Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1115 E. 2023/1867 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2023
NUMARASI : … Esas

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
KARŞI TARAF DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
TALEP : İhtiyati haciz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/10/2023
YAZIM TARİHİ : 03/10/2023
İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından karşı taraf davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dosyası ile açılan davada 11/09/2023 tarihinde tesis edilen ara karara karşı aleyhine ihtiyati haciz talep edilen karşı taraf davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, müvekkili şirketin, Konya’da BMW bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirket yetkilisinin BMW marka 520İ model aracı satın almak istediğini belirtmesi üzerine sipariş formu düzenlenerek aracın yurtdışından sipariş edildiğini, aracın gümrüğe gelmesi akabinde davalıdan aracın bedelinin ödenmesi talep edilmişse de davalının kısmi ödemeler yaptığını, müvekkili tarafından geçici tescil belgesi düzenlendiğini ancak, bakiye kalan bedelin ödenmemesi üzerine Konya .. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, müvekkilinin alacağının likit olduğu göz önünde bulundurularak uygun görülecek teminat karşılığında borçlunun asıl alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere malvarlığı, 3.kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerinde ihtiyati haciz konulmasına, aksi halde davalının işbu davaya konu araç dışında başkaca bir malvarlığı bulunmadığı, davada müvekkilinin haklılığın sübut bulması sonrasında alacağına kavuşamama ihtimali değerlendirilerek alacağın semeresiz kalmaması adına başta dava konusu…. plakalı aracın kaydı üzerine iyi niyetli üçüncü kişilere devrinin engellenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına, aynı zamanda dava konusu … plakalı aracın zayii olmasını engellemek adına dava sonuna kadar aracın zilyetliğinin yediemin sıfatı ile müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Somut olayda; davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası üzerinden satış konusu ….plakalı aracın ödenmeyen bedeline ilişkin olarak 2.304.999,99 TL. üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu ve Mahkememizdeki itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır.
Takibe itiraz dilekçesinde, sözleşme ilişkisi inkar edilmemiş, borcun ödenmesine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış, takip ilamsız takip olduğu için sadece takibe itiraz edilmekle takip durmuştur.
Davanın mahiyeti, mevcut delil durumu, tarafların ispat yükü, yaklaşık ispat prensipleri ve tarafların menfaat dengesi göz önünde bulundurularak davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Koruyucu mahiyetteki taleplerinin terditli olarak ileri sürülmesi, ilk önce ihtiyati haciz talebinin, bu talep kabul edilmezse ihtiyati tedbir talebinin istenilmesi ve ilk koruyucu talep olan ihtiyati haciz talebinin de kabul edilmiş olması karşısında, ihtiyati tedbir talebinin incelenmesine gerek görülmemiş ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….” gerekçesiyle, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; İİK’nın 257 vd. maddeleri gereğince, alacaklının ileride ihtiyati hacizde haksız çıkması halinde, karşı taraf olan borçlu ile 3. kişilerin bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması ve Konya .. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine konu olan 2.304.999,99’lik asıl alacağın %15’i kadar teminat yatırması kaydıyla, borçlunun gerek elindeki gerekse üçüncü kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasına konu olan 2.304.999,99’lik asıl alacakla sınırlı olmak üzere ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İTİRAZ: Karşı taraf davalı vekili, söz konusu ihtiyati haciz kararının daha öncesinde aynı icra takibine müstenit olmak üzere Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2…. D.İş sayılı kararı ile verildiğini, ancak itirazlarının haklı görülerek ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bedelin bir kısmının havale yoluyla kalan kısmının ise nakit olarak elden ödenmesi üzerine aracın müvekkili adına tescil edilerek fatura kesildiğini, ZMSS poliçesinin dahi kesildiğini ancak tesliminin kötüniyetli olarak yapılmadığını, faturadaki malın teslim edildiği olgusunu ispat yükünün satıcıya ait olduğunu, satıcı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen faturanın tek başına ispat olgusuna yetmeyeceğini, kanunda aranan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun vadesinin geçtiği hususunun da davacı tarafından ispatlanmadığını ileri sürerek, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF EDİLEN ARA KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, “…Uyap Trafik kaydına göre …. plakalı aracın davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf 925.000 TL.’nin banka yoluyla havale edildiğini bildirmiş, dosyaya sadece 775.000 TL.’lik dekontlar sunulmuş, davalı taraf dava konusu kalan alacağın davacıya elden ödendiğine dair herhangi bir belge ibraz edememiştir.
Dava konusu aracın, yurt dışından getirilip bayi tarafından satılan ve ilk (geçici) tescil işlemleri bayi tarafından gerçekleştirilen ve geçici tescil belgesine istinaden noter tarafından ruhsat kaydı oluşturulan araçlardan olduğu, araç teslimine ilişkin geçici belge içeriğinden de borcun tamamen ödendiğine dair herhangi bir kaydın olmadığı anlaşılmıştır.

Her ne kadar davalı taraf, aracın faturasının düzenlendiğini, aracın davalı adına tescil edilip ruhsatının verildiğini beyan ederek, borcun ödenmediğine dair ispat yükünün davacı alacaklıda olduğunu savunmuş ise de;
Öncelikle araç için fatura düzenlenmesi, ki bu fatura e-fatura olarak düzenlenmiş olup, kapalı veya açık fatura vasfına sahip olmadığından ve özellikle kapalı faturalar için uygulanan borcun ödendiğine dair karineden söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Diğer yandan, geçici tescil belgesinde borcun tamamen ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığı gibi, noter tarafından sadece geçici tescile istinaden araç tescil ve ruhsat verme işlemlerinin yapılması karşısında, noterden düzenlenmiş bir satış sözleşmesine dolayısıyla, borcun tamamen ödenip ödenmediğine dair bir kayda da ulaşılamamıştır.
Aracın davalı adına tescil edilmesi de borcun ödendiğine karine olarak görülmemiş, bu şartlar altında dava konusu borcun (2.304.999,99 TL.) elden ve nakit olarak ödendiğini ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu sonucuna varılmış, yargılamanın devam ettiği, bütün delillerin henüz toplanmadığı belirlenmiştir.
6098 s. TBK.’nin 207/1. maddesine göre, “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme” olup, satış sözleşmelerinde satıcının yükümlülüğü aracın mülkiyeti ile birlikte zilyetliğinin de karşı tarafa geçirilmesini içermekte ve araç halen satıcının zilyetliğinde ise de, davalı alıcının şartları varsa aracın fiilen teslimini isteme hakkının saklı olduğu, teslim hususunun bu davanın konusu olmadığı, edimlerin ifasında sıra prensibinin esas hükümle birlikte değerlendirilmesinin gerektiği, ödemeyi henüz ispat edememiş davalı yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasının tarafların menfaat dengesi ve hakkaniyet prensiplerine uygun düşmeyeceği sonucuna varılarak ihtiyati hacze yapılan itirazın (oy çokluğuyla) reddine karar vermek gerekmiştir.
19/07/2023 tarihli murafaa duruşmasında ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş, ret karanın gerekçesini oluşturmak işbu gerekçeli ara kararı hazırlanmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf davalı vekili, söz konusu ihtiyati haciz kararının daha öncesinde aynı icra takibine müstenit olmak üzere Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı kararı ile verildiğini, ancak itirazlarının haklı görülerek ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, bedelin bir kısmının havale yoluyla kalan kısmının ise nakit olarak elden ödenmesi üzerine aracın müvekkili adına tescil edilerek fatura kesildiğini, ZMSS poliçesinin dahi kesildiğini ancak tesliminin kötüniyetli olarak yapılmadığını, faturadaki malın teslim edildiği olgusunun ispat yükünün satıcıya ait olduğunu, satıcı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen faturanın tek başına ispat olgusuna yetmeyeceğini, kanunda aranan yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun vadesinin geçtiği hususunun da davacı tarafından ispatlanmadığını ileri sürerek, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
2004 sayılı İİK’nın 257. maddesinde ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;

2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Yasa’nın 258/1 madde ve fıkrasında ise; “İhtiyati hacze 50nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır.
İİK’nın 265. maddesinde de “ Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, somut olayda ihtiyati haciz talebinin kabulü için İİK’nın 257 ve 258. madde koşularının oluştuğu, karşı taraf vekilinin ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin ise, İİK’nın 265. maddesi kapsamında bulunmadığı, her ne kadar davacının davadan feragat etmesi nedeniyle mahkemece 11.09.2013 tarih, .. K. sayılı kararla davanın feragat nedeniyle reddine, ihtiyati haczin kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin derhal kaldırılmasına karar verildiği tespit edilmiş ise de, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından, karşı taraf vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Karşı taraf vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran karşı taraf borçlu tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır