Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/342 E. 2023/826 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNANLAR : 1- … – (T.C. Kimlik No:…)

2- …
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
YAZIM TARİHİ : 14/04/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkiline ait Akşehir Ticaret Odasına tescilli … model … tipli yükleyici kepçesine 25/09/2021 tarihinde …’ın …Bayisi …’den müvekkilinin motor filtresine … marka yağ filtresi aldığını, daha sonra kepçede motor arızası gerçekleştiğini, arızası sebebiyle Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinde … D.İş Esas- … D.İş Karar sayılı dosyası ile keşif ve tespit yapıldığını, yapılan tespitte davalı taraftan alınan garanti kapsamındaki yağ filtresinin arızalanmasından dolayı yağlama yapmadığı ve netice olarak iş makinesinin motorunda arıza olduğunun belirtildiğini, arıza mahiyetinin ne ve ne kadar olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını ileri sürerek, iş makinasında meydana gelen arıza sebebi ile zararın (meydana gelen hasar ve hasarın giderilmesi için yapılması gereken tüm masraflardan kaynaklı zararın ve kazanç kaybının) bilirkişi raporunda sonra arttırılmak üzere şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL (belirsiz alacak davası) maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans (ticari) faiziyle davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin işbu davada taraf sıfatının bulunmadığını, söz konusu yağ filtresini ikrar ettiği gibi …’den aldığını, müvekkilinin davacıyı tanımadığını, herhangi bir ticari satımdan kaynaklanan hukuki ilişkilerinin de bulunmadığını, davacının müvekkilinin bayisi olarak nitelendirdiği … ile herhangi bir bayilik sözleşmesinin de bulunmadığını, dava konusu taleplerin hak düşürücü süreye tabi olduğunu, davacı tarafça kesin ve belirlenebilir nitelikte olan talepleri yönünden belirsiz alacak davası açıldığını, davacının uğramış olduğu zarar nedeniyle müvekkiline yönelttiği iddiaların yersiz olup, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu hasar ile müvekkili tarafından satılan yağ filtresi arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece “…Toplanan deliller, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114 ve 115. Madde gereğince öncelikle dava şartlarının incelenmesi gerekmektedir. HMK nun DAVA ŞARTLARI başlıklı 114. Maddesinin birinci fıkrasının d ve e bendinde ” Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e)Dava takip yetkisine sahip olunması.” dava şartı olarak sayılmıştır.
HMK nun dava şartlarının incelenmesi başlıklı 115. maddesi; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2)Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmünü amirdir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı, davacı ve davalı vekillerinin dava ve cevap dilekçelerine ekledikleri belgeler, müzekkere cevapları incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde de kabul ettiği üzere dava konusu zarara sebep olduğu iddia edilen … marka yağ filtresi dava dışı … den satın alınmıştır. Dava dışı …’ nin davalı …’ ın bayii olmadığı da anlaşılmıştır.
Bu nedenle, davalının pasif dava ehliyetinin olmadığı anlaşıldığından, dava şartının eksik olduğu ve davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı tarafça, iş makinesinde meydana gelen arıza nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemi ile açılan işbu davada, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Öncelikle, taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddî) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK md. 8) ve tüzel (TMK md. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir (HMK md. 50). Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.
Dava ehliyeti ise; HMK’nın 51 inci maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9 uncu maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da başka bir anlatımla taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında re’sen (kendiliğinden) gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Taraf sıfatı, bir başka ifadeyle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı da pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının belirlenmesinde olduğu gibi maddi hukuka göre tespit edilir.
Sıfat dava şartı değil, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esası incelendikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Diğer bir ifadeyle bir davada taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetinin (davacı veya davalı sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen ilk itiraz ya da davalı tarafından ortaya konulması gereken def’i niteliğinde olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2022 tarihli ve 2020/(15)6-609 Esas, 2022/1424 Karar sayılı kararı).
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, her ne kadar mahkemece davalının pasif husumet ehliyeti olmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, husumet dava şartı değil, itiraz olduğundan ve dosya kapsamı ile mevcut delil durumu itibariyle, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varıldığından, husumetten red kararı da davanın esasına yönelik bir red kararı olduğundan, mahkemece davanın, davalının pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, kamu düzenine ilişkin ve re’sen nazara alınması gereken işbu husus nedeniyle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, mahkemece hükmedilen vekalet ücreti istinaf sebebi yapılmadığından, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücretinin verilmesine ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2022 tarih, … Esas -… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 78,00 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 570,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın, davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7- HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C)İlk derece mahkemesince yazılan 01/03/2023 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
E)Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T