Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/806 E. 2022/1335 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2022
NUMARASI : … Esas… Karar

İSTİNAF EDENDAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
YAZIM TARİHİ : 28/09/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 30/03/2022 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın büyükbaş hayvan alışverişinden dolayı kendilerine borcu bulunduğunu, davalıdan borcun birçok kez istenilmesine rağmen ödemediğini, borca ilişkin Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takip tarihi itibariyle 245.463,66TL borcu bulunduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu beyan ederek yapılan itirazın iptali ile takibin devamına , %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının borç bulunduğunu belirttiği hayvanları çiftliğinde yediemin olarak bulundurduğunu sonrasında yediemin olduğu hayvanları davacıdan satın alarak söz konusu borcu alacaklıya ödediğini, hayvanların alım satımı ile ilgili bir anlaşma yapılmadığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…dosya içerisinde yapılan inceleme sonucunda davacı vekili ilk davanın açıldığı tarih olan 22/04/2021 tarihinde dosyanın tetkikinde arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmaktadır. “6102 sayılı Türk Ticaret kanunun’na eklenen 5/A maddesi uyarınca 1.1.2019 tarihi itibarıyla Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir” şartı sağlanamadığı anlaşılmakla, davanın HMK’nun 115. Ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kesinleşmesi ile birlikte taraflarınca 24.12.2021 tarihli başvuru dilekçesi ile Konya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasına başvurularak görevsizlik kararının taraflarına tebliğ edildiği, mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararı gereğince dosyanın dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları arabuluculuk anlaşamama son tutanağı ile birlikte görevli ve yetkili Konya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi talep edildiğini, eldeki dava dosyasının görevli Konya Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi talep edilirken Konya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı vermesi üzerine taraflarınca zorunlu arabuluculuk başvurusu da yapıldığını, sonuçlandırılmış ve arabuluculuk anlaşamama tutanağının da dilekçeleri ekinde sunulduğunu, dolayısıyla görevli Konya Asliye Ticaret Mahkemesine eldeki dava dosyası gönderilmeden Konya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı vermesi üzerine dava şartı olan zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmış ve görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi talebi ile birlikte mahkemeye sunulduğunu, yerel mahkemenin TTK.5/A maddesini yanlış yorumlandığını, zorunlu arabuluculuk kurumunun amacından uzaklaşarak aşırı şekilci bir yorumda bulunduğunu ve müvekkilinin anayasamız ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı ihlal edildiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Bilindiği gibi 18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’ya eklenen 5/A maddesinde; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” düzenlemesi ile,
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 12. maddesinde; “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
Ayrıca, 6325 sayılı HUAK’na “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığını, davanın açıldığı mahkeme değil, nizanın içeriği belirler. Niza, ticari dava niteliğinde ise ticaret mahkemelerinde açılması gerekir. Ticaret mahkemesinde açılması gereken bir davanın, hukuki yanılgıyla başka bir mahkemede açılması, o davanın ticari dava vasfını ve ticari dava vasfına bağlanan dava şartlarını ortadan kaldırmaz. Mahkemelerin görevine ilişkin kurallar (önceden) kanunla düzenlenmiş, net kurallar olup yoruma açık değildir. Dolayısıyla mahkemelerin görevine ilişkin yapılan hukuki hatalar, o davanın, dava şartını ortadan kaldıran bir durum olarak kullanılamaz.
Bu durumda, yukarıda yer verilen yasal mevzuat ve açıklamalara göre her iki tarafın tacir ve ticari işletmesiyle ilgili olan nispi ticari davada davanıın asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik kararından sonra davacı tarafından arabulucuya başvurulduğu, dava tarihinin davanın asliye hukuk mahkemesinde açıldığı tarih olduğu, davacı tarafından, 6325 sayılı HUAK’nın 18/A, 2 fıkrasına göre dava açılmadan önce, arabulucuya başvurulmadığının sabit olduğu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç yeterli olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 23/09/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır (muhalif)

A.Ç MUHALEFET ŞERHİ: Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
07.06.2012 tarih ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile bazı hukuki uyuşmazlıklar yönünden, bir yandan tarafların iradeleriyle kendi çözümlerini üretebilmeleri ve daha hızlı sonuç elde edilebilmeleri, öte yandan da mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yine mahkemeler aracı kılınarak bazı tür hukuk uyuşmazlıklarında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak “Arabuluculuk” müessesesi benimsenmiştir.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması da davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda, davanın … tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek … tarihinde görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine … tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve anlaşamamaya dair … tarihinde tutanak düzenlendiği, verilen görevsizlik kararının … tarihinde kesinleştiği, davacı vekili tarafından ibraz edilen … tarihli dilekçe ile arabuluculuk anlaşamama son tutanağı ile birlikte dosyanın görevli ve yetkili Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edildiği, ve görevli mahkeme olan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasına … tarihinde tevzi edilen dava dosyasında, mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, yukarıda da açıklandığı ve Yargıtay 11. HD’nin 2022/4240 E-2022/6367 K, 17. HD’nin 2020/3187 E-2021/762 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere, anılan kanuni düzenlemeler doğrultusunda, davacı tarafından görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı, verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu anlaşıldığından, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı ve bu nedenle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın heyetin aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.

Üye …
e-imzalıdır