icra takibinin durdurulması ve senedin ödenmesini engeller mahiyette ihtiyati tedbir talep edilmiş ise de, İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği, bu itibarla, ilk derece mahkemesinin kararında bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığnıdan ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.