Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/335 E. 2023/825 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … -…
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
YAZIM TARİHİ : 26/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis … şirketinin bir kısım ortakları tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul’dan önce sahip oldukları hisselerin …’ne devir edilmesinde kanuna ve usule aykırılık bulunmadığını, hisse devirlerinin noter huzurunda yapıldığını, Genel Kurul toplantısı ile ilgili hazırlık ve davet faaliyetleri usul ve yasaya uygun yapıldığını ve iki adet Ticaret Bakanlığı temsilcisinin gözetiminde 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kanuna uygun şekilde gerçekleştirildiğini, genel kurul toplantısına ilişkin olan tüm bilgi ve belgeler … sunulduğunu,… tarafından 18.05.2022 tarihli Genel Kurul Toplantısı kararlarının neden TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapıldığı yönünde bir açıklamada bulunulmadığını, zira 22.02.2022 tarihli Genel Kurul kararlarının tescili ile ilgili olarak aynı şekilde geçici tescil kararı verildiğini, ancak 22.02.2022 tarihli Genele Kurul kararının tescili ile ilgili karar vermeden önce yaşanan tereddüt üzerine Ticaret Bakanlığına görüş sorulduğunu, Bakanlık tarafından yapılan uzun görüşme ve araştırmalar sonucu TTK 32. madde gereğince geçici tescil yapılması yönünde görüş bildirildiğini, bunun üzerine Konya … tarafından Geçici tescil kararı verildiğini ve bu karara karşı ….Asliye Ticaret mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile kesin tescil talepli dava açıldığından bahisle; davanın kabulüyle İflas Nedeni ile …’nin 18.05.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, davacı …Temsilcisi tarafından açılması gerekirken İflas İdaresi tarafından açıldığını, İİK.hükümleri çerçevesinde iflas idaresinin görev ve yetkileri belirlendiğini, buna göre, iflas idaresinin, müflisin haczi kabil tüm mallarından oluşan masayı yönetmek, masanın menfaatini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğunu, bunun dışındaki konularda iflas idaresinin herhangi bir yetkisinin bulunmadığını, TTK’nın 534.maddesine istinaden şirket organları temsil yetkilerini, ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar hükmünün amir olduğunu, bu nedenle nasıl ki geçici tescil talebini şirket müdürü yaptı ise, geçici tescilin kesin tescile dönüşmesi ile ilgili davayı yine geçici tescil talebinde bulunan şirket müdürü/vekili yapması gerektiği için iflas idaresinin açmış olduğu davanın taraf ehliyetsizliği nedeniyle reddine ve her türlü masrafın kendileri üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, bunun kabul görmemesi halinde ise; 22.02.2022 tarihinde yapıları genel kurul için, 24.02.2022 tarihinde müdürlüklerinden tescil talebinde bulunulduğunu ancak; yaşanan tereddütler nedeniyle Bakanlığa görüş sorulduğunu, yazışmaların yapıldığını ve bunların sonucunda 10.06.2022 tarihinde geçici tescil yapıldığını, davaya konu genel kurulun ise; 18.05.2022 tarihinde yapıldığını, ancak müdürlüklerinden 27.06.2022 tarihli dilekçe ile geçici tescil talebinde bulunulduğunu, 22.02.2022 tarihli genel kurul hakkındaki tescil talepleri henüz sonuçlanmadan eski ortaklık yapısı ile genel kurula çağrı yapıldığını ve eski ortaklar tarafından genel kurul kararlarının alındığını, nitekim bu genel kurulun geçici tescili sonrasında ortaklık yapısının değişmiş olduğu için, eski ortaklık yapısı ile yapılmış olan 18.05.2022 tarihli genel kurulun tescilinde de tereddüt yaşandığını ve bu nedenle bu genel kurulda geçici tescil edildiğini, kaldı ki bu geçici tescilin; davacı şirketin müdürünün talebi üzerine yapıldığını, kendi talepleri
üzerine yapılan geçici tescil işlemine karşı TTK 32/4 gereği açılması gereken davada, mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin müdürlüklerinden tahsil edilmesini istemelerine bir anlam verilemediğini, 22.02.2022 tarihli genel kurulun geçici tesciline dair mahkememizin… Esas sayılı dava açıldığını, Müdürlüklerinin tescil konusunda kesin olarak duraksadığını ve ilgililerin talebi üzerine geçici tescile karar verdiğini, kanunun 32/4 hükmü gereği kendi talepleri doğrultusunda verilen geçici tescil kararına karşı dava açma şartı nedeniyle açılan bu davada yasal hasım olduklarını, bu nedenle mahkeme masraflarından ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacaklarını savunarak her türlü mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı şirketin Konya…Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile …nun … sicil numarasında kayıtlı müflis davalı …nin iflasına, iflasın aynı 14/07/2021 tarih ve saat: 12:26’de açılmasına karar verildiğinin ve tasfiyeye başlanıldığı, tasfiye şekline adi tasfiyeye karar verildiği, TTK’nun 636/1-c maddesi gereğince iflas kararı verilmekle limited şirketin sona erdiği ve tasfiye aşamasına geçtiği, müflis şirketin iflas etmesiyle hak ve fiil ehliyetini kaybetmeyeceği, iflas masasına girmeyen malları ile kişisel çalışması bakımından fiil ehliyetinin devam edeceği, iflas masasına giren mal alacak ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıntıya uğrayacağı, bu mallar üzerindeki tasarrufta bulunma yetkisinin iflas masasına geçeceği, iflas masasınında yasal temsilcisinin iflas idaresi olduğu ve tasfiyenin İİK hükümlerine göre yapılacağı, TTK’nun 535. Maddesi gereğince şirket tasfiye haline girince organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgüleneceği, bu nedenle iflas Nedeni ile …’nin 18.05.2022 tarihli Pay Devrine İlişkin Şirket Genel Kurul kararlarının …nce 30/06/2022 tarihinde…ne geçici tescilinin kesin tesciline yönelik talebi yönünden İİK’nun 191. Maddesi kapsamında masaya ait mal ve haklar kapsamında olmayıp şirket ve alacaklılarını etkilemediği, dolayısıyla dolayısıyla iflas idaresinin davayı takip yetkisi bulunmadığı, davayı takip yetkisi HMK’nun 114/1-e maddesi gereğince dava şartları arasında olduğu, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden dikkate alınacağı…” gerekçesiyle davanın dava takip yetkisi dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müflis şirket hakkında iflasın açılmasına karar verilmesi ile birlikte iflas kararını veren mahkeme tarafından müflis şirketin iflasının açıldığı tüm resmi kurumlara ve meslek kuruluşlarına elektronik ortamda bildirildiğini, ayrıca gazete ilanı ile duyurulduğunu, müflis şirketin iflasının açılması ve ilgili bildirimlerin yapılması ile birlikte müflis şirket yetkililerinin resmi kurumlarda hiçbir işlem yapamaz duruma geldiklerini, örneğin dava takibi için avukata vekaletname düzenletmek istediklerinde noter tarafından vekaletname düzenlenmemekte, araç satış ya da tapuda ipotek için müracaat ettiklerinde işlem yapılamadığını, bu nedenle de şirketin Ortaklar toplantısı (Genel Kurul toplantısının) yapılması sonrasında geçici tescil yapılması üzerine kesin tescil davası açmak için vekaletname düzenletmediklerini, kanuni hak kaybının olmaması için iflas idaresine müracaat ederek 18.05.2022 tarihli Genel Kurul toplantısının geçici tescilinin kesin tescile dönüşmesi için şirketi temsilen dava açılması için yazılı olarak talepte bulunduklarını, şirketin zarar görmemesi için bu talebin kabul edilerek şirketi temsilen bu davanın açıldığını, mahkemenin davanın İflas idaresi değil şirket yönetimi tarafından açılması gerektiği yönündeki kanaati doğru olsa bile, bu konudaki eksikliği gidermek üzere davacı müflis şirkete bildirimde bulunup süre vermeden doğrudan davanın reddedilmesi kanuna, usul ekonomisine ve emsal yargıtay kararlarına uygun olmadığını, şirketi temsile yetkili müdürün vekalet vermesi teknik ve fiziki olarak mümkün olmadığından iflas idaresine başvurarak dava açılmasını istediğini ve iflas idaresi de şirketi temsilen iş bu davayı açtığını, şayet iflas idaresinin işbu dava yönünden yetkisinin bulunmadığı kanaatinde ise sayın mahkeme tarafından ilgili şirkete müzekkere ile davaya dahil olması, ihtar olunmasına rağmen katılmaması halinde davayı reddetmesinin kanuna, usule ve Yargıtay kararlarına uygun düşeceğini, mahkeme tarafından müflis şirketin davaya dahil edilmek sureti ile taraf teşkili sağlanmadan ret kararı vermesinin, müflis şirket yönünden hak kaybına neden olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, iflas nedeni ile …’nin 18.05.2022 tarihli genel kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine kara verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, geçici tescil edilen pay devrinin kesin tescili talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 191. maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir. Müflisin iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin… Esas, … Karar sayılı kararı) İcra ve İflas Kanunu’nun 226. maddesi gereğince iflas idaresi tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğundan ve şirket ortaklarının şirkete karşı mali yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği hususunun tespiti tasfiyeyi etkileyecek nitelikte olduğundan pay devrine ilişkin davaların şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmeyeceği bir husus olduğunun kabulü mümkün değildir. Mahkemece işin esasına girilerek davacı tarafça gösterilen deliller toplanarak kesin tescil şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih,… Esas… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/04/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan… Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ: Açılan dava; müflis şirketin iflas tarihinden sonra gerçekleşen genel kurulda pay devrine ilişkin alınan kararlarının geçici tescilinin iflas idaresi tarafından kesin tescili talebine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile iflasının açılmasına karar verildiği,
İflas nedeniyle tasfiye halinde iken 22/02/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların 08/06/2022 tarihinde, şirketi temsilen şirket müdürü … tarafından …’e geçici tescil talebinde bulunulduğu ve talep doğrultusunda geçici tescilin yapıldığı anlaşılmıştır.
İflas idaresinin vazife ve mes’uliyetinin 2004 sayılı İİK’nın 227. maddesinde düzenlenmiştir. Geçici tescilin, kesin tescil edilmesi için ihtilaflı hususlarla ilgili açılacak dava sonucunda verilen karara göre yapılacağı 6102 sayılı TTK 32/4. maddesinde açıkça belirtildiği, somut olayda; tasfiye sırasında genel kurul tarafından alınan kararların tescil talebinin şirket müdürü tarafından talep edildiği ve …’e geçici olarak kaydedildiği, karardan sonra kesin tescilde hukuki yararı bulunan kişiler tarafından genel kurul kararlarının hukuka uygun olduğuna ilişkin ya da genel kurul kararlarının iptaline yönelik bir davanın açıldığına ilişkin dosyada bilgi bulunmadığı, belirtilen konularda, iflas idaresinin dava açmaya yönelik bir görevinin bulunmadığının açık olduğu, bu nedenle; ilk derece mahkemesince iflas idaresinin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığına ilişkin gerekçe ile talebin usulden reddine karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle iflas idaresinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e-imzalıdır