Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/714 E. 2023/1843 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/02/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacı ve davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Fatura konusu iş ve alacağın traktör tamiratından kaynaklandığını, müvekkilinin…yetkili servisi olarak davalı şirkete ait …. model traktör’ün tamirini yapmak üzere davalı şirket ile anlaştığını, davalı şirkete ait arızalı traktörün çekici ile müvekkile ait servise getirildiğini, traktörde yapılan incelemede şanzıman basıncının sıfır bar olduğunu, bazı parçaların kırık ve aşınmış olduğunun tespit edilerek değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına dair 10/05/2019 tarihli iş emri formunun davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket ile değişmesi gereken parçaların ve fiyatlarına dair teklif formunda mutabık kalındığını, davalı şirketin teklif formunda belirtilen parçaların değiştirilmesini ve parçaların fiyatları ile işçilik bedelini kabul ettiğini, bu hususun ihtarlarla da sabit olduğunu, traktörün arızasının eksiksiz bir şekilde giderildiğini, gerekli parçaların değiştirildiğini, traktörün yürür hale getirilerek davalı şirkete teslim edildiğini, çalışır vaziyette teslim hususunda tarafların mutabık olduğunu, davalı şirketin ihtarlarında traktörü teslim alıp çalılıştırdıktan sonra yeniden arızalandığını bu durumun yanlış malzeme kullanılmasından kaynaklandığını ve ayıplı ifa olduğunu idda ederek ödeme yapmadığını, müvekkilinin yaptığı hizmetin bedelini faturalandırdığını ve dava konusu faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalı şirketin faturaya itirazlarının hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, kanunda belirtilen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığını, karşılıklı ihtarlar sonrası ödeme yapılmaması üzerine davalı şirket aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine davalı şirketin itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenlerle 17.504,02 TL asıl alacak için Konya .. İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı icra dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte takibin devamını, davalı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Fatura konusu iş ve alacağın traktör tamiratından kaynaklandığı iddiasının hukuki ve somut dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkiline ait traktörün tamir ve onarım için davacı tarafa verildiği, davacı tarafın eksik ve ayıplı hizmet ifası ile tam ve eksiksiz olarak tamir edilmediğini, değişmesi gereken parçaların takılmadığını, traktörün davacı mahallinden alınarak tarla arazisine götürüldüğünde kilitlendiğini ve tarlada çalıştırılmadığını, davacının tam ve eksiksiz teslim ettiğine ilişkin gereken şartları, yükümlülüğü özeni gösterdiğini ispat edemediğini, 01/07/2019 tarihinde Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesine başvuru yaptıklarını, … D.İş Esas sayılı dosyası ile traktördeki ayıplı, eksik ve yanlış ifayı 24/07/2019 tarihli bilirkişi makine mühendisi tarafından hazırlanan raporla tespit ettirildiğini, bu nedenlerle davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkar tazminatı talebinin reddini, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davalı 6102 Sayılı TTK’nın 16/1 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişi tacirdir. Davacının ise gerçek kişi olması sebebiyle yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 Tarih ve … Esas-… Karar Sayılı İlamı çerçevesinde gerçek kişi tacir olup olmadığı hususunda araştırma yapılmış, dosya içerisinde yer alan T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Meram Vergi Dairesinin 02/04/2020 tarihli müzekkere cevabından bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve tacir olduğu tespit edilmiş ve dolayısıyla eldeki davanın ticari dava olduğu ve Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davalıya ait traktörün tamiri hususunda değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli iş emri formu ve davacı tarafından yapılan işlemler hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından edilmerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, yapılan işin ayıplı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Yukarıda detayı verilen Yüksek Mahkeme içtihatlarından ve amir kanun hükümlerinden anlaşıldığı üzere Araç tamir ve bakım sözleşmeleri 6098 Sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleri anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir.
Adı geçen kanunun 470. maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür.
Yüklenicinin sözleşme gereğince kararlaştırılan ücrete hak kazanabilmesi için taahhüt ettiği işi ayıpsız ve sözleşmeye uygun yerine getirmesi gerekmektedir. İş sahibi ayıplı eseri teslim almaya zorlanamaz; bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcu da muaccel olmaz. İş sahibi ayıp giderilinceye kadar ödemeden kaçınabilir.
Mahkememizce taraflar arasında ihtilafa konu traktöre ilişkin tüm bilgi ve belgeler getirilmiş, davacı tarafından yapılan işin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise niteliği hususunda alanında uzman bilirkişiden rapor aldırılmış, dosya içerisinde yer alan 03/09/2021 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Yapılan işin şanzıman sökülüp iş kısmı incelendiğinde yağ basıncı yapan parçaların kırık ve aşınmış olduğu, davacı tarafından oringler, güneş dişli, şanzıman contaları, yağ kapağı gibi önemli parçaların mevcut olmasına rağmen değiştirilmediği, eksik yapılan işlemlerin davalı tarafından fark edilmesinin mümkün olmadığı, davacı tarafından değiştirilmesi gereken parçaların değiştirilmemesi sebebiyle arızanın yenilenmiş olabileceği, davacı tarafından işin tam ve eksiksiz yapılmaması, kullanılan malzemelerin olmaması, montajının doğru yapılmaması sebepleriyle traktörün yeniden arızalandığı, aracın 14/05/2019 tarihinde teslim edildiği, mevcut arızanın ise 10 gün sonra meydana geldiği, tamiratı yapılan şanzımanın 15 günlük sürede arızalanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yeni onarım görmüş şanzımanın aynı kısmından yeniden arızalanmasının kullanıcı tarafından yapılması ihtimalinin çok düşük olduğu, davacı tarafından yapılan hizmetin ayıplı olduğu rapor edilmiştir.
Detayı yukarıda verilen T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve 2017/(15)6-3030 Esas-2021/1077 Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere bilirkişinin yapmış olduğu teknik tespitlerden ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
6098 Sayılı Kanunun 477/3. Maddesi gereğince eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkması halinde işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.
Dosya içerisinde yer alan T.C. İzmir …. Noterliğinin 24/06/2019 Tarih ve …. Yevmiye nolu ihtarnamesiyle davalının, yapılan işte sonradan meydana gelen ayıbı davacıya ihtar ettiği ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar, Yüksek Mahkeme içtihatları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Taraflar arasında görülmekte olan davanın, eser sözleşmesine dayalı araç tamir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında davalıya ait traktörün tamiri hususunda değişmesi gereken parçalara ve fiyatlarına ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli iş emri formu ve davacı tarafından yapılan işlemler hususunda bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilaf davacı tarafından edimlerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, yapılan işin ayıplı olup olmadığı hususlarında olduğu, araç tamir ve bakım sözleşmelerinin 6098 Sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleri anlamında eser sözleşmesi niteliğine haiz olduğu, yüklenicinin sözleşme gereğince kararlaştırılan ücrete hak kazanabilmesi için taahhüt ettiği işi ayıpsız ve sözleşmeye uygun yerine getirmesi gerektiği, işin ayıplı olması halinde iş sahibinin ayıplı eseri teslim almaya zorlanamayacağı, bu durumda iş sahibinin bedel ödeme borcun da muaccel olmayacağı ve ayıp giderilinceye kadar ödemede bulunmaktan kaçınabileceği, dosya içerisinde yer alan ve detayı yukarıda verilen 03/09/2021 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda davacı tarafından yapılan hizmetin ayıplı olduğunun rapor edildiği, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 Tarih ve 2017/(15)6-3030 Esas-2021/1077 Karar sayılı ilamından anlaşıldığı üzere bilirkişinin yapmış olduğu teknik tespitlerden ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalının 6098 Sayılı Kanunun 477/3 maddesi gereğince T.C. İzmir …. Noterliğinin 24/06/2019 Tarih ve …. Yevmiye nolu ihtarnamesiyle yapılan işte sonradan meydana gelen ayıbı davacıya süresinde ihtar ettiği ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilerek Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hükümler tesis edilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30/03/2021 Tarih ve 2020/8797 Esas-2021/7198 Karar Sayılı İlamında ifade edildiği üzere alacaklının tazminata mahkum edilebilmesi, takibin kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır ve bu hususun borçlu tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Dava konusu olayda davacı tarafından hizmetin verilmiş olması lakin tamiratın ayıplı olup olmadığı hususunun muhakemeyi gerektirmesi ve tüm dosya kapsamına göre kötü niyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmadığı gibi, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu da kanıtlanabilmiş olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine, yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teknik bilgiden uzak yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edildiğini, traktörün arızası eksiksiz şekilde giderildiğini, gerekli parçaların değiştirildiğini, traktör yürür hale getirilerek davalı şirkete 14/05/2019 tarihinde teslim edildiğini, teslim alınma tarihi konusunda ve traktörün çalışır vaziyette teslim edildiği konusunda ihtilaf olmadığını, ayıplı hizmetten bahseden bilirkişi raporunda ayıba dair tespit ve inceleme yapılmadığını, parça karşılaştırma yolu ile rapor tanzim edildiğinin görüldüğünü, “Güneş dişlinin önceden arızalı olup olmadığını” görsel olarak bilinmediğini de vurgulayan bilirkişinin bu yoruma rağmen fiziki inceleme yapmadan sadece müvekkilini kusurlu kabul ettiğini, bilirkişinin “Fatura içeriğine göre eksik işlem yapılmış olabileceği” tespiti dahi dosyanın incelenmediğinin gösterdiğini, müvekkilinin tespit ettiği arızalı parçalara göre davalı şirkete teklif verdiği ve onay aldığını, değişmesi gereken parçaların tamamının değiştirilmediği tespiti ile ayıplı ifaya karar verilmesini kabul etmediklerini, 23/05/2019 tarihli …. nolu faturada belirtilen …. Otomotivden orjinal parçalar alınarak Yağ filtresi, Oil Filter, Manifold (Şanzıman Pompa Gövdesi, dişli, silindirik rulman, kapak, conta keçe, screen) arızalı olan ve kabul edilen teklife göre değiştirilmesi gereken parçaları değiştirerek çalışmayan traktörü çalışır halde davalıya teslim ettiğini, raporda “Debriyaj Balatası, Disk Sacı, Yakıt ve Radyotör Kapağı gibi parçaların” onarılmayan kısımlar olduğu belirtilmişse de müvekkilinin arızalı parçaları davalı tarafa bildirerek teklif aldığını, arızalı olmayan ancak davalı tarafın sonradan …Oto Ltd. Şti’den değiştirdiği parçaların müvekkiline ait dönemde arızalı olmadığının anlaşıldığını, davalı taraf traktörü 14/05/2019 tarihinde alır almaz aynı gün yeniden arızalandığını ve ikame traktör kiraladığını beyan etmiş olmasına rağmen bilirkişinin traktörün ne kadar kullanıldıktan sonra arıza yaptığının belli olmadığını, traktörün tesliminden hemen sonra tarlada kullanılmamış olabileceği, traktörün 15 günlük bir kullanımla arızalandığını, oringlerin değiştirilmediği, değiştirildiyse faturada tam yazmadığı şeklindeki dosya kapsamına aykırı yorumlarıyla ve tahmin yoluyla oluşturduğu raporunun hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, davalı taraf dilekçesinin 1. Paragrafında traktörün teslim alınıp tarlaya götürüldüğünde kitlendiğini, 4 numaralı paragrafının son kısmında 14/05/2019 tarihinde ikame traktör kiraladıklarını yani traktörün aynı gün arızalandığını açıkça beyan ettiğini, gerekçeli kararda ayıbın gizli ayıp olduğu ve süresinde ihbarın yapıldığı belirtilmişse de bu tespitin yerinde olmadığını, ayıbın gizli ayıp olduğuna kanaat getirilmesi de yanlış ve eksik bir değerlendirme olduğunu, bu nedenle ayıp ihbarının kanunda belirtilen 2 gün içinde ve her halükarda 8 gün içinde yapılmadığı dosya kapsamından anlaşıldığını, yine davalı taraf İzmir.. İcra Dairesinin…. Esas sayılı dosyası ile ilam vekalet ücretini ve yargılama giderlerini icra takibine konu ettiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacının takibe girişmekte kötüniyetli olduğunu ve haksızlığının ve kötüniyetinin ortaya çıkmaması ve haksız kazanç sağlamak amacıyla hareket ettiğini kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; araç tamirinden kaynaklı faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı, davalıya ait traktörün tamirini yaptığını, davalının yedek parça ve işçilik bedeli olarak kesilen toplam 17.504,02 TL bedelli faturayı ödemediğini iddia ettiği, davalının ise davacının yaptığı tamirin ayıplı olduğunu, değişmesi gereken parçaların değiştirilmediğini, traktörün tamirden sonra tarlaya götürüldüğünde kilitlendiğini, çalıştırılamadığını savunduğu, mahkemece yazılan talimat gereğince araç başında makine mühendisi bilirkişinin katılımıyla yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı tarafından yapılan tamirin ayıplı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre, davacı tarafından yapılan tamirin gizli ayıplı olduğunun belirlendiği, traktörün yürür halde teslim edilmesinin tamirin gizli ayıplı olmadığını göstermediği, kullanma sonucu ortaya çıkan ayıbın söz konusu olduğu, davacının yaptığı tamirden kısa bir süre sonra aynı arızanın meydana geldiği ve başka bir serviste aynı arızadan dolayı yeniden tamir yapıldığı, ayıp ihbarının da süresinde yapılmış olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinde, davacı takip yapmakta haksız ise de kötüniyetli olarak takip yaptığı ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, taraflarca ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinafa başvuran taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır