Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/879 E. 2022/1357 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : Hasımsız
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
YAZIM TARİHİ : 27/09/2022
Davacı tarafından Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan zayi belgesi verilmesi davasında 28/04/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. … Cad. No:… adresinde bulunan işletmeye ait olan müvekkili … üzerine kayıtlı vergi levhasının bulunduğunu, Vergi Usul Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince müvekkili tarafından vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhalar alınıp arşivlenmiş ve usulüne uygun biçimde ticari deftere işlenerek kayıt altında saklandığını, ne var ki 15.06.2021 tarihinde yaşanan hırsızlık nedeniyle ticari işletmede bulunan 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait basit usul defterleri çalınmak suretiyle zayi olduğunu, ilgili zayiatla alakalı hırsızlık suçuna dair aynı adrese kayıtlı bulunan ….’nin de sahibi olan … tarafından, hırsızlık olayı tarihi olan 15.06.2021’de derhal şikayetçi olunup suç duyurusunda bulunulduğunu ve Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca … Soruşturma numaralı dosya ikame edildiğini, ne var ki hırsızlık akabinde iş akışı sekteye uğrayan …’in basit usul defterlerinin de çalınmış olduğunu işbu dilekçeyi sunmuş oldukları 08/02/2022 tarihinde fark ettiğini, hırsızlık suçuyla ilgili derhal yargı sürecine başvurmuş olsa da zayi davasının açılması henüz zaruri olduğunu, her ne kadar taraflarınca zıyasının talep edildiği basit usul defterlerin çalındığı hırsızlık suçunun üzerinden 15 günün üzerinde zaman geçmiş olsa da, takdir olunacağı üzere eski tarihli defterlerin kanuni bildirimlerinin, süresinde yapılıp gerekli olanların kapanışları kanuni gereklilik çerçevesinde yapılmak suretiyle Vergi Usul Kanunu’nun ilgili madde hükümlerince saklanarak arşivlendiğini ve ilgili eski tarihli bu defterlere denetimler haricinde ihtiyaç duyulmadığını, aktif olarak kullanılmayan eski tarihli basit usul defterlerin devamı niteliğinde, onaylı güncel tarihli eklerinin tutuluyor olmasından ötürü eski tarihli defterlerin de çalınmış olduğunun müvekkili tarafından yeni fark edildiğini, TTK’nin 82. Maddesinin yedinci fıkrasına göre zayi belgesi verilmesine dair 15 günlük dava açma süresinin, tabi afet veya hırsızlığın meydana geldiği (defter ve belgelerin zayi olduğu) tarihten değil, zıyaı öğrendiği tarihten itibaren başladığını belirterek; müvekkili …’e ait basit usul defterlerinin zayi olduğuna dair belgenin verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı şirkete ait basit usul defterlerinin zayi olduğunu iddia edilerek zayi belgesi verilmesinin istendiği, 6102 sayılı TTK’nın 82/7. Maddesinde düzenlenen 15 günlük hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolup dolmadığının resen incelenmesi gerektiği, davacı tarafça eldeki davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı iddiasının ispatına yarayan bir delil sunulmadığı, eldeki davanın davacı tarafça bildirilen hırsızlık olayının meydana geldiği 15.06.2021 tarihinden yaklaşık 8 ay sonra 08.02.2022 tarihinde açıldığı, hırsızlık olayının ardından uzun zaman geçtiği, bu bakımdan yasal 15 günlük hak düşürücü sürenin dolmasından sonra davanın açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili dava dilekçesini tekrarla; 15/06/2021 tarihinde yaşanan hırsızlık nedeniyle ticari işletmede bulunan bir kaç yıla ait basit usul defterleri çalınmak suretiyle zayi olduğunu, 15/06/2021 tarihinde … tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, … soruşturma numaralı dosyanın ikame edildiğini, her ne kadar taraflarınca zıyasının talep edildiği basit usul defterlerin çalındığı hırsızlık suçunun üzerinden 15 günün üzerinde zaman geçmiş olsa da, takdir olunacağı üzere eski tarihli defterlerin kanuni bildirimleri, süresinde yapılıp gerekli olanların kapanışları kanuni gereklilik çerçevesinde yapılmak suretiyle Vergi Usul Kanunu’nun ilgili madde hükümlerince saklanarak arşivlendiğini ve ilgili eski tarihli bu defterlere denetimler haricinde ihtiyaç duyulmadığını, aktif olarak kullanılmayan eski tarihli basit usul defterlerin devamı niteliğinde, onaylı güncel tarihli eklerinin tutuluyor olmasından ötürü, eski tarihli defterlerin de çalınmış olduğu müvekkili … tarafından yeni fark edildiğini, TTK’nın 82. Maddesinin yedinci fıkrasına göre zayi belgesi verilmesine dair 15 günlük dava açma süresi, tabi afet veya hırsızlığın meydana geldiği tarihten değil, zıyaı öğrendiğini tarihten itibaren başladığını, belirtilen nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari defter ve kayıtların zayi olması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesine göre zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/1-a maddesinde: “Her tacir ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini saklamakla yükümlüdür”
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7 maddesi uyarınca tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterlerin afet veya hırsızlık sebebiyle ziyaya uğraması halinde mahkemeden belge talep edilebileceği hususu düzenlenmiş olup, değinilen düzenleme uyarınca tacirin defter ve belgelerini özenli bir şekilde saklama yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir başka anlatımla tacir özen yükümlülüğüne uymasına rağmen defter ve belgelerin zayi olduğunu kanıtlamak durumundadır. Anılan madde uyarınca tacir, afet veya hırsızlık halinde mahkemeden zayi belgesi talep edebilecektir.
Dava konusu olayda davacı 15/06/2021 tarihinde işyerinde hırsızlık fiilinin gerçekleştiği iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına başvurmuş, 08/02/2022 tarihinde de iş bu davayı açmıştır. Ceza soruşturması kapsamında davacının işyerinde inceleme yapılmış olup, işyerine girilememesi vs…sebeplerle işyerinde zayi olan malların tespit edilememesi gibi bir durum söz konusu değildir. Şu halde davacının iddia edilen hırsızlık fiilinin gerçekleştiğini öğrendiği 15/06/2021 tarihinde ticari defterlerinin ziyaını öğrendiğinin kabulü gerekir. Davacı, iddia edilen hırsızlık fiili tarihinin üzerinden 7 aydan fazla bir zaman geçtikten sonra ziya davasını açmış olup, davanın TTK 82/7 maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, ilk derece mahkemesince hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/09/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç