Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/999 E. 2023/1701 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 31/07/2023
NUMARASI :……. Esas

İHTİYATİ TEDBİR ve
İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ :

DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
YAZIM TARİHİ : 12/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında ….. tarihinde tesis edilen ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkiline karşı kambiyo senedine dayalı olarak Konya …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin halen cebri icra tehdidi altında olduğunu, davaya konu senedin 22.01.2019 tanzim tarihli 28.01.2019 ödeme günlü 70.000,00 TL bedelli bononun asıl borçlusunun ……. olduğunu, kefil olarak ta müvekkilin gözüktüğünü, bir kambiyo senedinde kefilin sorumluluğunun ancak ortada geçerli bir kambiyo senedi bulunması halinde mevcut bulunduğunu, atılan imza aval olarak düşünülse bile bu avalin geçerli olabilmesi için mutlaka senette asıl borçlunun hukuken geçerli bir imzasının bulunması gerektiğini, asıl borçlunun imzası yoksa ya da geçerli değilse o zaman kefil ya da aval olanın da herhangi bir sorumluluğunun olamayacağını, senette asıl borçlu olarak gözüken ……… müvekkil ile davalı asıl lehdar alacaklı arasında böyle bir borcun doğumuna dayanak herhangi bir temel ilişki, ticaret ya da iş ilişkisi vs. bulunmadığını, emsal Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2008/1110-4016 sayılı içtihatlarının da bu yönde olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; müvekkilinin cebri icra tehdidi altında bulunması ve yaklaşık ispat kuralları nazara alınarak dava sonuçlanıncaya kadar ilgili icra takibinin teminatsız, bunun mümkün olmadığı takdirde makul bir teminat oranında ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davanın kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ve dayanak senetten ötürü karşı tarafa herhangi bir borçları olmadığının tespitine, alacaklının kötüniyetli olması nedeniyle en az %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…davacı tedbir talep etmiş ise de, İİK 72/3 maddesine göre; “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.”
İİK 72/4 maddesinde ise; menfi tespit davasının alacaklı lehine neticelenmesi halinde ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı ve alacaklının uğradığı zararın aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır…” gerekçesiyle alacağın %15’i oranında yatıracağı teminat veya bu miktar teminat mektubu karşılığında İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesine, varsa teminat mektubunun paraya çevrilmemesine, takibin durdurulmasına yönelik talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep dilekçesini tekrarla; eldeki icra dosyasına dayanak kambiyo senedinin usulüne uygun olarak düzenlenmemiş olması, cebri icra tehdidinin halen devam ediyor olması ve yaklaşık ispat kuralları nazara alınarak dava sonuçlanıncaya kadar ilgili icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbire karar verilmesinde davada haklılıklarının yaklaşık olarak ispatlandığını, geçici önleme tedbiri verilmemesi halinde yargılama sonucunda verilecek olan hükmün elde edilmek istenilen faydayı elde edememe tehlikesi altında kalacağını, tedbir şerhi düşülmesi halinde davacı müvekkilin hak kaybına uğrama ihtimalinin önleneceğini, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389. Maddesi uyarınca da bunun böyle olduğunu, somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağına ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesine ilişkin yasal koşulların oluştuğunu belirterek; itirazlarının kabulü ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin takibin durdurulmasına yönelik 31/07/2023 tarihli ara kararının (2) numaralı ara kararının kaldırılarak, takibin durdurulmasına yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itiraz hakkındadır.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesinde ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un 390. maddesinde de ” İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
2004 sayılı İİK’nın 72/3 maddesinde de ” İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. ” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, her ne kadar davacı icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiş ise de, İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak mahkemece ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebileceği, bu itibarla, ilk derece mahkemesince takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla istinaf edenin sıfatına göre ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç