Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2023
NUMARASI :…… Esas …. Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 04/07/2023 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin , davacının maliki olduğu………… /Konya adresinde…. nolu tesisatla elektrik hizmeti verildiğini, söz konusu taşınmazda yapılan araştırmalar ve tutulan tutanaklarla birlikte kaçak elektrik kullanıldığının tespiti üzerine kaçak elektrik tüketimine dayalı olarak elektrik faturası düzenlendiğini, her ne kadar davalı Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesinde 18.11.2021 tarihinde açmış olduğu menfi tespit davasında ilgili taşınmazın …. tarafından kullanıldığını ve onun sorumlu olduğunu iddia etmekte ise de, taşınmazdaki aboneliğin….’in 28.01.2019 tarihinde müracaatı ile aboneliğe elektrik sağlandığını, 06.05.2019 tarihinde abone müracaatı ile elektrik aboneliğinin sonlandırıldığını, önceki abonelerden olan ….’in aboneliğinin, borcu bulunmasına rağmen kapatıldığı ve depozitosunun müvekkil şirket tarafından ilgilisine ödendiği karşı tarafça iddia edilmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, kabul etmemekle birlikte davacının taşınmazın maliki olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, kaçak elektrik tespit tutanaklarının, aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgeler olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak sonuç alınamadığını belirterek; müvekkilin alacağı olan miktarın (fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere) yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerek Konya…. İcra Müdürlüğünün……. E. sayılı icra dosyasında yapmış oldukları itirazlar, gerekse Konya…. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada müvekkilinin iddiasının, kaçak kullanımın kendisi tarafından yapılmadığı, …. tarafından kullanıldığı ve kendisinin herhangi bir borcunun bulunmadığı yönünde olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar taşınmaz malikinin sorumluluğundan bahsedilse de, abonelik sonlandırıldığında taşınmaza gidilip sayaç okunarak borcun olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra borç yok ise abonelik ücretinin aboneye iade edilmesi gerektiğini, ancak olay tarihinde sayacın taşınmazın içerisinde bulunduğunu, davacının da dava dilekçesinde açıkça beyan ettiği üzere taşınmazda kimseyi bulamadıklarını, davacı kurum çalışanlarının sayacı okuyamadığını, buna rağmen tutanak tutup elektrik tüketim veya kaçak bedelinin müvekkiline yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin taşınmazından …. isimli şahsı tahliye ettirdiğini ve … …..e taşınmazı kiraya verdiğini, bunun akabinde bu borç meselelerinden haberdar olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevli olmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakmakla görevli Mahkemenin T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, görevsizlik kararımız kesinleştiğinde ve mahkememizin görevsiz olduğu yönünde hüküm kurulması durumunda; 6100 Sayılı Kanunun 20/1. Maddesi gereğince iki haftalık yasal süre içerisinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talepte bulunulması halinde dosyanın görevli T.C. Konya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde dava açılmamış sayılacağının ve bu konuda resen karar verileceğinin ihtarına,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme dosyasının davalısı olan ……’ın, Konya…Asliye Hukuk Mahkemesi …. E. sayılı davanın davacısı olarak davayı Asliye Hukuk mahkemesinde açtığını, fakat mahkemenin 17.05.2022 tarihli 1.celsede vermiş olduğu kararda “…davacının sunmuş olduğu kira sözleşmesinde kiralanan taşınmazın restoran olarak kullanılacağının belirtildiği bu nedenle tüketici grubunun ticarethane olduğu ,bu nedenle uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmıştır…” gerekçesiyle görevli olmadığını, görevli mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair hüküm kurduğunu, görevsizlik kararının kesinleştiğini, davanın Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. numarası ile derdest olduğunu, yerel mahkeme kararının reddine karar verilerek davanın Konya Asliye Ticaret Mahkemesince incelenmesini talep ettiklerini, bu hususta Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1440 E., 2019/10200 K. 17/12/2019 tarihli ilamı, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi … Esas….Karar16.02.2017 tarihli ilamı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi … Esas …. Karar 15.01.2018 tarihli ilamlarında da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun belirtildiğini beyanla; yerel mahkeme kararının kaldırılarak görevli mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacağa ilişkin olup mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5.maddesinde düzenlenmiş olup maddenin birinci bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. Davanın ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılmaktadır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Görev kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese bile mahkeme yargılamanın her aşamasında re’sen görevli olup olmadığını değerlendirmek durumundadır.
Somut olayda; davanın kaçak elektrik kullanımından kaynaklı alacak talebine ilişkin olduğu, davacının tacir olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının ticari işletme veya şahıs olarak tacir kaydının bulunmadığının bildirildiği, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi her iki tarafın tacir olmadığı ve ticari işletmelerini ilgilendirmediği, ticarethane aboneliğinin bulunmasının davayı ticari dava haline getirmeyeceği, davanın kaçak elektrik kullanımından kaynaklanması ve abonelik sözleşmesine dayanmadığı da nazara alındığında davanın abonelik sözleşmesinden kaynaklanmadığı ve tüketici ilişkisinden kaynaklanmadığı, mahkemece karardaki gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan ……. Üye ……… Üye …….. Katip …………
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır