Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2022
NUMARASI : Esas Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
DAVA : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/01/2024
YAZIM TARİHİ : 05/01/2024
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 27/10/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklının Konya.. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile davacıya karşı kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, ancak böyle bir borç ilişkinin mevcut olmadığını, senetler üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu ancak alacaklı kısmı ve diğer hususların davacı tarafından doldurulmadığını, senet ödemelerinin … isimli şahsa yapıldığını, ödeme yapıldıktan sonra… isimli şahsın senetleri davacıya geri vermediğini, senetlerin daha sonrasında İndirim 365 Tüketim Merkezi Ticaret Limited Şirketi adına doldurulduğu ve ciro edildiğini, alacaklı … borcunu tahsil etmek amacıyla senette yalnızca imzası bulunan davacı aleyhine icra takibine başladığını, … ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının bu kişiye herhangi bir borcu olmadığını, dava açılmadan evvel arabuluculuğa gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını beyan ederek taleplerinin kabulü ile davacının davalı ile aralarında alacak borç ilişkisinin bulunmadığının tespitine, teminatlı ya da teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine, icra takibinin durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın %20sinden az olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı her ne kadar davalıyla arasında herhangi bir hukuki bir ilişkisinin olmadığını iddia etse de şekli olarak görünen davalının 3. Bir şahıs olduğu İİK ilgili maddeleri uyarınca kıymetli evrakı elinde bulunduran cirantalara karşı aksi ispat edilinceye kadar haklarından istifade etmelerine engel olunamayacağı, keşidecinin elinden senedin haksız olarak çıkmış olduğu iddiasının ancak kötü niyetinin ispatlanması halinde 3. iyiniyetli cirantalara karşı ileri sürülebileceği, bununla beraber alacağın bir senede bağlı olması halinde aksinin iddia eden borçlunun HMK ilgili hükümleri uyarınca senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunduğundan dosya kapsamında davacının elinde herhangi bir somut yazılı bir delilinin bulunmaması, ayrıca davalının kötü niyetinin ispatlanamaması dikkate alındığında dava konusu senedin de davacı tarafından imzalanmış olduğu, her ne kadar boş olarak imza atıldığı iddia edilse de imzanın sorumluluğu gereği davacının iddia etmiş olduğu hususları geçerli somut vakıa ve delillerle ispatlayamadığı…” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada ispat yüküne ilişkin yanlış değerlendirme yapıldığını, takibin açıkça kötüniyetli yapıldığını, bono üzerindeki imza her ne kadar müvekkile ait olsa da müvekkilinin bu senedi İndirim 365 Tüketim Merkezi Ticaret Limited Şirketi’ne taahhüt etmediğini, her şeyden önce bono üzerinde malen kaydı bulunduğunu beyanla kararın kaldırılarak davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı).
Davacının dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, 6102 sayılı TTK’nın 680.maddesine göre açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğu, böyle bir senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden tarafın bu iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, davacının senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu yazılı delille ispat edemediği, şahsi defilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 427,60 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 346,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/01/2024 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır