Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/273 E. 2023/837 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … (Temsilen İflas İdaresi … İflas Müdürlüğü … İflas)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :14/04/2023
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan olağanüstü genel kurul istemine ilişkin davada 29/11/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. nin 22.02.2022 tarihinde olağanüstü Genel Kurul Toplantısının yapıldığını, toplantıda bir kısım diğer gündem maddeleri ile birlikte şirket ortaklarının bir kısmının hisse devirlerinin görüşüldüğünü ve karara bağlandığını, Genel Kurul sonrasında 23.02.2022 tarihi itibarı ile kararın tescili için … Müdürlüğüne müracaat olunduğunu, … Müdürlüğü tarafından şirket ortaklarının bir kısmının hisselerinin devir ve tescilinin onaylanmasına ilişkin maddelerin tescilinde tereddüt edildiğini, özellikle: … şirketi ortaklarından …in sahibi ve yetkilisi olduğu … A.Ş. tarafından diğer ortaklara ait hisselerin Noter sözleşmesi ile devir aldığı ve bu devirlerin de … tarihli … şirketi Genel kurul kararı ile onaylandığı ancak tescil ve ilan edilmediği, bu kabul kararı onaylanmasa bile bu toplantı ile şirket yönetiminin hisse devrinden haberdar olduğu ve TTK 595 maddesi gereği haberi olduktan sonra üç ay içinde hisse devrini red eden bir karar alınmadığı için hisse devrine onay vermiş kabul edileceğinden, sonradan aynı hissedarlar tarafından daha önce … madencilik şirketine devri yapılan hisselerin tekrar … AŞ ne devredilmesinin mümkün olmadığını, daha önce … Madencilik şirketine hisse devri yapılmış olması nedeni ile şirket ortaklarının değiştiği, ticaret sicilde kayıtlı bulunan ortakların yapısı ile gerçek … Madencilik şirketine yapılan devirden sonraki şirket ortaklık yapısı değiştiği ve … madencilik şirketine oy hakkı verilmediği için hazirun cetvelinde tereddüt oluştuğunu, vefat eden şirket ortaklarının hisselerinin mirasçılara intikal etmeden hisselerin el birliği ile mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve bu nedenle ayrı ayrı oy kullanamayacakları için tek kişiye vekaletname vererek kullanabileceklerini, vefat eden ortakların hisselerinin el birliği mülkiyetine tabi olduğu için intikal yaptırmadan mirasçılar tarafından doğrudan satış yapıp yapamayacakları konusunda … Müdürlüğü tarafından … Bakanlığından görüş sorulduğunu, Bakanlık tarafından 22.02.2022 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan karaların TTK 32. Maddesi kapsamında geçici olarak tescilinin uygun olacağı kanaati bildirildiğini, bunun üzerine … Müdürlüğü tarafından Bakanlık görüşü doğrultusunda geçici tescil kararı verilerek 22.02.2022 tarihli Genel Kurulda alınan hisse devirlerinin kabul ve reddine ilişkin kararlar geçici olarak tescil edildiğini, TTK 32.madde gereğince geçici tescil kararından sonra kesin tescilin sağlanması için 3 aylık süre içinde dava açılması gerektiğinden işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … Şti.’in 22.02.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, davacı Tasfiye Halinde …Limited Şirketi temsilcisi tarafından açılması gerekirken İflas İdaresi tarafından açıldığını, İİK.hükümleri çerçevesinde iflas idaresinin görev ve yetkilerinin belirlendiğini, buna göre, iflas idaresinin, müflisin haczi kabil tüm mallarından oluşan masayı yönetmek, masanın menfaatini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğunu, bunun dışındaki konularda iflas idaresinin herhangi bir yetkisinin bulunmadığını, TTK’nın 534.maddesine istinaden şirket organları temsil yetkilerini, ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar hükmünün amir olduğunu, bu nedenle nasıl ki geçici tescil talebini şirket müdürü yaptı ise, geçici tescilin kesin tescile dönüşmesi ile ilgili davayı yine geçici tescil talebinde bulunan şirket müdürü/vekili yapması gerektiği için iflas idaresinin açmış olduğu davanın taraf ehliyetsizliği nedeniyle reddine ve her türlü masrafın kendileri üzerinde bırakılmasını talep ettiklerini, bunun kabul görmemesi halinde ise; 24.05.2016 tarihinde yapılmış ve müdürlüklerinden 10.11.2021 tarihli dilekçe ile tescili talep edilen hisse devirlerinin görüşüldüğü genel kurul kararının bulunduğunu, bu genel kurul tescili talebinin, tüm ortakların katılmamış olması ve genel kurul çağrının usulüne uyulmadığından dolayı müdürlükleri tarafından reddedildiğini, bir genel kurulun, gerçekten yapılıp yapılmadığını, atılan imzaların gerçekliğini yada sahteliğini inceleme yetkisinin Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde olmadığını, her ne kadar tüm ortakların katılmadığı ve çağrı usulüne de uyulmadığı için tescil talebi reddedilen bir genel kurul var ise de; davacının dava dilekçesinde de belirtmiş olduğu üzere ortada gerçek olan bir pay devrinin söz konusu olduğunu, bu pay devirlerinin noterden düzenlenmesinin üzerinden 3 aydan çok fazla süre geçmiş olması nedeniyle payların, devir alan tüzel kişilik namına TTK 596/7 gereği onaylanmış sayılabileceği ve dolayısıyla davaya konu geçici tescil edilen genel kurulda düzenlenen hazır bulunanlar cetvelinin yanlış oluşturulma ihtimali nedeniyle, ayrıca pay bedellerinin nakden ödendiğine ve herhangi bir alacak-verecek kalmadığına dair taraflarca beyanda bulunarak noterde düzenlenmiş pay devri sözleşmesi varken aynı kişilerin yeniden başka bir kişiye/tüzel kişiliğe aynı paylarını tekrar devir etmelerinin kanuna uygun olup olmadığı, 2015 ve 2016 yıllarında noterden düzenlenen pay devri sözleşmelerinin davaya konu 22.02.2022 tarihli genel kurulda onaylanmayarak, aynı kişilerin 2022 yılında farklı tüzel kişilik için noterden düzenlenmiş yeni pay devri sözleşmelerinin ise onaylanmasının kanuna uygun olup olmayacağı hususlarında tereddüt yaşandığını, pay devri için noterden devir sözleşmesi düzenleyerek paylarını devreden mevcut ortakların, ya da ilk yapılan pay devri sözleşmesi ile payı devralan ilk ortağın, ya da ikinci defa düzenlenen pay devri sözleşmesi ile payları devir alan son ortakların haklarının zayi olmaması için; 22.02.2022 tarihli genel kurulda alınan hisse devir kararlarının geçici tesciline karar verildiğini, kaldı ki bu geçici tescilin; davacı şirketin müdürünün talebi üzerine yapıldığını, kendi talepleri üzerine yapılan geçici tescil işlemine karşı TTK 32/4 gereği açılması gereken davada, mahkeme masraflarının ve vekâlet ücretinin müdürlüğümüzden tahsil edilmesini istemelerine bir anlam verilemediğini, vefat eden şirket ortağının hisselerinin TTK 596/1’e göre genel kurulun onayına gerek olmaksızın esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçeceğini, ancak; TTK 596/2 ye göre de şirket iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermayenin geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebildiğini, bu nedenle; ortakların red verip vermediği bilinmeyen varislerin, genel kurula elbirliği dahi olsa katılmasının doğru olmayabileceğini, kaldı ki veraset nedeniyle varislere geçen hisseler her ne kadar 22.02.2022 tarihli bu genel kurulda görüşülmüş olsa da bu genel kurulun geçici tescil edildiği tarihten önce başka bir tescilin konusu olduğunu ve müdürlüklerince 17.05.2022 tarihinde tescil işleminin yapıldığını, bunun geçici tescile konu olmadığı için bu iddianın karşılıksız kaldığını savunarak her türlü mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Davacı şirketin Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 tarih ve … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile …Ticaret Sicili Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı müflis davalı … Şirketi’nin iflasına, iflasın aynı 14/07/2021 tarih ve saat: 12:26’de açılmasına karar verildiğinin ve tasfiyeye başlanıldığı, tasfiye şekline adi tasfiyeye karar verildiğini, TTK’nın 636/1-c maddesi gereğince iflas kararı verilmekle limited şirketin sona erdiği ve tasfiye aşamasına geçtiği, müflis şirketin iflas etmesiyle hak ve fiil ehliyetini kaybetmeyeceği, iflas masasına girmeyen malları ile kişisel çalışması bakımından fiil ehliyetinin devam edeceği, iflas masasına giren mal alacak ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıntıya uğrayacağı, bu mallar üzerindeki tasarrufta bulunma yetkisinin iflas masasına geçeceği, iflas masasınında yasal temsilcisinin iflas idaresi olduğu ve tasfiyenin İİK hükümlerine göre yapılacağı, TTK’nın 535. Maddesi gereğince şirket tasfiye haline girince organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgüleneceği, bu nedenle iflas nedeni ile Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin 22.02.2022 tarihli Pay Devrine İlişkin Şirket Genel Kurul kararlarının … Sicil Müdürlüğünce 10/06/2022 tarihinde ticaret siciline geçici tescilinin kesin tesciline yönelik talebi yönünden İİK’nın 191. Maddesi kapsamında masaya ait mal ve haklar kapsamında olmayıp şirket ve alacaklılarını etkilemediği, dolayısıyla iflas idaresinin davayı takip yetkisi bulunmadığı, davayı takip yetkisi HMK’nun 114/1-e maddesi gereğince dava şartları arasında olduğu, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden dikkate alınacağı gerekçesiyle davanın dava takip yetkisi dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müflis şirket hakkında iflasın açılmasına karar verilmesi ile birlikte iflas kararını veren mahkeme tarafından müflis şirketin iflasının açıldığı tüm resmi kurumlara ve meslek kuruluşlarına elektronik ortamda bildirildiğini, ayrıca gazete ilanı ile duyurulduğunu, müflis şirketin iflasının açılması ve ilgili bildirimlerin yapılması ile birlikte müflis şirket yetkililerinin resmi kurumlarda hiçbir işlem yapamaz duruma geldiklerini, örneğin dava takibi için avukata vekaletname düzenletmek istediklerinde noter tarafından vekaletname düzenlenmediğini, araç satış ya da tapuda ipotek için müracaat ettiklerinde işlem yapılamadığını, bu nedenle de şirketin Ortaklar toplantısı (Genel Kurul toplantısının) yapılması sonrasında geçici tescil yapılması üzerine kesin tescil davası açmak için vekaletname düzenletmediklerini, kanuni hak kaybının olmaması için iflas idaresine müracaat ederek 22.02.2022 tarihli Genel Kurul toplantısının geçici tescilinin kesin tescile dönüşmesi için şirketi temsilen dava açılması için yazılı olarak talepte bulunduklarını, şirketin zarar görmemesi için bu talebin kabul edilerek şirketi temsilen bu davanın açıldığını, mahkemenin davanın iflas idaresi değil şirket yönetimi tarafından açılması gerektiği yönündeki kanaati doğru olsa bile, bu konudaki eksikliği gidermek üzere davacı müflis şirkete bildirimde bulunup süre vermeden doğrudan davanın red edilmesinin kanuna, usul ekonomisine ve emsal yargıtay kararlarına uygun olmadığını, şirketi temsile yetkili müdürün vekalet vermesi teknik ve fiziki olarak mümkün olmadığından iflas idaresine başvurarak dava açılmasını istediğini ve iflas idaresi de şirketi temsilen iş bu davayı açtığını, şayet iflas idaresinin işbu dava yönünden yetkisinin bulunmadığı kanaatinde ise sayın mahkeme tarafından ilgili şirkete müzekkere ile davaya dahil olması, ihtar olunmasına rağmen katılmaması halinde davayı reddetmesinin kanuna, usule ve Yargıtay kararlarına uygun düşeceğini, mahkeme tarafından müflis şirketin davaya dahil edilmek sureti ile taraf teşkili sağlanmadan ret kararı vermesinin, müflis şirket yönünden hak kaybına neden olacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve İflas Nedeni ile Tasfiye Halinde … Şti.nin 22.02.2022 tarihli Genel Kurulunda alınan ve geçici tesciline karar verilen kararların kesin tesciline karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, geçici tescil edilen pay devrinin kesin tescili talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 191. maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir. Müflisin iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybettiği söylenemese de, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/10428 Esas, 2021/9127 Karar sayılı kararı) İcra ve İflas Kanunu’nun 226. maddesi gereğince iflas idaresi tasfiyeyi yapmakla mükellef olduğundan ve şirket ortaklarının şirkete karşı mali yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği hususunun tespiti tasfiyeyi etkileyecek nitelikte olduğundan pay devrine ilişkin davaların şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmeyeceği bir husus olduğunun kabulü mümkün değildir. Mahkemece işin esasına girilerek davacı tarafça gösterilen deliller toplanarak kesin tescil şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2022 tarih, … Esas, … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80370 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,

4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
(Muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B

MUHALEFET ŞERHİ: Açılan dava; müflis şirketin iflas tarihinden sonra gerçekleşen genel kurulda pay devrine ilişkin alınan kararlarının geçici tescilinin iflas idaresi tarafından kesin tescili talebine ilişkindir.
Dava dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile iflasının açılmasına karar verildiği,
İflas nedeniyle tasfiye halinde iken 22/02/2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların 08/06/2022 tarihinde, şirketi temsilen şirket müdürü … tarafından Ticaret Sicil’e geçici tescil talebinde bulunulduğu ve talep doğrultusunda geçici tescilin yapıldığı anlaşılmıştır.
İflas idaresinin vazife ve mes’uliyetinin 2004 sayılı İİK’nın 227. maddesinde düzenlenmiştir. Geçici tescilin, kesin tescil edilmesi için ihtilaflı hususlarla ilgili açılacak dava sonucunda verilen karara göre yapılacağı 6102 sayılı TTK 32/4. maddesinde açıkça belirtildiği, somut olayda; tasfiye sırasında genel kurul tarafından alınan kararların tescil talebinin şirket müdürü tarafından talep edildiği ve Ticaret Sicil’e geçici olarak kaydedildiği, karardan sonra kesin tescilde hukuki yararı bulunan kişiler tarafından genel kurul kararlarının hukuka uygun olduğuna ilişkin ya da genel kurul kararlarının iptaline yönelik bir davanın açıldığına ilişkin dosyada bilgi bulunmadığı, belirtilen konularda, iflas idaresinin dava açmaya yönelik bir görevinin bulunmadığının açık olduğu, bu nedenle; ilk derece mahkemesince iflas idaresinin iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığına ilişkin gerekçe ile talebin usulden reddine karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle iflas idaresinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e-imzalıdır