Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/503 E. 2023/1258 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/03/2023
NUMARASI : … Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 05/06/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 01/03/2023 tarihinde tesis edilen ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili 31/01/2023 tarihli dilekçesi ile dargılama aşamasında yeni bir hukuki durumun meydana geldiğini, davalı şirketin dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ile taraflar arasındaki cari ilişkiyi kabul ettiğini, davalı tarafça borç bakiyesinin taraflarına teslim edilen ve satışı yapılan taşınmazlar ile ödendiğini iddia ettiğini, bu nedenle borcun varlığının davalı tarafça açıkça kabul edildiğini, davalı tarafça taşınmazların ve bir takım mahsullerin bedellerinin borçtan mahsubu gerektiğini iddia ettiğini, bu nedenle ispat yükünün yer değiştiğini, borcun doğumu ve varlığı konusundaki ispat yüklerinin ortadan kalktığından yaklaşık ispat şartının aranma durumunun da ortadan kalktığını, davalı tarafın muhasebe biriminde görevli personeli ile hesap mutabakatına yönelik yapılan mail yazışmalarının ekte olduğunu, alacağın varlığı konusunda tereddüt kalmadığını, alacağın sona erdiğinin ispatı davalı tarafa geçtiğini, her ne kadar mahkemece ihtiyati haciz kararının reddine karar verilmiş ve taraflarınca bu karar istinaf edilmiş ise de oluşan yeni durum karşısında işbu taleplerinin önceki taleplerinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle davalı tarafın taşınır taşınmaz mal varlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına, dava değeri tutarında ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haciz kararının davaya konu Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden infazına karar verilmesi talep edilmiş edilmiştir.
İlk derece mahkemesince 01/02/2023 tarih … Esas sayılı ara karar ile;”…
davalının cevap dilekçesi ile davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettiği, takip ve dava konusu borcun bir kısım taşınmazların devri suretiyle ödendiğini iddia ettiğinden ve borcun ödendiğine ilişkin ispat yükünün davalı tarafta olduğundan ve yine davalı tarafın henüz ödeme iddiasını yaklaşık olarak ispatlayamamış olduğundan İİK 257 ve devamı maddeleri nazara alındığında; dava konusu hak ve alacağın rehinle temin edilmediği ve davacının taleplerini yaklaşık ispat derecesinde ispat ettikleri anlaşıldığından talebin kabulüne ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir. (Konya BAM … HD. … E. … K. Sayılı İlamı)” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; İİK nun 257 ve devamı maddeleri gereğince, dava değeri olan 2.410.436,29 TL miktarındaki alacakla sınırlı olmak kaydıyla takdiren %10 teminatlı olarak Davalı … Anonim Şirketi’ nin mal varlıkları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davacının karar tarihinden itibaren 10 gün içinde talep etmesi halinde ihtiyati haciz kararının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden infazına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; somut olayda dosya Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas numarası ile derdest iken; yerel mahkemece yeni bir hüküm tesis etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme istinaf incelemesinde olan bir dosya için karar verecek ise kanun yoluna başvurulmuş olmasının sadece yargılama sürecini uzattığı ve usul ekonomisinin gözetilmediği gibi bir durum ortaya çıkacağını, davacı taraf her ne kadar borcun varlığı ve doğumu konusundaki ispat yükümlüğünün yer değiştirdiğini iddia etse de işbu davada her halde ispat yükü davacı şirket üzerinde olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, ortada mal kaçırmaya yönelik hiçbir delil bulunmadığını, salt davacı beyanları gözetilerek verilmiş olan ihtiyati haciz kararının hatalı olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu gözetilecek olsa bile; mahkeme tarafından %10 teminat tutarının yatırılması halinde ihtiyati haczin icra edileceği belirtildiğini ancak bu teminat tutarının yeterli olmadığını, mahkeme tarafından hükmedilen teminat tutarı müvekkili şirketin uğrayacağını zararı karşılamadığını, gelinen noktada ise haklı bir neden yokken müvekkili şirketin taşınır taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki alacakları üzerinde ihtiyati haciz konulduğunu, aynı zamanda söz konusu yargılamada ihtiyati haciz kararı dosya üzerinden verilmiş olup müvekkili şirketin hukuki dinlenilme hakkının gözetilmediğini beyanla itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince 01/03/2023 tarihli ara kararı ile özetle; “…davalı vekilince mahkememizden sadır olan 01/02/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının yasal şartları taşımadığı, borcun varlığının yargılamayı gerektirdiği, müvekkilinin borç kaçırmaya yönelik olarak herhangi bir delilin de bulunmadığı ve ihtiyati haciz kararının doğru olduğu kabul edilse bile kararda belirtilen %10 teminatın müvekkilinin mağduriyetine neden olacağı ileri sürülerek ihtiyati haciz kararının kaldırılması ve teminatın oranının yükseltilmesi talep edilmiş ise de; tüm dosya kapsamı ile taraflar arasında borcun doğumu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın borcun ödenip ödenmediği noktasında olduğu ve bunun da yargılama sonunda ortaya çıkacak bir durumun olması nedeniyle davada gelinen aşama ve toplanan delillere göre İİK’nun 257/1. maddesinde belirtilen ihtiyati hacze ilişkin yasal şartların mevcut olduğu ve mahkememizde takdir edilen teminat dosya kapsamı, İİK’nun 259. ve HMK’nun 87. maddeleri ile mevcut uygulamalara uygun olduğu kanaatine varıldığından davalı vekilinin itirazlarının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davalı vekilinin mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına ve teminat oranına yönelik yaptığı itirazların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme 22.11.2022 tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verdiğini, davacı taraf, söz konusu kararın reddine karşı 12.12.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurduğunu, davacı taraf, istinaf başvurusundan sonra yargılama sırasında yeni bir hukuki durum meydana geldiği sebebine dayanarak mahkemeye sunduğu 31.01.2023 tarihli dilekçesiyle ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, davacı tarafın bu dilekçesine karşılık; yerel mahkeme 01.02.2023 tarihli ara kararıyla 22.11.2022 tarihli ara kararından dönerek ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verdiğini, ancak, 12.12.2022 tarihli istinaf başvurusuna karşılık, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında davacı tarafın istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verdiğini, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin iş bu kararı kesin olmak üzere verdiğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 01/02/2023 tarihli ara kararı, Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı kararını hiçe saydığını beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haczin kabulü kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen itirazın reddine dair ara kararın kaldırılmasına ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre daha önce davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yaklaşık ispat gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 25/01/2023 tarih, … Esas-… Karar sayılı kararı ile;”, Somut olayda; talep tarihi itibariyle ihtiyati haciz talep eden davacı tarafından mal teslimi konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı, ihtiyati haciz talebinin kabulü için İİK’nın 257 ve 258. madde koşullarının oluşmadığı ve bu itibarla ilk derece mahkemesince talep tarihindeki mevcut delillere göre talebin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı..” gerekçesiyle davacının istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinden sonra davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde;” Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında cari hesaba dayalı bir ticari ilişki mevcuttur. Davacı şirket ile müvekkil arasında oluşan borç bakiyesi davacı tarafa teslim edilen ve satışı yapılan aşağıda bahse konu bilgileri verilen taşınmazlar ile ödenmiştir.” şeklinde beyanda bulunulduğu, davacının davalının bu beyanına göre tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince davalının beyanları dikkate alınarak davacının ihtiyati haciz talebinin bu kez kabul edildiği görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları” düzenlemiş olup,
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.maddesinin 1.fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (HMK m.200).
Somut olayda; davalının cevap dilekçesiyle taraflar arasındaki ticari ilişkiyi, bu kapsamda mal teslimini kabul ettiği, ancak ödeme savunmasında bulunduğu, bu durumda davacının ikinci talep tarihinde yaklaşık ispatın sağlandığı, bu itibarla ilk derece mahkemesince davacının ikinci talep tarihindeki mevcut delillere göre ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinde ve daha sonra da davalının itirazının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç