Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/604 E. 2023/1689 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2022
NUMARASI : …….. Esas – …….. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 17/02/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dünyanın lider gözetim, denetim, test ve belgelendirme kuruluşu olduğunu, davacı şirketin müşterilerinin kendilerine hizmet sağlayacak tedarikçileri için görevlendirildiğini, davacının müşterilerin talep ettiği uluslararası standartlarda müşteri tedarikçisinin denetimini yerine getirdiğini, davalı şirketin denetim talebi üzerine davacı şirket tarafından teklif metni gönderildiğini ve davalı şirketin teklif metnini kabul ederek gözetim ve analizlerin yapılmasını istediğini, kabul edilmesinden sonra davacı şirketin denetimcisi tarafından denetim ve analiz sürecinin başladığını, verilen gözetim ve analiz hizmetlerine karşılık düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmediğini, ödenmeyen fatura alacağı üzerine Konya ….. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini, dava konusu hakkında arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını beyanla icra dosyasına yapılan 26.873,42 TL’lik itirazın iptaline, alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Ürdündeki yabancı bir şirkete yonca ihracatı yapmak üzere anlaştığını ve akreditif ile ödeme yöntemi üzerinde anlaştığını, yabancı şirketin müvekkilinden alacakları yoncalar ile ilgili bağımsız bir denetim şirketinin numune alarak rapor vermesini istediğini, müvekkili şirketin davacı şirketi arayarak işi yapıp yapamayacaklarını sorduğunu ve gerekli yazışmalardan sonra anlaşma sağlandığını, yükleme zamanında davacı şirketin numune alma şekillerinin hatalı olduğunun anlaşıldığını, davacı şirketin numuneleri hatalı olarak aldığı ve analiz işlemini de kendisinin yapmadığını, nutrilab isimli bir şirkete göndererek yaptırdığını, müvekkilinin davacı tarafından mağdur edildiğini, sözleşmenin gereğini yerine getirmeyen davacının talebinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya incelendiğinde taraflara arasında bir hizmet sözleşmesinin olduğu ve bu sözleşmeye her iki tarafında herhangi bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak taraflar arasındaki itilaf dava konusu davacının davaya ilişkin hizmeti yerine getirmesine rağmen davalı tarafın edimini yani sözleşmesini yerine getirmemesinden doğan bir davadır. Genel olarak incelendiğinde taraflar arasında borçlar Kanununa uygun bir sözleşmenin yapılmış olduğu, sözleşmenin şartlarının söz konusu sözleşmenin içeriğinde yer aldığı, davacının sözleşmeye istinaden edimlerini yerine getirdiği ancak sözleşmeye istinaden alacağını alamadığı iddiasıyla icra takibine giriştiği, davalı borçlunun da söz konusu borca ilişkin haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir.
Davalı taraf ise taraflar arasındaki sözleşmenin tam olarak yerine getirilmediği, bu nedenle söz konusu sözleşmenin geçersiz olduğu, bu nedenle davacıya herhangi bir borcunun olmadığını iddia ederek savunma yapmıştır. Yapılan incelemelerde alınan bilirkişi raporlarında ve dosyaya sunulan deliller incelendiğinde öncelikli olarak davalı tarafın iddia ettiği TBK yer alan ayıba ilişkin uygulamaların görüldüğü, davalı borçlunun yapılan sözleşmeye istinaden hizmetin yanlış verildiğine ilişkin ihtarnameler çektiği, tespitler yaptırdığı, dolayısıyla ayıba karşı tefekküle ilişkin hükümlerle ilgili bildirimleri yapmış olduğu anlaşılmış olup ayrıca yine BK 97.maddesine göre karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede ifasını isteminde bulunan tarafın kendi edimlerini yerine getirmesi şartının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği mahkememizce değerlendirilip bilirkişi incelemelerinde de tespit edildiği gibi davacının sözleşmeye istinaden numune alımlarında gerekli şartları yerine getirmediği, dolayısıyla yapılan işlemleri sıhhatli olarak gerçekleştirmediği, bu nedenle sözleşmeye dayalı ifasını tam olarak yerine getirmediği anlaşılmış olup yine Ticaret Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Tarım Bakanlığı ve ilgili birimlerin çıkarmış olduğu yönetmeliklere ve bu yönetmeliklerde gösterilen şekillerin ve kuralların uygulanmadığı anlaşıldığından, aynı zamanda borcun ifasında özen gösterilmemesi nedeniyle davacının yukarıda ilgili maddede belirttiğimiz üzere kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmediği….” gerekçesiyle davacının davasının reddine, davalı tarafından talep edilmeyen icra inkar tazminatı hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket Tarım Ve Orman Bakanlığı ile Biyogüvenlik Mevzuatına uygun şekilde gerekli gözetim, analiz ve belgelendirmeyi gerçekleştirmiş olup bu hususun yargılama sürecinde ispatlandığını, bu sebeple yerel mahkemenin müvekkili şirketin mevzuata aykırı işlemler gerçekleştirdiği tespitinin tamamen hatalı olduğunu, elle numune alımı analize konu ürünün yapısı itibari ile en sağlıklı ve en doğru neticeye ulaşılmasını sağlayacak olan numune alım yöntemi olduğunu, davalı taraf yalnızca analize konu ürünlerin beklediği protein değerine haiz olmaması nedeni ile gerçeğe aykırı şekilde müvekkili şirketin edimini gereği gibi ifa etmediğini iddia ettiğini ve ayıp iddiasında bulunduğunu, oysa analiz sonuçları elde edilinceye dek geçen ve birden fazla tarih ve lokasyonda davalının nezaretinde numune alımını içeren süreçlerde, davalının numune alım yöntemi ile ilgili hiçbir itiraz veya müdahalesinin söz konusu olmadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları teknik incelemeden uzak ve denetime elverişsiz olmalarına rağmen yerel mahkeme yeni bir heyetten rapor alınması yönündeki ısrarlı taleplerini hiçbir gerekçeye dayanmayarak reddettiğini, ayrıca yerel mahkeme tanık beyanlarını dikkate almadığından gerek usul gerekse esas bakımından eksik ve hatalı değerlendirme yaptığını, eurotest firması tarafından nasıl ve ne şartlarda düzenlendiği belirsiz analiz raporlarının itibar edilebilecek nitelikte olup olmadığının tespiti yapılması gerekirken yerel mahkemece işbu tespitin yapılmasından kaçınıldığını, açıklanan nedenlerle; dosyaya sunulan deliller ve özellikle bilirkişi raporlarına yönelik itirazların tamamı incelenmeksizin, yeni bir bilirkişi heyeti tayin etmeme hususunda gerekçesiz ve ısrarlı bir yaklaşım içerisine girilmek suretiyle eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunun esas alınarak hukuka, yasalara ve yerleşik içtihatlara aykırı bir şekilde davanın reddine karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İspat yükü ile ilgili genel kuralı düzenleyen TMK’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
İlk derece mahkemesince alınan 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Yemlerin Resmi Kontrolü için Numune Alma ve Analiz Metotlarına Dair Yönetmelik; Yemlerin resmi kontrolünde yemin bileşiminin, katkı maddelerinin ve istenmeyen maddelerin tespiti için numune alma Metotlarını belirlemektedir. Bu yönetmelikte Laboratuvar numunesi; Laboratuvara gönderilmek üzere hazırlanan ve nihai, azaltılmış veya paçal numuneyi, Birincil numune: Numune alınan kısmın bir noktasından alınan miktarı, Paçal numune: Numune alınan kısımdan alınan birincil numunelerin birleştirilmesi ve homojen olarak karıştırılması ile elde edilen numuneyi, Nihai numune: Azaltılmış numunenin veya paçal numunenin bir kısmı olarak tanımlanmaktadır. Temsili numune alınmasının amacı bir partiden küçük bir kısım elde etmek, bunu yaparken de bu kısmın özelliğinin partinin söz konusu özelliği bakımından ortalama değere sahip olmasına dikkat etmektir. Partinin içerisinden numune alınması partideki farklı noktalardan tekrarlı biçimde birincil numune alınması yoluyla olur. Birincil numuneler numune alınacak kısmın tamamını temsil edecek şekilde rastgele alınmalı ve yaklaşık olarak aynı büyüklükte olmalıdır. Birincil numune büyüklüğü düşük özgül ağırlığa sahip kaba yem için her birinde en az 25 gram olmalıdır. Söz konusu birincil numuneler, temsili bölme yoluyla temsili nihai numunelerin hazırlanacağı toplu bir paçal numune oluşturmak üzere karıştırılarak bir araya getirilir. Numune alınan kısmın/partinin büyüklüğüne göre ilgili yönetmelikte belirlenen sayı kadar birincil numune alınır. Birincil numuneler birleştirilerek kaba yem için 4 kg kadar paçal numune hazırlanır. Paçal numuneden de 500 gr kadar nihai numune hazırlanır uygun bir kaba konur ve analiz yapılmak üzere yetkili laboratuvara gönderilir. Dosyada bulunan bilgilerden kaç adet birincil numune alındığı, nasıl paçal numune yapıldığı ve nihai numune miktarı ile ilgili kesin bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca davacı ve davalı beyanlarında yukarıda belirtildiği ve olması gerektiği şekilde numune alındığına dair de ifade bulunmamaktadır.
Numune alma aracı numune alınacak ürünleri kontamine etmeyecek maddelerden yapılmış olmalıdır. Numune alma araçları birden fazla kullanılması gerekiyorsa ise çapraz kontaminasyonun önlenmesi amacıyla temizliği kolay olmalıdır. Katı yemden (kuru ot yorca balyası ) numune alınması için önerilen araç; uzun ayrık veya bölümlere sahip numune alma sondasıdır. Numune alma sondasının boyutları numune alınan kısmın özellikleri (konteynir derinliği, çuval boyutları vb.) ve yemin parçacık büyüklüğüne uygun olmalıdır. Kaba yem kuru ot yonca balyasında sonda kullanılmasının önemi temsili numune alınması için en doğru yöntem olmasından dolayıdır. Fakat dosyada görülen fotoğraflarda, tutanaklarda ve beyanlarda numune alımlarında sonda kullanılmadığı sadece elle numune alındığı görülmektedir. Elle numune balyanın dışından alınmış fotoğraf görüntüleri mevcuttur. Balyanın dışı genelde protein değeri daha düşük saplardan oluşacağı için doğru bir numune alma yöntemi değildir. Yonca bitkisinde protein oranı bakımından en değerli unsurları yapraklardır. İnce saplı ve bol yapraklı yoncaların ham protein değerleri daha yüksek çıkmaktadır. Az yapraklı yoncanın ot değeri çok düşer. Ayrıca ham protein değerlerinde yoncanın ne zaman hasat edildiği de önemlidir. Bu yüzden Ürdünlü alıcı 2.hasattan ürünü kabul edeceğini anlaşmada açıkça belirtmiştir. Balyanın içinden sonda ile birçok birincil numune alınması, bunlardan paçal numune yapılması ve buradan nihai numune yapılarak gerçek ham protein analizinin yapılması gerekirdi. Dosyada davalı tarafından eklenen sonda ile yonca balyasından numune alınan videolar bulunmaktadır. Doğru olan yöntem dosya ekinde bulunan videoda görüldüğü gibi sonda ile birincil numunelerin alınması şeklinde olmalıdır. Fakat birinci numune sayısı yeterli sayıda olmalı, akabinde paçal numune ve 500 gr’ lık nihai numune elde edilerek ve uygun bir kaba konularak analize gönderilmesi gerekirdi. Numune doğru şekilde alınmadığı takdirde farklı yerlerde analize tabi tutulsa dahi çıkan sonuçlar ürünün gerçek ham protein değerini yansıtmayacaktır…” hususunun belirtildiği, bu nedenle davacı tarafından verilen hizmetin ayıplı olmasından dolayı davacının bedel talep edemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

A.G