Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 09/12/2022
NUMARASI : … Esas
İSTİNAF EDEN ve
İHTİYATİ TEDBİR/HACİZ
TALEP EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
KARŞI TARAF
DAVALILAR : 1- …
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
KAYYIMLAR : 1- … – (T.C. Kimlik No: …)
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
TALEP : İhtiyati Tedbir/ Haciz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZIM TARİHİ : 29/05/2023
İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı tarafından karşı taraf davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddine ilişkin 09/12/2022 tarihinde tesis edilen talebin reddine ilişkin karara karşı ihtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili, eldeki davada şirketin fesih ve tasfiyesi ile terditli olarak yönetici ortağın yetkisinin kaldırılması talepleri doğrultusunda yargılama devam ederken, davalı şirketin sermaye artışına ilişkin olağanüstü genel kurul kararı alınarak 01/11/2021 tarihli genel kurulda davacının sermaye borcunu nakden ödemesi yönünde karar alındığını, davalı şirket yöneticisinin maksadının müvekkilini zor durumda bırakarak hiç bir bedel ödemeksizin müvekkilinin şirket ortaklığını sona erdirerek müvekkilinin haklarını bertaraf etmek olduğunu, şirket kasasında bulunan dağıtılmayan kar paylarının davalı şirket yöneticisinin kuruluştan beridir kendi sermaye artırımları için kullandığını, müvekkili hakkında ıskat süreci başlatılmasının hakkaniyet, nesafet, dürüstlük ve eşit işlem ilkelerine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket yöneticisinin şirket varlığını dilediği gibi kullandığını, müvekkilinin şirketle ilgili defter ve belgeleri incelemesinin engellendiğini, şirket sermaye artışının en önemli nedeninin kar payı dağıtılmaması olduğunu, emek, mesai ve birikimini şirket ortaklığına veren müvekkiline davalı şirketçe maaş ödemesi dahi yapılmadığını, fesih davası açıldıktan sonra ıskat müessesi harekete geçirilmek suretiyle müvekkili üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ileri sürerek, davalı şirkete yasal temsilci (yönetici veya denetçi atanması), müvekkilinin de şirket yönetimine iştirak edebilmesi yönünde veya yönetim konusunda uygun görülecek başka şekilde karar verilerek davalı şirketin zararlandırıcı biçimde borçlandırılmaması ve şirket emvalinin zararlandırıcı şekilde aktarılmaması yönünde tedbir kararı verilmesi, şirket ticari defter ve kayıtları ile birlikte kayıt dışı tüm hareketlerin tespiti ile şirket server yedeğinin bilişim uzmanı marifetiyle alınmasına, davalı şirket mal varlığının ve davalı şirketin zarara uğramaması için gerekli görülen önlemlerin alınması, şirkete ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir, aksi halde davalıdır şerhi konulması, şirket adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 22/10/2021 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin davalı şirkete yönetici veya denetçi kayyımı atanması ile ilgili terditli talebinin kabulü ile, davalı şirkete …’ın denetçi kayyımı olarak atanmasına, davalı şirket yöneticisinin kararlarının denetçinin kayyımının onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin itirazı üzerine mahkemece 10.11.2021 tarihli ara kararla, davalılar vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile, davalı şirkete ait, Konya İli, … İlçesi, … Mah. … ada, … parsel sayılı taşınmaz kaydına dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konularak, 20.10.2021 tarihli ara karardaki denetçi kayyımına” davalı şirketin yöneticisinin tüm işlemlerinin denetçi kayyımının onayına tabi tutulmasına” ibaresinin kaldırılarak denetçi kayyımına davalı şirketin sadece işleyişi konusunda denetim yetkisi verilmesine, kayyımın haftalık olarak davalı şirkete giderek kayıtların durumu hakkında tespit yapmasının istenilmesine ve haftalık yapacağı tespitlerin aylık rapor olarak sunulmasının istenilmesine, davalılar vekilinin ihtiyati tedbirin tamamen kaldırılmasına yönelik talebinin ise, reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 10.11.2021 tarihli ara kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce verilen 05.04.2022 tarih, … E- … K. sayılı ilamı ile, davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 10.11.2021 tarihli ara kararın kaldırılması ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına, davacının ihtiyati tedbir talebinin 6102 sayılı TTK’nın 636/3-4 maddeleri gereğince kısmen kabulüne, davanın esası ile ilgili hüküm kurulmasından önce mevcut temsilcinin görev süresinin biteceği tarihe ya da ortaklar kurulunca yeni temsilci atanmasına, ilk derece mahkemesince HMK 396. maddesi gereğince verilecek yeni bir karara kadar ve her halükarda ilk derece mahkemesince davanın esası ile ilgili karar verilinceye kadar devam etmek üzere davalı şirket temsilcisinin şirket mal varlığını azaltıcı ve şirketi borçlandırıcı işlemlerinin kayyım onayına tabi tutulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili, 11/11/2022 tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımın görevlerini yapmadığını, bugüne kadar henüz bir rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, şirketin batma noktasında olduğunu, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişiminin kesildiğinden bahisle müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili … tarihli dilekçesi ile, denetçi kayyımının görevlerini yapmadığını, rapor hazırlayıp sunmadığını, şirketin reel faaliyetleri ile ilgilenmediğini, bu nedenle şirket işlerinin yürütülemez noktaya geldiğini, mahkemenin verdiği onaya rağmen 3 aydır kayyım onayı olmadığı için müvekkili şirketin kredisine erişimin kesildiğinden bahisle, müvekkili şirkete atanan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir.
Mahkemece verilen … tarihli ara karar ile, davalı şirket denetçi kayyımına izafe edilecek bir kusurun bulunmadığı kanaatine varıldığından davalılar vekilinin kayyım değişikliği talebinin reddine, davacı vekilince davalı şirkete yönetici kayyımı atanması ve davalı şirketin gayrimenkul ve araç kayıtları üzerine ihtiyati tedbir/haciz konulması talep edilmiş ise de, bu aşamada ihtiyati tedbirlerin değiştirilmesi ve davalı şirketin taşınmaz ve araç kayıtları üzerine yeniden ihtiyati tedbir konulmasını gerektirecek davacı tarafça yeni bir delil sunulmadığından ve henüz dosyada ayrıntılı bir kayyım raporu da ibraz edilmediğinden HMK’nın 396. maddesinde belirtilen ihtiyati tedbirin değiştirilmesine ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile, kayyımın yönetici kayyımı olarak vasfının değiştirilmesini zira, şirkete yönetici kayyımı atanmasının gelinen safahat itibari ile zorunlu olduğunu ayrıca, şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araçlara ihtiyati tedbir/haciz konulmasının da elzem hale geldiğini ileri sürerek, şirkete yönetici kayyımı atanması, yönetici kayyımının öncelikle halihazırdaki denetçi kayyımı olarak tayini, mahkeme aksi kanaatte ise, farklı bir isim olarak belirlenmesi, kayyım ücreti ve masrafının şirket tarafından karşılanması, şirket adına kayıtlı taşınmazlar ile araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulması, mahkeme aksi kanaatte ise, teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF EDİLEN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, “…Davalılar vekilince verilen … tarihli dilekçe ile, dosyamızda davalı şirkete denetçi kayyımı olarak atanan …’ın Konya BAM … Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarihli ara kararında belirtilen görevlerini yerine getirmediği, rapor ibraz etmediği, zamanında onay vermemesinden dolayı davalı şirketin krediye erişiminin engellendiğinden oluşan zararlar nedeniyle kayyım hakkında Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davası açtıklarından gereğinin yapılması talep edildiği anlaşılmış olup; TMK 431. Maddesindeki vasi atamasına ilişkin usul ve kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanacağı düzenlendiğinden ve TMK 418. Maddesinde de vasiliğe engel haller sayılırken husumet durumunun da sayıldığından, oluşan bu fiili durum nazara alınarak mahkememizce davalı şirkete denetçi kayyım olarak atanan …’ ın görevine son verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilince davalı şirkete yönetici kayyımı atanması ve davalı şirketin taşınmazları ve araçları üzerine ihtiyati tedbir, olmadığı takdirde ihtiyati haciz konulması yeniden talep edilmiş ise de mahkememizin 18/11/2022 tarihli mürafaasında bu talepler değerlendirilerek bir karar verildiğinden ve Konya BAM … HD’ since mahkememizce verilen daha önceki tarihli ihtiyati tedbir kararları kaldırılarak mahkememizce atanan denetçi kayyımın görev alanı da belirlendiğinden bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davalı şirkete dava aşamasında tekrar denetçi kayyımı atanması zorunluluğunun devam etmesi sebebiyle Konya Bilirkişilik Bölge Kurulu listesinde SMMM bilirkişisi olarak görev yapan …’ ın denetçi olarak tayinine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, davalı şirketin işleyişinde sorunlar olduğunu, mahkemece atanan kayyıma dahi bilgi ve belge verilmediğini, taleplerinin karşılanmadığını, şirketin batmak üzere olduğunu, yönetici …’ın hiçbir iş ve işleyişte isminin geçmediğini ve şirket yöneticisi olarak hareket ettiğine dair bir bilgi ve belgenin dosyada mevcut olmadığını, bu nedenle davalı şirkete yönetici kayyımı atanması veya ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, şirkete yönetici kayyım atanmasının hem ticari hem hukuki hem de ekonomik bir zorunluluk oluşturduğunun kayyım raporu ile de görüleceğini, şirket adına kayıtlı taşınmazlar ile araçlara ivedi olarak tedbir konulması gerektiğini, mahkemece 09/12/2022 tarihli ara kararı ile kayyım değişikliğine gidildiğini ancak tedbir taleplerinin reddedildiğini, 18/11/2022 tarihli ara kararı ile kayyım tarafından rapor sunulduğunda/sunulmadığında tedbir ve yönetici kayyım taleplerinin değerlendirileceği yönünde hüküm kurulduğunu, bu ara karar sonrasında ise kayyım tarafından 01/12/2022 dilekçede hala bir kısım belge ve bilgilerin kendisine verilmediği yönünde beyanları var iken ve davalının, şirketin batma noktasına geldiği yönünde beyanları var iken mahkemece taleplerinin haksız şekilde reddedildiğini ileri sürerek, mahkemece verilen … tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
HMK’nın 390. maddesinde de ”İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmü yer almaktadır.
Aynı Yasa’nın 396. maddesinde de ” Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
2004 sayılı İİK’nın 257. maddesinde ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2- Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Yasa’nın 258/1 madde ve fıkrasında ise; “İhtiyati hacze 50nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise; Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, davacı taleplerinin daha önce değerlendirildiği, verilmiş bir tedbir kararı da bulunduğu, gerek ilk derece mahkemesince gerekse de Dairemizce verilen kararlar sonrası durum ve koşulların değiştiğine dair herhangi bir bilgi ve bulgu da olmadığından ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilebilir bir karar olmadığı sonuç ve kanaatiyle, ihtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2- İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 352 ve 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
R.T