Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/652 E. 2023/1729 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2022
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI : .
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/09/2023
YAZIM TARİHİ : 26/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ipotek davasında 01/03/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketin 20 yıla yakın Konya/İç Anadolu ana bayiliğini yaptığını, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin, uzun yıllardır devam etmesine rağmen yakın tarihlerde sona erdiğini, ihtarnameyle ipoteğin kaldırılmasını talep ettiklerini, ticari ilişki nedeniyle davalı lehine 2 adet ipotek verildiğini, ipoteklerin borç ipoteği olduğunu, davalı tarafa herhangi bir borçları olmadığından ipoteklerin dayanaksız kaldığını ve kaldırılması gerektiğini, tarafların ticari defter ve belgelerinin incelenmesi halinde ipoteğin kaldırılması koşullarının oluştuğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek Konya ili, …. ilçesi, … Mah. …. pafta … ada … ve …. nolu parsel sayılı taşınmazlardaki davalı adına kayıtlı …. Tapu Müdürlüğünün 21.10.2009 tarih …. yevmiye nolu işlemi ile tesis edilmiş bulunan ipoteklerin fekkine, bu ipotekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince yetkili mahkemenin Kütahya mahkemeleri olduğunu, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını, davacının vade farkı uygulaması kaynaklı olarak müvekkili şirkete borçlu olduğunu, davacı tarafından vade farkı faturalarına ilişkin olarak Kütahya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının her ne kadar dava dilekçesine birlikte bir kısım mutabakat yazıları paylaşmış ve müvekkili şirketin borçlu olduğunu kabul ettiğini iddia etmiş ise de taraflar arasında 31/12/2018 tarihine kadarki cari hesap kayıtlarına ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarının aksine, cari hesap ilişkisinde müvekkili şirketin kayıtlarına göre alacaklı olduğunu, ticari teamülün mevcut olduğunun kabul edilebilmesi için en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının itirazsız ödenmiş olması gerektiği hususunun Yargıtay uygulaması olduğunu, somut olayda ise taraflarınca bildirilen daha önce davacı tarafa da gönderilen ihtarname ile paylaşılan toplamda 5 adet faturanın itirazsız bir şekilde davacı tarafından ödenmesi neticesinde taraflar arasındaki ticari teamülün oluştuğunun şüphesiz olduğunu, sonuç olarak davacının sözleşmeye aykırı bir şekilde hareket etmesi neticesinde müvekkili şirket tarafından söz konusu dönemlerde muaccel hale gelen borçları vadesinde çek karşılığı ödememesi ve müvekkili şirket tarafından ilgili bağlantı dönemine ilişkin duyurulan ve davacı ile mutabık kalınan vade dönem sirkülerindeki vade tarihine aykırı olarak borcu ötelemesi sebebiyle müvekkili şirket tarafından kesilen ve uyuşmazlığa konu ……. seri numaralı 24/10/2019 tarihli KDV dahil 905.846,67 TL. bedelli, yine …….seri numaralı 24/10/2019 tarihli KDV dahil 475.146,67 TL. bedelli vade farkı faturalarının borçlusu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Davalının 22/10/2021 tarihli dilekçesiyle davacının aktif ehliyetinin bulunmadığını beyan ettiği, Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 2019/2620 esas 2021/4237 karar sayılı ilamında “İpoteğin kaldırılması, ancak üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın kayıt maliki tarafından talep edilebilir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu taşınmaz üzerinde malik olmayan davacı banka tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilemeyeceğinden, açılan davanın aktif husumet bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denildiği, Somut olayda; davacı tarafından ipoteğin fekki talebinde bulunulduğu, Türk Medeni Kanunu 883. Maddesi kapsamında ipoteğin fekki davasının taşınmazın malikleri tarafından açabileceği ve …. Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kayıtlarına göre davacının davaya konu ipotek bulunan taşınmazın maliki olmadığı, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı. gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında gerekçe olarak davacının tapu maliki olmadığını dayanak yaptığını, kararın ve karara dayanak görüşün hukuki olmadığını, davacının ipotek borçlusu olduğunu, yerel mahkemenin ipotek borçlusunun ipoteğin fekkini talep edemeyeceğini, sadece tapu malikinin talep edebileceğini söylediğini, bunun yasal dayanağın ne olduğu sorucunun cevabının kararda cevabı bulunmadığını, ipotek borçlusunun ipoteğin fekkini talep edememesi halinde hem ipotek alacaklısına, hem de üçüncü şahsa mahkum kalacağını, tapu kayıtlarına göre taşınmaz maliki olarak dava dışı üçüncü şahıs ……..Şti.’nin malik olarak gözüktüğünü, davaya konu …… yevmiye nolu ipotek kaydının olduğunun açıkça ortada olduğunu, bir başka deyişle üçüncü kişinin, davacı müvekkili lehine ipotek vermiş gözüktüğünü, eldeki davanın mevcut ipotekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile fekkine ilişkin olduğunu, bir başka açıdan davanın borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğunu, menfi tespit davasının “borçlular” tarafındna açılabileceğinin mahkemenin bilgi ve tecrübesi dahilinde olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda davacının, davalı ile yapılan sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davalıya sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir borçlarının kalmadığını, bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan borçların temini için verilen ipoteklerin dayanaksız kaldığını ileri sürerek ipotek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini ve ipoteğin fekkini talep ettiği, üzerine ipotek konulan taşınmazların dava dışı …..A.Ş adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda daha önceden kredi ilişkisinin teminatı için ipotek temin eden asıl borçlunun bu borç sona erince ipotekli taşınmazın maliki olsun ya da olmasın fekkini talep etmede hukuki yararının ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2022/6219 Esas, 2022/3500 Karar sayılı kararı) Mahkemece davacının hukuki yararının ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu gözetilerek Kütahya …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği hususu değerlendirilip davacının gösterdiği tüm delillerin eksiksiz toplanarak dava konusu ipotekten kaynaklanan borcun kalıp kalmadığının tespitinden sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarih … Esas ……. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır