Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/974 E. 2023/1798 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/02/2022
NUMARASI :…. Esas …. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1-… – (Kimlik No:…
2-… – (T.C. Kimlik No: …)
3-
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Banka Düzenlemelerden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
YAZIM TARİHİ : 29/09/2023
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 10/02/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ….. İcra Müdürlüğü …… E. Sayılı dosyası ile müvekkil ve diğer davalılar aleyhine alacaklı ……. tarafından takip başlatıldığını, müvekkilinin, alacaklı banka tarafından diğer davalılara kullandırılan kredi kapsamında gayrimenkulünü ipotek olarak verdiğini, ancak borçluların borcunu ödememesi nedeniyle müvekkilin taşınmazının icra takibi kapsamında satış tehlikesine girdiğini, bu nedenle söz konusu icra takibi borç tutarını ödemiş ve bu kapsamda diğer borçlulara karşı alacaklı konumuna geçtiğini, müvekkilin rücu hakkı kapsamında davalıların da müşterek sorumlulukları gereği davalılar ile dava dışı üçüncü kişi …….’ın borçlu olduğu Konya ….. İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyası ile usulüne uygun icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, davalıların takip borcu sebebine, borca, yani kredi sözleşmesine vd. hususlar hakkında herhangi bir itirazları bulunmadığını, davalılar tarafından inkar edilmeyen borcun ikrar edildiğini, davalıların borcun ödendiğine ilişkin icra dosyasına bir belge sunmadıklarını, müvekkilinin alacağını tahsil etmek için defalarca borçlular ile iletişime geçmeye çalıştığını, ancak olumlu sonuç alamadığını, borçluların mal kaçırma ihtimalinin yüksek olduğunu, teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, itirazın kaldırılmasına, davalının, alacağın %20’sinden aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Konya ….. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı takip dosyasına borcun davacı tarafından değil ……. isimli kişi tarafından ödendiğini, davacının taraf ehliyeti bulunmadığından davanın esasına girilmeden reddi gerektiğini, banka kredisinin müvekkili şirkete verildiğini, diğer davalıların davacı gibi kefil olduğunu, davacının söz konusu krediye ilişkin hiç bir şekilde ipotek vermediğini, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi amacıyla değil kambiyo takibi olarak başlatıldığını ve ……. tarafından ödenerek kredinin kapatıldığını, ödemenin davacı tarafından yapılmaması nedeniyle davacının bankanın halefi olmadığını ve rücu hakkının bulunmadığını,……..’nın alacaklı olduğu takip dosyasında 6 borçlu bulunmasına rağmen, davacının başlatmış olduğu takip dosyasında mecburi dava arkadaşı olan bir kısım borçluların takipte ve davada taraf olarak gösterilmediğini, müşterek kefillerin hisseleri oranında borçtan sorumluyken bütün borcun ayrımı olmaksızın müvekkillerinden talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle; öncelikle davanın usulden, aksi takdirde esastan reddine, haksız ve kötü niyetli olarak takip yapan davacının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk dere mahkemesince; “…6102 sayılı TTK’nın 778/3. Maddesi yollamasıyla bonoya uygulanması gereken 702/3. maddesine göre; “aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.”
Mezkur maddeye göre aval veren poliçe bedelini ödediği takdirde kefaletli olduğu gibi lehine güvence verilen kişinin haklarına halef olmayıp, bilakis bağımsız bir rücu hakkı elde eder. Rücu hakkı kapsamında da lehine aval verilen kişiye ve bu kişinin senet gereğince sorumlu olduğu kişilere karşı ödediği bedeli talep edebilir. Dolayısıyla ödeme yapan avalistin rücu hakkı yalnızca senet borçlusuna karşı sorumlu olanlara yöneltilebileceği, diğer avalistlere karşı herhangi bir rücu hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı rücuya konu alacağın kaynağı olan bono da avalist sıfatıyla bulunduğundan ilgili bonoda borculunun davalı ……. olduğu, diğer davalıların avalist konumunda bulunduğu tespit edildiğinden, davacının zikredilen açıklamalar nazara alınarak yapmış olduğu ödemelere ilişkin yalnızca davalı asıl borçluya karşı rücu hakkı bulunduğundan davalı …….’nin dava konusu takibe vaki itirazın iptali ile bu davalı yönünden takibin devamına, diğer davalılar yönünden taleplerin reddine karar verilmiştir. Rücuya konu alacak miktarı likit ve muayyen olduğundan icra inkar tazminat taleplerinin kabulüne karar verilerek…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; Konya …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasındaki davalı ………’nin yaptığı vaki itirazın iptali ile takibin, bu davalı yönünden devamına, davalı … ve …’ın itirazlarının iptaline yönelik talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan miktar üzerinden % 20 oranında hesaplanan 6.600,00 TL icra inkar tazminatının davalı …….’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin “…davacının zikredilen açıklamalar nazara alınarak yapmış olduğu ödemelere ilişkin yalnızca davalı asıl borçluya karşı rücu hakkı bulunduğundan davalı …… için itirazın iptaline diğer davalılar yönünden reddine” şeklinde karar verdiğini, ancak müvekkilin ödemiş olduğu borç nedeniyle tüm davalıların sorumlu olması nedeniyle verilen kısmi kabul kararının kaldırılması gerektiğini, kambiyo senedi için yapılan icra takibinin müvekkilin rücu hakkına engel olmadığını, 6098 sayılı TBK m.596 uyarınca da bu hususun ortada olduğunu, her bir davalının, müvekkilinin yapmış olduğu ödeme nedeniyle yükümlülük altında olduğunu belirterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; davacının haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilleri … ve …’e karşı icra takibine girişmesi, bu müvekkilleri yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmesine rağmen davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, ayrıca bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen lehlerine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bono bedelini ödeyen avalistin, bononun keşidecisi-asıl borçlu ile diğer avalistlerine karşı açtığı rücuen tazminat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava dışı …… Bankası tarafından Konya ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasından davacı ile davalılara karşı kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığı, takibe dayanak bononun lehtarının…….. Bankası, keşidecisinin davalı ………. olduğu, davacı ile diğer davalıların bonoda avalist olarak bulundukları, davacının banka havalesi ile icra dosyasına 33.000 TL ödeme yaptığı, eldeki davanın ödenen paranın davalılardan rücuen tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının istinaf talepleri yönünden;
Bonoda uygulanması gereken TTK 702/3 maddesi gereğince aval şekil bakımından asıl borca tabi, maddi yönden ise tamamen müstakildir. Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder. Ödemede bulunan avalistin, diğer avalistlere rücü hakkı yoktur. Ödemede bulunan avalist ödediği mablağın tamamını lehine aval verdiği kimseden isteyebilir. Yargtayın yerleşik kararları bu yöndedir (Örn. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 05/06/2017 tarih, 2016/190 Esas- 2017/4505 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle mahkemece bu tespitler doğrultusunda ve karar gerekçesinde açıklandığı üzere avalist davalılar … ile … yönünden davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle davacının bu hususlardaki istinaf talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalılar … ve …’ın istinaf talepleri yönünden;
Davalılar vekili, müvekkilleri …… ile ……. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etmişse de, İİK 67/2 maddesi gereğince itirazın iptali davasında alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklının takip yapmakta haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olmasının da gerektiği, davacının kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla davalıların bu husustaki istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davanın red sebeplerinin her iki davalı yönünden de aynı olduğu, AAÜT 3/2 maddesinde red sebebinin aynı olması halinde davanın reddi nedeniyle davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedileceğinin düzenlendiği, buna göre mahkemece her iki davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamakta olup, HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davalıların bu husustaki istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ile davalılar … ve …’ın istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı ………’den sehven alınan 486,86 TL nispi harç ile 220,70 TL başvurma harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
4-Davalı …’den alınması gereken 2.254,23 TL harçtan peşin alınan 157,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.096,84‬ TL karar ve ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davalı …’tan alınması gereken 2.254,23 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.173,53‬ TL karar ve ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/….. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
9-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç