Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/18 E. 2024/4 K. 03.01.2024 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2022
NUMARASI : Esas – Karar
ASIL DAVADA
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.

DAVALI :.
VEKİLLERİ : Av.

Birleşen Konya .Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Esas sayılı dava dosyası
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/01/2024
YAZIM TARİHİ : 05/01/2024
Davacı-birleşen dosya davacısı tarafından, davalı-birleşen dosya davalısı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas ve birleşen .. Esas sayılı dosyaları ile açılan tazminat davasında 05/10/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacı-birleşen dosya davacısının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 2018 yılının Nisan ayında bayilik/distribütörlük anlaşması yapıldığını, davalı şirket tarafından verilen distribütörlük formu 01/04/2018 tarihinde müvekkili tarafından imzalanarak davalı şirkete teslim edildiğini, müvekkili tarafından defalarca istenilmesine rağmen davalı şirket tarafından imzalı sözleşmenin müvekkiline gönderilmediğini, sözleşme gereğince 2.700 m² büyüklüğünde bir depo kiralanarak tüm maliyetleri müvekkili tarafından karşılanmak suretiyle soğuk hava deposu kurulduğunu, 2019 yılı sonuna kadar depo kirası peşin olarak ödenerek yine sözleşme kapsamında edimlerin ifası için 13 adet araç satın aldığını, söz konusu ticari anlaşmanın gereklerinin layığı ile yerine getirilebilmesi için müvekkili tarafından ayrı bir şirket merkezi kurulduğunu, çokça personel istihdam edildiğini, bir çok masraflar yapıldığını, sözleşme tarihinden bugüne kadar davalı tarafından müvekkili şirketin bir çok anlamda zarara uğratılmasına rağmen müvekkilinin sözleşme edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, müvekkili şirketin tüm talep ve ısrarlarına rağmen 2019 yılına ait Ekim ve Kasım ayı siparişlerinin davalı tarafından gönderilmediğini ve iptal edildiğini, davalı tarafça iade alınmayan ürünlere ilişkin olarak 199.336,19 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın işbu fatura sonrasında müvekkili şirketten 99.985,67 TL alacağı bulunduğundan sözü geçen bedel müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve davalının carisinın sıfırlandığını, taraflar arasındaki sözleşme haklı nedenle müvekkili tarafından feshedildiğini, müvekkili tarafından evvelce davalı tarafa teslim edilen 1.250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun müvekkiline iadesine ilişkin davalı tarafa ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafından teminat mektubunun iade edilmediği gibi ihtara cevap da verilmediğinden bahisle öncelikle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile teminat mektubunun müvekkiline iadesine karar verilmesine, müvekkilinin hesaplanması gereken zararlarına karşılık şimdilik 1.000,00 TL nin, kâr kaybı alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL’ sinin ve ciro primi alacaklarının şimdilik 1.000,00 TL sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında arasında 07.04.2018 tarihinde “Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, davacı taraf iddiasında; bu sözleşme gereğince bayinin 2700 m² büyüklüğünde depo kiraladığını ve 13 adet araç satın alındığını belirtmişse de müvekkili şirketin davacı tarafa karşı böyle bir talebi ya da ticari koşulunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalara yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, davacı tarafın dilekçesinde tek yetkili distribütör olduğu bölgede ….Ltd. Şti. isimli başka bir şirketin yetkilendirildiği davacının satış yapmasının engellendiğini iddia ettiğini, bu iddiasının haksız olduğunu, davacı tarafla müvekkili şirket arasındaki bayilik ilişkisi gereği hangi ürünlerin ne şartlarda iade alınabileceğine ilişkin hükümler sözleşme ve ekindeki iade prosedürü ile hüküm altına alınmış olup davacının bu anlaşmaya mugayir itirazlarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf hukuki geçerliliği olmayan bu tespit hükmüne göre elinde bulunan ve SKT’ye uğramış toplamda 199.336,19 TL tutarlı 29.01.2019 tarihli faturayı tanzim ettiğini, iş bu faturayı da ihtar ekine ekleyerek tek taraflı ve haksız iddialarla sözleşmeyi feshettiğini taraflarına tebliğ ettiğini, buna karşın Konya .. Noterliğinin 06.03.2020 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davacı tarafın haksız iddialarını reddederek ilgili faturayı yasal süresi içerisinde iade ettiklerini, davacı kötü niyetle hareket ederek ısrarla yerel mahkemeyi “cari hesap mutabakatı” konusunda yanıltmaya çalıştığını, taraflar arasında delil sözleşmesi akdedildiğini, tüm dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2018 yılının Nisan ayında bir bayilik anlaşması yapıldığını, davalı tarafından verilen Distribütörlük Formunun da 01/04/2018 tarihinde müvekkili şirketi tarafından imzalanarak ilgili şirkete teslim edildiğini, 2018 Nisan ayında taraflar arasındaki ticari ilişki kurulduğunu, davalı taraftan müvekkili şirketçe talep edilmesine rağmen müvekkili şirkete imzalı sözleşmenin gönderilmediğini ve müvekkili şirketin DBS hesabından haksız ve mesnetsiz olarak tahsil edilen 199.336,19 TL’nin davalı şirket hesabına aktarıldığı tarihten itibaren yürütülecek olan Vakıf Bank Rize Şubesinin DBS hesabına uyguladığı faiz ile birlikte davalı şirketten istirdadı ile müvekkili şirkete iadesine, DSB hesabı için tahakkuk eden hizmet ve komisyon bedelleri başta olmak üzere maddi zararlarından şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle davalı şirketten tazminine, davalı şirketinin dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın belirsiz alacak ya da kısmi dava olarak açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını, davacı tarafın sözleşme ilişkisinde kendisinden beklenen asli edimlerini hiçbir zaman yerine getirmediğini, davacı tarafın dilekçesinde tek yetkili distribütör olduğu bölgede …..Ltd. Şti. isimli başka bir şirketin yetkilendirildiği davacının satış yapmasının engellendiğini iddia ettiğini, bu iddiasının haksız olduğunu, davacı tarafla müvekkili şirket arasındaki bayilik ilişkisi gereği hangi ürünlerin ne şartlarda iade alınabileceğine ilişkin hükümler sözleşme ve ekindeki iade prosedürü ile hüküm altına alınmış olup davacının bu anlaşmaya mugayir itirazlarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı taraf hukuki geçerliliği olmayan bu tespit hükmüne göre elinde bulunan ve SKT’ye uğramış toplamda 199.336,19 TL tutarlı 29.01.2019 tarihli faturayı tanzim etmiş, işbu faturayı da ihtar ekine ekleyerek tek taraflı ve haksız iddialarla sözleşmeyi feshettiğini taraflarına tebliğ ettiğini, davacı taraf kötü niyetle hareket ederek ısrarla yerel mahkemeyi “cari hesap mutabakatı” konusunda yanıltmaya çalıştığını, huzurdaki davanın “istirdat davası” olarak nitelendirilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, tüm dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…..Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen 07.04.2018 tarihli bayilik sözleşmesinin 26. maddesi ile “Taralar, İş bu sözleşmenin veya kendi aralarındaki her türlü ticari ilişkinden doğacak tüm uyuşmazlıklarda şirketin ticari defter ve kayıtları ile bilgisayar vb. kayıtlarının geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağını kararlaştırılmışlar ve bunlara karşı her türlü itiraz ve def-i haklarından peşinen feragat ettiklerini ve sözleşmenin bu maddesinin delil sözleşmesi olduğunu kabul ve beyan ederler.” şeklinde aralarında bir delil sözleşmesi kabul etmişlerdir. Sözleşme maddesinde bahsi geçen şirket tabiri ile davalı şirket kastedilmektedir. Taraflar tacir olup, TTK 18/2. maddesine göre basiretli davranarak bu sözleşmeyi imzaladıklarının kabulü gerekir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde mahkememizce tarafların düzenledikleri delil sözleşmesi gereğince davalı şirket kayıtları esas alınmıştır.
Dosyada toplanan deliller ve özellikle davalı şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve alınan rapora göre; davalı şirketin usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlarına göre; davacıların 2019 Eylül, Ekim ve Kasım aylarına ilişkin DBS limitlerinin sıfır, 25.12.2019 tarihi itibariyle de 24,25 TL olduğu, davacı şirketin 2019 yılı satış rakamlarının düşük olması nedeniyle davalı şirketin davacının yeni siparişlerini karşılamadığı ve sözleşmenin 7. maddesine göre yeni bayilik arayışına girdiği ve yine sözleşmenin 7. maddesinin son bendinde bu durumda davacı bayinin tazminat, yoksun kalınan kar ve benzeri hiçbir nam ve ad altında hak talebinde bulunamayacığının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket defterlerine göre; davacı şirket ile ticari ilişkinin “alıcı” ve “satıcı” olarak 2 hesapla takip edildiği, davacı şirketin satıcılar hesabının … kodla takip edildiği, bu hesaptan en son kesilen 885,00 TL’ lik nakliye hizmeti bedelinin davalı şirket tarafından ödenmekle, davacı şirketin satıcılar hesabının sıfırlanmış olduğu, davalı şirket nezdinde tutulan ve …. nolu kodla takip edilen alıcılar hesabında 31.12.2019 tarihi itibariyle 302.603,11 TL borç gözüktüğü, bu borcun 99.985,67 TL sinin davacı tarafça 03.02.2020 tarihinde ödendiği, borcun kalan kısmı için davacı tarafça iade faturası düzenlenmiş ise de; bu iade faturasının davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturanın davalı şirket tarafından davacıya iade edildiği neticeden ana davanın açılış tarihi itibariyle davacı şirketin davalıya 199.336,19 TL borçlu olduğu, davacının sözleşmenin feshinde haksız olduğu, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 7. ve 15. maddeleri kapsamında davacının davalıdan tazminat ve alacak talep etmesinin de mümkün olmadığı kanaatine varıldığından ana davadaki tüm tazminat taleplerinin reddine ve teminat mektubunun iadesi talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Dosyamızla birleşen Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında, davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan davada ise; taraflar arasında bayilik sözleşmesi gereğince davacının davalı şirkete hiçbir borcu olmadığı halde, bu sözleşme gereğince davalı şirkete teslim edilen 1.250.000,00 TL bedelli 01.04.2019 tarihli Vakıflar Bankası A.Ş.’ye ait teminat mektubunun davalı tarafça nakte çevrilmemesi için 199.336,19 TL bedelli fatura bedelinin ödenmek zorunda kalındığı ve bu nedenle davalı tarafın haksız ve mesnetsiz şekilde sebepsiz zenginleştiği ileri sürülerek, ödenen 199.336,19 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya iadesi ile DBS hesabı için tahakkuk eden hizmet ve komisyon bedelleri başta olmak üzere oluşan zararlara ilişkin şimdilik 500,00 TL nin davalıdan tahsili talep edilmiş ise de; mahkememizce toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 26. Kapsamında davalı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin müşteri satıcılar hesabına göre davacıdan her hangi bir alacağı olmamasına rağmen, müşteri alıcılar hesabına göre 31/12/2019 tarih itibariyle davalının davacı şirketten toplam 302.603,11 TL alacağı olduğu bu borcun davacı şirketin EFT ve Ziraat POS ödemesi, teminat mektubu giderlerinin yansıtılması ile 199.336,19 TL ye düştüğü, davacı şirketin 27/07/2020 tarihli DBS ödemesiyle bu borcu kapattığı, davalı şirketin haksız veya sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı HMK ‘ nun 193. Maddesi gereğince taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 26. maddesinin davacıyı bağladığı ve aynı sözleşmenin 7 ve 15. Maddeleri gereğince davacının tazminat taleplerinin de yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davacının birleşen davasının ve tüm taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir….” gerekçesiyle mahkemenin… Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak; davacı tarafın teminat mektubunu iadesi talebi yargılama aşamasında konusuz kaldığından bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın tüm tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine…. Mahkemenin birleşen Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak; davanın ve davada ileri sürülen alacak ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-birleşen dosya davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan 10.06.2022 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporun tek bir bilirkişi tarafından tanzim edildiğini, talepleri ile ilgili hiçbir hesaplamaya yer verilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ticari ilişki ve sözleşme ilişkisine aykırılıklar sebebi ile ortaya çıkan müvekkili şirket zararlarının hesaplanmadığını ve alacak kalemlerinin atlandığını, böyle olunca müvekkili şirketin uğradığı zararlar, kâr kaybı ve ciro primi hesaplamasının hiçbir suretle yapılmadığını, talep etmiş olmalarına rağmen raporda bu hususlara yer verilmediğini, yerel mahkemeye bu hususta yapmış oldukları itirazların hiçbir suretle değerlendirilmediğini, sonuçları farklı, birbirleriyle çelişen bilirkişi raporlarının ortaya çıktığını, davalı tarafın, merkezi Konya’da bulunan “…..” markası adı altında tüm Türkiye’ye satış yapan bir firma olduğunu, yerel mahkemece raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve dosyadan objektif kriterlere göre bir rapor aldırılması için tarafsız, bağımsız, alanında uzman üç kişilik bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle yerel mahkeme kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir”. Alacak davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davacıya düşer. Zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren taraf davacı olduğu için TMK’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfeti davacı alacaklıdadır. Kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davalı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nun 193/2. maddesinde “Taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmeleri geçersizdir.” denilmekte olup davalıya itiraz hakkı tanımayan delil sözleşmesinin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 21.11.2012 tarih 2012/6268 Esas 2012/17422 Karar sayılı ilamı), davalının sözleşmeyi fesh etmekte haklı olup olmadığı değerlendirilerek buna göre davacı-birleşen dosya davacısının dava dilekçesinde belirttiği kalemleri talep edip edemeyeceği hususunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sadece taraf defterlerini inceleyen bilirkişi raporları doğrultusunda taraflar arasında delil sözleşmesi olduğundan bahisle davacı şirket kayıtları esas alınarak asıl davada teminat mektubunu iadesi talebi yargılama aşamasında konusuz kaldığından bu konuda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın tüm tazminat taleplerinin reddine, birleşen dosyada davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından davacı-birleşen dosya davacısının istinaf başvuru talebinin kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı-birleşen dosya davacısının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2022 tarih .. Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı-birleşen dosya davacısı tarafından asıl ve birleşen dosyaya yönelik yatırılan 80,70 TL ve 179,90 TL istinaf karar harçlarının talep halinde davacı-birleşen dosya davacısına iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı-birleşen dosya davacısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/01/2024 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan .
e-imzalıdır

Üye .
e-imzalıdır

Üye .
e-imzalıdır

Katip .
e-imzalıdır