Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …- …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/08/2021 – 23/03/2023
NUMARASI : … Esas – … Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZIM TARİHİ : 12/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 25/08/2021 ve 23/03/2023 tarihlerinde tesis edilen kararlara ilişkin davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacaklar ile ilgili olarak 01/03/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, dava konusu alacaklarına dayanak bonoların vade tarihleri geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediğini belirterek; davalı borçlu tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle toplam 11.003,09 TL bono bedelinin 3905 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda faizi ve % 0,3 oranında komisyonu ve prostesto masrafı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince mahkemenin görevsizliğine ilişkin karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince 11/07/2019 tarihinde verilen görevsizlik kararı davacı tarafça istinaf edilmiş, 26/11/2019 tarihinde dairemizce davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davalı tarafın talebi üzerine ilk derece mahkemesince 03/03/2021 tarihli ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili 12/08/2021 tarihli dilekçesi ile; 03/03/2021 tarihli ek kararda arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmadığı gibi lehlerine avukatlık ücretinin de hükmedilmediğini belirterek verilen ek kararın tashih ve tavzihine ilişkin talepte bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince 25/08/2021 tarihli ek karar ile davalı vekilinin talebinin kabulüne, 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına şeklinde ek karar verilmiştir.
Davalı vekili bu kez 23/03/2023 tarihli dilekçesi ile ek karardaki hükmün; davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde düzeltilmesine ilişkin talepte bulunmuştur.
Davalı vekilinin talebi üzerine mahkemece … tarihinde … tarihli ek karar tashih edilmiş ve 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince 11.07.2019 tarihinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı verildiğini, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 26.11.2019 tarih … E. – … K. Sayılı ilamında Yerel Mahkeme’ nin vermiş olduğu kararın onandığını ve kararın 26.11.2019 tarihinde kesinleştiğini, davalı vekilinin 02.03.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiğini, mahkemece 03.03.2021 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak davalı veya davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davalı tarafın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi kararından 5 ay sonra 12.08.2021 tarihinde ek kararın tashih ve tavzihini talep ettiğini, 26.08.2021 tarihinde ek karar vererek davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini ve arabuluculuk ücretinin davacıdan alınmasına karar verildiğini, verilen kararın taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya ilişkin nihai kararın davalı vekiline 19.01.2020 tarihinde tebliğ olduğunu, davalı vekilinin ise tavzih ve tashih hususunda yerel mahkemeye 02.03.2021 tarihinde talepte bulunduğunu, HMK’nın 305/A maddesi gereğince talebin nihai kararın tebliğinden itibaren 1 aylık sürede yapılması gerektiğinden 02.03.2021 tarihli talebir süresinde olmadığını, davacının bu talebinin reddi gerektiğini, yerel mahkemenin 25.08.2021 tarihinde 03.03.2021 tarihli kararına ek olarak yeni bir ek karar daha verdiğini, bu kararların nihai karar olmayıp ek karar olmasına rağmen taraflara tebliğ edilmediğini, davalı vekilinin 21.03.2023 tarihinde yine süresinde olmayan bir tavzih ve tashih talebinde bulunduğunu, mahkemenin bu talebi de kabul ederek 23.03.2023 tarihinde tashih şerhi adı altında 25.08.2021 tarihli ek kararın düzeltilmesine karar verdiğini, bu tashih şerhini tebliğe çıkardığını, tashih şerhi kararı … tarihinde elektronik posta yolu ile tarafımıza tebliğ edildiğini, bu kararın dayanağını oluşturan 25.08.2021 tarihli ek karar usul ve yasaya aykırı olduğu gibi 23.03.2023 tarihinde tashih şerhi adı altında verilen 2.ek kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının süresinde yapmamış olduğu başvurulara ilişkin süresindeymiş gibi karar verildiğini ve yasalara aykırı hareket edildiğini, ayrıca yerel mahkemesinin, vermiş olduğu ve kararın kesinleştiği 26.11.2019 tarihli karardan ayrı olarak 25.08.2021 tarihinde uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi baz alınarak aleyhe hüküm kurduğunu, kararın verilme şekli usul ve yasaya aykırı olduğu gibi esası da usul ve yasaya aykırı olduğunu, başkanlık aksi kanaatte ise verilen ek kararın 2019 yılına ait bir kararın ek kararı olduğundan 2019 yılı AAÜT hükümlerinin uygulanması gerektiğini, böylelikle davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini, davalının karar kesinleştikten sonra ileri sürmüş olduğu tüm taleplerinin süresinde olmadığını belirterek; davalının süresinde olmayan taleplerinin ve Yerel Mahkeme’ nin davalının süresinde olmayan taleplerine karşı vermiş olduğu ek kararların, tashih şerhlerinin ve 26.11.2019 tarihinden sonra HMK 304, 305 ve 305/A maddeleri gereğince 1 aylık sürenin dolum tarihi olan 26.12.2019 tarihine kadar davalının ileri sürmediği; davanın usul ve esasına ilişkin tüm taleplerinin reddini, 26.12.2019 tarihinden sonra verilen tüm kararların kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın, ilk derece mahkemesince 25/08/2021 tarihinde verilen ek karara ve 23/03/2023 tarihinde verilen tashih kararına ilişkin istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince bir tane “Bölge Adliye Mahkemesi dosya gönderme formu” düzenlenmiş ise de; istinaf talebinin 25/08/2021 tarihli ek karar ve 23/03/2023 tarihli tashih kararlarına yönelik olduğu, gönderme formunun ek karara ilişkin düzenlendiği, ancak tashih kararına yönelik gönderme formu düzenlenmediği, ayrıca suret dosya da oluşturulmadığı anlaşıldığından; 25/08/2021 tarihli ek karar ve 23/03/2023 tarihli tashih kararına yönelik istinaf talepleri ile ilgili ayrı ayrı gönderme formu düzenlenip dairemize gönderilmesi için dava dosyasının mahkemesine geri çevrilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dava dosyasının HMK’nun 352/1.ç maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2- İstinaf edilen her bir karar için ayrı ayrı form düzenlendikten sonra dosyanın dairemize gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır