Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1025 E. 2023/1950 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 24/05/2023
NUMARASI : Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
YAZIM TARİHİ : 13/10/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyası ile açılan tanıma ve tenfiz davasında 24/05/2023 tarihinde tesis edilen ara karara karşı, davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ihtilaflı şirket ortaklık sözleşmesine dayanılarak dava açıldığını, ……Bölgelerarası Eknomi Mahkemesi tarafından 23 Şubat 2021 tarihinde davalı lehine 41.363.203 KZT tutarında miktarın ve 413.632 KZT tutarında devlet harcının ödenmesine karar verildiğini ve söz konusu tutarların da müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, ekte sundukları karardan da görüleceği üzere ödemelerin yapılması akabinde ise itirazları doğrultusunda kararın kaldırıldığını ve bozma sonrası …..Bölgelerarası İhtisas Ekonomi Mahkemesi tarafından … dosyası üzerinden verilen 16/08/2022 tarihli kararı ile müvekkili tarafından yapılan ödemelerin toplamı olan 41.776.835 KZT (tenge) tutarının iadesine karar verildiğini ve haklılıklarının ortaya konulduğunu ancak gelinen aşamada davalı tarafından herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini, bu açıklamalar nezdinde müvekkili ile davalı arasında meydana gelen uyuşmazlık uyarınca yetkili olan mahkemelerde yargılamanın yapıldığını ve hükme bağlandığını, her iki tarafın da söz konusu yargılamadan haberdar olduğunun sabit olduğunu, davalının Türkiye’de ticari faaliyetlerine devam ediyor olması nedeniyle davaya konu mahkeme kararının tanınması ve tenfiz işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini beyanla A……Bölgelerarası İhtisas Ekonomi Mahkemesi tarafından …. dosyası üzerinden verilen 16/08/2022 tarihli kararının tanıma ve tenfizinin yapılarak davanın kabulüne, İİK’nın m.257 vd. hükümleri uyarınca, davalının menkul, gayrimenkul, 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile banka hesaplarının ihtiyati haciz yoluyla haczedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince 10/05/2023 tarihli ara karar ile; “…talebin kabulü ile; İİK’ nun 257 ve devamı maddeleri gereğince, alacaklının ileride ihtiyati hacizde haksız çıkması halinde karşı taraf olan borçlu/borçlular ile üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydıyla, borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü kişilerdeki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının, dava konusu yabancı para alacağının dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 1.740.422,94TL tutarındaki alacağa yetecek kadar kısımlarının ihtiyaten haczine….” karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, görev itirazları değerlendirilmeden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmadığını, öncelikle dava şartı olan görev itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia ettiği alacağının varlığını ispat eder bir bilgi ve belgeyi dosyaya sunamadığını, İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu yabancı mahkeme kararında kararın kesinleşmiş olduğuna dair bir belge olmadığını, dolayısıyla borcun vadesinin gelip gelmediğinin belli olmadığını, müvekkilinin hem Türkiye’de hem yurt dışında sabit ikametgahları olduğunu, müvekkilinin mal kaçırma, gizleme gibi hileli davranışlarının söz konusu olmadığını ayrıca teminat miktarı da çok düşük olup arttırılması gerektiğini beyanla mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; “….Dava dilekçesi ekinde sunulan yabancı mahkeme ilamının apostil şerhli suretinde ve yeminli tercümana tercüme ettirilmiş Türkçe suretinde görüleceği üzere, davalıdan 41.776.835 KZT’nin (Kazak Tengesi) tahsil edilerek davacıya verilmesine dair hüküm kurulduğu, söz konusu miktarın dava tarihi itibariyle Merkez Bankası verilerine göre TL karşılığının 1.740.422,94 TL olduğu, karar tarihinin 12/10/2022 tarihi olduğu görülmüştür. Bu itibarla, yukarıda yer verilen emsal Yargıtay içtihadı da dikkate alındığında alacağın yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlandığı, vadesinin geldiği ve rehinle temin edilmediği sonuç ve kanaatine varılmakla ihtiyati haciz koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalı vekili ayrıca ihtiyati haczin infazı için belirlenen teminatın yeterli miktarda olmadığını da belirtmiş ise de, teminat tutarının makul düzeyde olduğu, alacağın miktarı ve dayanağı dikkate alındığında teminat miktarının arttırılmasını gerektirir bir sebebin olmadığı…” gerekçesiyle davalı tarafın ihtiyati haciz kararına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, müvekkilinin mal kaçırma ve gizleme gibi bir eyleminin bulunmadığını, teminat oranının düşük kaldığını beyanla ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine yönelik ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati haciz rehinle temin edilmemiş bir alacağın tahsilinin güç ya da imkansız olduğu iddiasıyla alacağın tahsilini güvence altına alan bir geçici hukuki koruma önlemidir. İhtiyati haczin hangi koşullarda verileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 257’nci maddesinde gösterilmiştir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK’nın) 257.maddesinin 1.fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nın 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz:
Madde 265 – (Değişik: 18/2/1965-538/105 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
(Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.; Değişik:2/3/2005-5311/17 md.) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.
Yukarıda metni yazılı İİK’nın 265/1. maddesi gereğince dinlenmeyen borçlu aleyhinde verilen ihtiyati hacze; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminatla ilgili huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği, aynı yasanın 265/4. maddesi gereğince itiraz edenin dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri eklemesi gerektiği, itiraz üzerine mahkemenin iki tarafı davet edip ilgilileri dinledikten sonra itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya tamamen kaldırabileceği, tarafların gelmemesi halinde evrak üzerinde inceleme yapılmak üzere karar verilebileceği yasanın amir hükmüdür.
Somut olayda; davacının Akmola Eyaleti Bölgelerarası İhtisas Ekonomi Mahkemesi tarafından … dosyası üzerinden verilen 16/08/2022 tarihli kararının tanınması ve tenfizi için açtığı davada ihtiyati haciz talep ettiği, Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 25.10.2016 tarih 2016/6937 Esas 2016/4665 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın ticari nitelikte olması gerekmediği gibi yabancı mahkemece verilmiş ilamın tenfizi koşulunun aranmasına da gerek olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz karar verilmesi ve davalının ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır