Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/645 E. 2022/1430 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ : 24/03/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
Av. … & Av. …
İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1- … – (T.C Kimlik No: …)
2- … – (T.C Kimlik No: … )
3- … – (T.C Kimlik No: … )
4- … .A.Ş
5- …
6- …
7- … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin
Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/03/2022 tarihinde tesis edilen ek karara karşı davalıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Banka ile davalılar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların bir kısmının bu sözleşmeyi asıl borçlu, bir kısmını ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşmeye ilişkin kredi borcunun ödenmemesi üzerine, davacı Banka tarafından hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, kat ihtarnamesine rağmen de borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ancak, davalıların itirazlarının haksız olduğunu beyan ederek, davalıların Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalılardan gerçek kişilerin eş rızalarının bulunmaması nedeniyle kefalet hükümlerinin geçerli olmadığını, aynı alacak nedeniyle Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E, … E. ve … E. sayılı icra takiplerinin de bulunduğunu, alacağın rehinle teminat altına alınıp, rehin bedelinin borcu karşılamaya yeterli olduğunu, 2004 s. İİK.’nın 45. maddesi gereğince ilamsız icra takibi yapılması şartlarının oluşmadığını, borçlu şirketlerden dava dışı … şirketinin açtığı konkordato dosyasında davacı bankanın alacağını tahsil aşamasında olduğunu, bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine ve davacı bankanın %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”…Davacı bankanın alacağı 14.542.118,78 TL. ise de; icra takibinde 11.015.391,79 TL. istenilmesi ve talepten fazlaya karar verilemeyecek olması nedeniyle, davacının davasının icra takip talebinde istenilen toplam 11.015.391,79 TL. üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Yargıtay 19. HD.nin 30/05/2018 gün ve 2016/18763 E. 2018/3099 K. sayılı emsal içtihadına göre, “Takibe konu alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda alacak likit ve belirlenebilir olduğundan hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi takibe konu BSMV alacağı ile ilgili olarak da istemine reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” Hükmedilen alacağın miktarı belirli (ve belirlenebilir) olup, yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadında da belirtildiği üzere bu haliyle likit olduğundan, Yargıtay 19. HD. nin 16.10.2008 gün ve 2008/ 5336 E. 2008/ 9670 K. emsal içtihadı gereğince davalı tarafın sadece asıl alacak üzerinden değil, hükmedilen meblağ üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve Yargıtay 19. HD. nin 10.02.2005 gün ve 2004/ 8013 E. 2005/ 1022 K. sayılı emsal içtihadına göre de, dava açılmasında harçlandırılmayan icra inkar tazminatı, harç ve davacı yararına vekalet ücreti takdirinde dava değerine dahil edilmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulumuştur.” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davalılar … A.Ş., … A.Ş., …, …, …, … . A.Ş. ile …’ın Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptıkları İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN (aynen) DEVAMINA, asıl alacak olan 11.010.849,26 TL.’ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 32,76 oranında gecikme cezası ve BSMV’sinin uygulanmasına, hükmedilen 11.015.391,79 TL.’nin %20’si olan 2.203.078,36 TL. icra inkar tazminatının bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerine usulüne uygun hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilmesinin dava şartı olduğunu, kefil müvekkilleri yönünden borcun faizine ve hesap kat ihtarnamelerinin tebliğine karşı yapmış oldukları itiraz yerel mahkemece kısa kararda değerlendirildiğini, ancak gerekçeli kararda usul ve yasaya aykırı olarak bahsedilmediğini, bu itibarla gerekçeli kararla kısa karar arasında çelişki bulunduğunu, yerel mahkemenin eksik inceleme yaptığını, davaya sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde kefil müvekkilleri yönünden gönderilen hesap kat ihtarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiği bu sebeple gönderilen ihtarnamelerin yok hükmünde olduğunun belirtildiğini, müvekkilleri tarafından icra dosyasına yapılan itirazda haklı olduklarını, gerekçeli kararda sonradan oluştuğu bildirilen şartlar başlangıçtaki itirazlarındaki haklılıklarının göstergesi olup takibin iptali gerekirken bir de icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin ilamsız takibe itiraz etmiş olması alacaklının alacağına kavuşmasına engel olmadığından bir de inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında müvekkillerinin ana para borcunun 13.575.898,05 TL olarak hesaplandığını, usulsüz olarak tebliğ olunan hesap kat ihtarnamesinde bildirilen toplam borç miktarı olarak 19.056.729,88 TL bildirildiği işbu dosyada taraflarınca görüldüğünü, tüm takiplerde istenilen alacaklar iddia olunan tek bir alacağın banka tarafından ayrı ayrı 4 farklı takiple toplamda 55.747.540,40 TL takip başlatıldığını, müvekkilleri yönünden 11 milyonluk borç için 55 milyonluk takibe itirazında haklı olduklarını, icra inkar tazminatı hesaplanmasında feriler dikkate alınmaması gerektiğini, yine müvekkillerinin hesaplarında da görüleceği kefillilkleri ve ticari hayatlarının mahvı nedeniyle pek çok banka tarafından aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, yaklaşık 100.000.000,00 TL tutarında borca battıklarını müvekkillerin işbu davanın meblağı da göz önünde bulundurulduğunda yargılama giderlerini ve harçlarını ödeyecek durumları olmadığını beyanla adli yardım taleplerinin kabulü ile davanın reddine, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; “…Davalılar vekilinin adli yardım talepli istinaf başvurusunun Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 19/11/2021 tarihli ilamı ile reddedilmesi üzerine harçların tamamlatılması için dosya mahkememize gönderilmiş olup, mahkememizce davalılar vekiline eksik istinaf harçlarının yatırılması için 11/03/2022 tarihli muhtıra gönderildiği, ilgili muhtıranın davalılar vekiline 16/03/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen eksik istinaf harçlarının süresi içerisinde mahkeme veznesine yatırılmadığı anlaşılmakla, davalıların istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle HMK.nın 344. Maddesi gereğince davalılar …, …, …, …, … A.Ş, …A.Ş. ve …A.Ş.’nin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiştir.
EK KARARIN İSTİNAFI : Davalılar vekili 02/08/2021 tarihli istinaf dilekçesini tekrarla; müvekkillerinin işbu davanın meblağı göz alındığında yargılama giderlerini ve harçlarını ödeyecek durumları olmadığını, taşınmaz, araç, sgk sorgulamaları e-devlet üzerinden yapılmış ve çalışmalarının olmadığı dolayısıyla bir gelirlerinin olmadığı ortaya konulmakla birlikte, icra dosyalarının sunulmasının amacı ise müvekkilerinin acze düştüklerinin en açık ispatı olduğunu, taraflarınca salt icra dosyası bilgileri ve beyannameler değil müvekkillerinin araç sorgulama ekranı, taşınmazı olan müvekkillerin ise tapu takyidatları sunulmuş olmakla birlikte, 4a-4b kayıtları da başvuruları ekinde yer aldığını, eksik incelemeyle salt icra dosyası ve vergi beyannamesi ibraz ettiklerini, müvekkilinin aciz halini ispatlayıcı bilgi ve belgeler göz ardı edildiğini, müvekkilerinin mahkemece de görüleceği üzere faaliyet gösterdikleri tüzel kişilikler ve şahsi kefaletleri nedeniyle açıkca acze düştükleri ortadayken dar bir yorumla müvekkillerin aciz halinin ispatlanmadığı gerekçesinin hukuken kabul edilemez nitelikte olduğunu müvekkili üzerine kayıtlı hiçbir taşınmaz ve araç da bulunmadığını zaten potansiyel vergi mükellefi olması dolayısıyla acze düştüğünü beyan ederek 24/03/2022 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya istinaf incelemesi için dairemizde iken davacı vekilinin Uyap üzerinden e-imzalı olarak ilk derece mahkemesine gönderdiği 28/06/2022 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini bildirdiği, davacının feragat dilekçesinin Uyap üzerinden ilk derece mahkemesince dairemize gönderildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalılar vekilinin de Uyap üzerinden e-imzalı olarak dairemize gönderdiği dilekçesinde davacının davasından feragat ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.
HMK’nın 310. maddesi gereğince karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkün olduğundan ve dairemizce henüz davalıların istinafı esastan incelenip karara bağlanmadığından; davacının feragat beyanı nazara alınarak ilk derece mahkemesi ek karar ve asıl kararının kaldırılması ve HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurularak feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının feragat beyanı nazara alınarak davalıların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, … Esas … Karar sayılı ek kararı ile 23/06/2021 tarih, … Esas … Karar sayılı asıl kararının AYRI AYRI KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar vekilinin beyanı nazara alınarak davalılar üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan toplam 132.987,6‬0 TL peşin harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 132.906,9‬0 TL harcın karar kesinleştiğnde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana tarafa iadesine,
C) İlk derece mahkemesince davalılardan tahsiline karar verilen bakiye karar harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
D)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
E)Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 29/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç