Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/899 E. 2023/1452 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
3-… – (T.C Kimlik No: … )
4-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
YAZIM TARİHİ : 22/06/2023
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 16/02/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilleri aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile senetlere istinaden icra takipleri başlatıldığını, davalı …’ in müvekkili …’ in kardeşi diğer müvekkillerinin ise öz amcası olduğunu, bonoların bedel kısımlarının yazılı olup diğer kısımlarının boş olduğunu gösterir fotoğraflarının dilekçeleri ekinde sunduklarını, senetlere istinaden müvekkillerinin … Oteli’ni işletme devir sözleşmesi ile birlikte devrettiklerini, davalıdan ilgili senetlerin iadesi istenildiğinde senetleri kaybettiğini bildirdiğini, müvekkillerinin davalı ile akraba ilişkileri bulunması nedeniyle davalıya bu konuda güvendiklerini, davalının hem işletmeyi devir alıp hem de icra takip konusu senetleri tahsil yoluna koyarak haksız olarak çifte kazanç sağlamayı hedeflediğini, icra konusu senetlerin işletme devri ile karşılıksız kaldığını beyan ederek dava konusu bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, icra takiplerinin iptaline, bunun mümkün olmaması halinde işletme devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile taraflarına sözleşme aslının tesliminin sağlanmasına, dava tarihindeki otel işletme bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50.000,00 TL nin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle menfi tespit davası ile işletme devrine ilişkin alacak davasının tefrik edilerek; tefrik edilen alacak davası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu bonoların davacılar tarafından imzalandığı ve herhangi bir irade sakatlığı bulunmadığı dava dilekçesinde açıkça ikrar edildiğini, dava konusu senetlerin teminat senedi olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, dava konusu senetlerin davacılardan …’ in …bank’daki borcunun müvekkili tarafından ödendiği için verildiğini, iş yeri devir sözleşmesinde dava konusu senetlerle ilgili bir ibarenin olmadığını beyan ederek öncelikle tefrik ve görevsizlik kararı verilmesini, davacının menfi tespit davasının reddine ve takiplerin aynen devamına, kötü niyetli davacılar hakkında %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davacılar vekilince davalı aleyhine açılan bu davada yakın akraba olan davacılar … ve … ve davalı arasında davacılardan … adına ruhsatlı … Otel’inin devri konusunda anlaşma (yazılı sözleşme) yapılarak otelin davalıya devredilmesine ve davaya konu bonoların da bu işletme devri nedeniyle tüm davacılar tarafından imzalanarak davalıya verilmesine rağmen; davalının hem işletmeyi devralıp, hem de davaya konu senetleri icra takibine koymak suretiyle çifte kazanç sağlamaya çalıştığı ileri sürülerek; Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas, …Esas ve … Esas sayılı takip dosyalarına konu senetlerin ve takiplerin iptallerine, bu talepleri kabul edilmediği takdirde işletme devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşme aslının davalıdan istirdatına, dava tarihindeki işletme devir bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 50.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsili talep edilmiş ve yargılamanın son aşamasında dosyaya sunulan 17/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile savunmaları genişletilerek, davalı tarafın davadaki savunmaları doğrultusunda “davacılardan …’in …bank’a olan borcunun, davalının iddiasının aksine davacı … tarafından ödendiği” ileri sürülmüş ve bu doğrultuda araştırma yapılması talep edilmiş ise de; davalı tarafça dosyaya ibraz edilen 01/12/2021 tarihli dilekçe ile cevap dilekçesindeki savunmalar ıslah edilerek “dava konusu senetlerin davacının iddia ettiği gibi otel devrine veya …bank’a olan borcun ödenmesi karşılığında alınmadığı, bu senetlerin illetten mücerret olduğunu” ileri sürüldüğünden davacılar vekilinin banka kayıtlarının araştırılması yönündeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK 176. maddesine göre taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilirler hükmünü düzenlemiştir. Ancak HMK’nun 179/2. maddesi gereğince ikrar, tanık ifadeleri, bilirkişi raporları ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yemin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçerli kılınamaz. Konya Cumhuriyet Başsavcılığının celbedilen … soruşturma sayılı dosyasında davacı … tarafından verilen 30/09/2019 tarihli şikayet dilekçesinde çevresine olan ticari borçlarının ödenmesi için 400.000,00 TL nakit olarak …’den borç alındığı ve karşılığında suça konu bonoların verildiği ifade edildiği, yine davacı …’in 30/09/2019 tarihli savcılık ifadesinde bu şikayet dilekçesi içeriği tekrar edilerek amcası olan …’den 2018 yılında 400.000,00 TL nakit para aldığını, karşılığında teminat amaçlı olarak boş senetler ve iş yerine ait işletme devir sözleşmesi düzenlendiği, borçlarını ödeyemeyince boş senetler doldurularak hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … E, … E, … E ve … Esas sayılı icra dosyalarından aleyhine icra takibine geçildiği beyan edildiği, davacı …’in de 02/10/2019 tarihli savcılık ifadesinde; …’in kendisinin amcası olduğu, …’den … ile birlikte nakit borç para aldıkları, karşılığında dilekçe ekinde fotokopi sunulan yazılı senetleri verdikleri, borcun vadesi gelince …’in kendilerinden çok yüksek faiz ile geri ödeme yapması istendiği, bu talep kabul edilmediği, …’e borç alırken otellerinin işletme devrinin de verildiği beyan edildiği anlaşıldığı, her iki davacının yukarıda bahsi geçen beyanlarının mahkeme için ikrar niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle HMK 179/2. maddesi gereğince ikrar niteliğindeki beyanlar ıslah ile geçersiz kılınamayacağından davacılar vekilince verilen ıslah dilekçesindeki talep ve beyanlara itibar edilmemiştir.
Davada davacılar vekilince terditli olarak aynı zamanda taraflar arasındaki işletme devir sözleşmesinin iptali ve şimdilik 50.000,00 TL işletme devrinden kaynaklı alacak talep edilmiş ise de; davacılar vekilince ilk talepleri ispat edilemediğinden ve yapılan araştırma ve toplanan delillerle işletme devrinin fiilen yapıldığı davacılar tarafından ispatlanamadığından taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı asıl … 16/02/2022 tarihli duruşmaya gelerek davacı vekilinin sunduğu yemin metni doğrultusunda yemini eda edeceğini bildirdiğinden mahkememizce davalı tarafa yöneltilen yemin işlemine geçilmiş olup davalı … duruşmadaki imzalı ve yeminli beyanı ile aynen; “Davalıya teklif edilen yeminin konusu ve içeriği açıklandı, yemini iade etmez ya da eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı, yeminin anlam ve önemi ve ayrıca yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususları açıklanarak dikkati çekildi, yeminin ve konunun önemini ve yalan yere yeminin doğuracağı sonuçları biliyorum, yemin teklifini kabul ediyorum, yemini eda etmeye hazırım demesi üzerine hâkim dâhil herkes ayağa kaldırıldı, “Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?” sorusuna da “Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” dedi ve yemini üzerine DAVALIDAN SORULDU; davaya konu senetlerinin otel devir sözleşmesi teminatı olarak alınmadığına, bu senetlerinin davalı …’in …bank’a olan borcunun ödenmesi için alınmadığına, başka bir borç için tanzim edildiğine, davaya konu edilen …Otelinin kayıt dışı devir alınıp, kayıt dışı işletmediğime ve kar elde etmediğime, senetlerin keşide ve vade tarihlerinin sonradan doldurulmadığına, bu senetlerin geçmişe yönelik olarak düzenlenmediğine, doldurulmağına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum dedi. Davalının yukarıdaki yeminli beyanları yüksek sesli olarak okundu ve yemininde sebat edip etmediği soruldu: Yüksek sesle tarafıma okunan yeminli beyanlarımı aynen tekrar ederim, yeminli beyanlarıma ekleyecek veya çıkaracak bir husus yoktur, yeminli beyanlarımda ve yeminimde ısrar ve sebat ederim ve bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap verdiğime ve hiçbir şey saklamadığıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine tekrar yemin ederim dedi” şeklinde beyanda bulunarak yöneltilen yemini eda etmiştir. Neticeten ispat yükü HMK 190. ve MK 6. maddeleri gereğince kendisinde olan davacı tarafa son olarak yemin hakları hatırlatılmış, davacılar vekilince davalıya yöneltilen yemin, davalı tarafından yukarıda yazıldığı şekilde usulüne uygun olarak eda edildiğinden davacının davasının ve davadaki tüm taleplerini ayrı ayrı reddine, davacılar vekilince icra takiplerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi mahkememizin 16/04/2019 tarihli ara kararı ile reddedilmiş olduğundan davalı tarafından İİK 72/4. maddesi nazara alınarak tazminat taleplerinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının ve davadaki tüm taleplerinin reddine, şartları bulunmayan davalı tarafın tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki dava menfi tespit davası olup bilindiği üzere menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklı üzerinde olduğunu, somut olayda alacaklı taraf alacağın ispatı için davaya konu senetleri göstermiş ve bu senetlerin alt ilişkisini “davacı …’in …bank’taki borcunun davalı tarafından ödenmesi” olarak açıklandığını, senedin alt ilişkisine ilişkin açıklamada bulunarak senedi tadil eden davalı taraf bu beyanlı ile bağlı olup davalı tarafın alacağını dayandırdığı vakıaların aksini ispat eder nitelikte vakıa ve deliller ıslah dilekçeleri ile birlikte mahkemeye sunulduğunu, yerel mahkemeden senetler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak teslimden önce senetlerden alınan görseller ve senet asılları üzerinde yapılacak kriminal inceleme ile senetlerin doldurulma tarihinin 2016 değil 2018 olduğunun tespit edilmesini talep edildiğini, bu hususun ortaya konulması halinde iddia edilen alt ilişkinin gerçekleşmediğinin ispat edileceği ve mahkeme aksi kanaatte olsa dahi alacak kambiyo ilişkisine dayandırılamayacağından dosya hesabındaki faiz başlangıç tarihleri, faiz türü ve faiz hesabının değişmesi gerekeceğinin belirtildiğini ancak belirtilen üzere yerel mahkeme bu noktada da esasa etki eden delillerini celbetmeden ve gerekli tahkikatı yapmadan dosya hakkında karar verildiğini, yerel mahkeme karar gerekçesinde davada delil olarak gösterilen soruşturma dosyalarında geçen müvekkili ifadelerinin ikrar niteliğinde olduğunu belirttiğini ancak müvekkili ifadeleri incelendiğinde basit ikrarın söz konusu olmadığını, ayrıca aksi durumun kabulü halinde dahi eldeki davada müvekkilleri arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup davalılardan birinin ikrarda bulunduğundan bahisle diğerleri aleyhine de hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, ispat yükü davalı üzerinde olduğunu ve davacının alacağını dayandırdığı olguların tamamının aksi taraflarınca ispat edildiğini, davalı taraf her ne kadar sonradan ıslah dilekçesi sunarak “davacı …’in …bank’taki borcunun davalı tarafından ödenmesi” olarak açıkladığı alt ilişkiyi dilekçesinden çıkardığını beyan etse de HMK md 179/2 hükmü gereğince davacının mahkeme huzurunda ikrar ettiği husutan ıslahla dönülmesi mümkün olmadığını ayrıca davalı tarafın bu ifadenin cevap dilekçesinden çıkarılması istemi, davalı tarafın esas yönünden haksız olunan bir davayı usulen kazanma ve haksız çıkar elde etme saikini ortaya koyduğunu, yerel mahkemece ıslahın geçersiz olduğu gözetilmeksizin hukuka aykırı hüküm tesis edildiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre, davalı tarafından Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacılardan …, … ve … aleyhine 09/11/2016 tanzim, 09/12/2016 vade tarihli 125.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak toplam 157.789,37 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, yine davalı tarafından Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tüm davacılar aleyhine 09/11/2016 tanzim, 02/01/2017 vade tarihli 84.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak toplam 105.456,24 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, yine davalı tarafından Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacılardan … aleyhine 09/11/2016 tanzim, 05/02/2017 vade tarihli 170.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak toplam 211.879,38 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Davacılar tarafından dava açılışında tek başvuru harcı ve 50.000,00 TL üzerinden tek peşin harç yatırıldığı, ilk derece mahkemesince dava değerinin 474.614,99 TL olduğu kabul edilerek eksik peşin harcın tamamlattırıldığı, ancak yine tek harç alındığı görülmüştür.
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamakta olup, davacılar arasında, ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olduğundan davacıların davası birbirinden bağımsız olup, her bir davacının dava dilekçesinin ayrı ayrı harçlandırılması gerekmektedir.
Davacılardan … Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olarak yer almakta olup, diğer icra dosyalarında borçlu olarak yer almadığından davacı … açısından dava değeri 105.456,24 TL’dir. Davacılar … ve … Konya …İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarında borçlu olarak yer almakta olup, diğer icra dosyasında borçlu olarak yer almadıklarından davacılar … ve … açısından dava değeri 263.245,61 TL’dir. Davacılardan … ise her 3 icra dosyasında borçlu olarak yer almakta olup, davacı … açısından dava değeri 475.124,99 TL’dir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda her bir davacı yönünden ayrı ayrı başvuru harcı ve kendileri ile ilgili dava değeri üzerinden ayrı ayrı peşin harç alınması gerekirken anılan husus nazara alınmasızın harç eksikliği tamamlatılmadan işin esasının incelenmesi yerinde olmadığından harç hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden kamu düzenine aykırılık nedeniyle davacıların istinaf başvuru taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2022 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı … adına yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı … adına yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı … tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf başvurusunda bulunan davacı … tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
9-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç