Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/659 E. 2023/1828 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : )
VEKİLLERİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.

İHBAR OLUNAN :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2023
YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 24/11/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Konya … İcra Müdürlüğü’nün ….. E. ve ……. E. sayılı dosyalarıyla takip başlatıldığını, takip dayanağı olan 20.04.2018 tanzim, 20.06.2018 vade tarihli 18.161,00 TL bedelli senet ile 20.04.2018 tanzim, 20.06.2018 vade tarihli 18.161,00 TL bedelli senetlerin müvekkilinin …… Şti’ye olan borcuna karşılık verildiğini, müvekkilinin senet bedellerini ……. Şti’ye kredi kartı ile ödediğini, senetlerin davalı bankaya ciro edildiğini, dava dışı şirketin konkordato ilan etmesi nedeniyle dava dışı şirket hakkında işlem yapamayan davalı bankanın müvekkilini icraya verdiğini ileri sürerek müvekkilinin icra dosyaları nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, dava konusu senetlerin müvekkili bankaya dava dışı ……. Şti. Tarafından ciro edilerek verildiğini, dava konusu senetlerden dolayı Konya …. İcra Müdürlüğünün ….esas ve …. esas sayılı dosyalarından icra takibine başlanıldığını, davacı tarafından borcun icra dairesine ödendiğini, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı-borçlu ile dava dışı lehtar şirket arasındaki ilişkiyi bilemeyeceğini, ayrıca kıymetli evrak hukukunda şahsi defi niteliğindeki davacının iddialarının iyiniyetli 3. kişi konumundaki müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, lehtar şirketin müvekkili bankaya karşı ileri sürebileceği defiyi keşideci davacının ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; 6102 sayılı TTK m. 687 uyarınca davacı keşidecinin dava dışı lehtar ile kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ilerini davalı yetkili hamile karşı ileri sürebilmesi için davalı bankanın bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini ispatlaması gerektiği, davacının bu hususu usulüne uygun ispat vasıtalarıyla ispat edemediği, banka yetkilisinin kendisine teklif olunan yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, İİK 72. Maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle de davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla müvekkilinin ne davalı bankaya ne de …………. Şti’ne borcunun bulunmadığını, müvekkilinin ihbar olunan şirketten yıl içinde faturalar karşılığında mal almış ve bu fatura karşılıklarını da ödemiş olduğunu, müvekkilinin gerek ticari defterlerindeki kayıtlarlar gerekse de kredi kartı dokümanlarıyla da bu ödemeyi ispatladığını, davaya konu senetlerin bir alacak karşılığı bulunmadığını, haklı muaccel bir alacaktan bahsedilmesinin imkanını bulunmadığını, davalı bankanın ihbar olunan şirket konkordato ilan etmesi nedeniyle işlem yapamadığı için kötü niyetli olarak müvekkiline takip yaptığını, her ne kadar senet illetten mücerret olarak kabul edilse de neticede bir ticari alım satım vasıtası olduğundan, alacaklı olduğunu iddia eden firma da banka olduğundan senetle ilişkiyi ispatla mükellef olduğunu, bononda düzenleme yeri bulunmadığından şekle aykırılıktan dolayı bononun geçersizliğinin ciro edilen davalıya da ileri sürülebileceğini, dava konusu senetlerin şekil eksikliği nedeniyle geçersiz olduğunu, kişisel nitelik taşıyan birtakım defilerin senedin devralanı korumayı gerektirmeyen bir yol ile devredildiği bazı hallerde de devralana karşı ileri sürülmesi gerektiğini, senetlerin vade tarihlerinden sonra 1 yıldan fazla ciro edilen bankanın elinde tutulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve cironun vade tarihinden sonra yapıldığını gösterdiğini, vadeden sonra yapılan bir cironun, ancak alacağın temliki hükmünde tutulacağını ve böyle bir temlikin neticelerini doğuracağını, düzenleme tarihleri aynı 2 adet senedin olması ve aralarında bir ay olan farklı vade tarihlerinin bu ödemelerin taksit ile yapıldığını gösterdiğini taksitli ödemelerde ise senedin nama yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenlerle kişisel defilerin sonraki hamile karşı ileri sürülemeyeceği tespitinin hatalı olduğunu, Yargıtay kararları gereğince de geçersizlik ve ödeme defi ciranta davalının bankaya ileri sürebileceğinden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre dava konusu senetlerde davalının senedi ciro yoluyla devralan hamil konumunda olduğu, davacının senedin önceki hamili olan dava dışı …………..’ye karşı ileri sürebileceği defileri davalı bankaya karşı ileri sürebilmesi için davalının senetleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini ispatlaması gerektiği, dosya kapsamında davalının bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini gösteren herhangi bir delil olmadığı, davalı tarafın kendisine teklif edilen yemini eda ettiği, buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı taraf istinaf dilekçesinde dava konusu senetlerde düzenleme yerinin bulunmadığını ileri sürmüşse de TTK 672/4. Maddesi gereğince düzenleyenin adı yanında gösterilen yer düzenleme yeri sayılacağından ve dava konusu senetlerde düzenleyenin adı yanında “Çay” ibaresine yer verildiğinden senetlerde düzenleme yerinin bulunduğu, buna göre davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır