Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/546 E. 2023/1221 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 07/03/2023
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
TALEP : İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 07/03/2023 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2019-2020-2021 yıllarına ait genel kurul toplantısının 16/09/2021 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin şirkette 48.900,00TL değerinde 163 hissesinin olduğunu, yapılan genel kurula müvekkilinin usulüne uygun olarak çağrılmadığını, müvekkilinin şirket ortağı olarak usul ve esaslara göre usulüne uygun olarak toplantıya çağrılması gerektiğini, toplantıya çağrılmayan şirket hissedarı müvekkilinin yasalara göre alınan kararların iptalini isteme hakkının olduğunu, toplantıda alınan kararların usule uygun olmadığını, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğunu, anonim şirketlerin yönetim kurulu aracılığıyla yönetilmekte olup yönetim kurulunun sorumluluklarının olduğunu, müvekkili ile birlikte diğer şirket hissedarlarının oy kullanmadan alınan ibra kararının ve şirket taşınmazının tevhid ve ifrazı işlemine ilişkin kararın da usulsüz olduğunu, davalı şirketin faaliyet yapamayacak durumda olup iflasın eşiğinde olduğunu, 21/05/2010 yılında iflas talebi ile yapılan başvurularına ilişkin iflas erteleme kararı verildiğini, bazı alacaklıların itirazı üzerine bu kararında kaldırılmasına karar verildiğini, 30/09/2009 tarihinde şirkete kayyım atanmasına karar verildiğini bu tarihten itibaren de şirketin durumunda bir değişiklik olmadığını, şirket taşınmazına yönelik alınan tevhid-ifraz işlemlerinin şirket hissedarlarını mağdur edeceğini beyanla öncelikle dava sonuçlanıp verilen hüküm kesinleşinceye kadar genel kurulda alınan bu kararların uygulanmasının geri bırakılması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; “…somut olayda, genel kurul toplantısına çağrıya usulsüzlük tek başına iptal sebebi olmayıp, nisabı etkilemesi halinde iptal sebebi olabillir; yine yönetim kurulu üyelerinin kendi ibraları sonucunu doğuran kararlarda oy kullanmaları çoğunluk nisabını etkilemesi halinde iptal/butlan sebebi olabilir; yönetim kurulunun ibrasının ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı ancak yargılama sırasında bilirkişi incelemesiyle tespit edilebilecektir; şirketin taşınmazının tevhid/ifraz işlemine tabi tutulması taşınmazın satılacağı veya amaç dışında kullandırılacağı anlamına gelmez, tevhid/ifraz işleminden ne gibi bir zararın doğacağı davacı tarafça açıklanmamıştır veya buna dair delil sunulmamıştır. Hal böyle olmakla talep eden vekilinin dilekçesindeki iddiaları talep edilen tedbir için bu aşamada yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmediği….” gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; iptal davası açabilmek için şirketin genel kurulunca olağan veya olağanüstü toplantıda bir karar alınmış olmasının şart olduğunu, ancak davalı şirket, faaliyet yapamayacak durumda olup iflasın eşiğinde olduğunu, yaklaşık ispat yükünün taraflarınca fazlasıyla yerine getirildiğini beyanla yerel mahkemece verilen 07.03.2023 tarihli karar usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, aksi takdirde müvekkilinin mağduriyetinin telafisi mümkün olmayan noktalara ulaşacağını, açıklanan nedenlerle talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen ara karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; davacı vekilinin 18/05/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinden feragat ettiğini bildirdiği, vekaletnamesinde kanun yoluna başvurmaktan feragate yetkisinin bulunduğu ve dosyanın henüz karara bağlanmadığı anlaşıldığından; HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır