Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/935 E. 2023/1648 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI : …… Esas – …….Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
YAZIM TARİHİ : 18/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 08/12/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Konya ili Selçuklu ilçesinde faaliyetlerini sürdüren müvekkili şirkete, ……… tarafından 29/12/2017 tarihli bir fatura tahahhuk edilerek tebliğ edildiğini, yapılan bu tebliğin akabinde müvekkili şirketin toplam 127.650,67 TL bedelli faturanın gerçeği yansıtmadığını ve bu bedelin çok fazla olduğu yönünde …… ile e-mail yoluyla iletişime geçildiğini, “…….. tesisat numaralı abone için ……. kwh tüketim 30.11.2017-31.12.2017 tarihleri arası için tüketimdir. Yapılan kontrolde bağlantı hatası yapıldığı ve sayacın ortalama %80 eksik değer kaydettiği tespit edilmiştir. Abonede 3. ayda panonun yandığı, tadilat yapıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Buna istinaden 28.02.2017-07.12.2017 tarihleri arası için hesaplama yapılarak 268209 kwh ilave tüketim oluşturulmuştur…” şeklinde cevap alındığını, müvekkilinin elektrik tesisatının dağıtımının gerçekleştiği trafo ve panolarda gerçekleştirilen hatalı işlemler sonucu bu faturanın ortaya çıktığının belirtildiğini, müvekkili şirketin faaliyetlerini sürdürdüğü ve faturanın ait olduğu işyerine, her ne kadar faturayı tebliğ eden firma ……. olsa da söz konusu elektrik dağıtım işleri ……… tarafından yapıldığını, ………….’nin resmi internet sitesinde de; “İlgili Dağıtım Şirketi sayaç okuma hizmeti sağladıktan sonra faturalandırma işlemi ………. tarafından yapılmaktadır.” denilerek durumun açıkça dile getirildiğini, dava dışı şirket ile davacı arasındaki ilişkinin bir temsil ilişkisi olduğunu, faturalandırma işleminin kim tarafından yapıldığının bir önemi olmadığını, dağıtım şirketi olan ……..’ın yetkili personellerinin hatası sonucu oluşan, müvekkilinden kaynaklanmayan bağlantı hatasının vuku bulduğunu ve faturanın da bunun üzerine kesildiğini, davalı şirketin yaptığı bağlantı hatası nedeniyle kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiğini ve bu halde kusurunun bulunduğunu, müvekkili tarafından itirazı kayıt konulmak suretiyle elektrik dağıtımının kesilmemesi için faturalandırılan miktarın ödendiğini fakat davalı …….’ın gösterdiği ihmalden ötürü, söz konusu müterafik kusurunun yapılan yazışmalardan ve gösterilen açıklamalardan sabit olduğunu, müvekkile tahakkuk ettirilen fatura bedelinin davalı şirketin kusuru oranında bedel tespiti yapılarak taraflarına ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 55.572,00 TL artırarak 56.572,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında herhangi bir abonelik ilişkisi bulunmadığını, dava konusu faturanın davacıya müvekkili şirket tarafından değil dava dışı …….. tarafından tahakkuk ettirildiğini ve bu dava dışı şirket tarafından tahsil edildiğini, müvekkili şirketin gerçekleştirdiği tek işlemin sayaç değerlerini okumak ve dava dışı şirkete bu değer üzerinden elektrik satışı gerçekleştirmek olduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı …….. arasında temsil ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle husumet yönünden itirazları bulunduğunu, müvekkili şirketin somut olayda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu edilen faturaya konu eksik tüketim değer kaydının davacının iç tesisatına yaptığı müdahaleden kaynaklandığını, davacının kendilerine gönderdiği mailde de iç tesisatlarına işlem yaptırdıklarını belirttiklerini, dava konusu edilen faturanın bu müdahaleden kaynaklandığını, bu durumun …… ekiplerince yapılan kontrol sonucu tutulan 07.12.2017 tarihli ve ……. seri numaralı …… Ölçü Devreleri Kontrol ve Değiştirme Tutanağı ile sabit olduğunu, müvekkili dağıtım şirketince mevzuat gereği sayacın eksik kaydettiği döneme ilişkin yapılan hesaplama sonucu Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönelmeliğinin 14. maddesi uyarınca dava dışı satış şirketi ………’ye fatura ile tahakkuk ettirildiğini, dava dışı …….’nin de yine davacıya bu miktarı fatura yoluyla rücu ettiğini, müvekkili şirkete kusur yüklenemeyeceğini davanın ….. şirketine ihbar edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; ” bilirkişiler Elektrik Mühendisi ……, ……… ve Nitelikli Hesap Uzmanı ……. tarafından tanzim edilen raporda “Davacı aboneliğinde yapılan tespit dikkate alındığında, yapılan tespit sonrası tüketim kayıtlarının sayacın eksik tüketim kaydı yaptığını ortaya koyduğu, davalı dağıtım şirketince yapılan tespit kapsamında eksik tüketim kaydının teknik kriterlere uygun belirlendiğine dair bir tespit yer almadığı, tahakkuka konu olan 28.02.2017 tarihi öncesi tüketim kayıtlarının incelenmesinde tüketim kaydının olağan dışı düşmesi ile ilgili bir bulgu olmadığı, Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca eksik tüketim bedelinin hesaplanması gerektiği, abonelikte aylık tüketimler arasında çok büyük farklılık olmasına bağlı olarak hesaplamaya konu döneme karşılık gelen tespit sonrası dönem tüketimlerinin esas alınması gerekeceği, davacının aboneliği ile ilgili sorumlu olacağı eksik tüketim bedelinin 88.847,52 TL olarak hesaplandığı, davacının itirazı kayıtla ödediği 127.650,67 TL kapsamında, 38.803, 15 TL yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep hakkı olduğunun belirlendiği” şeklinde rapor tanzim edildiği, tarafların beyan ve kabulleri ile dosyadaki belge ve bilgiler bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu olayın abonenin kusuru dışında ve sayaç arızasından kaynaklanmayan, harici nedenlerle meydana geldiğinin anlaşıldığı, dava dilekçesinde davacı yan tarafından yasal faiz talep edildiğinden yasal faize hükmedilmesi gerektiği, bilirkişi raporunda olayın harici nedenlerle olduğu belirtildiğinden davacı vekilinin birlikte kusur iddiasına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 38.803,15 TL nin ödeme tarihi olan 16/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayda dağıtım şirketi olan ……’ın yetkili personellerinin hatası sonucu oluşan, müvekkilinden kaynaklanmayan bağlantı hatasının vuku bulması sonucu gerçekleştirilen bir faturalandırma işleminin mevcut olduğunu, 02/12/2020 tarihli son bilirkişi raporunda, müvekkilinin 56.572,00 TL’yi ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte talep hakkı olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporunda tespit edilen ve ilk baştaki fatura bedelinde fazladan alınan tutarın 38.803,15 TL olup ilk derece mahkemesi tarafından kurulan kararda belirtilen tutar olduğunu, bu tutar zaten kullanım dışı ödenen fatura bedeli olduğunu, yani bu bedel zaten sebepsiz yere zenginleşme güden davalıdan doğrudan tahsil edilmesi gereken bedel olduğunu, ancak ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmayan ve tüm bilirkişi raporlarında belirtilen bir müterafik kusur değerlendirmesinin mevcut olduğunu, müvekkilinin kusurundan kaynaklanmayan bir sebeple fazladan faturalandırma gerçekleştirildiği için %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müterafik kusur indirimden kaynaklanan alacak miktarının 17.769,00-TL olduğunu, müterafik kusur indiriminden kaynaklanan alacakla birlikte müvekkilinden fazladan tahsil edilen tutar bedelin 56.572,00-TL olduğunun çok net bir şekilde tespit edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının reddedilen miktar yönünden kaldırılması ve davanın ıslah dilekçesinde belirtilen değer üzerinden kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı Vekili; davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki söz konusu olmadığını, davacı tarafın elektrik enerjisini müvekkil şirketten değil ……… isimli bir perakende satış şirketinden satın aldığını, abonelik/sözleşme ilişkisinin de bu şirket ile kurulduğunu, dava konusu edilen faturanın da müvekkil şirket tarafından değil ……. tarafından davacıya tahakkuk ettirildiğini, müvekkili şirketin kesilen faturadan dolayı davacıya karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, gerek abonelik, gerek tüketiciye enerji temini ve gerekse faturalandırma noktasında görevli olan tüzel kişiliklerin perakende satış şirketleri olduğunu, davacı abone arasında herhangi bir abonelik yahut sözleşme ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, aksi kanaatte olunsa dahi dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporlarının bir tanesinde fatura bedeli 116.807,28 TL, bir diğerinde 111.819,46 TL ve sonuncuda ise 88.847,52 TL olması gerektiği yönünde değerlendirmeler yer aldığını, oysa somut olayda müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen faturanın mevzuata tümüyle uygun olduğunu, bu hususta da aksi kanaatte olunması halinde raporlar arasındaki çelişkinin de giderilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır. Bu açıklamalardan sonra dava konusu somut olaya gelindiğinde; dosya kapsamında davacı şirket ile dava dışı ……… arasında imzalanan bir abonelik sözleşmesi bulunmamakta ise de dava konusu faturanın dava dışı …….. tarafından düzenlendiği, fatura bedelinin davalı tarafından adı geçen şirkete ödendiği dosya kapsamı ile sabittir. Buna göre davacının sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince talebini sözleşmenin tarafı olan ……..’ye yöneltmesi gerekmekte olup davalıya husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu husus gözetilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiği, ancak mahkemece yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarih …… Esas ……. Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 662,66 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 7,75 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 228,45 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 949,03 TL olmak üzere toplam 984,93 TL harçtan, alınması gereken 269,80 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 715,13 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 68,30 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İlk derece mahkemesince yazılan 23/03/2022 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

O.B