Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/75 E. 2023/1301 K. 05.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … Şti.
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/06/2023
YAZIM TARİHİ : 06/06/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 25/11/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalının Konya … deki inşaatlarının yapı denetim işini aldığını ve davalının iskan almasını sağladığını, yapı denetim yasasına göre davacı şirketin parasının ödenmesinin öncelikli olduğunu, yapı denetim parası ödenmeden ruhsatın alınamayacağını, davacı şirketin yapılan işin bedeline ilişkin 05/07/2017 tarihli 112.720,84 TL’lik açık faturayı kesip davalıya iadeli taahhütlü olarak gönderdiğini, faturanın 11/08/2017 tarihinde tebliğ edildiğini ve süresi içerisinde itiraz gelmediğini, bunun üzerine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının ilamsız takibe avukatı aracılığıyla itiraz ettiğini, davalı vekilinin itirazında faturanın maddi gerekçeye dayalı olmadığını belirttiğini, dava konusuna istinaden arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, davacının ticari defterlerinde de davalının ticari defterlerinde de faturaya ilişkin borcun yazılı olduğunu iddia ederek Konya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın 145.480,79 TL için iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, alacağın %20′ sinden az olmamak üzere davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 23/03/2015 tarihinde yapı denetim hizmet sözleşmesinin imzalandığını, davacı tarafından yapı kullanma izin belgesi alınmadığından imzalanan sözleşmenin sona ermediğini, müvekkiline davacı tarafından kesilen … tarihli fatura bedelinin Konya … Müdürlüğüne ödendiğini, ödenmiş olan bedelin idare tarafından ödenmemesi durumunda davalı şirketin yapabileceği bir şeyin olmadığını, davacı ücretin ödenmediğini iddia etse de idareye ücretin ödendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davalı her ne kadar davacının sözleşmeye aykırı davranarak yapması gereken edimleri yerine getirmediği bu nedenle de herhangi bir borcunun bulunmadığı iddiasını sunmuş ise de taraflar arasında karşılıklı bir yapı denetim sözleşmesi yapılmış olduğu, davacının söz konusu işlemlerin büyük bir kısmını tamamladığı, davacının edimi yerine getirmemesi durumunda davalının söz konusu yerde faaliyette bulunamayacağı yasal bir prosedür olduğu anlaşıldığından yani davacının üzerine getirdiği sorumluluğu yerine getirmemesi durumunda davalının söz konusu faaliyetlerde bulunamayacağı yasaca belirlendiği ve davalının hali hazırda davaya konu hizmetin verildiği yerde çalıştığı anlaşıldığından davacının edimini yerine getirmiş olduğu kanaati uyanmıştır.
Mahkeme dosyasından da görüldüğü üzere Konya …’den mahkememizce istenen yazılara cevabı yazıların geldiği tarafların ayrı ayrı defterleri incelendiğinde taraflar arasında hukuki bir ilişki olduğu , davaya konu faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğu, davalı şirkete tebliğ edilmiş olduğu, faturanın davalı ve davacı taraflarca BA-BS form bildirimlerinin yapılmış olduğu, davalı tarafın defterinin de incelendiğinde davaya konu faturanın davalı defterinde de kayıtlı olduğu, ancak davalının bütün defterleri incelendiğinde davacının iddiasının aksine davacının 81.482,30 TL borcu bulunduğu, yani davacının iddiası ile davalı defteri arasında 31.288,54 TL farkın bulunduğu, ancak davacı vekilinin söz konusu hesaplamalara yapmış olduğu itirazda davalının defterlerindeki hesaplamalarda ortaya çıkan farkın maliyede geçici hesapla yaptığı bu paranın ancak davalı veya davacının talimatıyla çekilebileceği dolayısıyla bu paranın da davalı tarafından çekilip davacıya ödenmesi gerektiği bildirilmiş, mahkememizce maliyeye yazılan yazıda söz konusu fark miktarının bloke olarak hesapta tutulduğu anlaşıldığından ve bu bedelin davalı tarafından çekilebileceği kanaati uyanmış olup davacının söz konusu bloke ile parayla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan icra takibindeki faturaya istinaden alacağının asıl alacak olarak 112.720,74 TL ve faturanın tebliğinden itibaren işleyecek faizi olan 32.760,05 TL olmak üzere alacaklının 145.480,79 TL alacağının olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalı tarafın ise ödeme hususunu yazılı ve kesin delillerle ispat edemediği görüldüğünden takip konusu faturadan dolayı takip talebinde yazıldığı gibi 145.485,79 TL. borçlu olduğu sonucuna varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile 145.485,79 TL. üzerinden takibin devamına, hükmedilen 145.485,79 TL.nin % 20’si kadar icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan raporlar değerlendirilmeksizin, itirazları dikkate alınmaksızın eksik inceleme neticesinde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, davaya konu uyuşmazlığın temeli olan sözleşmeye ilişkin alınan bilirkişi raporunun ilgili bölümünden ziyade yapılan incelemeler neticesinde yapılan aleyhe tespitleri kabul etmediklerini, müvekkilinin kesilen faturayı defterdarlık şube müdürlüğüne ödediğini, davacı tarafça henüz yapı kullanma izni belgesi alınmamış dolayısıyla henüz imzalanan sözleşme sona ermeksizin davacı tarafça hukuka aykırı olarak huzurdaki iş bu davanın açıldığını, söz konusu mahallin büyük bir kısmında henüz iskan alınmadığını, dolayısıyla davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğinin aşikar olduğunu, müvekkilin yaşanan gecikme nedeni ile uğradığı zarara ilişkin tüm hakları saklı tutarak edimlerini ifa etmeyen davacı tarafın açmış olduğu iş bu davanın reddi gerektiğini beyanla kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266 ve devamı maddelerinde “bilirkişi incelemesi” düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. 282. Madde ise hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü serbestçe değerlendirileceğini, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa ve verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HMK’nın 281. maddesi hükmüne dayalı olarak, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi duruşmada sözlü olarak açıklamada bulunmasını da resen isteyebilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa giderilmeden karar veremez. Gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder (Yargıtay 19. HD 10/10/2016 tarih 2016/3458 Esas 2016/13172 Karar sayılı ilamı).
Yapılan işe ilişkin tüm belgeler, belediye, defterdarlık ve diğer ilgili yerlerden getirtilerek yapı denetimi konusunda uzman bilirkişi heyetinden taraflar arasında imzalanan sözleşme, 4708 sayılı kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sadece taraf defterlerini inceleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile, HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 2.485,55 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/06/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
A.G

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıd