Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …… – …….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2023
NUMARASI : …… Esas ….. Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
YAZIM TARİHİ : 05/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında 07/07/2023 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkil aleyhine Konya …. İcra Müd. ……. E. Sayılı icra dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile haksız takip başlattığını, gönderilen ödeme emrinde ……. ve …… seri numaralı kambiyo senetlerin dayanak olarak gösterildiğini, söz konusu takibin durdurulması için Konya …. İcra Hukuk Mahkemesi …… E. Sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, fakat süre yönünden reddedildiğini, bunun üzerine takipte borçlu görünen müvekkilin cebri icra tehdidi altında 05/08/2022 tarihinde banka hesabından takibe konu olan alacağın bloke edilerek icra dairesine ödendiğini, ödenmiş olan işbu borç için çeke ilişkin istirdat davası açma durumunun hasıl olduğunu belirterek; davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitiyle Konya … İcra Dairesinin …… E. sayılı dosyasındaki icra takibinin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehditi altında ödediği 55.299,50 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan istirdatına ve müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece tensip zabtıyla davacıya taleplerini açıklamak üzere süre verilmiş, davacı vekili 30/05/2023 tarihli tavzih dilekçesinde; asli taleplerinin çekten dolayı yapılan takip nedeniyle borcu olmadığının tespiti ile icra dairesine yaptığı ödemelerin istirdadı talebine ilişkin olduğunu bildirmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının arabuluculuk şartını yerine getirmediğini, müvekkili şirket ile …………. arasında 26.11.2019 tarihli Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, Faktoring müşterisinin, sözleşme uyarınca dava konusu çekleri usul ve yasaya uygun olarak müvekkile ciro etmek suretiyle devrettiğini, bu Faktoring işlemi neticesinde müvekkil tarafından …….ya finansman sağlanmak suretiyle 16.01.2020 tarihinde 31.241,52 TL ödeme gerçekleştirildiğini, Faktoring müşterisi’nin, fatura borçlusu …………. adına düzenlemiş olduğu fatura ve diğer işlem evrakları incelendiğinde, müvekkil şirketin iyi niyetli hamil olduğunun görüleceğini, bahse konu faktoring işlemleri ertesinde müvekkil firmanın, keşide tarihi itibariyle davaya konu çekleri bankaya ibraz ettiğini, ancak, muhatap bankadan çek tutarını tahsil edemediğini, bunun üzerine Konya ….. İcra Müdürlüğünün …… E. Dosyasından davacıya karşı takip yaptıklarını, icra takibine konu borcun davacı tarafından ödendiğini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki hukuki ilişkinin kambiyo ilişkisi olduğunu, bu bakımdan Faktoring işlemi içerisinde yer almayan, yalnızca kambiyo borçlusu olan davacı bakımından, şahsi defilerin ileri sürülebilmesi için yalnızca müvekkili şirketin kötü niyetli olduğunun ispatının gerektiğini belirterek; davanın usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…davanın çeke istinaden icra tehdidi altında ödenen paranın istirdadı istemine ilişkin olması karşısında 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, (Ems: Konya BAM … HD. …….E …… K., Samsun BAM …. HD…. E …… K., İstanbul BAM …. HD. ……. E…….. K.) davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla…” davanın arabulucuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilgili davanın dava açılış tarihi itibariyle dava şartı arabuluculuğa tabi olmayıp, dava şartı arabuluculuğa ilişkin ilgili düzenlemenin, 7445 sayılı kanunun 31.maddesinde yayınlandığını, işbu kanunun 31, 34, 36, 37, 38 ve 41 nolu maddelerinin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe gireceğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, aksi kanatte ise kararın bozularak ilk derece mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, istirdat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK’ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun’un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. 7445 Sayılı Kanunun 31. Maddesine TTK 5/A maddesi 1. Fıkrasının ” paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresinin “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat” şeklinde değiştirilerek maddeye açıklık getirildiği, davanın istirdat talebine ilişkin olduğu ve ilgili düzenleme gereği istirdat davalarında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurunun dava şartı olarak düzenlendiği, mahkemenin tensip zabtıyla davacıya davadan önce arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin arabuluculuk tutanak aslını veya onanmış suretini sunmak üzere davacıya 1 haftalık kesin süre verildiği, ara kararı içerir tensip zabtının davacı vekiline tebliğ edildiği, davacının kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslını veya onanmış suretini sunmadığı, davacının dava şartı olarak arabuluculuğa başvurmadan eldeki davayı açtığı anlaşılmakla mahkemece karardaki gerekçelerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla; HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
D.A.Ç