Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/700 E. 2023/1790 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2022
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av.
Av. … & Av. …
Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasında 02/03/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin pay sahibi sayısı birden fazla olan bir anonim şirket olduğunu, şirket sermayesinin 450.000,00 TL olduğunu, şirket ortaklarının müvekkili … ile dava dışı …… ve ….olduğunu, müvekkilinin şirkette %33 paya sahip olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen, genel kurulu toplantıya çağıran 08/04/2021 tarihli yönetim kurul toplantısına çağrılmadığını, toplantıdan haberdar edilmediğini, çağrı yapılmadan alınan yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul olduğunu, 6102 sayılı TTK’nun 392/7. maddesi gereğince yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğu durumda genel kurulunda hukuka uygun şekilde teşekkül ettiğinden söz edilemeyeceğini ve bu durumda yapılan genel kurul toplantısınında yoklukla malul olduğunun kabulü gerektiğini, ayrıca müvekkilinin genel kurul toplantısına katılmak için şirket merkezine gittiği halde geri çevrildiğini, toplantı salonuna alınmadığını, toplantıya katılım hakkının engellendiğini, ayrıca genel kurul toplantısının Covid 19 salgını nedeniyle ülkede tam kapanma kararı alındığı tarihte yapıldığını, bu hususta davalı şirkete ihtarname tebliğ edildiğini, genel kurul toplantısının usulsüz olarak yapılması üzerine ortaklar arasında anlaşmazlık çıktığını, açıklanan nedenlerle butlanla malul genel kurul kararına dayanılarak yapılan tüm işlemler hükümsüz olacağından ve ilgililer nezdinde telafisi imkansız zararlar doğacağından öncelikle dava kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar 30/04/2021 tarihli 2019 yılına ait Olağan Genel Kurulu Toplantısında alınan kararların yürütmesinin tedbiren geriye bırakılmasına ilişkin tedbir kararı verilmesine, neticeten davalarının kabulü ile 30/04/2021 tarihli 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların çağrı usulüne uygun yapılmadığından yokluk ile malul olduğunun tespitine, mahkeme aksi kanaatte olursa genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel kurul toplantıya çağrıya dair yönetim kurulu kararının usulüne uygun olarak alındığını, davacının zaten uzun zamandır davalı şirketin ve gruba dahil olan diğer şirketlerin yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, yönetim kurulu başkanı … tarafından davacıya davalı şirketle birlikte gruba dahil şirketlerin yönetim kurulu toplantılarının her hafta salı günü saat 17.00’da yapılacağını bildirir ve davacının kendisinin de katılmasının gerektiğini belirtir Konya … Noterliğinin …. yevmiye nolu 23/07/2020 tarihli ihtarnamesini gönderdiği halde; davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, gruba dahil tüm şirketlerin genel kurul toplantılarının aynı gün yapıldığını, davacının davaya konu şirket genel kurul toplantısına katılmamakla birlikte diğer grup şirketlerin genel kurullarına katıldığını, yönetim kurulu toplantılarında genel kurul toplantılarının aksine sıkı bir çağrı şekli aranmadığını, genel kurul toplantısının yoklukla malul olma şartlarının bulunmadığı gibi, iptaline ilişkin yasal koşullarının da olmadığı, davacının sokağa çıkma yasağından muaf olduğunu, davacının genel kurul toplantısına katılmasının engellenmesi gibi bir durumun mevcut olmadığını, davacının oy oranının TTK 446/1. maddesinin aradığı şekilde iptal etkisi olmadığını, çağrının usulsüz olması genel kurul kararının iptali için yeterli olmadığını, eldeki davada genel kurulun usulüne uygun olarak toplandığını, yeterli toplantı nisabına sahip bir genel kurul toplantısı olduğunu, usulüne uygun şekilde kararlar alındığını, yargılama neticesinde davanın reddinin gerekeceğini, TTK 448/3. madde gereğince eldeki davada müvekkili şirketin zarara uğrama ihtimalinin muhtemel olduğunu, ayrıca davanın açılması davacı açısından hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, bu aşamada müvekkilinin uğrayacağı zararlara karşılık olarak davacının en az 1.000.000,00 TL teminat göstermesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….davalı şirketin 08/04/2021 tarihinde yapılan yönetim kurul toplantısına o tarihte davalı şirketin yönetim kurul üyesi olan davacının katılmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar TTK’da yönetim kurulu toplantılarına çağrının ne şekilde olacağı hususunda açık bir düzenleme bulunmasa da yönetim kurulu üyelerinin toplantıya çağrılması bir zorunluluk teşkil etmektedir. Davalı tarafça davacının ilgili yönetim kuruluna çağrıldığına yönelik herhangi bir belge ibraz etmediği görülmüştür. Davalı vekilince dava konusu şirketin yönetim kurulu başkanı tarafından davacıya noter marifeti ile yönetim kurulu toplantılarının her hafta salı günü saat 17.00’da yapılacağı ihtar edildiği ileri sürülmüş ve buna dair Konya … Noterliğinin 23/07/2020 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi sunulmuş ise de; davaya konu yönetim kurulu toplantısının 08/04/2021 perşembe günü yapılmış olmasından dolayı ortada usulüne uygun bir çağrının bulunmadığının kabulü gerekmiştir.
6102 sayılı TTK hükümlerine göre, yönetim kurulunun bir konuyu müzakere etmesi ve karar alması için kurul olarak toplanması gerekir. Ancak toplantının illada fiziki olarak bir araya gelinerek yapılması hususunda hukuki bir zorunluluk yoktur. Toplantının elektronik ortamda sanal olarak yapılması mümkün olabileceği gibi, bir önerinin elden ele dolaştırılması yoluyla da karar alınması mümkün olarak kabul edilmiştir. Yönetim kurulunu toplantıya kural olarak yönetim kurul başkanı, onun bulunmadığı veya geçerli bir mazereti olması halinde başkan vekili çağırır. Diğer üyelerin yönetim kurulunu doğrudan doğruya toplantıya çağırma yetkisi olmamakla beraber herhangi bir üye yazılı taleple ve gündem belirterek başkan veya vekillerinden toplantı çağrısı yapılmasını isteyebilir. Talebe rağmen toplantıya çağrı yapılmazsa TTK 392. maddesi kapsamında üyenin mahkemeye başvuru hakkı da mevcuttur.
TTK 390/4. maddesi yönetim kurulu üyelerinden hiç biri toplantı yapılması isteminde bulunmaması durumunda, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisinin elden dolaştırılması suretiyle çağrısız yönetim kurulu kararı alınmasına cevaz vermektedir. Yasanın bu hükmü çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılmasına imkan vermekte ise de; önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması ve her birinin elinden geçirilmesi zorunluluk ve kararın geçerlilik şartıdır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/3013 E. 2015/8295 K. sayılı ilamı).
Genel kurula çağrıya ilişkin yönetim kurulu kararlarının gerek yönetim kurulu üyelerine usulüne uygun olarak çağrı yapılmadan toplanılmak suretiyle alınması, gerekse çağrısız toplantı yapılmakla birlikte üyelerin yazılı önerilerinin tüm yönetim kurulu üyelerine elden dolaştırmak suretiyle en az üye tam sayısının çoğunluğunun onayı alınmadan karar alınması durumunda yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul olacağı sonucuna ulaşılacaktır. Yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul olması, bu karara dayalı olan genel kurul toplantısı ve alınan kararlarında yoklukla malul olması sonucunu doğuracaktır. (Yargıtay 11. H.D. 2019/4941 E – 2020/2973 K sayılı ilamı, 2016/13709 E – 2018/6884 K sayılı ilamı, 2015/14750 E – 2017/2344 K sayılı ilamı, 2017/4046 E – 2019/3005 K sayılı ilamı)
Açıklanan nedenlerle genel kurul toplantıya çağıran yönetim kurulu kararının usulüne uygun alınmadığı ve yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul olduğu anlaşıldığından geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olarak yapılan ve TTK 416. maddesi gereğince toplanmadığı sabit olan 30/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların da yoklukla malul olduğu…” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalı şirketin 30/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitineç karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurula dair çağrı kararı alınan yönetim kurulu toplantısının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının yönetim kurulu toplantısına katılmasını engellemek amacıyla yapılmış bir eylem olarak görmenin doğru olmadığını, davacının, müvekkili şirketin ve gruba dahil diğer şirketlerin yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, dava konusu olayda davacının yönetimden dışlanmasının söz konusu olmadığını, davacının şirket işleriyle ilgilenmediği ve ilgilenmek istemediğine dair mailin bunun en açık delili olduğunu, dava konusu genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun olduğunu, ilk derece mahkemesince emsal kabul edilen kararların davalarına emsal olma özelliği bulunmadığını, dava konusu genel kurulun çağrısız genel kurul şartlarını taşıdığını, davacının genel kurula katılımının engellenmesinin söz konusu olmadığını, anonim şirket genel kurullarının yapılması kısmi ve tam kapanma tedbirleri kapsamında yasaklanmamış olup davacının sokağa çıkma yasaklamalarından muaf olduğunu, çağrının usulsüz olması genel kurul kararının iptali için yeterli olmadığını, davacının genel kurul kararlarını iptal talebi hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu, açıklanan nedenlerle kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin 30/04/2021 tarihli 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti veya bu kabul edilmediği taktirde iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 17/11/2015 tarih 2014/17476 Esas 2015/12128 Karar sayılı ilamında “….01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 390. maddesinde, anonim şirketlerde yönetim kurulunun ne şekilde karar alacağı düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında, yönetim kurulu üyelerinden hiçbirinin toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararlarının, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebileceği belirtildikten sonra aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması, bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir. O halde, açıklanan şekle uyulmadan alınan bir yönetim kurulu kararının geçerliliğinden söz edilemeyecektir. Aynı yasanın 410/1. maddesine göre de genel kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir….” hususunun belirtildiği,
Davacının davalı şirketin üyesi ve yönetim kurulu üyesi olduğu, davacının 30/04/2021 tarihinde genel kurul yapılmasına ilişkin kararın alındığı yönetim kurulu toplantısına usulüne uygun çağrılmadığı, genel kurulun TTK’nın 416.maddesine de uygun şekilde toplanmadığı, bu nedenle geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416.maddesi uyarınca toplanmadığı anlaşılan davalı şirketin 30/04/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğu (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 03/04/2018 tarih 2016/9770 Esas 2018/2368 Karar, 08/11/2018 tarih 2016/13709 Esas 2018/6884 Karar, 24/04/2017 tarih 2015/14750 Esas 2017/2344 Karar ve 17/11/2015 tarih 2014/17476 Esas 2015/12128 Karar sayılı ilamları), bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 27/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır