Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/569 E. 2023/1522 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …- …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
YAZIM TARİHİ : 12/07/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 21/02/2022 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; senetten de açıkça anlaşdacağı üzere uyuşmazlık halinde yetkili mahkeme İstanbul mahkemeleri olduğunu, taraflar açıkça yetkili yeri İstanbul olarak belirttiklerini ve iş bu duruma mutabık olduklarını da senet üzerinde kayda aldıklarını, kaldı ki genel yetki kuralı çerçevesinde bakıldığı takdirde kambiyo senetlerine ilişkin takipte genel yetki borçlunun yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bonoya dayalı takiplerde borçlunun ikametgahının bulunduğu yer, bonoda öngörülen yerin bonoda gösterilen ödeme yerinde veya bonoda ödeme yeri gösterilmemişse bononun düzenlendiği yer icra dairesinde takip yapılabileceğini, müvekkili aleyhine yapılan icra takibi sebebiyle müvekkilin banıka hesapları dahil hacizli durumda olduğunu, müvekkil, mağdur durumda olduğunu, ivedilikle mağduriyetinin giderilmesinin gerektiğini, müvekkil aleyhine başlatılan haksız icra takibinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması taleplerinin mevcut olduğunu, bu nedenlerle yetkisiz yerde açılan icra takibinin yetkili yer olan İstanbul İcra Dairelerine gönderilmesine, müvekkilin davalıya borcunun olmadığının tespitine, icra takibi durdurularak ihtiyati tedbire karar verilmesine, kötü niyetli davalının % 40 tazminata mahkam edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava dilekçesindeki mevcut hususların, müvekkil aleyhine veya davacı lehine olan kısımlarını kabul etmediklerini, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, davacının icra takibine karşı süresi içerisinde yetki itirazında bulunmadığını, dolayısıyla artık takibin başlatıldığı Konya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, müvekkilin aleyhine veya davacı lehine olan kısımlara dair itiraz, istinaf, temyiz ve diğer kanun yollarına başvurma hakları ile fazlaya dair hakları saklı tuttuklarını, taraflarınca, davacı … ve yetkilisi olduğu dava dışı/borçlu … Ltd. Şti. aleyhine, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra yoluyla icra takibi başlatıldığını, ilgili dosya, borçlular tarafından müvekkile lehine keşide edilen 19.04.2021 keşide tarihli, 31.08.2021 ödeme tarihli 9.975,76 TL bedelli bono üzerinden başlatıldığını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile; öncelikle haksız ve kötü niyetle ikame edilmiş olan davanın reddine, davacı aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… Mevcut delil durumu itibariyle taraflar arasındaki düzenlenen takibe konu bono üzerindeki imzaların tamamının, davacı …’ya ait olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın esas konusunun davacı asilin avalist konumunda olup olmayacağına ilişkindir.
Tüzel kişi borçluların keşideci olduğu senetler üzerindeki iki imzanın bulunması farklı sonuçlar doğurmakta olup, senede atılan ikinci imzanın bulunduğu yer hukuki sonucu etkilemektedir. Senette bulunan ikinci imza bazı durumlarda ticari şirket adına senet vererek borçlanan borçluyu da alacaklıya karşı şahsen sorumlu hale getirmektedir. Şirket için düzenlenen senetler şirket kaşesinin dışında bulunan ikinci imza şirket lehine aval niteliğindedir. Şirket kaşesi üzerine atılan imza ile şirket borçlu olur, ancak kaşe dışına atılan ikinci imza ile bonoyu düzenleyen şirket yetkilisi gerçek kişi de senet metnine dahil olan borçtan şahsen sorumlu olur.
Dava konusu bono yukarıda incelemeleri yapıldığı üzere 2 adet borçlu imzasına haiz olup, bu imzalardan bir tanesi şirket kaşesi üzerinde, diğeri ise senet metninde boş alandadır. Dolayısıyla davacı şirket yetkilisinin ilgili bonodan dolayı şirket ile birlikte aval sıfatıyla tüm borçtan sorumlu olduğu, senet metninde iki adet şirket kaşesinin bulunmuş olmasının, imzanın bulunduğu yer itibariyle sonucu etkileyemeyeceği takdir ve kanaatine varılarak davanın reddine ….” gerekçesiyle karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkisiz yerde başlatıldığına ilişkin itirazlarını tekrar ettiği, müvekkilinin şahsı özelinde borcunun bulunmadığını, borçlu şirketin limited şirket olup ortakların şirket borçlarından sorumlu olmadığını, senette bulunan müvekkiline ait imzalar incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin her iki imzasının da şirket kaşesini kapsamakta olduğunu, karşı tarafın şirket borcuna ilişkin tahsilatı yapmaktan ziyade müvekkilinin şahsı özeline zarar vermek amacında olduğunu, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talepli eldeki menfi tespit davası açılmıştır. Davacı Konya icra müdürlüğünün yetkili olmadığı, İstanbul icra müdürlüğünün takipte yetkili olduğu, takip konusu bonoda imzası nedeniyle şahsen sorumlu tutulamayacağı iddiasında bulunmuştur.
İcra müdürlüklerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. Alacaklının yetkisiz bir icra müdürlüğünde takip yapması hâlinde icra müdürlüğü yetkisizliğini kendiliğinden gözetemez; borçlunun icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu itiraz yolu (İİK md. 62; 168/1-5) ile İcra Hukuk Mahkemesinde ileri sürmesi gerekir (HGK 2022/12-77 E. – 2023/357 K. Sayılı kararı). Menfi tespit davasında icra müdürlüğünün yetkisizliğinin ileri sürülmesi mümkün değildir.
İcra takibine konu bononun incelenmesinde, keşidecisinin dava dışı … Şti. Olduğu, bononun alt-sol düzenleyen kısmında dava dışı şirket kaşesi bulunduğu, bu kaşe üzerinde imza olmadığı, bononun alt sağ kısmında yine dava dışı şirketin kaşesi ve üzerinde imza bulunduğu, aynı imzanın şirket kaşesi altında, boş kısımda da yer aldığı görülmüş olup, senedin tanzim tarihi itibarıyla davacının, dava dışı … Ltd. Şti. yetkilisi olduğu ve senet üzerinde imzalardan birisinin şirket kaşesi üzerine, diğerinin açığa atıldığı dikkate alındığında hem davacının , hem de dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’nin senetten sorumlu olduğunun kabulü gerekeceği (benzer Y.11. HD 2021/5614 E. – 2023/81 K. Sayılı kararı), bu itibarla, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 269,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,1‬0 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/07/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
(Muhalif)
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

M.Y.

MUHALEFET ŞERHİ: Davacının dava dilekçesinde icra dairesinin yetkisiz olduğunu belirterek yetkisiz yerde açıdan icra takibinin yetkili yer olan İstanbul İcra Dairelerine gönderilmesi talebinde bulunduğu, 2004 sayılı İİK’nun 168/5 maddesi gereğince kambiyo senetlerine ilişkin takipte icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın İcra Hukuk Mahkemesince inceleneceği, bu nedenle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın tefrik edilerek bu talep yönünden görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e-imzalıdır