Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/81 E. 2023/1388 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN…
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/06/2023
YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin malulen emekli olduğunu, davalı bankanın 2014 yılından dava tarihine kadar herhangi bir icra takibi yapmaksızın kredi ve kredi kartı borcuna istinaden kesintiler yaptığını, bu kesintilerin 15.000 TL civarında olduğunu tahmin ettiğini, davalının yapmış olduğu kesintilerin usulsüz olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinden yapılan kesintilerin toplamının tespiti ile dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankadan 25/07/2017 tarihinde ticari kredi kart sözleşmesi kapsamında 19.300,00 TL anapara tutarında işletme kredisi ile 27/11/2017 tarihinde yine ticari kart sözleşmesi kapsamında 10.000,00 TL anapara tutarında ihtiyaç kredisi kullandığını, davacının imzalandığı muvafakatname-taahhütname virman takas ve mahsup talimatı ile bankadan kullandığı krediler nedeniyle talimata gerek duymaksızın kredi alacağını tahsil etmeye yetkili olduğunu, davacının maaşına bloke konulduğuna ilişkin iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davacı serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi vs. borçlarının, bankadan aldığı SGK ödemelerinden tahsil edilebileceği hususunda muvafakat vermiştir. İlgili muvafakatname kapsamında davacıya yapılan SGK ödemelerinin tamamı borca mahsuben kesilmediği için önceden verilen muvafakatnamenin İİK’nun 83/a maddesi kapsamında geçersizliği durumu söz konusu değildir. Aksinin kabulü halinde kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesi ile kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır ki, bu da Türk Medeni Kanunu’nun 2. Maddesinde bahsedilen iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Davacının 16/03/2017 tarihli muvafakatnamesine istinaden yapılan kesintilerin usul ve yasaya uygun olarak gerçekleştirildiği, ancak bu tarihten önce yapılan kesintilerin hangi işleme istinaden yapıldığına dair ispat külfeti üzerinde bulunan davalı banka tarafından muteber bir delil sunulmadığı anlaşılmakla; 16/03/2017 tarihli muvafakatname öncesinde yapılan kesintilerin usulsüz olduğu anlaşılmış olup, yargılamaya esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen muvafakat tarihinden öncekis 12.427,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir….” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; 12.427,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili bankanın … Şubesinden ilgili ve gerekli tüm sözleşmeleri imzalamak suretiyle, ticari kart sözleşmesi kapsamında işletme kredisi ile ticari kart sözleşmesi kapsamında ihtiyaç kredileri kullandığını, davacı, hesabından yapılan alacak mahsuplarına itiraz etmişse de; kredi taksitlerinin hesabından çekilmesine muvafakatı bulunduğunu, davacının maaşında bloke bulunmadığını, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere müvekkili banka borçlusu … “… den kullandığı/kullanacağı kredi hizmetleri nedeniyle … ye olan borçlara karşılık rehnedildiği belirtilen muvafakatname, taahhütname, virman, takas ve mahsup talimatı”nı imzaladığını, kredi borcunun sözleşme şartlarına uygun olarak kesinti yapılmasına davacı borçlu tarafından muvafakat verildiği halde sonrasında dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığını, dava konusu husus 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Mevduatın ve Katılım Fonunun Çekilmesi” başlıklı 61.maddesinde vurgulandığını, davacının kredi taksidini gününde ödememesi, (maaş veya farklı bir para olması fark etmez) banka tarafından davacının hesabından otomatik çekilmemesi halinde bankanın alacağını tahsil imkanı kalmayacağını, davacının bu davayı açarak amacının kredi taksitlerini ödememesini meşru hale getirdiğini, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının emekli maaşından yapılan kesintilerin istirdatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Resmi Gazete’de 18/12/2018 tarihinde yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” düzenlemesi ile, TTK’nın geçici 12. maddesinde; “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği (01/01/2019) tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz” düzenlemesi getirilmiştir.
Bunun yanında, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A maddesi eklenmiştir. HUAK’ın 18/A-2 maddesinde, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi ticari davaları düzenlemiştir. Eldeki dava her iki tarafın tacir olması nedeniyle, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi gereğince ticari davadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesinin birinci fıkrasında “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü getirmiştir.
Yasa maddelerinden de anlaşılacağı üzere, konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar açılmadan önce, arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak getirildiği, davanın ilk önce Tüketici Mahkemesinde açıldığı, ilk dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartının yerine getirilmediği, HMK’nın 115/2 maddesinde dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün bulunması halinde, dava şartının tamamlanması için kesin süre verileceğine ilişkin hüküm getirilmiş ise de dosya içeriğinden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşıldığından, dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas – … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 212,23 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 11,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 173,1‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 256,16 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 76,26‬‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-İlk derece mahkemesince taraflardan tahsiline karar verilen bakiye karar harcı ve arabuluculuk gideri ile ilgili yazılan 08/02/2022 tarihli harç tahsil müzekkerelerinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
7-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G