Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/72 E. 2023/1789 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2021
NUMARASI :

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- …- T.C Kimlik No: …
: 2-
: 3-
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
YAZIM TARİHİ : 29/09/2023
Davacılar tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 06/10/2021 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Konya’da konut sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren bir firma olduğunu, davalı bankadan 2016 yılından bu yana çek, senet veya taşınmaz ipoteği karşılığında kredi kullandığını, müvekkili firmayı bir sebeple ziyarete gelen banka müşteri temsilcilerine müvekkili firma yetkilisi …’ın konkordato talebinde bulunabileceklerinden söz etmesi üzerine bankanın kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında almış olduğu vade ve miktarı yazılı olmayan boş teminat senedini Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında takibe koyduğunu, bahse konu icra takibinin hukuka aykırı aykırı olduğunu, bononun anlaşmaya aykırı doldurduğunu, bankanın, bono düzenleme tarihinde 1.950.000,00 TL gibi bir alacağı bulunmadığını, bono üzerine yazılı vade ve bedelin bankanın kendi kayıtları ile çeliştiğini, ortada güveni kötüye kullanma ve hile durumu olduğunu, müvekkilinin takip tarihi itibariyle davalı bankaya gecikmiş kredi borcu olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin dava konusu Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında şimdilik 100.000,00-TL kadar borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 21/12/2020 tarihinde 1.950.000,00 TL üzerinden eksik harcı tamamlamıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankadan kredi kullanan davacıların sözleşmenin imzalanmasının ardından vadesi geldiğinde kredi borcundan düşülmek üzere bono düzenleyerek müvekkiline verdiklerini, davacıların imza inkarlarının da olmadığını, sadece boş olarak senet imzalatıldığını iddia ettiklerini, TTK gereğince beyaza imzanın bile borçlandırıcı etkisi var iken, imzaladıkları senedin ne olduğunu bilmediklerine dair iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, müteaahhitlik ve inşaat işi ile iştigal eden firmanın yetkilisinin bankaya borcunu ödemek üzere verdiği senet sonrası senedin sonradan doldurulduğu iddialarının kredi ilişkisi olan bir tacirden dinlenemeyecek iddialar olduğunu, banka yetkililerinin tanık olarak dinlenmesinin bankaların senet almaları için yazılacak sorulacak kurumların delil gösterilmesinin yersiz mesnetsiz ve HMK ile TTK ya aykırı olduğundan kabul etmediklerini, borçlu davacıların Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi …. E. sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunarak, piyasadan mal kaçırmaya başladıkarını, konkordato davası reddedilmiş olduğundan müvekkili bankaca başlatılan takiplere itiraz ile yine aynı niyetle krediyi ödememe bahanesinde bulunduklarını, bu nedenlerle yersiz ve mesnetsiz davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizce davalı bankadan ilgili genel kredi sözleşmeleri, hesap ekstreleri, alacağın muacceliyetine esas belgeler celp edilerek ve aynı zamanda bankacı bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek rapor aldırılması gereği duyulmuştur. Bankacı bilirkişi ……l’ın 08/05/2019 tarihli raporunun yeterli açıklıkta ve denetlenebilir olmaması nedeniyle dosyanın kapsamı da gözetilerek dosya üç kişilik bankacı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve tarafların itirazlarını karşılar rapor aldırılması gerekmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen 24/05/2021 tarihli ek raporda da doğru olarak tespit edildiği üzere, taraflar arasında 24/01/2016 ve 27/11/2017 tarihli iki farklı genel kredi sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşmelerin 24.maddesinin (b) bendinde kredi kullananların konkordato talebinde bulunması veya aktifi üzerinde haciz veya benzeri bir işlem yapılması gibi durumlarda bankanın hesap kesme hakkına sahip olduğunun hüküm altına alındığı, davacıların Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarında konkordato talebinde bulunması ve ayrıca davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan 115.000,00TL tutarındaki teminat mektubunun lehtar … Belediye Başkanlığı tarafından nakde dönüştürülmesi nedeniyle bankanın hesap kesme hakkını kullandığı, bu sebeple takip konusu munzam teminata alınan bononun takibe konulmasının bankacılık mevzuatına ve uygulamasına uygun olduğu, bilirkişilerce hesap edildiği üzere dava tarihi itibariyle davacıların kullanmış oldukları krediler nedeniyle davalı bankaya 1.546.363,21TL asıl alacak, 92.883,23TL temerrüt faizi, 4.644,14TL BSMV olmak üzere toplam 1.643.890,58TL borçlu oldukları anlaşılmıştır. Bu itibarla dava konusu icra dosyasında dava tarihi itibariyle davacıların davalı bankaya 313.001,20TL borçlu olmadıkları görülmekle davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davacıların Konya .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle davalı bankaya 313.001,20 TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına, davalı aleyhine ise haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların imzalamış oldukları senedin ne olduğunu bilmediklerine dair iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, zira sürekli kredi ilişkisi olan ve müteahhitlik ve inşaat işi ile iştigal eden bir firma yetkilisinin davaya konu munzam senetlerin sonradan doldurulduğu ve hile ile düzenletildiğine dair iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bir diğer yandan, senetlerin illetten mücerret ödeme vasıtası olduğunu, dolayısıyla senette rakamın sonradan doldurulduğuna dair iddialar gerçek dışı olup hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı taraf zorunlu unsurları taşıyan, imzalamış olduğu senetten sanki haberi yokmuş gibi mezkur davayı ikame etmekte tamamen kötüniyetli olduğunu, yerel mahkeme tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun kambiyo senedi bakımından bir geçerliliği bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından verilen bu karar kambiyo senetlerine tanınan hakları zayi ettiği gibi HMK düzenlenen delil ve ispat hükümlerine de aykırılık oluşturduğunu beyanla istinaf başvurularının kabulü ile davacının tüm taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Katılma yoluyla istinaf talebinde bulunan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bahse konu icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin takibe konu senedi açık ve boş olarak verdiğini, açık senedin kötüniyetli olarak anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, bankanın, bono düzenleme tarihinde 1.950.000,00 TL gibi bir alacağının bulunmadığını, bono üzerine yazılan vade ve bedelin bankanın kendi kayıtları ile çeliştiğini, dosyada alınmış olan tüm raporlarda müvekkilin temerrüt tarihinin 24/09/2018 olarak tespit edildiğini, davalının takip tarihinin 20/09/2018 tarihi olduğunu, sadece bu durumun dahi davalının takibinde haksız olduğu sonucunu ortaya koyduğunu, bilirkişi tarafından munzam senet alınması uygulamasının genel bir uygulama olduğunun açık bir şekilde izah edildiğini, bilirkişi tarafından bankaların munzam senet alması durumunun genel bir uygulama olduğunu, bu dolayda da senedin munzam senet olarak alınmış olduğunun bilirkişi raporu ile kesinleştiğini, bilirkişi raporunda banka tarafından alınmış bir senet var ise mutlaka teslim belgesinin düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiğini, kabul etmemekle birlikte temerrüt tarihinin 24/09/218 tarihi olarak tespit edildiğini, aynı zamanda bu şekilde tek taraflı haksız şart içeren, bir tarafı aleyhine olumsuz ağır hükümler içeren maddelerin geçerli olmasının mümkün olmadığını, taksitli ticari kredilerin taksitlerinin hiç birinin henüz muaccel hale gelmediğini, yine cari hesap kredilerinin de muaccel hale gelmediğinin tespit edildiğini, bu durumda müvekkilinin 24/09/2018 tarihinde muaccel hale gelen borcunun 1.150.000,00 TL olduğunu, bu tarihten 4 gün önce 20/09/2020 tarihinde müvekkilin hiçbir borcu yok iken, bir TL bile gecikmiş borcu yok iken 1.950.000,00 TL yazılarak boş senedin icraya konulmuş olduğunun raporda açıkça anlaşıldığını, belediyeden gelen teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebinin bankaya 21/08/2020 tarihinde ulaştığını, yani bankanın parayı bu tarihte ödediğini, dava konusu bononun munzam senet olduğunun hiç bir şekilde müvekkili tarafından bankaya ödenmesi için verilen bir bono olmadığının en önemli kanıtı olduğunu, dava dilekçesinde isticvap deliline dayandıkları halde yerel mahkemece bu konuda karar verilmediğini beyanla istinaf incelemesi sonucu kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tesipit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Harçlar Kanunu hükümlerine göre: “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Dava dosyasının incelenmesinde; açılan davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dava sebebi nazara alındığında; davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, dava açılırken her davacının ayrı ayrı başvurma ve peşin harç yatırması gerekirken yatırmadığı anlaşılmıştır.
Dava açılırken davacılar adına bir tek başvuru ve peşin harcın yatırıldığı, ilk derece mahkemesince bu şekilde yargılamaya başlandığı ve deliller toplanıp değerlendirildikten sonra kurulan hükümde aynı şekilde tek bir harç şeklinde değerlendirme yapıldığı, verilen hükme karşılık davacıların ilk derece yargılamasında olduğu gibi bir başvuru ve bir istinaf karar harcını yatırdığı anlaşılması üzerine öncelikle davacıların istinafa başvururken ayrı ayrı harç yatırmaları gerekip gerekmediği ön mesele olarak kabul edilip oyçokluğu ile mevcut hali ile dosya üzerinde istinaf incelemesinin esastan yapılması kararlaştırıldıktan sonra dava dosyasındaki deliller öncelikle kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde; açılan davanın mahiyeti gereği davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu nedenle ayrı ayrı başvuru ve peşin harç yatırmaları gerekirken sadece davacı tüzel kişi tarafından başvuru ve peşin harcın ikmal edildiği, diğer gerçek kişi davacılar tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı tespit anlaşılmıştır.
Harçlar kanunu’na aykırılığın kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin delilleri toplamadan ve esasa ilişkin değerlendirme yapmadan önce HMK’nın 31. maddesi gereğince davacıların menfi tespit talebinin senede mi yoksa icra takibine mi yönelik olduğu konusunda açıklama yaptırılarak;
Başvuru harcının sadece davacılardan ….Şti. tarafından yatırdığı, gerçek kişi davacılar tarafından peşin harcın yatırılmadığı nazara alınarak, HMK 120/1. maddesindeki düzenleme ve YHGK’nın 04/07/2012 tarih 2012/19-260 Esas 2012/432 Karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde; diğer davacılar … ve … ile ilgili 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 vd. maddeleri gereğince işlem yapılması ve duruma göre delillerin değerlendirilmesi gerekirken başvuru harçları tamamlanmadan yargılamaya devam edilip delillerin esastan değerlendirilmesi hukuka uygun olmadığından tarafların diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının re’sen kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dava dosyasının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerin KABULÜ ile; Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/10/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı şirket tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 8.325,43 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,

6-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/09/2023 tarihinde oy çokluğuyla HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır
(Muhalif)

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

MUHALEFET ŞERHİ: 6100 sayılı HMK’nın harç ve giderlerin yatırılması başlıklı 344.maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünün yer aldığı, 352/1.ç maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda başvuru şartlarının yerine getirilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği, Harçlar Kanununun 32.maddesi gereğince yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı, dosyanın incelenmesinde istinaf talebinde bulunan davacılardan sadece …. Şti. tarafından istinaf başvuru ve maktu istinaf karar ilam harcının yatırıldığı, diğer davacılar … ve … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile karar harcının yatırılmadığı, … ve …’ın istinaf başvuru taleplerinin incelenmesi için öncelikle istinaf başvuru harcı ve karar harcını yatırması gerektiği, yatırmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararının bu davacılar yönünden kesinleşeceği, bu durumda Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344. maddesi gereğince 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL maktu istinaf karar harcının bir hafta içerisinde yatırılması hususunda davacılar … ve … vekili adına usulüne uygun muhtıra düzenlenerek tebliğ edilmesine, yapılan uyarı üzerine gerekli harçların yatırılmaması halinde; istinafa başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi, kararın usulüne uygun olarak ilgililere tebliğ edilmesi, karara karşı istinafa başvuru süresinin geçmesinden sonra her halükarda davacı … …. Şti.’ nin ve davalının istinaf taleplerinin incelenmesi için dosyanın dairemize gönderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 352/1.ç maddesi gereğince geri çevrilme kararı verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Üye …
e-imzalıdır