Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2022
NUMARASI : Esas – Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/11/2023
YAZIM TARİHİ : 08/11/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas -…Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili kooperatifin konut üretme amaçlı kurulan bir yapı kooperatifi olup, davalının ise bu müvekkili kooperatifin üyelerinden olduğunu, müvekkili kooperatifin çeşitli parseller üzerinde inşaatlar yaptığını, bu inşaatların birçoğunun bittiğini, dairelerin üyelerine fiilen teslim edilerek uzun süre önce ortak yaşama geçildiğini, dava dışı arsa sahipleri ile bir kısım hukuki uyuşmazlıkların dava aşamasında olduğunu, şu an içinde kat irtifakı kurulması, ferdileşme ve devamında da tasfiye işlemleri yapılmasının düşünüldüğünü ayrıca, davacı kooperatif arsa üzerinde kat irtifaklarının mahkeme kararı ile kurulduğunu, davacı kooperatifin 28.06.2019 tarihinde 2019 yılı olağan genel kurulunu yaptığını, söz konusu bu genel kurulun, hükümet komiseri nezaretinde ve tamamen yasal çerçevede yapıldığını, kooperatifin bu genel kurulda yeni yönetim seçilmesinin yanında almış olduğu 7 nolu kararında 2019 Temmuz ayından başlayıp bir sonraki genel kurula kadar aylık olarak 750,00 TL aidat alınmasına karar verildiğini ve oybirliği ile kabul edildiğini, alınan bu genel kurul kararı uyarınca müvekkili kooperatifin aidatların tahsili için davalı aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava dilekçesi ve tensip zaptının taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken müvekkilinin UETS hesabına tebliğ edildiğini, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine sebep olacağını, davacı kooperatifin müvekkilinin sorumlu olduğu iddiasıyla 2019 yılının temmuz ayından itibaren birikmiş olduğunu iddia ettiği 15.750,00 TL aidat bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlattığını, davacı kooperatif yönetimi ile müvekkili arasında akdedilen 27/12/2007 tarihli 9 maddeden oluşan sözleşmenin 2. maddesi uyarınca; “Daha önce yatırılan koop. aidatı olan 29.280 YTL peşin sayılıp geri kalan tutar şu şekilde ödenecektir. 30/04/2008 15.000 YTL, 30/08/2008 15.000 YTL, 01/12/2008 10.720 YTL bunun dışında alıcıdan herhangi bir ücret talep edilmeyecektir.” maddesinin bulunduğunu, müvekkilinin anılan maddedeki meblağları günü gününe ödediğini, davacı kooperatif yönetiminin müvekkilinden başkaca herhangi bir ücret talep etmeyeceğini belirtmesine rağmen, müvekkili aleyhine haksız olarak davaya konu icra takibini başlattığını, davacı kooperatifin sözleşme hükümlerine göre daireyi bitiremediğini, ilgili taşınmazın tapusunun müvekkiline teslim edilmediğini, dairenin müvekkiline eksik olarak teslim edildiğini, takibe konu miktarın, davacı kooperatifin 28/06/2021 tarihli 2019 yılı olağan genel kurulunca alınan 7 nolu kararında “2019 temmuz ayından başlayıp bir sonraki genel kurula kadar aylık olarak 750 TL aidat alınmasına” dayandırıldığını, davacıya ait bu ödemelerin müvekkilinin yüklendiğine/yükleneceğine ilişkin herhangi bir sözleşme hükmü olmadığını savunarak, davanın reddi ile, kötüniyetle takip yapan davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları, bilirkişi raporları, davacıya ait defter ve belgeler, ana sözleşme hükümleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davalının, 07/03/2005 Tarihinde yapılan 2004 yılı olağan genel kurul toplantısının 4. Maddesi dayanak olmak üzere 27/12/2007 Tarihli “Sözleşme” ve Kooperatif Karar Defterinin 14/12/2007 Tarih ve 97 nolu yönetim kurulu kararı ile davacı kooperatife şartlı üye olarak kabulüne karar verildiği, 27/12/2007 tarihli sözleşmede açıkça ifade edildiği üzere anlaşılan bedel dışında davalıdan herhangi bir aidat talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirerek aidat borçlarının tamamını ödediği, kooperatif kayıtlarında yer alan ödemenin 27/12/2007 tarihli sözleşmede kararlaştırılan bedelle örtüştüğü, Ana sözleşmenin “Kooperatifin Temsili ve İlzamı” başlıklı 46/1 maddesinde ifade edildiği üzere Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifin ilzamı için kooperatif unvanı altında temsile yetkili olanların ikisinin imzasının yeterli olduğu, şirket ana sözleşmesi gereğince yönetim kurulunun kooperatif üye alma yetkisi olduğu, şartlı üye alımı için genel kurul kararı bulunduğu, davalının kooperatife şartlı üye olarak kabul edildiği 2007 yılından 28/06/2019 tarihine kadar kendisinden başkaca bir aidat ödemesi talep edilmediği, dolayısıyla yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13/04/2015 Tarih ve 2015/2524 Esas-2015/2531 Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 30/01/2020 Tarih ve 2016/8434 Esas-2020/554 Karar sayılı ilamı, T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 05/07/2018 Tarih ve 2018/1192 Esas-2018/992 Karar sayılı ilamı ve T.C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/12/2020 Tarih ve 2018/1925 Esas-2020/4492 Karar sayılı ilamı da nazara alındığında davalının peşin bedelli üye olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikteki daha sonraki genel kurul kararları ile daha önce oluşan üyelik statüsünden davalı yararına olan sonuçları ortadan kaldırmanın mümkün olmadığı, bu nedenle davacı kooperatifin icra takibine dayanak 28/06/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan 750,00 TL toplanmasına yönelik hükmün davalı yönüyle yok hükmünde olduğu ve bu genel kurul kararına dayanılarak aidat talep edilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmesi hususunda Mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmuştur.
Davalı 02/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinin netice ve talep kısmında kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Lakin davalının 2 haftalık yasal cevap süresinin 19/07/2021 tarihinde dolduğu ve 02/09/2021 tarihli dilekçesinin yasal süresinde verilmediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili 02/09/2021 tarihli cevap dilekçesinde dava dilekçesinin asile değil icra dosyasını da takip eden vekil olarak kendisine yapılması gerektiğini ifade etmiş ise de yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 Tarih ve 2017/29927 Esas-2020/7453 Karar sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere dava dilekçesinin tacir olan davacıya yapılmasında herhangi bir usulsüzlük olmadığı görülmüştür. Davalının borcu olmadığına yönelik itirazları ise 6100 Sayılı Kanunun 128/1 maddesi kapsamında değerlendirilerek araştırılmış lakin yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 31/10/2016 Tarih ve 2016/3317 Esas-2016/4456 Karar sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere davalı tarafından yasal süre içerisinde kötüniyet tazminatı talep edilmediğinden bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili sözleşme ve yönetim kurulu kararı hakkında imza incelemesi yaptırılması yönünde talepte bulunmuş ise de dosya içerisinde yer alan 28/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun 6. Sayfasında kooperatif defterlerinde yapılan incelemede 27/12/2007 tarihli sözleşme gereğince kararlaştırılan 70.000,00 TL tutarlı bedele ilişkin ödemelerin 27/12/2007 tarihli sözleşme içeriğini teyit etmesi, 14/12/2004 tarih ve 97 sıra nolu yönetim kurulu kararının davalının üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan davacı kooperatife ait karar defterine işlenmiş olması ve davacı kooperatife ait Ana Sözleşmenin 46/1 maddesi de nazara alınarak bu belgeler üzerinde inceleme yapılmasının yargılamaya bir yenilik katmayacağı değerlendirilmekle yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatları da nazara alınarak imza incelemesi yapılmaksızın Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak…” davanın reddine,
yasal şartları oluşmadığından ve yasal süre içerisinde talep edilmediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının cevap dilekçesi süresinde sunulmadığından dilekçenin ve ekinde sunulan belgelerin de dikkate alınmaması gerektiğini, yönetim kurulunun ancak 3 üyenin katılımı ile toplanabileceğini, aksi halde hangi karar alınırsa alınsın yönetim kurulu kararının yok hükmünde olacağını, sözde şartlı üyelik kararı içeren yönetim kurulu kararına itibar edilemez iken mahkemece hatalı olarak değerlendirildiğini, davalının tercihli bir üye olmadığını ve hukuken geçerli bir başka tercihli üyelerinin de bulunmadığını, davalının, genel kurul kararına dayalı olarak tercihli üye olduğunu ve bununla ilgili tüm edimleri eksiksiz yerine getirdiğini ispatlayamadığını, eskalasyon talebinin ve şartlarının da bulunmadığını, bilirkişi tarafından yapılan eskale hesabının da hatalı ve yanlış olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, 28.6.2019 tarihli genel kurul toplantısının 7. maddesinde 2019 Temmuz ayından başlamak ve müteakip genel kurula kadar devam etmek üzere aylık 750,00 TL aidat ödenmesine karar verildiği, takip konusunun da davalının Temmuz 2019-Mart 2021 dönemi için ödemesi gereken aidat alacağına ilişkin olduğu, davalının haksız yere borca itiraz ettiği iddia edilmiş, davalı tarafça kooperatif yönetim kurulu ile imzalanan sözleşme uyarınca tüm aidat borçlarının ödendiği ve kendisinden bir daha aidat alınmayacağı belirtilmesine rağmen haksız bir şekilde aleyhine takip başlatılarak aidat ödenmesinin talep edildiği, bu nedenle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalının tercihli üye olduğu kabulünden hareketle, kooperatif ile yapılan sözleşme uyarınca aidat borcunu yerine getirdiği ve davacı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davalı asile dava dilekçesinin tebliğinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiş, davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ibrazı için süre uzatım talebinde bulunulmuş mahkemece, talebin reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinin davalı asile tebliğinde ve mahkemece cevap dilekçesinin süresinde verilmemesi nedeniyle HMK’nın 128. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı tarafça ibraz edilen dilekçe ve belgeler de ön inceleme aşamasından önce ibraz edildiğinden ve davacı tarafça da bilirkişi raporu alındıktan sonra cevap dilekçesinin süresinde olmadığı ve ekindeki belgelere dayanılamayacağına yönelik itirazda bulunulduğundan işbu itiraz ve istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık davalının tercihli üye olup olmadığı ve bu itibarla, aidat ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi raporunda kooperatifin 07.03.2005 tarihinde yapılan 2004 yılı genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararla ” Kooperatife şartlı üye alımının görüşülmesine geçildi. ….’ün teklifi üzerine asgari 26.000 YTL bedelle kooperatife şartlı üye alınmasına oy birliği ile karar verildi” kararlaştırıldığı belirtilmiş olmakla, rapor ekinde kararın bir sureti bulunmadığından ve davacı kooperatifin tüm genel kurul tutanakları getirtilmediğinden ve dahi davacı tarafça tüm defter ve kararlar bilirkişinin incelemesine sunulmadığından şartlı üyelikten ne kastedildiği, bunun tercihli üyelik olup olmadığı, davacı kooperatifin başka tercihli üyesi bulunup bulunmadığı, tercihli üyelik konusunda genel kurul tarafından yönetim kuruluna yetki verilip verilmediği anlaşılamamaktadır.
Yine, bilirkişi raporunda kooperatif karar defterinde 14.12.2007 tarih ve 97 sıra nolu yönetim kurulu kararında ”… Kooperatifimize şartlı üye olmak üzere dilekçe ile müracaat eden …. Tic. Ltd. Şti. ‘nin durumu değerlendirilerek şartlı üyeliğin kabul edilmesine oy birliği ile karar verilmiştir ” şeklinde karar alındığı, kararda iki yönetim kurulu üyesinin imzasının bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafça genel kurulda yönetim kuruluna bu hususta bir yetki verilmediği ve yönetim kurulu kararının da yeterli nisapla alınmaması nedeniyle yok hükmünde olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da davalının üyeliği hususunda alternatifli değerlendirme yapılarak rapor düzenlendiği, davalının davacı kooperatif kayıtlarında 70.000,00 TL ödemesinin bulunduğu, işbu miktarın davalı tarafından ibraz edilen belgelerdeki miktarla uyuştuğu da tespit edilmiş ve davalı tarafından yapılan ödemeden sonra davalının kooperatife aidat ödediğine dair bir kayda da bilirkişiye ibraz edilen defter ve belgeler üzerinde yapılabilen incelemede rastlanılamamıştır.
Bilirkişi raporunda ayrıca, davalının tercihli üye olarak kabul edilmesi halinde dahi, davalının ödemesi gereken yönetim gideri payının 6.007,01 TL, sadece 2020 yılı giderlerinin esas alınması halinde davalıya ait yönetim payının 1.336,47 TL olduğu hesaplanmış olmakla, mahkemece davalının tercihli üye olarak kabul edilmesi halinde dahi bilirkişi raporunda belirtilen yönetim gideri payından sorumlu olup olmayacağı hususunun değerlendirilmemesi yerinde görülmemiştir.
Somut olayda ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının alacağını ispat etmesi ve bu kapsamda tüm defter ve kayıtlar ile genel kurul tutanakları, yönetim kurulu kararlarını sunması gerektiği, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği ancak, yukarıda da açıklandığı üzere, davalının tercihli üye olarak kabul edilmesi halinde dahi kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumluluğunun devam edeceği bu itibarla, bilirkişi raporu ile belirlenen 6.007,01 TL’den sorumlu olacağı ve kabul edilen işbu alacağın belirli ve likit olması nedeniyle 2004 sayılı İİK’nın 67/2. maddesi gereğince bu miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin nazara alınmaması yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve aşağıda yazılı olduğu şekilde yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2022 tarih, … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 13,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 233,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2. maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Konya .. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyasında yapılan takibin 6.007,01 TL’lik kısmına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2- İtirazın iptaline karar verilen 6.007,01 TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatı olan 1.201,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 410,33 TL harçtan, peşin alınan 268,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 141,36 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacının peşin yatırdığı 268,97 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 6.007,01 TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 9.742,99 TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 970,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 40,25 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.069,55 TL yargılama giderinden 407,92 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince 31/05/2022 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila ikmal iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
D) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
E) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/11/2023 tarihinde oy birliğiyle HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan . Üye … Üye . Katip .
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır