Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/670 E. 2023/1823 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : …. Esas ….. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 03/03/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine Konya …. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi açıldığını, müvekkilinin kefil olması nedeniyle aleyhine yapılan takipte çek bedelleri ile Bsmv’den sorumlu ve borçlu olmadığını, icra takibinde davalının davacıdan talep ettiği BSMV’nin, kredi çeken borçlu şirket ……Şti’nin davalı bankadan aldığı paralar üzerinden uygulanan % 5 oranındaki gelir vergisi olduğunu, davacı müvekkilinin borçlu …………Şti’nin kredi borcuna 2016 yılında müteselsilen kefil olduğunu, kefalet tarihinde doğmuş bir çek bedeli riski bulunmadığını, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olmasının gerekli olduğunu, Konya ….İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı dosyasına ait ödeme emrinde ise “…çek yaprak bedellerinin faiz getirmeyen bir banka hesabında depo edilmesini, çek yapraklarının nakde dönüşmesi halinde nakde dönüştüğü tarihten itibaren ve % 64 temerrüt faizi, BSMV, icra harç ve masraf vekalet ücreti ile tahsilinin” talep edildiğini, doğmamış bir borca kefil olunmasının mümkün olmadığını, davalı bankaca talep edilen tutarların kefil davacılar yönünden bilirkişi marifetiyle incelenerek tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek Konya …. İcra Müdürlüğünün …..Esas sayılı dosyasından talep edilen BSMV ve çek bedellerine ilişkin taleplerden davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile alacaklı tarafın basiretli bir tacir ve banka olmasından ötürü kusurlu ve kötü niyetle hareket etmiş olması nedeniyle takip miktarına göre % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı ……………Şirketi firması adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde müvekkili bankaca ipotekli taşınmazların kaydındaki ipoteğin paraya çevrilmesi amacı ile davacı ve asıl borçlu hakkında Konya …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını ve icra emrinin borçlu firmaya ve davacı malike tebliğ edildiğini, takibin kesinleştiğini, Konya …. İcra Müdürlüğü’ nün …..Esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında, takip talebinde 3.100.000,00 TL ipotek limiti bulunduğunu, ipotek limitinden alacaklarının fazla olduğunu ve ‘Gerçek alacağın ipotek limitinin üzerinde olmasına karşın üst sınır ipoteği nedeni ile bu takipte talep edilemeyen anapara, faiz, BSMV ve bu takipten kaynaklanan avukatlık ücreti ve takip masrafları ayrıca talep edilecektir.’ açıklaması ile takip başlatıldığını, Konya ….. İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı dosyasına konu edilen taşınmazlardan sadece 1 tanesinin davacı tarafından ipotek olarak verildiğini, davacının maliki olduğu Konya İli, …. İlçesi, …. Mahallesi, …Ada / ….Pafta / …. Parsel, ./….Arsa Paylı, 4. Kat 19 Bağımsız Bölüm Numaralı, Dubleks Mesken nitelikli taşınmazın kaydına ipotek tesis edilen taşınmazdaki ipotek tutarı da 300.000,00 TL’ olduğunu, anılan taşınmaz icraen satılarak paraya çevrildiğini ve ihalenin kesinleştiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yürütülmekte olan takiplerin; takip konusu edilen alacakların, takibe konu edilen taşınmazların kaydına tesis edilen ipoteklerin paraya çevrilmesi ve satış bedellerinden alacakların tahsili amacı ile işlem başlatıldığını, zira somut olayda da davacının adına kayıtlı olan taşınmazın paraya çevrildiğini ve ihale bedelinin müvekkili banka alacaklarına mahsup edildiğini, dolayısıyla davacı …….’nun mal varlığına bu takip kapsamında konulan bir haciz bulunmadığını, netice olarak davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerdeki maddeler ve yerleşik içtihatlar uyarınca, müvekkili bankanın çek yaprakları iade edilmediği sürece çeklerden kaynaklanan yasal yükümlülük tutarlarını talep edebileceğini, müvekkili bankaya çek yapraklarının iade edilmediğini, iade edilmeyen çek yapraklarına ilişkin müvekkili banka alacağının devam ettiğini, davacı tarafından iş bu davanın açılmasının tamamen süreci uzatmaya yönelik olduğunu savunarak davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usul yönünden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Taraflar arasında imzalanan 27.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 29 ncu sayfasında davacının Kefalet Beyanının yer aldığı, Sözleşmenin “Kefalet” başlıklı 9.11 bölümünün 9.11.1 maddesinde, “Kefil borcun her ne nedenle olursa olsun muaccel olması halinde, ihbarda bulunulması suretiyle kefalet borcunun da muaccel olacağını kabul eder” hükmünün yer aldığı, sözleşmenin “Ücret, Vergi, Masraf, ve Giderler” başlıklı 3.4 bölümünün, 3.4.1 maddesinde, “Banka tarafından işbu sözleşme kapsamında her türlü kredinin açılması, kullandırılması, devam ettirilmesi, takip ve tasfiyesine yönelik işlemlerden, ………… doğan her türlü ücret, komisyon, masraf, sigorta primi, fon, vergi, resim, harç ve sair giderleri ve bunların gider vergilerini Bankaya derhal ödemekle yükümlü olduğunu, Bankanın uygun görmesi halinde bu tutarların kredi hesaplarından karşılanabileceğini kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesinin bulunduğu, ayrıca 3.5.1.3 maddesinde de Bankanın KKDF ve BSMV oranlarında meydana gelen lehe ve aleyhe artışların müşteriye yansıtılacağı ve ödeme tablosunun buna göre yeniden düzenleneceğinin belirtildiği, Türkiye’de bankacılık uygulamasında, ticari müşterilerle imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin müşterinin ticari amaçla kullandığı bütün kredilerden doğan borçlarını kapsamına aldığı, sözleşmeyi imza eden kefilin bu borçların tamamı için kefil olduğunu bildiği ve sözleşmeyi imzaladığı, buna göre, asıl müşterinin sözleşme kapsamındaki tüm borçlarından kefilin de kefalet limiti dahilinde sorumlu olmasının bankacılık teamüllerine de uygun olduğu, dolayısı ile davacının talep edilen 14.972,06 TL BSMV’den sorumlu olduğu,
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin Gayrinakdi Kredilerin kullandırılmasına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 8 nci kısmının “Genel Hükümler” başlıklı 8.1 bölümün 8.1.1. Maddesinde, “Müşteri Bankaca lehine düzenlenip verilen ve/veya verilecek teminat mektuplarından ve/veya kontrgarantilerden, diğer garantilerden, kabul ve avallerden doğabilecek bütün sonuçlardan dolayı Bankaya karşı sorumlu ve borçlu olduğunu ve bankanın kendisine rücü hakkı bulunduğunu kabul ve taahhüt eder” hükmünün yer aldığı, her çek yaprağı için 5941 sayılı Çek Kanunu gereği Bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutardan müşterinin ve müteselsil kefilin sorumlu olduğu, dolayısı ile 24.980.00 TL tutarındaki paranın Banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesinin, ya da çek yapraklarının iade edilmesinin talep edildiği takibe itiraz edilmediği, depo talebinden asıl borçlu ile birlikte davacının da sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda genel işlem şartı niteliğindeki sözleşme maddelerine dayalı bir değerlendirme yapıldığını, genel işlem sözleşmesinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, bilirkişi raporuna istinaden davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırılık teşkil ettiğini, davalı bankanın, kredi kullandırdığı bir müşterisine kefil olan bir kişinin, o tarihten sonra oluşabilecek tüm masraf ve feri giderlere de kefil olarak sabit tutmasının onun iradesini hiçe saymasının ve kefalet miktarının sona ermemesinin kabul edilemeyeceğini, bankaların formül sözleşmelerinde yer alan hükümlerin genel işlem şartlarına BK 9-20 M deki koşullara aykırı olduğunu, ayrıca Medeni Kanun’un 23. Maddesi gereğince hakları kullanmaktan vazgeçmeye ilişkin sözleşmeler veya sözleşmelerin hükümlerinin geçersiz olduğunu, ekonomik faaliyetle ilgili hakların da maddede sözü geçen haklara dahil olduğunu, banka ile o bankadan kredi kullanmak isteyen müşterisi arasında imzalanmak üzere hazırlanmış olan ve ekonomik yönden güçlü durumda bulunan bankanın tek taraflı olarak empoze ettiği koşullardan oluşan, genel işlem şartları ile dolu bir kredi sözleşmesinde, kefilin kefaletten kurtulmayı sağlayıcı haklardan peşinen feragat etmesini öngören hükümlerin, kefili yasal ihbarname haklarından mahrum bırakan, ekonomik olarak öngöremediği, ve kefil olduğu banka müşterisinin ekonomik gücünü tahmin dahi edemediği zaman dilimlerinde de kendisinin kefaletten sorumlu tutulması sonucunu doğuracak ve tüm def i haklarını elinden almaya yönelik hükümler olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacının dava dışı ….. Şti ile davalı banka arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi ile …… Kart üyelik sözleşmesine kefil olduğu, ayrıca sözleşmeden kaynaklanan borçları teminen davacının maliki olduğu Konya İli, … İlçesi, ….i Mahallesi,…. Ada / …. Pafta / … Parsel, ../… Arsa Paylı, 4. Kat 19 Bağımsız Bölüm Numaralı, Dubleks Mesken nitelikli taşınmazın kaydına 300.000,00 TL üst limitli ipotek tesis edildiği, davacının dava dilekçesine konu ettiği Konya …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmeleri ve ipotek senedine göre davacının kefalet ve ipotek limitleri ile sınırlı olmak üzere asıl borçlu …… Şti’nin doğmuş ve doğacak tüm borçlarından sorumlu olduğu, buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır