Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1130 E. 2023/2044 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 20/06/2023
NUMARASI : Esas

İSTİNAF ve TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
DAVA : Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
YAZIM TARİHİ : 19/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 20/06/2023 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzmanlık alanının petrol, petrol türevleri, gübre ve her türlü kimyevi maddelerin ticareti olan, sektörde otuz yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkil şirketin 08.11.2007 tarihli ve 6932 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı tarihten itibaren “… A.Ş.” ticaret unvanını kullandığını, aynı zamanda “….” markasının 26.11.2010’da Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde….numarasıyla müvekkil şirket lehine tescil ve ilan edildiğini, Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilan ile davalının “… Ltd. Şti.” olan ticaret unvanını “…Tic. Ltd. Şti.” ibaresi ile değiştirmiş olduğunun haricen öğrenildiğini, arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davalı tarafça TTK m.52 hükmü gereğince müvekkilinin ticaret unvanına tecavüz edildiğini, davalının işbu haksız eyleminin aynı zamanda TTK kapsamında haksız rekabet hali teşkil ettiğini, davalının haksız rekabet teşkil eden işbu eylemleri nedeniyle müvekkilinin kanundan doğan hak ve menfaatlerinin daha fazla zarar görmesinin engellenmesi amacıyla HMK m.389/1 uyarınca ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünün gerektiğini, müvekkilinin marka hakkının ihlali söz konusu olduğunu müvekkili tarafından, 13.12.2022 tarihinde keşide ettirilen ve 16.12.2022 tarihinde davalı muhataba tebliğ olan ihtarname ile eylemlerini durdurması ihtar edilmiş ise de ihtarnamenin yanıtsız bırakıldığını ve davalının halihazırda aynı ticaret unvanı ile ticari ilişkilerini sürdürmeye devam ettiğini belirterek; fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile;
ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, davalının hukuka aykırı olarak tescil ettirdiği ticari unvanını kullanmasının durdurulmasına ve “…” markasını tek başına veya başkaca herhangi bir ibare ile birlikte kullandığı her türlü ürün ve internet üzerinde kullanmasının tedbiren sona erdirilmesine, davanın kabulü ile; davalı tarafından müvekkil şirketin ticaret unvanına tecavüz teşkil eden işbu haksız eylemin tespitine, bu doğrultuda davalının mevcut ticaret unvanının terkini ile müvekkilin kanundan doğan haklarına halel getirmeyecek şekilde değiştirilmesine, davalı tarafça hukuka aykırı unvan kullanımı suretiyle gerçekleştirilen eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine ve kaldırılmasına, davalı tarafın sebep olduğu zararlara karşılık 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…6100 s. HMK.nın 390/3. maddesine göre; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”
Somut olayda; davacı tarafından ibraz edilen deliller yaklaşık ispata elverişli görülmediğinden…” gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbirin şartlarının temelde ihtiyati tedbire esas olabilecek bir hakkın mevcudiyeti ve ihtiyati tedbir sebeplerinin varlığı olduğunu, haksız rekabet sebebiyle ekonomik menfaati zarar gören müvekkilinin, TTK’nın “İhtiyati Tedbirler” başlıklı m. 61 atfı ile m. 56 uyarınca araçların ve malların imhasını talep etme hakkını haiz olduğunu, müvekkil şirketin ticaret unvanının çekirdek kısmında yer alan “…” ibaresinin şirketin yöneticisi konumunda bulunan …’ın soyadı olduğunu, dolayısıyla davalının hiçbir meşru hak ve menfaati yok iken müvekkilin hem ticari unvanını hem de hâkim ortaklarının aile adını kullandığını, yalnızca bu hususun dahi davalının kötü niyetini ve müvekkilinin sektörde tanınmışlığından haksız yarar elde etmeyi amaçladığını gösterdiğini, kaldı ki söz konusu ticaret unvanının, davalıca fiilen kullanılmaya devam edilmesi halinde müvekkilin, telafisi mümkün olmayan bir zarara uğrayacağının açık olduğunu, müvekkil tarafından, ihtiyati tedbir verilmesi için aranan yaklaşık ispat ölçüsünün karşılandığını, tüm bu açıklamalara rağmen ilk derece mahkemesince hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, taraflarınca öne sürülen iddia ve vakıalar ile delillere ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesinin, hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkı kapsar nitelikte olan adil yargılanma hakkının da ihlali nitelikte olduğunu, HMK m. 391/3’te ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde verilecek kararın bir gerekçeli karar olması gerektiğinin vurgulandığını belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itiraza ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Geçici hukuki koruma türlerinin başında gelen İhtiyati Tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nin 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.

HMK’nın 389. maddesine göre ihtiyati tedbirin şartları; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğmasından endişe edilmesi olarak açıklanmıştır. Ayrıca tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği belirtilmiştir. Yine aynı Yasa’nın 390/3. maddesinde haklılığın yaklaşık olarak ispat edilmesi zorunluluğu koşulu aranmıştır. İhtiyati tedbir kararında bulunması gereken hususların neler olduğu HMK 391/2 maddesinde düzenlenmiş olup, mahkemece ihtiyati tedbir verilirken ihtiyati tedbirin sınırlarının da gösterilmesi gerekir. Dairemize yapılan incelemede toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre; davacının dosyaya sunduğu belgelerin haklılığını yaklaşık ispata elverişli olmadığı, davacının haklılığı bulunup bulunmadığının yapılacak yargılama ile ortaya çıkacağı, ihtiyati tedbir şartlarının bulunmadığı, ilk derece mahkemesince karardaki gerekçelerle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla; HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır