Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/533 E. 2022/972 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2022
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
YAZIM TARİHİ : 10/06/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 15/02/2022 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Ltd.Şti. nin Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu, taraflar arasında devam ede gelen ticaret nedeni ile 2012 -2013 vd muavin defter kayıtlarına göre alacak aslı olarak 133.381,13 TL borcunu ve faizini müvekkil şirkete ödemediğini, bu durum üzerine davalı şirket aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin muavin defter kayıtlarına dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalının vekili aracılığı ile 20.07.2018 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu nedenlerle davalının Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının icra takibine yaptığı itirazının iptalini, davalının takip konusu borcu ödeme tarihinden itibaren takip dosyasından belirtilen % 9 yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği 29/07/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle davayı ıslah ederek alacak davası olarak yürütülmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 2010 yılında başlayıp devam eden bir ticari ilişki olduğunu, davacı şirket bu ticari ilişkide 2012 yılı muavin defter kayıtlarını delil göstererek davalı şirket hakkında Konya …İcra Müdürlüğünün … + Esas sayılı dosyası ilamsız icra takibi yaptığını, davalının 20.07.2018 tarihli yasal süresindeki itirazı üzerine takibin durduğunu ve itiraz evrakının da icra dosyasından alacaklı vekiline 25.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacı vekilinin hem yapılan takibin takip talebinde hem de dava dilekçesi içeriği ile dava dilekçesinin deliller kısmında davalı şirketin 2012 yılı muavin kayıtlarına dayandığını, bu durumda davacı tarafın takip talebindeki talepleri ve dava dilekçesinde beyan ve delilleri ile bağlı olduğunu, bunların dışında delil ve beyan sunmasının alacağına dayanak göstermesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı taraf olarak buna muvafakatlerinin olmadığını, bu nedenlerle davacının davasının öncelikle usulden reddini, davacının davasının esastan reddini, davacı tarafın %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderli ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davaya dayanak T.C. Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında ödeme emrinin davalı/borçluya 18/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu tarafından yasal süre içerisinde 20/07/2018 tarihinde borca itiraz üzerine takibin durduğu, davalı/borçlunun borca yapmış olduğu itirazın ise 25/07/2018 tarihinde usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edildiği, amir kanun hükmü ve Yüksek Mahkeme içtihatlarında ifade edildiği üzere itirazın iptali davsının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, hak düşürücü sürenin borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklı/davacıya tebliğ edildiği 25/07/2018 tarihinde başladığı ve 25/07/2019 tarihinde sona erdiği, her ne kadar hak düşürücü sürenin sona erdiği tarih adli tatil içerisinde ise de gerek Doktrinde gerekse de Yüksek Mahkeme içtihatlarında ifade edildiği üzere maddi hukuka ilişkin kanunların tayin ettikleri hak düşürücü sürelerin bitmesi adli tatil zamanına rastlarsa bunların adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta uzamış sayılmasına imkan olmadığı ve davacının davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 2004 Sayılı Kanunun 67/1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı tarafından 29/07/2021 tarihinde davanın alacak davası olarak ıslah edildiği ifade edilmiş ise de; Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları gereğince itirazın iptali davalarının ıslah ile alacak davalarına dönüştürülmesinin mümkün olduğu LAKİN; Yukarıda detayı verilen T.C. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 23/01/2017 Tarih ve 2016/8970 Esas-2017/314 Karar sayılı ilamı, T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/12/2021 Tarih ve 2020/4343 Esas-2021/7125 Karar sayılı ilamı, T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 22/11/2019 Tarih ve 2017/3332 Esas-2019/2574 Karar sayılı ilamı ve T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11/02/2021 Tarih ve 2020/7412 Esas-2021/1279 Karar sayılı ilamından da açıkça anlaşıldığı üzere itirazın iptali davası için geçerli olan ve itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması kuralının ıslah için de geçerli olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak itirazın iptali davası açılmışsa bile yine de ıslah 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiği, somut olayda ise davacının ıslah dilekçesinin 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan çok sonra 29/07/2021 tarihinde yapması karşısında bu yöndeki talepleri de usul ve yasaya uygun görülmediğinden davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması ve ıslah edilmemesi sebepleriyle Mahkememizde oluşan vicdani kanaatin tezahürü olarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 maddesi delaletiyle 2004 Sayılı Kanunun 67/1 maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, yasal şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme itirazın iptali davasının, itirazın tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verdiğini, kararı verirken de sürenin son gününün adli tatile rastladığını, İİK’de düzenlenen süreler yönünden adli tatil nedeniyle uzama olmayacağını, sadece HMK’da düzenlenen süreler için adli tatil nedeniyle uzamanın söz konusu olduğunu belirttiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar yerel mahkeme davayı itirazın iptali davası olarak nitelemişse de 29/07/2021 tarihinde yaptıkları ıslahı yanlış değerlendirildiğini, bahsi geçen ıslah davanın ıslahı olduğunu, itirazın iptali davası ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğünü, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın tamamen ıslah edilmesi hâlinde, dava dilekçesi dâhil yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılacağını, bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekeceğini, dolayısıyla ıslah yoluyla itirazın iptaline ilişkin davalarının alacak davasına dönüştürülmesi dikkate alınarak davalarının süresinde olduğunun açık olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulü ile müvekkili şirketin davalı şirketten 133.381,13 TL asıl alacak 66.599,20 TL faiz alacağı olmak üzere toplamda 199.980,33 alacağının tespiti ile işletilecek %9 yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre dava önce itirazın iptali davası olarak açılmış olup, daha sonra davacı tarafça ıslahla alacak davasına dönüştürülmüştür.
İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi itirazın iptali davasının ıslah ile alacak davasına dönüştürülmesi mümkündür.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince ıslahın, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ve bu konuda bir kısım Yargıtay ve istinaf kararları gerekçe olarak gösterilmiş ise de söz konusu Yargıtay ve istinaf kararlarında bahsedilen ıslah, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılması ve ıslahla müddeabihin artırılması ile ilgilidir. Yani bu tür ıslahta dava yine itirazın iptali davası olarak kalmaya devam etmektedir. Halbuki somut olayda başlangıçta itirazın iptali davası olarak açılan dava ıslahla alacak davasına dönüştürülmüş olup, artık dava alacak davası olarak görülecektir. Buradaki ıslahta 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama yeri yoktur.
Bu sebeple davanın ıslahla alacak davasına dönüştürüldüğü ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı göz önüne alındığında, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili alacak davası olarak esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih … Esas …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç