Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/933 E. 2023/1842 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2022
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

İSTİNAF EDEN DAVALI :

VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 30/03/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirketin müvekkil şirkete açık hesap ilişkisinden kaynaklı 296.303,43 TL bakiye borcu bulunduğunu, 02.06.2021 tarihinde müvekkil şirket tarafından davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, l taraflarınca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri neticesinde bir sonuç elde edilemediğini, müvekkili ile davalı arasında uzun zamandır süregelen ticari münasebet kapsamında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, aralarındaki açık hesap ilişkisinden dolayı mallar davalı şirkete teslim edildiğini ve faturaları kesildiğini, hatta ekteki cari hesap ekstresi incelendiğinde görüleceği gibi 01.06.2021 tarihinde bir kısım mallar iade alınmış ve 61.501,68 TL borç açık hesaptan düşüldüğünü, davalının söz konusu ticari ilişkiden kaynaklanan borcunu müvekkile ödemediğini, bu sebeple alacağın tahsili amacıyla Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının 10.06.2021 tarihinde takibe, borca, faize itiraz etttiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davalının itirazının iptaline, davalının 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin davalı vekil eden şirketten alacaklı olduğunu ispatla mükellef olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu ve tek taraflı olarak düzenlediği hesap ekstresine dayanarak aralarında var olduğunu iddia ettiği açık hesap ilişkinden ötürü davalı vekil eden şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafça ileri sürülen bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, Bununla birlikte hukukun temel prensiplerinden olan “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” kuralı gereğince davacı tarafın ileri sürdüğü alacak iddiasını kesin delillerle ispat yükü altında olduğunu, somut olayın özellikleri itibariyle davalı vekil eden şirketin icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine, davacının takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. Davacı vekili davalı aleyhine İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmış, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlendiği, Konya .. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine ilamsız icra yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın iptali davasının süresinde olduğu, mahkememiz dosyasına SMMM bilirkişi …..tarafından ibraz edilen bilirkişi raporunda davalı yanın davacı … AŞ’den 555.395,56 TL alacaklı olduğu bildirilmiş olup, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ışığında Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyadan yapılan herhangi bir ödeme bulunup bulunmadığına ilişkin müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıya göre 286.780,00 TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı ile tüm deliler ile Yargıtay 19. HD’nin 2012/16708 Esas, 2013/761 Karar sayılı 17/01/2013 tarihli ilamı (özü; dava konusu alacak faturaya dayalı cari hesap alacağı olup, LİKİT (muayyen, belirlenebilir) nitelikte bulunduğundan İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir…) aynı dairenin … Esas,… Karar, 13/10/2006 tarihli kararının da benzer nitelikte olduğu anlaşıldığından alacak likit olduğundan (ayrıca davalı yan ticari defter kayıtlarını kendi lehine olanları bile usulüne uygun defterine işlemediğinden davalı yanın itirazlarına itibar edilmemiştir, HMK 26. Maddesi dikkate alındığında taleple bağlı kalınarak hüküm tesis edilmiş olup) davanın kabulüne, Konya .. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 296.303,43 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, İİK 67/2. Maddesi gereğince kabul edilen 296.303,43 TL’lik alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan itirazın iptali ile 296.303,43 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, İİK 67/2. Maddesi gereğince kabul edilen 296.303,43 TL’lik alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı olup, bu rapora karşı ileri sürdükleri haklı itirazlarını aynı bilirkişiden ek rapor alınmak veya farklı bir kurul tarafından yeni bir rapor düzenlenmesi istenilmek suretiyle karşılanmaksızın davanın esası hakkında bir karar verilmiş olmasının kesinlikle kabul edilemez nitelikte olduğunu, mahkemece tanzim ettirilen 28.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan 555.395,56 TL alacak olduğunu yönünde tespit içerse de; tespitin son derece hatalı olduğunu, zira raporda davacının davalıdan 555.395,56 TL alacaklı olduğu tespitine dayanak yapılan 260.000,00 TL toplam tutarlı 3 adet çek, dava konusu olmayan başka bir icra dosyası olan Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı kambiyo takibi ile davacı tarafça takip edildiğini, bu durumda davacı tarafça açılan başka bir takip dosyası ile tahsil edilmek istenilen bu çeklerin işbu dava kapsamında davacının davalıdan iddia ettiği açık hesap alacağı içerisinde değerlendirilmesi davacıya davalıdan mükerrer tahsilat yapma imkanı vereceğini, yine söz konusu raporda tarafların ticari defterleri arasındaki farkın kaynaklarından biri olarak zikredilen 25.000,00 TL’Lik ödeme dava dışı …. Şti. tarafından davacıya yapıldığı için söz konusu ödemenin davalı defterlerinde kayıtlı olmaması son derece normal olduğunu, davacı taraf, dava dışı bir şirketten yaptığı tahsilatı sanki davalıdan tahsil etmiş gibi kendi ticari defterlerine kaydettiğini, bu durum ise davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığını gösterdiğini, aynı raporda tarafların ticari defterleri arasındaki farkın başka bir kaynağı olarak 20.526,28 TL hizmet bedeli faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmaması gösterildiğini, bu durumda davacı taraf, fatura konusu hizmeti davalıya verdiğini başkaca somut deliller ile kanıtlamak zorunda olduğunu, aksi halde davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bu faturadaki bedelin davalı aleyhinde değerlendirilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yine davalının somut olay itibariyle yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesi, kabulü göre de hükmedilen inkar tazminat miktarının kararda açıkça gösterilmeyerek hükmün infazında tereddüte mahal verilmiş olmasının yerinde olmadığını, icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için alacağın likit olması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından davalı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında, 02/06/2021 tarihinde 296.303,43 TL açık hesap alacağı olarak 296.303,43 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının takipte borcun sebebini açık hesap alacağı olarak belirttiği, davalının borca borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Faturanın tebliğ edilmiş olması da faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin ifa edildiğini göstermez. Faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunan kişi, faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin (mal teslimi, hizmet ifası vs.) ifa edildiğini ispatla mükelleftir. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli olmamakla birlikte faturanın kabul edilerek ticari deftere kaydedilmiş olması ve faturayla ilgili olarak Vergi Dairesi’ne BA-BS bildirimi verilmesi faturaya konu malın teslim edildiğine veya hizmetin gerçekleştirildiğine karine teşkil etmektedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Somut olayda ilk derece mahkemesince tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 555.395,56 TL alacaklı göründüğü, davalı ticari defterlerine göre ise davalının davacıya 363.181,30 TL borçlu olduğu bildirilmiştir.
Davalı toplam bedeli 260.000,00 TL olan 3 adet çekin açık hesap alacağı adı altında değerlendirilemeyeceğini, davacının bu çeklerle ilgili olarak Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ayrı bir takip yaptığını beyan etmiş ise de davalı kendi ticari defterlerine bu çek bedellerini ödeme olarak kaydetmiş olup, kendi defterlerine göre bu çek bedelleri düşüldükten sonra davacıya 363.181,30 TL borçlu görünmektedir.
Bu sebeple bu çek bedelleri düşüldükten sonra da davalı kendi defterlerine göre davacıya 363.181,30 TL borçlu göründüğünden bu kayıt aleyhine delil teşkil etmekte olup, davacı icra takibinde davalıdan 296.303,43 TL talep ettiğinden davalı davacıya 296.303,43 TL borçlu olmadığını yazılı delillerle ispat etmelidir. Davalı bu yönde yazılı bir delil ibraz edememiş, yemin deliline de dayanmamıştır.
İlk derece mahkemesince gerekçeli kararda ”Konya …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyadan yapılan herhangi bir ödeme bulunup bulunmadığına ilişkin müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıya göre 286.780,00 TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür. ” şeklinde bir açıklama bulunsa da dosya incelendiğinde, ilk derece mahkemesince … Esas sayılı icra dosyası ile ilgili yazı yazılmadığı, davalının bahsettiği toplam 260.000,00 TL bedelli çeklerin icraya konulduğu …..esas sayılı dosyayla ilgili yazı yazılarak ödeme olup olmadığı sorulduğu, icra müdürlüğünce de 26.000,00 TL ödeme olduğuna dair reddiyat makbuzunun gönderildiği, bu sebeple gerekçedeki bu kısmın hatalı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının kendi ticari defterlerine göre davacıya 363.181,30 TL borçlu olduğu, bu kaydın davalı aleyhine delil teşkil ettiği, davacının icra takibinde davalıdan 296.303,43 TL talep ettiği, davalının davacıya 296.303,43 TL borçlu olmadığını yazılı delillerle ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı bu sebeple davalının itirazının iptaline karar verilmesinde ve alacak likit olduğu için davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, icra inkar tazminatı ile ilgili hükümde infazda tereddüt oluşturacak bir durum da olmadığı, davaya konu icra dosyasında yapılan bir tahsilat olmadığı halde gerekçeli karardaki ”Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyadan yapılan herhangi bir ödeme bulunup bulunmadığına ilişkin müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıya göre 286.780,00 TL ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür. ” şeklindeki ibarenin sonuca etkili olmadığı, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 20.240,49 TL harçtan peşin alınan 5.060,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.180,367 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır