Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/655 E. 2023/1730 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1- … – T.C Kimlik No: …
: 2-
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI/ MÜTEVEFFA : 3- … (28/09/2020 tarihinde vefat etmiştir)
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
YAZIM TARİHİ : 26/09/2023
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 17/02/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı bir kısım davalıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07/02/2017 ve 18/02/2017 tarihleri arasında yapılan sözleşmeler gereği 03/03/2017 tarihinde tüm malzemelerin teslim edileceğine dair anlaşıldığını, davacının bu anlaşmalar gereği Finansbank A.Ş’nin …. seri nolu 25/08/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine yazılı 30.000,00 TL bedelli çek, Halkbank’ın …. nolu 30/09/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine yazılı 12.000,00 TL bedelli çek, Halkbank’ın …. nolu 30/11/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine yazılı 17.000,00 TL bedelli çek ve Finansbank A.Ş’nin …. nolu 24/10/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş 15.000,00 TL bedelli hamiline yazılı 4 adet çeki davalılara verdiğini, davalıların davacıyı oyalama amaçlı teslim edilmesi gereken malzemelerin az bir kısmını teslim ettiğini ve teslim edilen az miktardaki malzemenin de bir kısmının ayıplı çıktığını, bir kısmının ise aliud teslim niteliğinde anlaşmaya uygun olmayan malzemeler olduğunu, davacıya yalnızca toplam 10.447,72 TL lik malzeme teslim aldığını, malzemelerin teslim tarihinin 03/03/2017 olarak taraflar arasında kararlaştırıldığını, bu sebeple ihtara gerek olmaksızın davalı tarafın temerrüde düştüğünü, davalı tarafın malzemeleri teslim etmediğini, dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığını, davalıların mal teslimini ispatlamakla mükellef olduklarını ileri sürerek kambiyo borcunu ödemekle yükümlü olmadığının tespitine, bedelsiz kalmaları sebebiyle dava konusu çeklerin kendilerine iadesine karar verilmesini talep dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların ikametgah adreslerinin Konya olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin Konya olduğunu, öncelikle yetkili mahkemelerin Konya Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacı ile davalılardan … arasında ticari ilişkinin bulunduğunun doğru olduğunu, diğer davalılar ile ticari ilişki bulunmadığını, “……” unvanlı işletme sahibi olan davacının, “……” unvanlı işletme sahibi olan, davalı …’ den bir takım malzemeler satın almak istediğini, malzemelerin bir kısmının davacıya “…” şirketi (ambar) vasıtasıyla gönderilerek teslim edildiğini, kalan malzemelerin bir kısmının temin edilmesi, bir kısmının da imal edilmesi çalışmaları devam ederken, 03.03.2017 tarihinden önce davacının bir kaç kez sipariş ettiği malzemelerin bir kısmının niteliklerini, bir kısmının da adedini değiştirmek ve bir kısım ilave malzemeler sipariş etmek suretiyle yeni siparişler verdiğini, bütün bu hususların, davalı …’nin ticari defter, belge ve kayıtları ile whatsapp üzerinden yapılan görüşmelerle sabit olduğunu, dolayısıyla davacı, ilk anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesine yönelik talebinden (icaptan) vazgeçerek yeni ve ilave taleplerde bulunduğundan, davalıların (satıcının) herhangi bir temerrüdünden söz edilemeyeceğini, davacının siparişlerini bir kaç defa değiştirmesinden sonra, davacı ile davalı … arasında son halini alan siparişlere uygun şekilde, bir kısmı temin edilen, bir kısmı da imal edilen malzemelerin tamamının, eksiksiz olarak, belli aralıklarla bir kısmı “…t” şirketi (ambar) vasıtasıyla, bir kısmının da doğrudan davacının işyerinde davacıya ve çalışanlarına teslim edildiğini, davacının, malzemelerin bir kısmının ayıplı çıktığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafça herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, davacının müvekkilinden aldığı malzemeleri aylarca kullandıktan sonra malzeme bedelinin ödeneceği tarih yaklaşınca ayıp iddiasında bulunarak haksız kazanç temin etmeye çalıştığını savunarak davanın reddine ve asıl alacak olan 74.000,00 TL’ nın % 20′ sinden az olmamak üzere takdir olunacak tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dava konusu edilen çeklerin davalılara teslim edildiği ve davalılar tarafından bu çeklerin cirolanarak üçüncü kişilere verildiği, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı ticari defterlerinde kayıtlı olan ve davacı kabulünde olan 339,25 TL bedelli, 3.776,00 TL bedelli, 75,52 TL bedelli, 1.663,80 TL bedelli ve 8.783,92 TL bedelli fatura içeriklerinin davacıya usulüne uygun şekilde teslim edildiği anlaşılmakla teslim edilen çek bedellerinden toplam fatura bedeli olan 14.638,49 TL’nin, davalılara teslim edilen toplam çek bedeli olan 74.000,00 TL’den mahsubu ile bakiye 59.361,51 TL miktarınca davacının, davalılara borçlu olmadığı takdir ve kanaatine varıldığı, dava konusu çeklerin tamamı davalıların ciroları ile çekler üçüncü kişilere teslim edildiğinden ve sair ciro sahipleri davalı olmadığından, çeklerin davalılar nezdinde bulunduğunda dair herhangi bir delil sunulmadığından çek istirdat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; Finansbank A.Ş.’nin….. seri no’lu 25/08/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine 30.000 TL bedelli çek; Halkbank’ın ….. no’lu 30/09/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine 12.000 TL bedelli çek ile yine Halkbank’ın …., no’lu 30/11/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş … emrine 17.000 TL bedelli çek; Finansbank A.Ş.’nin …… seri no’lu 24/10/2017 keşide tarihli … tarafından keşide edilmiş 15.000 TL bedelli hamiline (Sonrasında … adına düzenlenen ve cirolanan) düzenlenen çekler dolayısıyla davalılara 59.361,51 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava konusu çekler dava dışı kişiler elinde bulunduğundan çek iade taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava, davacının davalılara verdiği 4 adet çek sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi bir çekin keşidecisi, bu çek sebebiyle borçlu olmadığını iddia ettiği taktirde, bu iddiasını hukuken kabul edilebilir yeterlilik ve nitelikteki “yazılı belge” ile ispat etmek zorunda olduğunu, ancak davacının böyle bir yazılı belgeden söz etmediğini, bir an için aksi düşünülse bile davacı ile davalılardan … arasında ticari ilişkinin bulunduğunun hem bilirkişi raporu hem de dosyadaki beyanlarla doğrulandığını, davacının, dava konusu 4 adet çeki ticari defterlerine tek taraflı olarak, sanki …’den aldığı malların bedeliymiş gibi kaydettiğini, oysa, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan faturaların bedelleri toplamı ile bahsi geçen çeklerin bedelleri toplamının birbirini tutmadığını, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararın 4.sayfasında fatura içeriğinin davacıya usulüne uygun şekilde teslim edildiği kanaatine varılmış olmasına rağmen hemen altındaki paragrafta “…teslime ilişkin ispat külfeti davalı üzerinde olduğundan ve teslime dair tanık beyanlarını destekler mahiyette, davacının imzasının bulunduğu yazılı herhangi bir delil sunulmadığından bu yöndeki savunmalara ve tanık beyanlarına itibar edilmemiştir…” denilmek suretiyle kendi içinde çelişkiye düştüğünü, yerel mahkemece; aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı bilirkişi raporuyla da tespit edilen … ve … lehine düzenlenen 30.000,00 TL ve 15.000,00 TL’lik iki adet çek ile gerekçeli kararda bahsi geçen, davalı …’nin düzenlediği faturalar arasında, hukuken kabul edilebilir şekilde herhangi bir “illiyet bağı” bulunmadığı halde, “dava konusu çeklerin aynı ticari iş kapsamında ayrı ayrı davalılara teslim edildiği ve aksi yöndeki savunmalara itibar edilmediği” yönündeki değerlendirmenin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, bir an için aksi düşünülse bile; davacının iddialarını, hukuken kabul edilebilir nitelikte delillerle ispat ettiğinden de söz edilemeyeceğini, dolayısıyla, ilk derece mahkemesinin kararının, … ve … yönünden kabul edilebilir bir yönü bulunmadığını, öte yandan; tarafların tacir olmadıklarını, davacının satın aldığı malların ayıplı olduğunu, mallar karşılığında verdiği çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin kendisine iadesine karar verilmesini talep ettiği nazara alındığında, işbu davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu , bir an için aksi düşünülse bile Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu sabit olup, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından “görevsizlik” kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davalılardan …’nin 28/09/2020 traihinde vefat ettiği, …’nin mirasçılarından ……., …….. ve ……’nın Serik …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin Esas, Karar sayılı kararı ile muris …’nin mirasını reddettikleri, mahkemece yargılamaya mirası reddetmeyen … yönünden devam edildiği, mirası reddeden mirasçılarının taraf sıfatlarının taraf sıfatlarının UYAP’tan silindiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Mirasçılardan biri tarafından ret” başlıklı 611 inci maddesinin birinci fıkrası, “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.” hükmünü haizdir. Her ne kadar … dışındaki mirasçılar tarafından mirasın reddi kararı dosyaya sunulmuşsa da, mirası reddeden mirasçıların yerine hak sahiplerinin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/3611 Esas, 2023/280 Karar sayılı kararı) Mahkemece bir kısım mirasçılar tarafından yapılan mirasın reddi işlemi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 611 inci maddesi kapsamında değerlendirilip tartışılmadan, taraf teşkili konusu göz önüne alınmadan, sadece mirası reddetmeyen mirasçının davayı takibiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle davalıların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalıların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2022 tarih …. Esas …… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yatırılan 1.013,75‬ TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır