Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/195 E. 2023/439 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 21/12/2022
NUMARASI : … Esas

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1-… – (T.C. Kimlik No: …)
2-… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

FER’İ MÜDAHİLLER : 1 -… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

: 2 -… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

: 3 -… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
YAZIM TARİHİ : 28/02/2023

Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasında … tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ilişkin ara karara karşı davacılar, davalı ve fer’i müdahil …’ın istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: Davacı vekili … tarihli dilekçesiyle; davalı şirketin kötü yönetildiğini, hesaplarının gerçeği yansıtmadığını, şirket gelirlerinin ticari defterlere doğru olarak aktarılmadığını, davanın anonim şirketin fesih ve tasfiyesi davası olup, uzun yıllardır devam ettiğini, davacı tarafın mağdur olduğunu beyan ederek, davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı veya denetim kayyımı atanmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “Davacıların öncelikle davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
721 s. MK.’nin 427/4. maddesine göre, vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle, bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa bir yönetim kayyımı atar.Davalı şirket yönetiminde organ boşluğu söz konusu olmadığından ve yasal şartları oluşmadığından davacı tarafın yönetim kayyımı atanması talebi kabul edilmemiştir.
Davacıların terditli olarak davalı şirkete denetim kayyımı atanması talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise;
Mevcut delil durumu, tarafların menfaat dengesi, davanın reddi yerine eğer davalı şirketin şirketin fesih ve tasfiyesine ya da alternatif çözümlerin uygulanmasına karar verilecek olursa şirket malvarlığının korunması amacı birlikte değerlendirilerek, davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerinden denetim kayyımı atanması talebinin teminat karşılığında kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın tedbir talepleri, … tarihli duruşmada değerlendirilmiş, duruşmadaki ara kararının gerekçesini ve ayrıntılarını oluşturmak üzere iş bu gerekçeli ara kararı hazırlanarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle,
“…davacıların … tarihli dilekçelerindeki ihtiyati tedbir taleplerinin kısmın kabul, kısmen reddi ile 30.000 TL nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun ibrazı ve ayrıca denetim kayyımı için de 6
aylık ücret karşılığı 12.000 TL’nin mahkememiz veznesine depo edilmesi halinde denetim kayyımı atanmasına, Davalı şirketin rutin işleyişini engellememek ve etkilememek kaydıyla, davalı şirket yönetiminin (denetim kayyımının takdirine göre davalı şirketin küçük olmayan veya rutin dışı kabul edilebilecek) davalı şirketi borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlemlerinin denetim kayyımının onayına tabi tutulmasına, davalı şirket yönetiminin, şirketi borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlemleri yönünden denetim kayyımının onayını istemesi halinde, davalı şirket yönetiminin bu hususta denetim kayyımının istediği davalı şirket ticari defter ve belgelerini tutanakla kendisine teslim etmesi şartıyla ve ayrıca denetim kayyımının davalı şirket menfaatine olduğuna dair kanaat getirmesi halinde talep edilen işlemlere onay verebileceğine, denetim kayyımının talep dışında da görevi çerçevesinde borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlemlerin bulunup bulunmadığını her zaman mesai saatlerinde denetleyebileceğine, davacı tarafın davalı şirkete yönetim kayyımı tayin edilmesi talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince davalı şirkete yönetim kayyımı atanması konusunda tedbir kararı verilmesi gerektiğini, ancak mahkemece denetim kayyımı atandığını, tedbir kararına karşı davalı ve feri müdahilin itiraz yolunun bulunmadığını ve yalnızca istinafa başvurulabileceğini, sadece aleyhine tedbir kararı verilenin yokluğunda verilen kararlara karşı itirazın mümkün olduğunu, bu nedenle itirazın da istinaf başvuru olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, yok hükmünde olan itiraz üzerine yapılan işlemlerin geri alınması gerektiğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ve feri müdahilin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket ile fer’i müdahil … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olarak verildiğini, şirkete kayyum atanabilmesi için şirketin yasal organlarının mevcut olmaması, yönetim kurulunun çalışamaz halde olması, tüzel kişiliğin gerekli organlardan yoksun kalmış olması gerektiğini, mevcut yönetim varken kanuna aykırı olarak tedbir kararı verildiğini, yönetim kurulunun yetkilerini sınırlandırır biçimde yönetim kayyımı veya denetim kayyımı atanamayacağını, şirket yönetiminin ve kayyımın sağlıklı iş ve işlem yapabilmeleri, müşterilerin ve tedarikçilerin sorun yaşamamaları ve varsa davacıların haklarının da korunması için istinaf konusu kararın tamamen kaldırılmasını, taleplerinin uygun görülmemesi halinde kararın infazı kabil olacak şekilde düzeltilmesini talep ettiklerini belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir hakkındadır. Taraflar, şirketin fesih ve tasfiyesi davasında verilen şirkete temsil kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararına karşı istinaf yoluna başvurmuşlardır.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 636/3 maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” TTK’nın 636/4 maddesi “Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir” hükmünü haizdir.
Anılan maddede ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde limited şirketin feshi davası açabilme olanağı tanınmıştır. Bu nedenle, fesih isteminde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığı mahkemece değerlendirilecektir. Diğer yandan anılan madde ile fesih davası açıldığında mahkemeye gerekli tedbirleri alma yetkisi verilmiştir. Bu çerçevede, mahkemece davadaki isteme göre, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebileceğinden, dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilecektir. (Yargıtay 11.HD’nin 03/02/2015 tarih, 2014/15047 E- 2015/1168 K. sayılı ilamı )
İhtiyati tedbir kurumu genel olarak HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Değinilen madde kapsamında, “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” genel tanımına yer verilmiş olup , 6102 sayılı TTK’nın 636/3-4. maddeleri kapsamı itibari ile 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbirden daha kapsamlı ve ihtiyati tedbir ile ilgili özel bir düzenleme niteliği taşımaktadır. Bu düzenlenmeye göre, uyuşmazlık konusu olmayan taşınır ve taşınmaz mallar ile hak ve alacaklar ile ilgili ihtiyati tedbir kararı da koşulları olduğu takdirde verilebilmektedir.
İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlıklı HMK 394 Maddesi; (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.
(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir, düzenlemesini içermektedir.
HMK 391/3 Maddesi; “İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” şeklindedir.
Her ne kadar davacı, davalı ile feri müdahilin karara karşı itiraz yoluna başvurmaları gerekirken istinaf yoluna başvurduklarını, davalı ve feri müdahilin istinaf dilekçesinin reddi gerektiğini ileri sürmüşse de, yüzlerine karşı ihtiyati tedbir kararı verildiğinden, HMK 391/3 maddesi gereğince aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı ve feri müdahilin istinaf yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Somut olayda, davalı şirkette organ boşluğunun bulunmadığı, açılan davanın mahiyeti nazara alındığında, davalı şirkete yönetim kayyımı atanması şartları bulunmadığından ilk derece mahkemesince şirkete yönetim kayyımı atanması hususundaki tedbir talebinin reddine, denetim kayyımı atanması hususundaki tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların ve fer’i müdahil …’ın ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların ve fer’i müdahilin istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacılar yönünden alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalı tarafından alınması gereken harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Fer’i müdahil …dan Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının fer’i müdahil …dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-İlk Derece Mahkemesince fer’i müdahil …den sehven alınan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatıran fer’i müdahil …ye iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
9- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç