Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/643 E. 2023/1645 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : Esas -Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
YAZIM TARİHİ : 18/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 17/02/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketin davalı şirkete ait gıda markası olan Torku ürünlerini Iğdır ilinde bayiliğini almak için anlaştıklarını, aralarında bayilik sözleşmesi imzalayarak bu bayilik ve dağıtım işini yaptıklarını, tarafların sözleşme edimlerini yerine getirdiklerini, 01/11/2018 tarihinde müvekkili şirketin davalı şirkete tabi markanın bayiliğini bıraktığını ve sözleşmeyi sonlandırdığını, buna rağmen davalı şirket müvekkili şirketin hesabından promosyon farkı adı altında sözleşmede yer almamasına rağmen 164.635,18 TL meblağı fatura ederek tahsil ettiğini, söz konusu … seri numaralı 25/04/2018 tarihli fatura içeriğinde yazılı borcun müvekkiline ait olmayıp tamamen farazi hesaplanan ve haksız olarak müvekkilinden tahsil edilen bir miktar olduğunu, sözkonusu promosyon ürünlerinin müvekkiline davalı şirket tarafından ürünlerin tanıtımı amacıyla ücretsiz dağıtılması için gönderildiğini, herhangi bir bedeli bulunmadığını, bu ürünlerin dağıtımından müvekkilinin herhangi bir kazancı olmadığını, bu ürünler için faturalandırma yapılmasının mümkün olmadığını, söz konusu haksız kesintinin müvekkili tarafından Iğdır .. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini ve haksız yapılan kesintinin geriye ödenmesinin istenildiğini, davalı şirketin Konya .. Noterliğinin .. yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile ihtarnameyi kabul etmediklerini belirtiklerini, arabulucu huzurunda yapılan görüşmelerde davalı şirket ile hiç bir şekilde anlaşama sağlanamadığını ileri sürerek müvekkilinden tahsil edilen 164.635,18 TL bedelin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere haksız kesinti tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 25. maddesinde ihtilafların çözümünde Konya Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacının davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında talep edilen bedelin ödenmesine müteakip taraflar arasında ibralaşma yapıldığını ve davacının bu bedeli kabul ederek ibraname imzaladığını, bu nedenle öncelikle bu durumdan dolayı davanın esastan reddini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirketin güvenini kötüye kullandığını, sanal kayıtlar ile müvekkili şirketi dolandırarak haksız kazanç elde ettiğini, bu durumun müvekkili şirket bünyesinde soruşturulduğunu ve davacının usulsüzlükler yaparak promosyon hakediş faturaları düzenleyerek bu bedelleri müvekkili şirket hesabından, yani borçlarından düşülmek suretiyle aldığının tespit edildiğini, davacının usulsüz olarak aldığı bedelleri kendi rızası ile müvekkiline iade ettiğini, ancak sonradan bu davayı açtığını, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Taraflar arasında akdedilen 20/11/2016 tarihli Bayilik Sözleşmesinin 01/11/2018 tarihinde sonlandırıldığı, bayilik sözleşmesinin varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri noktasında taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın bayilik sözleşmesi sona erdikten sonra davacının, taraflar arasında akdedilen sözleşmesinin 20. Maddesi gereğince davacıya haksız ödendiği anlaşılan promosyon ödemelerinin dava konusu da olan …. Seri Numaralı 25/04/2018 tarihli fatura ile tahsil edilmesi noktasında olduğu, ilgili sözleşmenin 4-e, 7, 9 ve 10. Maddeleri gereğince davacının, pazarlamaya konu ürünleri münhasıran davalıdan temin etmesi gerektiği, başka bir yolla rekabet halindeki firmalardan ya da davalıdan doğrudan veya dolayılı olarak temin eden başka tali bayi ya da gerçek veya tüzel kişilerden ürün teminin mümkün olmadığı, anılan sözleşmesinin 20. Maddesi gereğince davacının, davalıdan temin ettiği ürünlerin öngörülen satış hedeflerini karşılaması karşısında promosyona hak kazanacağı, anılan sözleşmenin 26. Maddesi gereğince taraflar arasında delil sözleşmesi akdedildiği, delil sözleşmesinin geçerli olduğu, dosya içerisinde yer alan 30/11/2020 tarihli Kök Bilirkişi Heyet Raporu, 07/04/2021 tarihli Ek Bilirkişi Heyet raporu ile 27/08/2021 tarihli bilirkişi heyet raporundan anlaşıldığı üzere davalının 01/01/2017-22/02/2018 tarihleri arasındaki stok miktarı, davacının, davalıdan yaptığı ürün alımları, stok sayım hareketleri, bayinin aynı dönem içindeki satışları nazara alındığında stok miktarından daha fazla ürün sattığı, stok miktarının suni olarak artırıldığı, gerçek miktardan çok daha fazla ürün stokunun suni olarak oluşturulduğu, bayi deposundaki gerçek stok miktarının üzerinde suni satış işlemleri gerçekleştirdiği, dolayısıyla promosyon hak edişlerinde gerçek miktarının üzerinde kazanım elde ettiği bir başka ifade ile davacının, doğrudan davalıdan temin etmediği ürünleri de davalıdan temin etmiş gibi satmak suretiyle haksız olarak promosyon ücreti adı altında haksız ödeme aldığı, nitekim dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporlarında da bu durumun teyit edildiği, bu durumun davalı tarafından tespiti üzerine dava konusu faturanın keşide edildiği, dosya içerisinde yer alan 21/09/2018 Tarihli Cari Mutabakat Mektupları ve ve yine aynı tarihli İbranameden, dava konusu fatura bedelinin ödenmesi akabinde tarafların 21/09/2018 tarihi itibariyle birbirlerinden herhangi bir alacak/borçlarının kalmadığı hususunda ibralaştıkları, davacının, herhangi bir alacağı olmadığı ve davalı tarafından fazladan herhangi bir ödeme alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporlarının tamamında davacı asile ait ticari kayıtlarda dava konusu faturaya rastlanılmadığının açıkça beyan edildiğini, ticari hayatta bilindiği üzere promosyonun ücretsiz olduğunu, davalının teslim edilmemesine rağmen tahsil ettiği çeklere dair tam tutarını da ayarlayarak promosyon ürün farkı ismini koyduğunu, bu durumun kabul edilemeyeceğini, davacı tarafa; bayiilik süresi boyunca promosyon adı altında herhangi bir ürün teslim edilmediği gibi, davalı şirketin ticari hayatı boyunca promosyon çalışmasının da olmadığını, bu durumun son ek bilirkişi kurulu raporu ile de sabit olduğunu, buna rağmen, davalı şirket; sanki promosyon ürün gönderilmiş gibi tek taraflı, haksız ve hukuksuz olarak promosyon farkı adı altında kesilen; 164.635,18 -TL tutarında ki faturaya istinaden, davacı müvekkiline ait TEB Bankası – …. Şubesi nezdinde yer alan; TR…nolu hesaptan altı adet çeki haksız olarak tahsil ettiğini, davacı asile ise bu rakam karşılığı olarak sipariş ettiği yeni ürünlerin daha sonra teslim edileceğinin beyan edildiğini, dava konusu bedelde olan ve davacı asile ait altı adet çekin; mal siparişleri için baştan, peşin olarak davalı tarafa ibraz edilen çekler olduğunu, davalı tarafça, davacıya herhangi bir mal gönderilmeden, fatura uydurularak haksız ve hukuksuz olarak tahsil edildiğini, ayrıca davacı tarafça davalı şirkete herhangi bir yetki verilmesinin söz konusu olmadığını, davalı tarafın davacının güncel siparişleri için kendisine teslim ettiği otuza yakın çekten altı adeti için davacı asilden habersiz ve promosyon ürün farkı adı altında fatura uydurularak haksız ve hukuksuz tahsilat yaptığını, akabinde de bayiilik sözleşmesini sona erdirdiğini, dosyaya sunulan son bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere davacı asile herhangi bir mal veyahut hizmet sunumu söz konusu olmadığını, davalı tarafın beyanlarında bu işlemlere gerekçe olarak promosyon ürünleri farkı için fatura edildiğini, değeri olmayan mallar için hesaplanmış bir bedel olduğunu, söz konusu ürünlerin davalı şirket tarafından bayiisine (-davacı tarafa-) tanıtım amacıyla ücretsiz dağıtması için verildiğini, bunların dağıtımında davacının kazanç elde etmediğini buna rağmen sonradan tanzim edildiğini ve bu sebeple de ödenmesi gerektiğini beyan ettiğini, bu keyfi tutum ve çelişki dolu beyanların, her türlü hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, kabul edilemeyeceğini, 12.04.2021 tarihinde tebliğ olunan ek bilirkişi raporunda gerekli araştırma yapılmadan dava konusu fatura bedelinden ”rızaen ödeme” diye bahsedilmesinin kabul edilebilir olmadığı gibi raporun gerekli araştırma yapılmadan tanzim edildiğinin bir göstergesi olduğunu, bu yönüyle raporun eksik olduğunu, dava konusu edinilen uyuşmazlıktan bağımsız bir duruma dair tanzim edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre taraflar arasında 21/09/2018 tarihinde ibraname imzalandığı, sözkonusu ibranamenin davacının iadesini talep ettiği … Seri Numaralı 25/04/2018 tarihli faturanın düzenlenme tarihinden sonra düzenlendiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 132 nci maddesinde yer alan “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” düzenlemesi gereğince ibranamenin borcu ortadan kaldıran sebeplerden olduğu, bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, buna göre davalı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır