Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/556 E. 2023/1214 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : …- …
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … ve … tarihlerinde tesis edilen ara kararlara ilişkin davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1945 doğumlu, okuma yazması olmayan, herhangi bir ticari faaliyette bulunmayan, bakıma muhtaç bir kimse olduğunu, bu nedenle de imza atamadığını, davalı …’in ise müvekkilinin gelini olduğunu, müvekkilinin Ereğli(Konya) İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile aleyhine takip başlatıldığını tesadüfen öğrendiğini, takibe konu senet üzerindeki imzanın kendisine mi başkasına mı ait olduğunu anlayamadığını, bu nedenle senet üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, kaldı ki müvekkilinin yaşı itibariyle kendisini borç altına sokacak hukuki işlemlerde geçerli bir irade beyan edebilecek durumda da olmadığını, senetteki imza davacıya ait olsa dâhi usulüne uygun bir imza olmadığını, geçerli bir irade beyanı içermediğini, bu sebeple senet içeriğine de itiraz ettiklerini, senedin davalı tarafından düzenlenmiş olması ihtimaline binaen senet üzerindeki yazı ve imzaların davacı veya davalıya ait olup olmadığına ilişkin yazı ve imza incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davalı ile davacı arasında takibe konu bononun düzenlenmesini gerektirir herhangi bir alacak-verecek ilişkisi bulunmadığını, bononun kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermediğini, müvekkiline ait … plakalı … marka … tipi aracının kıymet takdirinin 27.01.2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, bu suretle müvekkilinin tek malvarlığının satış tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, yüksek enflasyon da düşünüldüğünde müvekkilinin arabasının satılması hâlinde işbu dava sonuçlandığında aynı arabanın aynı paraya alınma imkanı bulunmadığını belirterek; davanın mahiyeti, davacı ve davalı arasındaki yakın akrabalık ve davacının uğraması muhtemel zararlar birlikte değerlendirilerek takibin öncelikle teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığı durdurulmasına, müvekkilinin Ereğli(Konya) İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konu 20.11.2021 keşide, 20.05.2022 vade tarihli, düzenleyenin …, lehtarın … olarak gözüktüğü 90.000 Türk Lirası bedelli bononun borç içermediğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kısıtlı olmadığını, imza atabildiğini, bu dava için vekalet çıkartmış olmasının bu hususu ortaya koyduğunu, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği, “İİK’nın 72. maddesinin 3. fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına değil, tedbir yoluyla ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesine karar verilebileceği, somut olayda icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası olduğu ve tedbiren icra takibinin durdurulmasının talep edildiği,, 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesinde dikkate alındığında talep fazlası karar verilemeyeceği gerekçesiyle icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 27.02.2023 tarihli talep dilekçesi ile; ek belgeler sunarak; dava konusu bono üzerinde nakten kaydı bulunduğunu, oysaki davalı … ve eşinin senedin evlenmeden önce vaat edilen altın bağışının teminatı olarak doldurulduğu yönünde beyanda bulunduklarını, davalı tarafın öncelikle müvekkilinin kendilerine böyle bir bağış vaadinde bulunup bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğunu, aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte davalı ve eşinin senedin bir borç içermediğini, altın borcunun teminatı olarak verildiğini beyan ettiklerini, bunun da dava konusu bononun kambiyo senedi vasfını taşımadığını açıkça ortaya koyduğunu belirterek; müvekkilinin en azından yaklaşık ispat koşulunu sağladığı değerlendirilerek dava konusu icra takibinin veyahut icra takibindeki satış işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 27/02/2023 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; Davacı yanın İhtiyati Tedbir yolu ile icra takibinin durdurulması talebinin, daha önce mahkemenin 23/02/2023 tarihli ara kararı ile değerlendirildiği gerekçesiyle 27/02/2023 tarihli aynı mahiyetteki talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir başvurusunda bulunduklarını, mahkemece 23.02.2023 tarihinde kurulan ara karar ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine yeni bir harç yatırılarak mahkemece dava dilekçesinde yer alan savcılık dosyasının getirtilmediğini, bu dosya arasında davalı ve eşinin kollukta alınan beyanlarının bulunduğunu, bu beyanlarda açıkça senedi talil ettiklerini, senedin borç içermediğini ikrar ettiklerini kabul ettiklerini, bu yazılı deliller ile müvekkilimizin tedbir için gerekli olan yaklaşık ispat koşulunu fazlasıyla yerine getirdiğini beyan ettiklerini ve ve yeniden ihtiyati tedbir talep ettiklerini, mahkemece, 23.02.2023 tarihinde ihtiyati tedbirle ilgili ara karar kurulduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, oysaki 27.02.2023 tarihli talepleri ile ilgili harcın yatırıldığını ve yeni gerekçeler eklenerek yeni bir ihtiyati tedbir talep ettiklerini, taleplerinin kabulü gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu, altının bir mal olup nakit sayılmadığını, dava konusu bononun ise nakten kaydı içerdiğini, davalının resmi makama yapmış olduğu beyanda mal verdiğini iddia ettiğini, bu nedenle bonoyu talil ettiğini, işbu davada ispat yükünün davalı üzerine geçtiğini, imzaya ve hukuki ilişkiye ilişkin itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, davalının dava konusu bononun bağışlama vaadine dayanarak verildiği yönündeki beyanının da takip konusu evrakın bono olmadığını açıkça gösterdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin 23.02.2023 ve 27.02.2023 tarihli ara kararlarının kaldırılarak takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık, ihtiyati tedbir talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; İhtiyati tedbir talep eden davacının Ereğli/Konya İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 20.11.2021 tanzim, 20.05.2022 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürerek ihtiyati tedbir talep ettiği, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde yer alan; “ İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” düzenlemesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, davacının İİK 72/3. maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde bir talebi olmadığı, bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B