Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/596 E. 2023/1263 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM …HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … – (T.C Kimlik No: … )
2- … – (T.C Kimlik No: … )
3- … – (T.C Kimlik No: … )
4- …
5- …
6- … – (T.C Kimlik No: … )
: 7- … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
YAZIM TARİHİ : 25/05/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili banka ile dava dışı … arasında akdedilen kredi sözleşmeleri uyarınca müvekkili bankaca borçluya kredi kullandırıldığını, bu sözleşmelere davalıların borçlu, müşterek-müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, bu anlamda olmak üzere, asıl borçluya kullandırılan krediden kaynaklı bu borçtan imzaladıkları sözleşmelerde belirtilen kefalet tutarı ve her birinin kendi temerrüdünden dolayı doğmuş ve doğacak borçlardan sorumlu olduklarını, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine borçlulara Beyoğlu…Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numarası ile kat ihtarnamesinin keşide edildiğini ve kendilerine usulüne uygun bir mehil verildiğini, işbu süre içerisinde de borçlarını ödemeyerek temerrüde düşen borçlular hakkında, her bir kefil için kendi imzaları bulunan sözleşme tutarları ve kefalet limitleri de gözönünde bulundurularak işbu davaya konu ilamsız takibin başlatıldığını, borçlular tarafından ödeme emirlerine karşı ayrı ayrı takibe, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borcun tamamı ve fer’ilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, taraflar arasındaki 14/06/2019 tarihli “kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesi” başlıklı yapılandırma sözleşmesinin 2. maddesindeki şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde bankaca taahhütnamenin sona erdirileceğinin yazılı olduğunu, borçlular hakkında takip tarihinde birden fazla icra takibinin bulunması nedeniyle icra takibine girişilmesinin doğru olduğunu, imzalanan protokol hükümleri gereği müvekkili bankaca taahhütnamenin tek taraflı olarak feshedildiğini ve yine protokol hükümleri gereği başkaca bir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın taraflar arasındaki protokolün kendiliğinden hükümsüz kalarak sözleşme ve dolayısıyla ihtarname şartlarına ger dönüldüğünü beyan ederek davalıların Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile her bir davalı yönünden takip talebinde bildirilen tutarlar üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %57 temerrüt faizi, BSMV ve fer’ileri ile birlikte tahsili ve asgari %20 icra inkar tazminatı ile yargılama, ücreti ve yasal vekalet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ipotek veren asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmamasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, alacaklı-bankanın asıl borç için yeterli ölçüde ipotek verilmiş ve asıl borçlu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itiraz etmemiş iken BK. m. 487’ye dayanarak sırf kefili güç durumda bırakmak ve icra inkâr tazminatı elde etmek amacıyla kefile karşı cebri icraya başvurması hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, kaldı ki asıl borçlunun vermiş olduğu ipoteğin davacı-alacaklı bankanın alacağını karşılamaya yettiğini, kredinin yeniden yapılandırması sonrasında kefalet sözleşmesinin hükümsüz kalması sebebiyle davalı kefillere karşı yapılan takibin haklı bir gerekçesinin bulunmadığını, borcun yeniden yapılandırılmasının 6098 sayılı TBK m.133’de borçların sona erme sebepleri içinde sayılan “borcun yenilenmesi” anlamını taşıdığını, yenilemenin, sözleşme taraflarının iradeleri sonucu eski borcun kaldırılıp yapılandırılması sonucu yeni bir borç ortaya çıkardığını, bu sebeple yenilemenin sözleşmeye dayanan önceki borcu sona erdiren sebeplerden olduğunu, Emsal Yargıtay içtihatlarına göre de yeniden yapılandırılan borçlanmalarda, önceki asıl borç ve buna bağlı feri nitelikteki kefaletin sona erdiğini, açılan davaya dayanak yapılan kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinden sonra banka ile asıl borçlu arasında yapılandırma sözleşmesinin akdedildiği, yapılandırmanın sözleşmesinin kefalet sözleşmesini sona erdirdiğini, her ne kadar müvekkilleri, … ile … yapılandırmaya imza atmış olsalar da yeni bir kefalet sözleşmesi kurulmamış olmasına bağlı olarak sorumluluklarının doğmadığını, diğer müvekkilleri …, …, …, …, …’nin ise yapılandırma sözleşmesine imza atmadıklarını ve bu sebeple sorumluluklarının doğmadığını, imza atmış olsalardı dahi yeni bir kefalet sözleşmesi düzenlenmediği için sorumluluklarından bahsedilemeyeceğini, kefillerin BSMV yönünden herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununda düzenlenen “banka ve sigorta muameleleri vergisi” bankanın nakden veya hesaben tahsil ettiği paralar üzerinden alınan gider vergisi niteliğinde bir vergi olduğunu, mükellefinin ise banka olduğunu, müteselsil kefilin, azami sorumluluk miktarı (kefalet limiti) kapsamındaki asıl borçtan, kendi temerrüdü dolayısıyla doğan temerrüt faizinden ve bu temerrüt faizinin gider vergisinden sorumlu olduğunu, kefilin bunun dışında bir gider vergisinden (BSMV’den) yani hesap kesim tarihi ile temerrüt tarihi arasında işleyen akdi faizin (BSMV.)’nden sorumluluğunun bulunmadığını, netice itibariyle kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak müvekkili davalıların herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, her ne kadar davalıların kefalet sözleşmesinde imzaları bulunsa dahi kredi sözleşmesinin yapılandırıldığını, yapılandırılan kredi sözleşmelerinin kefalet sözleşmelerini hükümsüz bıraktığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın reddine, davacı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. Davacı tarafın, dava dışı … ile aralarında akdedilen kredi sözleşmeleri uyarınca bankaca borçluya kredi kullandırıldığını, bu sözleşmelere davalıların borçlu, müşterek-müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, bu anlamda olmak üzere, asıl borçluya kullandırılan krediden kaynaklı bu borçtan imzaladıkları sözleşmelerde belirtilen kefalet tutarı ve her birinin kendi temerrüdünden dolayı doğmuş ve doğacak borçlardan sorumlu olduklarını, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirilmemesi üzerine borçlulara Beyoğlu … Noterliği’nin … tarih ve…yevmiye numarası ile kat ihtarnamesinin keşide edildiğini ve kendilerine usulüne uygun bir mehil verildiğini, işbu süre içerisinde de borçlarını ödemeyerek temerrüde düşen borçlular hakkında, her bir kefil için kendi imzaları bulunan sözleşme tutarları ve kefalet limitleri de gözönünde bulundurularak işbu davaya konu ilamsız takibin başlatıldığını, davalıların itirazlarının borçluların gönderilen ödeme emirlerine karşı ayrı ayrı takibe, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borcun tamamı ve fer’ilerine itiraz edildiği ve takibin durduğunda bahisle; Davalıların Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile her bir davalı yönünden takip talebinde bildirilen tutarlar üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %57 temerrüt faizi, BSMV ve fer’ileri ile birlikte tahsili ve asgari %20 icra inkar tazminatı ile yargılama, ücreti ve yasal vekalet ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı tarafın davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davanın, İİK.67.maddesi gereği genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davası olduğu, davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, alacaklı … tarafından borçlular …, …, …, …,…, … ve … aleyhine Konya ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden …, …, …, …, … ve …’in sorumluluk tutarı 3.762.989,89 TL asıl ve fer’ileri ile birlikte toplam 4.920.344,47 TL alacaktan, …’nin sorumluluk tutarı 2.080.347,30 TL asıl ve fer’ileri ile birlikte toplam 2.727.101,27 TL alacaktan kaynaklı icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının sözleşmeler, Beyoğlu … Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye no’lu ihtarı, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı, hesap ekstresine müstenit olduğu, borçluların borca, takibe, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize ve tüm fer’ilerine itirazları sonucu takibin …, …, …., …, … yönünden 27.12.2019 tarihinde, diğer borçlular … ve … yönünden 30.12.2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, Mahkememiz dosyasının Emekli Banka Müdürü bilirkişi …’a tevdi edilerek rapor düzenlenmesinin istenildiği; bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 13.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Arasında imzalanan 17.04.2015 tarihli 5.000.000,00 TL limitli ve 29.06.2015 tarih ve 1.500.000,00 TL limitli 2 adet Kredi Çerçeve Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmelerin toplam limitinin 6.500.000,00 TL olduğunun, sözleşmelere davalılar …, …, …, …, …, … ve …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 17.04.2015 tarihli sözleşmede 5.000.000,00 TL limitle ve 29.06.2015 tarihli sözleşmeye 1.500.000,00 TL limitle müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığını, toplam kefalet limitlerinin 6.500.000,00 TL olduğunun, davacı banka tarafından davalılara gönderilen Beyoğlu …Noterliği’nin … tarih ve …yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin tebliğ şerhinde; davalılardan dava dışı asıl borçlu … ile davalı / kefil …’ne kat ihtarının tebliğ edilmediğinin, çıkış merciine iade edildiğinden 19.12.2019 icra takip tarihi itibariyle temerrüde düştüklerinin, diğer davalılar / kefiller; …, …, …, …, …, …’ne kat ihtarının 13.06.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 1 gün süre verildiğinden 15.06.2019 tarihinde temerrüde düştüklerini, ancak yeniden vadelendirilen kredinin sözleşilen tarihten önce, başka bir ihtarname çekilmeden ve temerrüt oluşmadan doğrudan icra takibine geçildiğinden, muhatapların 19.12.2019 icra takip tarihinden temerrüde düştüklerinin değerlendirildiğini, 14.06.2019 tarihinde, banka ile dava dışı asıl borçlu … ve davalı/kefillerinden; …, … ve … yetkili … tarafından 14.06.2019 tarihinde imzalanan kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesi imzalanmak suretiyle kredilerin K9000432 no’lu kredi ile yeniden vadelendirildiğini, 14.06.2019 tarihinde Kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesine istinaden açılan … no’lu taksitli kredi tutarının anapara tutarının 3.715.418.18 TL, yıllık akdi faiz oranının %25.50 kredi vadesinin 48 ay vadeli, ilk taksit ödeme tarihinin (bir yıl sonra) 15.06.2020 olduğunu, ancak kredinin henüz 1.taksit vadesi olan 15.06.2020 tarihi gelmeden 19.12.2019 tarihinde Konya … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında davalı kefiller, …, …, …, …, …, … ve …’nin hakkında ilamsız takipte ödeme emri ile takibe geçildiğinin, icra dosyasında, 27.12.2019 tarihinde davalı/kefillerin vekillerince icra dosyasına verilen itiraz dilekçelerinde; Banka ile müvekkilleri arasında yapılan anlaşma gereği borç tutarının 3.715.418,18 TL olarak belirlendiğini, borcun ilk ödeme vadesinin 15.06.2020 olduğunu, alacaklı bankanın imzalanan sözleşmeye aykırı olarak kararlaştırılan tarihten önce ilamsız icra takibi başlatılarak müvekkillerinin zarara uğratıldığını, bu nedenle yapılan takibin haksız olduğundan takibin durdurulmasının talep edildiğini, icra dairesince takibin durdurulduğu, davacı banka ile 14.06.2019 tarihinde imzalanan Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Taahhütnamesi gereği kredinin 3.715.418.18 TL ana para üzerinden, ilk taksit tarihinin bir yıl sonra (15.06.2020) olmak üzere yeniden vadelendirildiğini, ancak banka tarafından taahhütname ve ödeme planında ödeme vadeleri gözetilmeksizin kefiller hakkında ihtarname keşide edilmeden 19.12.2019 tarihinde Konya…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında doğrudan takibe geçildiğini, bu nedenle icra emriyle haklarında takip başlatılan davalı/kefillerin 19.12.2019 icra takip tarihi itibariyle temerrüde düştüklerinin, 19.12.2019 icra takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalı kefiller yönünden … no’lu taksitli ticari kredi ile ilgili olarak 3.715.418.18 TL ana para, 494.769.85 TL işlemiş akdi faiz ve 24.738.49 TL BSMV olmak üzere toplam 4.234.926.52 TL banka alacağının hesap edildiğini, takip emrinde …’nin 2.080.347.30 TL asıl alacak tutarı üzerinden sorumlu tutulduğundan ayrı hesaplandığını, 19.12.2019 icra takip tarihi itibariyle; davacı bankanın davalı kefil …’den 2.080.347.30 TL ana para.277.032,91 TL işlemiş akdi faiz ve 13.851.65 TL BSMV olmak üzere toplam 2.371.231.86 TL banka alacağının hesap edildiğini, 19.12.2019 icra takip tarihinden sonra uygulanması gereken temerrüt faiz oranının %57 olduğunun bildirildiği, Mahkememiz dosyası içerisine celbedilen Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ile; Davacı …tarafından, davalılar …, …., … aleyhine genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılmış icra takibine yönelik itirazın iptali davası açıldığı, 07.10.2020 tarihinde davanın vadeden önce icra takibi yapıldığından ve alınmış ve uygulanmış ancak kesin hacze dönüştürülmüş bir ihtiyati haciz kararının da olmadığından işbu davanın esastan reddine, yasal koşullar oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, istinaf incelemesinde olduğunun görüldüğü, Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan 17.04.2015 tarihli 5.000.000,00 TL limitli ve 29.06.2015 tarih ve 1.500.000,00 TL limitli 2 adet Kredi Çerçeve Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmelerin toplam limitinin 6.500.000,00 TL olduğu, sözleşmelere davalılar …, …, …, …, …, … ve …’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak 17.04.2015 tarihli sözleşmede 5.000.000,00 TL limitle ve 29.06.2015 tarihli sözleşmeye 1.500.000,00 TL limitle müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı toplam kefalet limitlerinin 6.500.000,00 TL olduğu, Beyoğlu … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarnamesinin tebliğ şerhinde; davalılardan dava dışı asıl borçlu… ile davalı / kefil …’ne kat ihtarının tebliğ edilmediği, çıkış merciine iade edildiği,+ 14.06.2019 tarihinde, banka ile dava dışı asıl borçlu … ve davalı/kefillerinden; …, … ve … yetkili … tarafından 14.06.2019 tarihinde imzalanan kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesi imzalanmak suretiyle kredilerin …no’lu kredi ile yeniden vadelendirildiği, 14.06.2019 tarihinde Kredilerin yeniden vadelendirilmesi taahhütnamesine istinaden açılan … no’lu taksitli kredi tutarının anapara tutarının 3.715.418.18 TL, yıllık akdi faiz oranının %25.50 kredi vadesinin 48 ay vadeli, ilk taksit ödeme tarihinin (bir yıl sonra) 15.06.2020 olduğu ancak kredinin henüz 1.taksit vadesi olan 15.06.2020 tarihi gelmeden 19.12.2019 tarihinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı kefiller, …, …, …, …, …, … ve …’nin hakkında ilamsız takipte ödeme emri ile takibe geçildiği, davacı banka ile 14.06.2019 tarihinde imzalanan Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Taahhütnamesi’nin ikinci kısmında Taahhüde uyulmamasının hukuki sonuçlarının düzenlendiği, davacı tarafça taahhüde uyulmamasının hukuki sonuçlarının düzenlendiği hükümleri kapsamında kalan bir hususun varlığı iddia edilmediği gibi bu kapsamda herhangi bir delilin de sunulmadığı, 14.06.2019 tarihinde imzalanan Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Taahhütnamesi gereği kredinin 3.715.418.18 TL ana para üzerinden, ilk taksit tarihinin bir yıl sonra (15.06.2020) olmak üzere yeniden vadelendirildiği, ancak banka tarafından taahhütname ve ödeme planında ödeme vadeleri gözetilmeksizin kefiller hakkında ihtarname keşide edilmeden 19.12.2019 tarihinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında doğrudan takibe geçildiği, vadesi gelmeyen alacağın icra takibine konu edilemeyeceğinden davalıların icra takibine itirazlarında haklı oldukları, davalı tarafın kötüniyet tazminat taleplerinin şartları oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın reddine, davalıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme Bankacılık Kanunu 49. Madde ve karşılıklar yönetmeliği hükümlerini dikkate almadan sürpriz bir karara imza attığını, mahkemenin yeterli inceleme yapmadan vadeden önce takip yapıldığından bahisle davalarının reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, taahhütname hükümlerinin ihlal edildiğini, borçlular tarafından imzalanan taahhütnamenin 2. maddesinin 2. fıkrasında; “Aşağıdaki hallerin herhangi bir tanesinin gerçekleşmesi halinde ödemelerde aksama olmasa dahi iş bu taahhütname Banka tarafından takdire binaen tek taraflı olarak sona erdirilebilecek ve yasal takip işlemlerine başlanabilecektir.” hükmüne amir olup taraflarınca, borçlular hakkında icra takibine başlanmadan önce dava dışı asıl borçlu ile davalı kefillerin mal varlıkları üzeri çok sayıda takip/haciz şerhinin işlendiğini, başlatılan icra takipleri ve açılan davalar doğrultusunda, faaliyetine devam edemeyen, hatta müvekkili bankaya olan borcunu, mal varlığı ile dahi ödeyemeyecek hale gelen dava dışı asıl borçlu ve davalı kefiller hakkında, imzalanan Protokol hükümleri gereği, taahhütnamenin tek taraflı olarak feshedildiğini, grup firması …’ye KGF kefaleti ile kullandırılan kredinin yapılandırılamaması ve gecikme gün sayısının 99 güne ulaşarak donuk alacağa dönüşmesi sebepleriyle de ..’na eleme ve araştırma yapılmayarak itirazın iptali davalarının reddine karar verildiğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davacı tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin … tarih … yevmiye sayılı kat ihtarnamesi ile kredi sözleşmesi kat edilerek sonlandırıldıktan sonra hesap kat ihtarnamesinde belirtilen borç 14/06/2019 tarihli ”Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Taahhütnamesi” başlıklı belge ile yapılandırılmış ve ilk taksitin ödeme günü 15/06/2020 tarihi olarak belirlenmiştir.
Davacı ilk taksidin ödeme günü gelmeden 19/12/2019 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı kat ihtarnamesine dayalı olarak davalılar hakkında ilamsız icra takibinde bulunmuş ve imzalanan taahhütnamenin 2.2. maddesine uygun olarak yapılandırmanın, dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında başlatılan icra takipleri ve davalar olması nedeniyle taraflarından tek taraflı olarak feshedildiğini beyan etmiştir. Davacı tarafından icra takibinden önce davalılara ve dava dışı borçlu şirkete yapılandırmanın tek taraflı olarak feshedildiği yönünde yazılı bir bildirimde bulunulmamıştır.
14/06/2019 tarihli yapılandırma taahhütnamesinin “Taahhüde Uyulmamasının Hukuki Sonuçları” başlıklı 2. kısmının 2. maddesinde; 3. Şahıslar tarafından taahhütnameyi imzalayanlar hakkında icra takibi başlatılması veya dava açılması veya başlatılan takiplere devam edilmesi ve bu durumun ticari faaliyetlerini önemli ölçüde etkilemesi halinde veya taahhütnameyi imzalayanlar hakkında açılmış herhangi bir davada ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı vs. verilmesi halinde veyahut taahhütnameyi imzalayanlar hakkında konkordato veya iflas veya iflasın ertelenmesi veyahut şirketin infisahının talep edilmesi halinde veyahut bankanın izni olmaksızın şirketin ortaklık yapısının değişmesi, şirketin tür değiştirmesi, sermaye azaltılması, birleşme veya bölünme kararı verilmesi halinde veyahut taahhütnameyi imzalamayan kefillerden herhangi birisinin TBK nun 601. maddesi uyarınca bildirimde bulunması halinde ödemelerde aksama olmasa dahi alacaklı bankanın takdire dayalı olarak tek taraflı olarak yapılandırma sözleşmesini sona erdirebileceği ve yasal işlemlere başlayabileceği yazılıdır.
Davacı, dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında 3. kişiler tarafından başlatılan bir çok icra takibi ve açılan davalar olduğu için yapılandırma taahütnamesinin bu maddesine dayalı olarak yapılandırmayı tek taraflı olarak feshettiğini beyan etmiş olup ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama esnasında dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında başlatılan icra takipleri ve açılan davalar hakkında herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Ancak istinaf dilekçesinde dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında 3.kişiler tarafından başlatılan bir kısım icra takiplerinin listesini yazarak bu icra dosyalarından dava dışı borçlu şirket ve davalı kefillerin araç ve taşınmazlarına konan hacizlerle ilgili araç takyidat bilgileri ve tapu kayıt örnekleri sunmuştur.
İlk derece mahkemesince ön inceleme tensip tutanağının tutanağının hazırlandığı 01/07/2020 tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 6100 sayılı HMK’nın 140/5.maddesinde:”Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesince ön inceleme duruşmasında HMK’nın 140/5. maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için bir süre verilmeden tahkikat aşamasına geçilerek dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Bu sebeple davacıya HMK’nın 140/5. maddesi gereğince dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında 3.kişiler tarafından başlatılan icra takipleri ve açılan davalarla ilgili gerekli açıklamayı yapması için iki haftalık kesin süre verilmesi, açıklama yapıldığında ilgili dosyaların getirtilerek incelenmesinden sonra bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmadığından davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Konya… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç