Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/759 E. 2023/1741 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :

VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit- Manevi Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
YAZIM TARİHİ : 25/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit- manevi tazminat davasında 20/01/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı bankanın ticari müşterisi olup, banka ile aradaki ticari ilişki sona ermeden evvel banka nezdinde kullanılan kredilere ve kartlara ilişkin taksitler ve diğer ödemeler zamanında yapılmasına rağmen haklı bir neden olmadan Merkez Bankası nezdinde iki cari dönem boyunca borçlu gösterilerek, müvekkil şirketin sicili diğer kredi kuruluşları nezdinde kirli gösterildiğini, müvekkil şirket ile davalı banka şubesi arasında başlamış olan bankacılık ilişkisi 2019 yılı itibariyle sona erdiğini, müvekkil şirketin, davalı banka ile çalıştığı dönemlere ait olan ödemelerde hiçbir zaman temerrüde düşmediğini, ilişkilerinde basiretli bir tacir gibi davrandığını, buna rağmen davalı bankanın Konya Şubesi tarafından TCMB Risk Merkezi’ne 10-2020 cari dönemine ilişkin 179,00 TL, 11-2020 cari dönemine ilişkin 181,00 TL olarak müvekkili şirket aleyhine gecikme bildiriminde bulunularak borç olmayan paranın temerrüdü izlenimi oluşturulduğunu ve müvekkili şirketin zor duruma düşürüldüğünü, söz konusu kayıtların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirketin Türkiye genelinde devlet hastaneleri bünyesinde MR Görüntüleme, Tomografi Görüntüleme gibi Radyoloji Görüntüleme Hizmeti veren sektöründe öncü firmalarından olduğunu, vermekte olduğu görüntüleme hizmeti kapsamında hastaneler bünyesinde kurulan cihazlara ilişkin olarak kredi kuruluşları ile leasing sözleşmeleri yapmakta, krediler kullanmakta olduğunu, bunun haricinde ticari ilişkileri kapsamında yüksek limitli kredi kartları kullandığını, bu nedenlerle müvekkil şirketin davalı tarafa TBB Risk Merkezine bildirilen 10-2020 Cari hesap dönemine ilişkin 179 TL ve 11-2020 Cari hesap dönemine ilişkin 181 TL bedellere ilişkin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, TBK 58 uyarınca müvekkil şirket lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karsı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiaları ve taleplerinin yerinde olmadığını, davacı şirketin, müvekkil bankanın ticari müşterisi olduğunu, müvekkil bankanın Konya Şubesi’nin müşterisi olan davacı şirketin, söz konusu şube nezdinde kredi ve kredi kartı kullanımı yaptığını, bir çok defa ticari ilişkide bulunan davacı şirketin, her ne kadar 2019 itibari ile ticari ilişkiyi sonlandırdığını ve bütün borçlarını kapattığını iddia etse de 2020 yılının 10. ve 11. aylarındaki cari dönemlere ilişkin borçları bulunduğunu, davacı şirkete ait belge ve dokümanlar incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafın müvekkil bankanın Konya şubesi ile irtibata geçildiği ve sehven bu gecikmelerin oluşturulduğu bu durumun kaldırılacağı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili banka tarafından davacı şirkete böyle bir taahhütte ve bildirimde bulunulmadığını, aksine davacı şirketin gecikmelerinin ödenmesinin talep edildiğini, söz konusu miktarlar davacı şirket tarafından önemsenmediğnii ve dikkate alınmadığını, davacı şirket başka bir banka nezdinde kredi kullanmak istediğinde bu gecikmelerin önemini anladığını ve söz konusu ödemelerden yeni haberdar olmuş gibi iş bu davayı açtığını, müvekkili banka tarafından davacı şirketin oyalandığı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, bu nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 10-2020 cari hesap dönemine ilişkin 179,00 TL ve 11-2020 cari hesap dönemine ilişkin 181,00 TL bedellere ilişkin borçlu olup olmadığı ve bu bedellerin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bildirilmesinin manevi tazminata sebebiyet verecek şekilde davacı firmayı etkileyip etkilemediği hususlarında toplanmaktadır.
Dosya ilgili hususların denetimi için bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş ve 15/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; davacı şirketin, davalı banka tarafından 2013-2016 yılları arasında 6 adet kredi kullandırıldığı ve en son kredinin 25/07/2019 tarihinde tamamen kapatıldığı, davalı banka tarafından …… nolu kredi kartına ilişkin olarak 01/06/2020 tarihinde 170,00 TL yıllık kart ücreti tahakkuk ettirildiği, bu bedelin faizleri ile birlikte 179,00 TL olarak Ekim 2020 dönemi için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine otomatik olarak bildirildiği, borç tutarının Kasım 2020’de bir aylık faiz ilave edilmek suretiyle 181,00 TL olarak gerçekleştiği ve Risk Merkezine bu tutarın bildirildiği, tahakkuk ettirilen 179,00 TL’lik borç kaydının 10/12/2020 tarihinde, 181,00 TL’lik borç kaydının 13/01/2021 tarihinde banka tarafından iptal edildiği, ancak Risk Merkezine düzeltme işleminin bildirilmediği, davacının başvurusu üzerine ilgili hususun ” eksik/hatalı bildirim” olarak düzeltildiği ve her iki dönem için borcun sıfırlandığı, risk merkezine bildirilen 179,00 TL ve 181,00 TL borç tutarlarının miktar olarak değerlendirildiğinde davacı firmanın krediye ulaşma ve faiz oranlarını etkileme ihtimalinin bulunmadığı bu cihetle davacının herhangi bir zararından söz edilemeyeceği tespit edilmiştir. Ayrıntılı gerekçeli denetlenebilir bilirkişi raporu yargılamaya esas alınmıştır.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; Yargılamaya esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; menfi tespite konu borç tutarlarından 179,00 TL’lik kayıt 10/12/2020 tarihinde, 181,00 TL’lik kayıt 13/01/2021 tarihinde silindiği, silinmesine rağmen 25/03/2021 tarihinde ilgili hususların menfi tespit taleplerine ilişkin dava konusu edildiği, dolayısıyla dava tarihinde ilgili kayıtlar silinmiş olduğundan davacının, bu hususta menfi tespit talep edemeyeceği anlaşılmakla, menfi tespit taleplerinin reddine karar verilmiştir. Yine yargılamaya esas alınan raporda; davalı banka tarafından sehven bildirilen bedellerin krediye ulaşmayı zorlaştırılacak veya faiz oranlarını etkileyecek nitelikte olmadığı tespit edildiğinden ve aksini gösterir herhangi bir muteber delil davacı tarafından sunulmadığından manevi tazminat taleplerine dair istemlerin ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle davacının menfi tespit taleplerinin reddine, davacının manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bankacılık ilişkilerinin yalnız davalı banka ile sınırlı olmayıp, birçok banka ve kredi kuruluşu ile çalıştığını, söz konusu bu bankacılık faaliyetleri kapsamında müvekkili şirket üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ticari hayata atıldığı günden bugüne kadar hiçbir banka nezdinde gecikmeye uğramadığını, hakkında temerrüt bildiriminde bulunulmadığını, söz konusu borç bildirimleri sebebiyle müvekkili şirketin diğer bankalar ve kredi kuruluşları nezdinde kredi alamadığını, dolayısıyla maddi ve manevi olarak zor duruma düştüğünü, her ne kadar yerel mahkemece “…aksini gösterir herhangi bir muteber delil davacı tarafından sunulmadığından manevi tazminat taleplerine dair istemlerin ispatlanamaması..” demek suretiyle manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiş ise de; manevi zararın somut olarak delillendirilmemiş olmasının davanın reddini gerektirmeyeceğinin Yargıtayın yerleşik içtihatları ile de sabit olduğunu, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine olumsuz kaydı düşülüp sicili kirletilen, diğer kredi kuruluşları nezdinde sözleşme yapma özgürlüğü kısıtlanan ve kredi imkanları daraltılan müvekkil şirket lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; menfi tespit ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının menfi tespit talebiyle ilgili verilen karar miktar itibariyle kesin olduğu için davacının menfi tespit talebiyle ilgili verilen karara karşı istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebiyle ilgili verilen karara karşı istinaf sebepleri incelendiğinde ise; Mahkemece, davalı banka tarafından ….. nolu kredi kartına ilişkin olarak 01/06/2020 tarihinde 170,00 TL yıllık kart ücreti tahakkuk ettirildiği, bu bedelin faizleri ile birlikte 179,00 TL olarak Ekim 2020 dönemi için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine otomatik olarak bildirildiği, borç tutarının Kasım 2020’de bir aylık faiz ilave edilmek suretiyle 181,00 TL olarak gerçekleştiği ve Risk Merkezine bu tutarın bildirildiği, tahakkuk ettirilen 179,00 TL’lik borç kaydının 10/12/2020 tarihinde, 181,00 TL’lik borç kaydının 13/01/2021 tarihinde banka tarafından iptal edildiği, ancak Risk Merkezine düzeltme işleminin bildirilmediği, davacının başvurusu üzerine ilgili hususun ” eksik/hatalı bildirim” olarak düzeltildiği ve her iki dönem için borcun sıfırlandığı, risk merkezine bildirilen 179,00 TL ve 181,00 TL borç tutarlarının miktar olarak değerlendirildiğinde davacı firmanın krediye ulaşma ve faiz oranlarını etkileme ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebi reddedilmiş ise de; davacının davalı bankaya borçlu görünmesinin davalı bankanın kusurundan kaynaklandığı, önce tahakkuk ettirdiği borcu sonra iptal ettiği ve iptali Merkez Bankasına kendiliğinden bildirmediği, davacının ihtarnamesi üzerine bildirdiği, tüm bankalar tarafından görülebilen bir sistemde davacının riskli müşteriler listesinde gözükmesi davacı açısından itibarının sarsılmasına, dolayısıyla kişilik haklarının zedelenmesine sebep olması için yeterli olduğu, manevi tazminata hükmedebilmek için tazminat koşullarının varlığı yeterli olup ayrıca manevi zararın somut olarak ispatlanmasının gerekmediği, bu durumda mahkemece somut olayın özellikleri dikkate alınarak davacının ticari itibarının sarsıldığının kabulü ile davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmedilmek gerekirken manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bu sebeple somut olayın özellikleri dikkate alındığında davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaati ile davacının manevi tazminat talebi yönünden istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacının menfi tespit talebi yönünden istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
B)Davacının manevi tazminat talebi yönünden istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2022 tarih … Esas -…Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 6,50 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 227,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacının menfi tespit talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 347,70 TL peşin harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 341,55 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 6,15‬ TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 341,55 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul ve red oranına göre davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 70,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 679,3‬0 TL yargılama giderinin 166,82 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 5.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL, menfi tespit yönünden de 360,00 TL olmak üzere toplam 5.360,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

9- Arabuluculuk ücreti olarak Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) karşılanan 1.320,00 TL’nin kabul red oranına göre 995,83 TL’sinin davacıdan, 324,17 TL’sinin de davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
10-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
D)İlk derece mahkemesince yazılan 02/06/2022 tarihli harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
F) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır