Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/758 E. 2023/1986 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2022
NUMARASI : Esas Karar
İSTİNAF EDEN
DAVACILAR :
VEKİLİ : Av.

DAVALI : S……..lu Belkoop Konut Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av.
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
(Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2023
YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasında 23/03/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 216 ortaklı olan davalı kooperatifin ortaklarından olduklarını, kooperatifin başlangıçta 4 etaptan oluştuğunu, 1. Etap üyelerinin dairelerinin bedellerini ödeyerek yaklaşık 7-8 yıldır dairelerinde oturduklarını, davalı kooperatifin 01/08/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına 66 üyenin katıldığını, genel kurul toplantısında 4. maddenin görüşülmesine başlanıldığında üyeler arasında çıkan tartışma neticesinde kavga çıktığını ve bir kısım ortakların toplantıdan ayrılarak hastaneye ve karakola gittiklerini, bu hususun genel kurulun 4. maddesine de geçirildiğini, sözü geçen 4. maddenin 48 oy kullanılmak suretiyle karara bağlandığını, 216 üyesi bulunan davalı kooperatifin toplantı yeter sayısının 54 olması gerekirken toplantıda çıkan kavga nedeniyle 48 kişinin kalması nedeniyle toplantı nisabının altına düştüğünü, bu nedenle kalan kişilerle karar alınmasının ve toplantıya devam edilmesinin hukuken mümkün olmadığını beyan ederek genel kurul toplantısının 4. maddesi ile alınan kararın dava sonuna kadar uygulanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, 01/08/2021 tarihli genel kurul toplantısının 4. maddesinin butlanının tespiti ile iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılardan bir kısımının müvekkilinin genel kurul toplantısına usulüne uygun davetine rağmen toplantıya katılmadıklarını, davacılardan diğer kısmının ise toplantıya katıldığı halde usulüne uygun olarak muhalefet etmediklerinden söz konusu davada davacılık sıfatlarına haiz olmadıklarını, bu nedenlerle davacıların davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davacılardan …..’ un müvekkili kooperatifin eski yöneticisi olduğunu, sözü geçen kişinin kooperatif yönetimini kaybetmesinden dolayı kooperatife husumet gütmesi nedeniyle yanına çektiği diğer üyelerle birlikte genel kurul toplantısında kavga çıkardığını, işbu davanın açılmasındaki asıl amacın genel kurulda sakatlığın bulunması değil davacıların dairelerinde oturmaları nedeniyle üyelik aidatlarını ödememek istediklerinden kaynaklandığını, iptali istenilen genel kurul toplantısında her şeyin usulüne uygun olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcilerinin gözetiminde yapılıp tutanak altına alındığını, toplantıya başlanmadan önce Kooperatifler Kanununun 45. Maddesi gereğince gerekli çoğunluğun sağlandığının tespit edildiğini, çıkan tartışma sonucunda iki üyenin toplantıyı terk etmesi nedeniyle bakanlık temsilcileri tarafından yeniden sayım yapılarak ve toplantı yeter sayısının mevcut olduğu anlaşıldığından toplantıya usulüne uygun şekilde devam edildiğini, davacının aksine olan iddialarını yazılı delil ile ispatlaması gerektiğini, toplantıdan ayrılanlardan sonra yapılan sayımda toplantıda 63 kişini bulunduğunun bakanlık temsilcilerince tespit edildiğini, bu hususta ve maddi vakıalar hakkında tanıklarının ayrıca bildirileceğini, iptali istenilen maddenin 38 olumlu oy alarak kabul edildiğini, genel kurulun 4. maddesi ile karara bağlanan üye aidatlarının ve peşin ödemenin ortakların şahsi sorumluluklarını artırmak olmadığını, bunun amacının tamamlanmayan dairelerin ve çevre düzenlenmelerinin tamamlanarak dairelerin sahiplerine tesliminin sağlanması olduğunu beyan ederek davacıların davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacılar vekilince davalı kooperatif aleyhine açılan bu davada davalı kooperatifin 01/08/2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının başlanmasından sonra 4. maddenin görüşülmesi sırasında çıkan arbede ve bir kısım üyelerin toplantı salonunu terk etmesi nedeniyle toplantı nisabının Kooperatifler Kanununun 45/3. maddesinde belirtilen ortak sayısının 1/4 altına düştüğünden bahis ile ilgili genel kurul kararının 4. maddesinin mutlak butlanının tespitine/iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup; davalı vekilince de fiilen genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapıldığı, kanuni nisap oranında bir usulsüzlük bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddini talep etmiştir.
Celbedilen davalı kooperatifin ticaret sicil kayıtları ve dava konusu edilen 01/08/2021 tarihli Genel Kurul Toplantısının Hazirun Listelerine göre 216 üyeli olan davalı S.S. Belkoop Konut Yapı Kooperatifinin 01/08/2021 tarihli toplantısına Kooperatif Kanunun 45. Maddesinde belirtilen en az 1/4 üye tam sayısı olan 54’ün üzerinde 66 kooperatif üyesinin katıldığı ve toplantı başlangıç sayısı olarak Kooperatifler Kanunun 45/3. maddesinde belirtilen yasal zorunluluğun mevcut olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık toplantının 4. gündem maddesinin görüşülmesi sırasında çıkan kavga ve arbede sonucunda bir kısım kooperatif üyelerinin toplantı salonunu terk etmesi nedeniyle, toplantı salonundan ayrılıp bir daha toplantı salonuna dönmeyen kaç kooperatif üyesi olduğu ve bu terk eden üyelerden sonra devam edilen kooperatif genel kuruluna kaç üyenin katıldığı, gündemin 4. maddesinin görüşülmesi sırasında üye sayısının 45/3. maddesinde belirtilen yasal çoğunluğun altına düşüp düşmediği ve bu nedenle Kooporetif Genel Kurulu Toplantısının 4. maddesinde alınan kararın mutlak butlan/iptal koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Her ne kadar Kooperatifler Kanunun 52. maddesi gereğince ortakların şahsi sorumluluklarını ağırlaştıran veya ek ödeme yükümlülük getiren kararlar için bütün ortakların 2/3’ünün rızasını aranmakta ise de; dava konusu uyuşmazlığa konu 4. madde bu kapsamda olmadığından, Kooperatifler Kanunun 51/1. maddesinde belirtildiği gibi oylama sırasında katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu karar alma çoğunluğu için yeterli kabul etmek gerekmiştir.
Ayrıca Kooperatifler Kanunun 53.maddesi gereğince genel kurul kararları aleyhine açılacak iptal davaları yönünden toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere 1 aylık hak düşürücü süre ve toplantıda hazır bulunanlar yönünden muhalefetini toplantı tutanağına yazdırma koşulu bulunmakta ise de; davamıza konu genel kurul toplantısı için toplantı ve karar nisap eksikliği iddiaları ileri sürüldüğünden ve bu iddialar BK 19 ve 20 maddeleri gereğince mutlak butlan sonucuna haiz olduğundan, somut uyuşmazlıkta genel kurulda muhalefette bulunma şartı aranmayacaktır. Kaldı ki eldeki dava 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğundan somut olayda hak düşürücü süre uyuşmazlığı da bulunmamaktadır.
Mahkememizce toplanan deliller, Genel Kurul Toplantı Tutanağı içeriği, dinlenen tüm tanık beyanları ile davaya konu 01/08/2021 tarihli genel kurul toplantısının 4. gündem maddesinin görüşülmesi sırasında çıkan kavga ve arbede sırasında bir kısım üyelerin toplantı salonunu terk ettiği, daha sonra bir kısım üyelerin toplantı mekanından ayrılarak karakola gittikleri anlaşılmış ise de; davacı tarafın tanık beyanlarına göre dahi toplantıdan ayrılıp bir daha toplantıya katılmayanların sayısının 3-4 kişiyi geçmediği, her ne kadar hükümet komiseri tarafından toplantıya tekrar katılanlarının sayısı rakamsal olarak gösterilmeyip “çoğunluk olduğundan toplantıya devam edilmiştir.” şeklinde tutanağa geçilmiş ise de; toplantının başta gösterilen üye sayısından (66 kişiden) 4 kişinin eksikliği hatta 12 kişiye kadar olan eksiklik (1/4 nisap şartı 54 olduğundan) toplantı nisabına etkili bir sonuç doğurmayacaktır.
Öte yandan davacılar vekilince 4. maddenin oylanması sırasında toplam 48 oy kullanıldığı ileri sürülmüş ise de; dinlenen tanık beyanlarından her üyenin sadece olumlu tekliflerde oy kullandığı anlaşıldığından oy miktarlarının toplantı nisabını göstermediği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacılar vekilince hükümet komiserinin kabul, red ve çekimser oy sayısın tutanağa açıkça yazmadığı için, toplantı tutanağında aleyhe ve çekimser oyların olup olmadığının belli olmadığı ve bu nedenle yazılı tutanaktaki oy sayasına göre değerlendirme yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; tüm dosya kapsamı ve “çoğunluğun kontrol edildiği ve çoğunluk olduğundan dolayı toplantıya devam edildiği” yönündeki hükümet komiserinin yazılı tutanaktaki tespiti ve tanık anlatımlarının birbiriyle örtüşmesinden dolayı bu iddialar da heyetimizce kabul görmeyerek davacıların davasının reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacıların davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; üye sayısı 216 olan ….Yapı Kooperatifinin toplantı yeter sayısı 54 olup, toplantının başında genel kurul toplantısına katılmak için 66 ortak tarafından hazirun cetveline imza atıldığını ancak toplantı esnasında kavga çıkması nedeni ile bir kısım ortakların toplantıyı terk ettiğini ve 4. Maddenin görüşülmesi sırasında 48 oy kullanıldığının genel kurul tutanağından anlaşıldığını, toplantı nisabının altına düşüldüğünün ortada olduğunu, genel kurul toplantı tutanağı bu hususun açık kanıtı olduğunu, yargılama aşamasında dinlenen tanıklardan bir kısmı toplantıyı terk edenlerin sayısının 15 kişi civarında olduğunu, hatta 40-50 kişi olduğunu, bir kısım tanıklar 4-5 kişi, bir kısmı ise 2-3 kişi olduğu yönünde çelişkili beyanlarda bulunduklarını, çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek ve sadece olumlu oyların tutanağa geçirildiği düşüncesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine dava dilekçelerinde belirttikleri üzere 4 etaptan oluşan kooperatifin 1. Etap üyelerinin 7-8 yıl önce tüm bedelini ödeyerek dairelerine oturmuş olmalarına rağmen kooperatif üyeleri arasında hiçbir ayrım yapılmaksızın tüm üyeler için ek ödeme yükümlülüğü getiren dava konusu 4. maddenin Kooperatifler Kanunu’nun 52/1. maddesine aykırı olup olmadığı yönünde mahkemece herhangi bir inceleme ve araştırmada yapılmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif genel kurul kararının yoklukla malül olduğunun tespiti ya da iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur” hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları yok hükmünde olup, bu kararlar baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir.
Öte yandan hazirun cetveli, genel kurul toplantısına iştirak eden ortaklara toplantıya katıldıklarını imzaları ile tasdik imkanı veren bir belge olup, hazirun cetvelinde imzası bulunanlara toplantıyı sonuna kadar izleme ve kararlara katılma yükümlülüğü getiren yasal veya sözleşmeye dayalı bir düzenleme mevcut değildir. Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla, toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, toplantı ve karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişilerin sayısı esas alınarak belirlenmesi gerekmekte olup aynı gündem maddesinde birden fazla konunun ayrı ayrı görüşülmesinde, nisap görüşülen gündem maddesi bir bütün kabul edilerek belirlenmelidir.
Somut olaya gelindiğinde; davalı kooperatifin ortaklar listesinde kayıtlı 216 ortağı bulunduğu, dava konusu genel kurul toplantısının başında 39 ortağın asaleten, 27 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 66 ortağın hazır bulunduğu, böylece toplantı nisabının sağlanmış olduğu, üye aidatlarının görüşülmesi ve aidatların tahsili için kooperatif avukatına yetki verilmesine ilişkin 4 numaralı gündem maddesinin görüşülmesi esnasında çıkan tartışma ve arbede sonucu bir kısım üyelerin toplantı salonunu terk ettiği, bu olaydan sonra Divan başkanı tarafından toplantı nisabına yönelik yoklama yapılarak toplantı nisabının yeterli olduğu belirlendikten sonra toplantıya devam edilerek gündemin görüşülerek toplantının sonlandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar gündemin maddesinin konusu olan üye aidatlarının belirlenmesi ile ilgili tekliflerin oylanmasında oy kullananların sayısı esas alınarak toplantı nisabının yeterli olmadığı iddia edilmiş ise de; gündem maddeleri gereğince verilen tekliflerin oylanmasında en fazla olumlu oy alan teklifin kabul edilmesi gerektiğinden; bu oylamalarda red ve çekimser oyların belirlenmesinin gerekmediği, bu nedenle; davacıların üye aidatları ile ilgili tekliflerin oylanmasındaki olumlu oyların toplamının, toplantıya katılan olarak kabul edilmesi gerektiğine ve gündemin 4. maddesi gereğince kararlaştırılan aidatın ek ödeme mahiyetinde olduğuna yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesinin delilleri taktir ve değerlendirmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davacıların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 13/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır