Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/589 E. 2023/1599 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : -…..Esas – …… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : 1
: 2-
VEKİLİ :
İSTİNAF EDEN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
YAZIM TARİHİ : 13/09/2023
Davacılar tarafından, davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 22/09/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında Konya …. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyası ile kredi sözleşmesine kefil olarak imzalarının bulunması nedeniyle ilamsız takip başlatıldığını, bu borç nedeniyle müvekkili …’ın hissedar olduğu Aksaray ili Eskil ilçesinde bulunan taşınmazın satışının sağlandığını, müvekkillerinin borca konu sözleşmede kefil limitlerinin 35.000,00 TL olduğu halde bu miktarın çok daha fazlasına karşılık gelecek şekilde gayrimenkul satış işlemi yapıldığını, müvekkillerinden …’in okuma yazma bilmediği halde sözleşmede okuma yazma biliyormuş gibi imzasının bulunduğunu, sözleşmeden haberdar olmadığını, bu imzanın müvekkiline ait olmadığını bu haliyle sözleşmenin hükümsüz olduğunu, kredi sözleşmesinin sahte ve usulsüz olmasına ilişkin Konya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile açılan davanın devam ettiğini beyanla takibin müvekkilleri lehine durdurulmasına, borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davaya konu icra takibinin iptaline yönelik Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile açmış oldukları davanın reddine karar verildiğini, yine aynı hususta Eskil İcra Hukuk Mahkemesine açılan ihalenin feshine ilişkin davanın da reddedildiğini, aynı hususta mahkemeye açılan davanın zaman kazanmak amaçlı olduğunu, davacının iddialarının hukuki yarar ve menfaatten yoksun olduğunu, davacının iddialarını ispatla yükümlü olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….Davalı temlik veren ……… ile dava dışı asıl borçlu davalı ……… arasında 20/02/2006 tarihli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacı …’ın da bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davacının kefaletinin kefalet tarihindeki mevzuata göre usule ve yasaya uygun olduğu, kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı ……..’e 17/02/2007 vadeli 25.000,00TL tutarında 773 referans numaralı kredinin kullandırıldığı ancak vade tarihinde ödeme yapılmaması üzerine hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiği, davacı … için düzenlenen kat ihtarnamesi usulünce tebliğ edilmediğinden davacının icra takip tarihi olan 16/01/2008 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, takibin kesinleşmesi üzerine davacı …’ın iki adet taşınmazının Eskil İcra Dairesinin …… talimat sayılı dosyasında alacağa mahsuben temlik alan davalı ……… tarafından satın alındığı, toplam ihale bedeli olan 231.000,00TL’nin dava konusu icra dosyasına 12/10/2015 tarihinde girdiği, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamada belirtilen tarihteki dosya borcunun 222.878,35 TL olması nedeniyle bakiye satış bedelinin davacı … vekiline 24/12/2015 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından her ne kadar davacının sorumluluğunun yalnızca kefalet limiti olan 35.000,00TL ile sınırlı olduğu davacıdan bunun haricinde bir talepte bulunulamayacağı belirtilmiş ise de Borçlar Kanunun emredici hükümleri ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre kredi sözleşmesinin müteselsil kefili kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağından ayrıca temerrütten sonra yapılacak ödemeler öncelikle faiz borcuna mahsup edileceğinden davacı vekilinin iddiası uygun bulunmamıştır. Dosya kapsamındaki delillere, bankacılık mevzuatı ve uygulamalarına uygun olan ve mahkememizce benimsenen bankacı bilirkişinin 29/07/2020 tarihli raporunda belirtildiği üzere dava tarihi itibariyle davacı …’ın sorumlu olduğu miktar 35.000,00TL ana para, 147.591,11TL temerrüt faizi, 7.379,55TL BSMV olmak üzere toplam 189.970,66TL olmasına rağmen icra dosyasında yapılan satışla birlikte davacıdan tahsil edilen paranın 222.878,35TL olduğu tespit edildiğinden davacından fazla tahsil edilen 32.907,69TL’nin davalıdan geri alınmasına karar vermek gerekmiştir….” gerekçesiyle davanın davacı … yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın davacı … yönünden kısmen kabulü ile; 32.907,69 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yasal şartları oluşmadığından dava tarafları aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle, davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair karara ve yasal şartları oluşmadığından müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmemesine dair kararın doğru olduğunu, bu konuda istinaf yoluna başvurmadıklarını, takibe konu dosya alacağının kefilin sorumluluğunu aşmadığını, müşterek ve müteselsil kefillerin; ilamsız takipte asıl borç ve ferilerinden sorumlu olduklarını, takibe giren rakamın akdi faiz eklenerek hesaplandığını, kefalet limiti olan anapara miktarının üzerinde bir rakam ile takibe geçilmediği gözetilerek yeniden hesap bilirkişisi ya da icra müdürlüğünce satış tarihi itibarı ile dosya hesabının yapılması halinde kredi limitinin üzerinde bir tahsilatın kefil …’dan tahsil edilmediğinin anlaşılacağını, ancak yerel mahkemece taleplerinin reddedildiğini, … müşterek ve müteselsil kefil olup 35.000 TL için işleyen akdi faiz ve temerrüt faizinden sorumlu olduklarını, dosyada satış masrafları ve icra giderleri ile vekalet ücreti eklendiğinde borçlunun istirdat talep edebileceği bir rakam kalmadığını, kefalet limiti olan anapara miktarının üzerinde bir rakam ile takibe geçilmediği gözetilerek yeniden hesap yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdini taraflarınca talep edilmiş ise de taleplerinin mahkemece reddedildiğini, davacı vekilinin fazla tahsilat yapıldığı iddialarının tamamen soyut ve dayanaktan yoksun iddialar olduğunu, müvekkili şirketin harçtan muaf olduğunu, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; iş bu dilekçelerin kabulü ile, istinaf nedenleri doğrultusunda kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı …’ın istinaf başvurusunun istinaf harçlarını verilen bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığından bahisle ilk derece mahkemesince yapılmamış sayılmasına karar verildiği, davacının ek kararı istinaf etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Kefilin, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, kefilin; takipten önce temerrüde düşürülmemişse hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faizden limiti dahilinde sorumlu olduğu, temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olduğu, asıl borçlu yönünden sözleşmede, belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı, bilirkişi tarafından kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdüne göre hesaplaması yapılmış ise de bilirkişi tarafından takip masrafları ile ilgili bir hesaplama yapılmadığı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 19/01/2023 tarih 2021/5937 Esas 2023/410 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi …….. harçtan muaf olduğundan davalının istinaf başvuru talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, bilirkişiden takip masrafları ile ilgili hesaplama yapılması hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2020 tarih …… Esas ……. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı harçtan muaf olduğundan harç ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır