Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/271 E. 2023/440 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/03/2023
YAZIM TARİHİ : 20/03/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/12/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; özel güvenlik şirketi olan müvekkili şirketin davalı şirkete 30/06/2019 tarihine kadar güvenlik hizmeti verdiğini ve her ay fatura tanzim ettiğini, davalı tarafın dört faturanın bedelini ödememiş olduğunu, borçlunun ödememiş olduğu faturalar için Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin 01/02/2019 tarihinde imza altına alınmış olan sözleşme hükümlerine aykırı davranarak müvekkili şirketi mağdur etmiş olduğunu, 28/05/2019 tarihinde davacı şirketin yetkilisinin müvekkili şirkete gelerek personel maaşlarını ödeyemediklerini, ödeme yapabilmeleri için tahsilat yapmaları gerektiğini ifade etmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından da güvenlik personelinin ödemelerinin yapılması için sözleşme uyarınca hizmet bedeli olarak 40.000,00-TL bedelli çek verilmiş olduğunu, buna rağmen davacının güvenlik personeline ödeme yapmadığını, 22/06/2019 tarihinde müvekkili şirkete herhangi bir güvenlik personeli atanmamış olduğunu, müvekkili şirket tarafından 01/02/2019 tarihli “Özel Güvenlik Hizmeti Tedarik Sözleşmesi”nin haklı nedenlerle tazminatsız olarak feshedilmek zorunda kalındığını, davacı şirket tarafından hizmet verilmediği için haklı nedenle feshedilen sözleşmeye istinaden müvekkil şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında tanzim edilen sözleşme hükümleri uyarınca hizmet alınan güvenlik personelinin işçilik alacaklarının ödenmesi sebebiyle yapılan ödemenin davacının hizmet bedelinden mahsup edildiğinden davacı şirketin herhangi bir hak ve alacağı olmadığını, davalıcının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporda taraf defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulduğu, davacı taraf defterlerinde faturaların kayıtlı bulunduğu, takip tarihi olan 28/08/2019 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 48.688,16-TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde de faturaların kayıtlı olduğu ve davalı defterlerine göre takip tarihi olan 28/08/2019 tarihi itibarı ile davalının davacıya 47.869,38-TL borçlu olduğunun görüldüğü yönünde görüş belirtildiği, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine alınan ek raporda taraflar arasında 2019 yılında gerçekleşen ticari bir ilişkinin olduğu, davacı şirketin 2020 yılı yevmiye defterinde yapılan incelemede herhangi bir kayıt olmadığı, kök raporda tespit edilen şekilde takip tarihi olan 28/08/2019 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 48.688,16-TL alacaklı olduğunun görülmekte olduğu, davalı şirkete ait 2020 yılı defterlerinin incelenmesinde ise 17/01/2020 tarihinde arabuluculuk anlaşmasına istinaden açıklaması ile arabuluculuğa başvuran güvenlik personeli olduğu ifade edilen 5 kişiye toplamda 52.000,00-TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, bu kayıtlar sonrasında davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 17/01/2020 tarihi itibarı ile davalı şirketin davacı şirketten 52.000,00-TL-47.869,38-TL= 4.130,62-TL alacaklı olduğu, tarafların 2020 yılı defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu yönünde görüş belirtildiği, tarafların defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş ve kayıtlar çok cüz’i bir farkla birbirini teyit eder mahiyette olduğu, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve ek rapor mücibince ve tüm dosya kapsamına göre takip tarihi olan 28/08/2019 tarihi itibarı ile davacının davalıdan 47.869,38-TL alacaklı olduğu, huzurdaki davanın 23/09/2019 tarihinde açıldığı, davadan sonra 17/01/2020 tarihinde yapılan toplam 52.000,00-TL ödemenin icrada infazda nazara alınması gerektiği, kabul edilen kısım yönünden icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 47.869,38-TL Asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, davadan sonra 17/01/2020 tarihinde ödenen 16.000,00-TL, 4.300,00-TL, 15.000,00-TL, 12.000,00-TL, 4.700,00-TL’nin icrada infazda nazara alınmasına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, kabul edilen miktarın %20’si olan 9.573,87-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme, davalı tarafın 2020 yılı ticari defterlerinde arabuluculuk anlaşmalarına istinaden 5 işçiye toplamda 52.000 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle hükmü de davalı yanın ticari defterlerine göre verdiğini, davalı tarafla müvekkili arasındaki özel güvenlik hizmeti tedarik sözleşmesinin 01.02.2019-31.01.2020 tarihleri için 1 yıl süreli olarak düzenlendiğini, ancak sözleşmenin 22/06/2019 tarihinde feshedildiğini, bu husus dikkate alındığında müvekkili şirket ile davalı arasında beş aya yakın bir çalışma olduğunu, beş aylık çalışma nedeniyle kıdem tazminatı, yıllık izin alacaklarının doğmayacağını, davalının ibraz ettiği arabuluculuk anlaşmalarında diğer işçilik alacaklarının tutarının net olarak belirtilmediğini, mahkemece yalnızca davalı beyan ve defterleri esas alınarak karar verildiğini, anlaşma tutanaklarında 2019 yılı içerisinde ödeme yapılacağı belirtilmesine rağmen 2019 yılı ticari defterlerinde böyle bir ödemenin bulunmadığını, 16/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda incelenen ticari defterlerin hem davacı hem davalı taraflarca 2019 yılı açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığının görüldüğünün beyan edildiğini, buna istinaden davacı müvekkilin davalı şirketten 2019-2020 yılı defterlerinde alacaklı olduğunun tespit edildiğini, yerel mahkemece ek rapor alındığını, 03/11/2020 tarihli ek raporda ise tarafların 2020 yılına ait ticari defterlerinin incelendiğini, ancak kapanış tasdikleri yapılmayan 2020 yılı defterlerinin hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK’nın 222/4. maddesinde ”açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmüne yer verildiğini fakat mahkemece HMK’nın bu hükmünün açıkça göz ardı edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararında yer alan davadan sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınması hükmünün kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere, bilirkişi raporlarına ve taraf beyanlarına göre davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 4 adet fatura nedeniyle davalıdan 47.869,38 TL alacaklı olduğu hususu her iki tarafın kabulünde olup uyuşmazlık davalının dava tarihinden sonra davacı işçilerine yapılan ödemelerin takip konusu borçtan düşülüp düşülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 15. Maddesinde “Yüklenicinin işbu sözleşmeden kaynaklanan hususlar ile ilgili olarak personeline ve/veya personeli ile ilgili olarak 3.kişi ve/veya kurumlara herhangi bir ödemede güçlük yaşaması durumu sözkonusu olur ise iş sahibi, yüklenicinin nam ve hesabına diler ise ödeme yapmak ve bunu hizmet bedelinden mahsup etmek yetkisine sahiptir” denilmiştir. Bu sözleşme hükmüne göre davalının davacı işçilerine yapmış olduğu ödemeleri davacının alacağından mahsup etme hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacı taraf, dava dışı işçilerin kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahakkuk etmediğini, dolayısıyla davalının yapmış olduğu ödemenin yersiz olduğunu ileri sürmektedir. Mahkemece dava dışı işçilerle yapılan arabuluculuk anlaşmasına ilişkin tutanaklar ile dava dışı işçilerin işyeri özlük dosyaları ve SGK kayıtları getirtilerek davalı tarafından davacı işçilerine yapılan ödemenin arabuluculuk anlaşmasına işçilik alacaklarına ilişkin mevzuata uygun olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davalı tarafça davacı işçilerine yapılan ödemenin yerinde olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B