Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/264 E. 2023/778 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
YAZIM TARİHİ : 24/04/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 08/12/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile arasında düzenlenen 15/03/2011 tarihli temlik ve ibra sözleşmesi gereğince müvekkilinin … A.Ş. nezdindeki 14.467,00 USD hak ve alacağını, davalı şirkete temlik ettiğini, sözleşme alacağın temliki olarak nitelendirilmiş ise de borcun nakli olduğunu, sözleşmelerindeki 4.3.maddesi ile “Temlik alan” “Muhatabın” kendisine temlik ettiği tutarı, muhataba belirtilen vadelerde taksitler halinde ödeyeceğini, her bir taksitin ödeme günündeki TCMB Döviz alış kuru karşılığı Türk Lirası olarak ödeneceğini, taksitler halinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, taksitlerin aylık 240,00-Amerikan Doları olduğunu, ilk taksitin 28/06/2012 tarihinde başlayacağını, 60 taksit halinde ve toplamda 14.467,00-Amerikan doları olacağını, sözleşmenin 4.5. maddesinde “Temlik Alan” 4.3.’te ödeme miktarları belirtilen 14.467,00. USD’yi muhatabın TR 42000 ***183 iban nolu hesabına m.4.3.’te belirtilen vadelerde havale ederek ödeneceğini, her bir ödemenin birbirinden bağımsız olduğunu, ödemelerden birinin gününde yapılmamasının bakiye ödemeleri muaccel kılmadığını, ancak ardışık altı taksitin gününde ödenmemesi halinde, takip eden altı aylık ödemenin muacceliyet kesp edecektir, şeklinde düzenlediklerini, bu durumun taraflarca kabul edilerek imza atıldığını, davalı şirketin 15/03/2011 tarihli sözleşme gereğini, taksitler halinde ödemesi gereken toplamda 14.467,00- Amerikan Doları borcu ödemelerini yerine getirmeyerek sözleşme hükümlerini ihlal etmiş hatalı ve kusurlu davranarak müvekkilini mağdur ettiğini, uyarılara rağmen ödemesi gereken miktarı ödemediğini, borcu tahsil için Konya … İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlu şirketin … Kurumu’nun borcunu devralarak temize çıkardığını, fakat borcu ödemediğini, takibin devamını, kötü niyetli itiraz sebebiyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip alacaklısı ile vekili bulunduğu şirket arasında tanzim olunan Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesiyle, takip alacaklısının Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdindeki kar ve zarar katılım hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanağı alacağın temliki sözleşmesine istinaden takip alacaklısının Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdinde henüz vadesi gelmemiş mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesi temlik alındığını, müvekkili şirketin işbu temlik sözleşmesinden kaynaklanan muaccel bir borcunun bulunmadığını, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Aynı yerdeki farklı mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, mahkemelerce görev hususu resen nazara alınır. H.M.K.’nun 114. maddesi gereğince mahkemenin görevli olması hususu dava şartlarındandır. H.M.K.’nun 115. maddesi gereğince de mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir. Bu nedenle H.M.K.’nun 114/1-c maddesi ve H.M.K.’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararı, itirazın iptaline konu temlik işleminin TFK’nun ticari davalar ve deliller başlıklı 4/a maddesi ile Türk Ticarat Kanunun da öngörüleri hususlardan doğan hukuk davaları ile 4/f maddesi ile “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarından olması ve devam eden 5.maddesi gereğince, Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, yine TTK’nun 3.maddesi ” Bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” ve aynı kanunun 19/1.2 maddesi ” Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi barç sayılır. Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmünü örmesi, davalının şirket olması ve dava dosyasına sunulan diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemenin verdiği usul ve yasaya aykırı görevsizlik kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nun 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda, davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle alacağının tahsili için yaptığı takibe davalının yaptığı itirazın iptalini talep ettiği, davacının temlik sözleşmesine konu yaptıkları alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı BK’nın 162 vd. maddeler (6098 sayılı TBK’nın 183 vd.) uygulanacağından yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca ve Yargıtay 11. HD’nin 2013/9126 E. 2013/22795 K., 2015/14567 E. 2016/55 K., 2015/7717 E. 2015/10326 K., 2015/9772 E. 2015/10702 K., 2015/14950 E. 2016/3539 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan harç ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G